bir süredir yine müziğin tanrıçası ve ekibi müthiş audiovisiual'lar ile insanüstü işler yapmaktalar ve kasım'a kadar bütün albümü dinlemiş olacağız. nasıl bir heyecandır her bir diğer video'yu beklemek!
gay adamlardan korkar oldum sözlük. her gün ayrı bir kafa, her gün ayrı bir saçmalıkla karşılaşır oldum şu sıralar. nerede bıraktı bu insanlar beyinlerini, ben de götürüp oraya teslim etmek istiyorum ki aynı kafayı yaşayıp, en azından korku durumundan kurtulabileyim.
her ne kadar erken kalkmak zorunda kalsamda, bulunduğum süreç boyunca oldukça zevk aldığım; güzel insanları tanımama sebep olan zirve. * bir sonraki zirvelerde daha uzun kalma sözüyle, gelen herkese bir kez daha teşekkür ederek görüşmek üzere sevgili yazarlar. *
evet, sevgili ankara sözlük yazarları ile tekrardan bir toplaşma, kaynaşma zirvesi yapmanın vakti geldi gibi sanki. hem böylece, yeni yıllarımızı da kutlamış oluruz. * tarih olarak 21-22 aralık tarihleri benim için uygundur. saat ve mekan kararını da hep beraberce almak pek daha mantıklı olacak gibi. hadi bakalım ankara yazarları, yeni bir zirve vakti. *
bir yandan dershane kapatmaktan bahseden milli egitim, diger yandan 4+4+4 gibi ogrencilerin daha cok dershaneye ihtiyac duyacagi sacmasapan bir sisteme gecis yapiyor. neresinden tutarsaniz tutun, ulke sinirlarimizda ki sozde egitimin aksakliklarini diger dunya ulkelerinde nadir gorebilirsiniz.
aynı zamanda gamer'ların tercih ettiği * bir notebook markası *. araba fiyatına notebook satmaktadır kendileri. hatta bir aralar notebook alana araba hediye şeklinde kampanyaları olduğuna dair dedikodular bile dönmekteydi.
çaresizliğin dibine vurmak olarak da yorumlanabilir kanımca. ağlayınca da rahatlayacağını bilememe ile de karışırsa o zaman işte o an dünyan gerçekten sikilebiliyor. neye, kime sardıracağını şaşırabiliyorsun, zibilyon tane düşünce bir yandan da beynini sikmekle meşgul elbette. evrenin düzenini sorgulamaya kadar giden bir döngü oluşturuyor; sonrasında bir şekilde hayatına kaldığın yerden devam edince de ne kadar garip yaratıklar olduğumuzu bir kez daha anlıyoruz sanki.
maynard'ın muhteşem projelerinden bir tanesi olmakta bu da. son nefesimi ciddi anlamda maynard dinleyerek vermek istiyorum. hele bir de orestes ile verirsem o son nefesi, gülerek yer yüzünden silinebilirim.
isveç'in böğründen kopmuş avant-garde tarzda müzik icra eden grup. dinlenesi ve dinlettirilesi. senfoni ve metali bir araya bu kadar iyi getiren nadir gruplardan bir tanesi olmaktalar. 2003'ten bu yana aktifler ve şu ana kadar 2012'de ki son albümleri olan pandora's piñata ile birlikte toplam 3 albümleri bulunmaktadır. diğer albümleri ise the butcher's ballroom ve sing along songs for the damned & delirious'dur. kimi zaman jazz etkileri bile görebiliyoruz parçalarında. her eve lazım türden, muhakkak müzik arşiviniz de bulundurmanız gerektğini düşündüğüm şahane bir topluluk daha kanımca.
insanları aşağılık kompleksine sokabilen durum. her azıcık dille ilgisi olan kendini bir süreden sonra native-like gibi sanmaya başlayıp 'şakır şakır konuşuyorum lan ben' moduna giriyor anlamakta güçlük çektiğim sebeblerden ötürü. bir de british accent'lardan biriyle konuşmaya çalışanları olmuyor mu; boğmada ne yap yani şimdi?
bunun söylediğine inanıp inanmamakla alakalı olduğunu anlayamayacak kadar beyinin bazı insanlarda gerekli fonksiyonlarını yeterli düzeyde(ki hatta burada ki örnekte hiç) yerine getirememesi aslında her taşın altından 'faşizm' diye çıkmakla tamamıyla doğru orantılı bir durum. ve görüldüğü gibi bu tür, bi' anda kişisel oynamaya da başlayabilir karşı tarafın sinirlerini bir şekilde ele geçirebilmek için- ki sonrasında 'asjdhasjdhsajd bak sinirlendin hemen, çok faşistsin sen :( :(' diyebilsin diye.
oduncu gömleği olarak adlandırılan gömleklerin sebep olduğu durum. kışın daha bir sabırsızlıkla beklenmesine sebep oluyor sanırım bu gömlekler, seviyorum sizleri.