şahsen öyle çok da coldplay düşkünü bir insan değilim. ancak bu şarkı açık ara bu grubun yaptığı en iyi beş şarkıdan biridir. grubun viva la vida or death and all his friends adlı dördüncü albümünden yayınlanan ilk teklidir. klibi de etna yanardağında çekilmiştir...
was a long and dark december from the rooftops, i remember there was snow, white snow clearly, i remember from the windows, they were watching while we froze down below when the future's architectured by a carnival of idiots on show you'd better lie low
if you love me won't you let me know?
was a long and dark december when the banks became cathedrals and the fog became god priests clutched onto bibles and went out to fit their rifles and the cross was held aloft bury me in honor when i'm dead and hit the ground a love back home unfolds
if you love me won't you let me know?
i don't want to be a soldier with the captain of some sinking ship with snow, far below
so if you love me why'd you let me go?
i took my love down to violet hill there we sat in snow all that time, she was silent still
i cut your nails and comb your hair i carry you down the stairs i wanted to see right through from the other side i wanted to walk a trail with no end in sight
the moment we believe that we have never met another kind of love it's easy to forget when we are all alone then we do both agree we have a thing in common this was meant to be
you close my eyes and soothe my ears you heal my wounds and dry my tears on the inside of this marble house i grow and the seeds i sow will grow up prisoners too
the moment we believe that we have never met another kind of love it's easy to forget when we are all alone then we do both agree we have a thing in common this was meant to be
now where's your shoulder what is it's name what's your scent say it again if it goes faster can you still follow me it must be safe when it's on tv
i raise my hands to heaven of curiosity i don't know what to ask for what has it got for me? the others say we're hiding it's as forward as can be some things i do for money some things i do for free
isimlerini almanların ünlü dresden bebeklerinden alan ve brechtian punk cabaret icra eden amerikalı duo. şahsen ben çok sevmesem de gayet iyi ve de orijinal işler yapıyor kendileri. özellikle canlı performansları bir hayli başarılı. albümleri şöyle efendim,
the dresden dolls (2001)* the dresden dolls (2003) a is for accident (2003)* yes, virginia... (2006) no, virginia... (2008)*
you say that the evil left you behind your heart broken, a part of you died
keep your arms around me and softly say can we dance upon the tables again?
when you smile so wide your heels are so high you cant cry, get your glad rags on and lets sing along to that lonely song is a train that crashed my heart youre the glitter in the dark
uh, laura youre more than a su?erstar and in this horror show ive got to let you know uh laura youre more than a superstar
we seen each other stuck in a pale blue dream and your tears feel hard on my bed sheets keep your arms around me and softly say can we dance upon the tables again?
when you smile so wide your heels are so high you cant cry but youre glad vibes on and lets sing along to that lonely song youre the train that crashed my heart youre the glitter in the dark uh, laura youre more than a superstar youll be famous for longer and then your name is tattooed on every boys skin uh, laura youre more than a superstar
youre the train that crashed my heart youre the glitter in the dark uh, laura youre more than a su?erstar and in this horror show ive got to let you know uh laura youre more than a superstar youre more than a superstar
kadının dibi, ablaların sultanı.* kendisini ''zorunda mıyım?'' ile bilenler de vardır, flash tv'de yaptığı efsanevi programı kadere mahkumlar ile de.. kim ne derse desin komik ve eğlenceli bir kadın. eski pornocularımızdan olan dilber ay ile bir alakası yoktur.
grimm kardeşler versiyonunu hemen hemen hepimizin bildiği bir masal. tabi ki tüm masallar gibi onlarca versiyonu bulunmaktadır. bir versiyonunda prenses tecavüze bile uğramakta, uykusunda çocuk* doğurmaktadır. edgar allan poe'nun pek bilinmeyen bir şiiridir. yine tchaikovsky'nin el attığı çok sevilen bir klasik baledir. bir de hastası olduğum emily browning'in baş rolünü oynadığı julia leigh'in kendi romanından uyarlayıp yönettiği güzel bir filmdir..
içlerinde en çok bilineni lezce sanırım. tuhaf bir yer aslında. birbiriyle alakasız onlarca insan..alakasız derken bir kısım fake, bir kısım daha kendisini kabullenememiş, bir kısım amaçsızca geziniyor ortada.. zaman zaman çok komik mesajlar gelebiliyor kullanıcılardan. bunun yanı sıra bir de gaydargirls var sıkça kullanılan..ama o biraz daha meşakkatli olduğu için pek tercih edilmiyor ülkemizdeki lezbiyenler tarafından..
pek çok kişinin haklarında biraz da olsa yanıldığı lezbiyenlerdir. halet-i ruhiye ve görüntü bakımından aktif lezbiyen olan bir sevgilim ve etrafımda da sayıları pek de az olmayan aktif lezbiyen arkadaşlarım var. gerek kendi ilişkimden gerekse arkadaşlarımdan ve onların ilişkilerinden yola çıkarak net bir şekilde söyleyebilirim ki, aktif lezbiyenler öyle pek de ''çüküm olsun, tüm kızları düdükleyeyim'' tarzında insanlar değiller. ve pek çoğu bu aktif - pasif lezbiyen durumunu saçma buluyor. örneğin aktifler kendilerine dokunulmasından hoşlanmaz, sevişirken soyunmaz diye bir düşünce var. birincisi bu külliyen yalan. çünkü birbirini seven ve bu sevgiyle sevişen insanlar -normal olarak- birbirlerine dokunmak, temas etmek, öpmek koklamak isterler. bu durumda da kalkıp size ''ay mememi elleme'' mi diyecek allasen. karşındaki insanı seviyorsan, istiyorsan o insan her şeyiyle senindir zaten. ha memelerini bantlayan, bandajla saran, bir kaç adım ileriye gidip memelerini tamamen aldıran aktifler de yok mu, var tabi ki. ancak onların durumunun daha farklı bir durum olduğuna inanıyorum şahsen. çünkü onlar kadın olmaktan memnun değil. bunu şöyle düşünün, pek çok gay var cinsiyet değiştirmek için her hangi bir arzu duymayan ve erkek olmaktan mutlu olan. ama bir de erkek bedeninde kadın ruhunu taşıyan ve hapsoldukları bedenden memnun olmayanlar var. bu memelerini, popolarını ve vajinalarını kabul etmeyen, edemeyen ve de haliyle en ufak bir temastan bile kaçınan aktifler de onlar gibi daha farklı mental ve ruhsal durumların içindeler.. yine bunların yanı sıra aktiflerin hepsi orange county choppers'da izlediğiniz fat boy'lar gibi değildir. evet kamyoncu lezbiyen dediğimiz bir grup var ama onları epey bir ayrı tutuyorum. neyse konumuza döneyim, gerek dünyada gerekse ülkemizde gayet güzel ve seksi aktifler var. bakın yakışıklı demiyorum, güzel diyorum. aktifler diye hepsi apaçi gibi saçları olan break dansçı komançero oğlan şeklinde gezmiyorlar. geçenlerde bir hayli aktif bir kızla tanıştık. kendisi gayet de taş gibi bir fiziğe sahipti, beline kadar saçları ve renkli gözleri ile de pek çok erkeği kendine çekebilecek güzellikteydi. ha ama dediğim gibi kendisi epey* bir aktifti. fiziksel görüntünün ve yataktaki durumların da ötesinde aktif veyahut pasif olmak ilişkinin dinamiği ile alakalı bir durumdur. hetero veya eşcinsel olsun hiç fark etmez. bir ilişkide her zaman bir taraf lokomotiftir, ilişkiyi çekip çevirir, sarar sarmalar.. neyse lafı çok uzattım, işin özü öyle aktif lezbiyenlik yataktaki hakimiyetle ya da kısa saçta, götü düşük pantolonda biten bir durum değildir..
klavikula. ya da bilinen adıyla köprücük kemiği..skinny kadınlarda o kemiklerin çıkık hali, o çıkıntının üst kısmındaki boşluk..beni benden alıyor anlayacağınız..
güzel el ve kol kombinasyonu. ince uzun parmaklar ve damarları hafif belirgin kollar..
küçük kalkık burun ve çil kombinasyonu. parmağınızı o küçük ve kalkık burnun üstünde gezdirme ve ardından da çillerden öpme hareketiyle tamamlanabilecek güzel bir durum..
sunday morning, praise the dawning it's just a restless feeling by my side early dawning, sunday morning it's just the wasted years so close behind watch out, the world's behind you there's always someone around you who will call it's nothing at all sunday morning and i'm falling i've got a feeling i don't want to know early dawning, sunday morning it's all the streets you crossed, not so long ago watch out, the world's behind you there's always someone around you who will call it's nothing at all watch out, the world's behind you there's always someone around you who will call it's nothing at all sunday morning sunday morning sunday morning
sürekli kafamda dönüp duran ed sheeran şarkısı. çok iyi bir şarkı değil ama video klibi öyle güzel ki..alın işte hem sözleri hem de klibi..
give me love like her, 'cause lately i've been waking up alone, paint splattered teardrops on my shirt, told you i'd let them go, and that i'll fight my corner, maybe tonight i'll call ya, after my blood turns into alcohol, no, i just wanna hold ya.
give a little time to me or burn this out, we'll play hide and seek to turn this around, all i want is the taste that your lips allow, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love.
give me love like never before, 'cause lately i've been craving more, and it's been a while but i still feel the same, maybe i should let you go, you know i'll fight my corner, and that tonight i'll call ya, after my blood is drowning in alcohol, no i just wanna hold ya.
give a little time to me or burn this out, we'll play hide and seek to turn this around, all i want is the taste that your lips allow, my, my, my, my, oh give me love, give a little time to me, or burn this out, we'll play hide and seek to turn this around, all i want is the taste that your lips allow, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my my, my, my, oh give me love.
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover, m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover, m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover, m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover.
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover, m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover, m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover, m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (love me, love me, love me).
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love), m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love), m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love, love me), m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love).
my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love, my, my, my, my, oh give me love
of all the money that e'er i had i've spent it in good company and all the harm that e'er i've done alas it was to none but me and all i've done for want of wit to memory now i can't recall so fill to me the parting glass good night and joy be with you all
of all the comrades that ever i had they are sorry for my going away and all the sweethearts that ever i had they would wish me one more day to stay but since it falls unto my lot that i should rise and you should not i'll gently rise and i'll softly call good night and joy be with you all
a man may drink and not be drunk a man may fight and not be slain a man may court a pretty girl and perhaps be welcomed back again but since it has so ought to be by a time to rise and a time to fall come fill to me the parting glass good night and joy be with you all good night and joy be with you all
björk'ün vespertine albümünün beşinci şarkısı. sanırım björk'ün bugüne kadar yaptığı en güçlü ve şiddetli eseri..kaotik, esrik, saplantılı ve bir o kadar da sado mazoşist bir aşkı anlatan şarkının video klibi de tüm zamanların en iyi kliplerinden biri sayılabilir kanımca. videonun başında soyutlanmış bir cinsel ilişkiden sahneler vardır ve bu ilişki björk ve sevgilisi matthew barney arasında geçmektedir. video da björk'ün nipple piercinglerini de görebiliriz.. her şey bir yana, tek bir dokunuşla aşık olabilmeyi, kendi kendine kırılmayı anlatan, zedelenmiş ruhları iyice kanırtan, kendini korumayı bilmeyenlerin kalplerini ve ruhlarını şiddetle uzak tutması gereken şarkıdır.
italyan yönetmen dario argento'nun, kendisi gibi yönetmenlik, oyunculuk hatta dj'lik yapan, dikkat çekici hiç bir özelliği olmamasına rağmen akıl almaz bir seksapaliteye sahip, babası tarafından yönetilen trauma ve the phantom of the opera filmlerinde aldığı rolleri, marilyn manson'a çektiği video klibi, enteresan dövmeleri, brian molko ile yaptığı je t'aime moi non plus düeti, this picture video klibinde yer alması ve beraber yayınlanan fotoğrafları ile kısa zamanda alt kültürün ikonlarından birine dönüşmüş harika ve bir o kadar da arıza olan kadın..
pek çok kişinin haklarında biraz da olsa yanıldığı lezbiyenlerdir. halet-i ruhiye ve görüntü bakımından aktif lezbiyen olan bir sevgilim ve etrafımda da sayıları pek de az olmayan aktif lezbiyen arkadaşlarım var. gerek kendi ilişkimden gerekse arkadaşlarımdan ve onların ilişkilerinden yola çıkarak net bir şekilde söyleyebilirim ki, aktif lezbiyenler öyle pek de ''çüküm olsun, tüm kızları düdükleyeyim'' tarzında insanlar değiller. ve pek çoğu bu aktif - pasif lezbiyen durumunu saçma buluyor. örneğin aktifler kendilerine dokunulmasından hoşlanmaz, sevişirken soyunmaz diye bir düşünce var. birincisi bu külliyen yalan. çünkü birbirini seven ve bu sevgiyle sevişen insanlar -normal olarak- birbirlerine dokunmak, temas etmek, öpmek koklamak isterler. bu durumda da kalkıp size ''ay mememi elleme'' mi diyecek allasen. karşındaki insanı seviyorsan, istiyorsan o insan her şeyiyle senindir zaten. ha memelerini bantlayan, bandajla saran, bir kaç adım ileriye gidip memelerini tamamen aldıran aktifler de yok mu, var tabi ki. ancak onların durumunun daha farklı bir durum olduğuna inanıyorum şahsen. çünkü onlar kadın olmaktan memnun değil. bunu şöyle düşünün, pek çok gay var cinsiyet değiştirmek için her hangi bir arzu duymayan ve erkek olmaktan mutlu olan. ama bir de erkek bedeninde kadın ruhunu taşıyan ve hapsoldukları bedenden memnun olmayanlar var. bu memelerini, popolarını ve vajinalarını kabul etmeyen, edemeyen ve de haliyle en ufak bir temastan bile kaçınan aktifler de onlar gibi daha farklı mental ve ruhsal durumların içindeler.. yine bunların yanı sıra aktiflerin hepsi orange county choppers'da izlediğiniz fat boy'lar gibi değildir. evet kamyoncu lezbiyen dediğimiz bir grup var ama onları epey bir ayrı tutuyorum. neyse konumuza döneyim, gerek dünyada gerekse ülkemizde gayet güzel ve seksi aktifler var. bakın yakışıklı demiyorum, güzel diyorum. aktifler diye hepsi apaçi gibi saçları olan break dansçı komançero oğlan şeklinde gezmiyorlar. geçenlerde bir hayli aktif bir kızla tanıştık. kendisi gayet de taş gibi bir fiziğe sahipti, beline kadar saçları ve renkli gözleri ile de pek çok erkeği kendine çekebilecek güzellikteydi. ha ama dediğim gibi kendisi epey* bir aktifti. fiziksel görüntünün ve yataktaki durumların da ötesinde aktif veyahut pasif olmak ilişkinin dinamiği ile alakalı bir durumdur. hetero veya eşcinsel olsun hiç fark etmez. bir ilişkide her zaman bir taraf lokomotiftir, ilişkiyi çekip çevirir, sarar sarmalar.. neyse lafı çok uzattım, işin özü öyle aktif lezbiyenlik yataktaki hakimiyetle ya da kısa saçta, götü düşük pantolonda biten bir durum değildir..
aslında the velvet underground ismine sahip olan ama the'sı hep atlanan grup. the velvets olarak da rastlanabilir kendilerine..ahh ahh şimdi nereden başlasam da bunları anlatsam..nico'ya mı değinsem, sayın warhol'un etkisine mi atlasam, yoksa lou reed'in karanlığına mı dalsam.. şimdi efendim esasen the velvet underground yazar michael leigh'in sadomazoşizm hakkında yazdığı bir kitabın adıdır ancak okumak için new york'a giden john cale ile yolu kesişen lou reed kurdukları gruba da bu adı verirler. daha sonra gruba katılan angus maclisa ile grup adının da hakkını vererek underground ortamlarda bir hayli popüler olmaya başlar. ancak gruba sahne alması için para teklif edildiğinde ve grupta parayı kabul ettiğinde angus ''ben sanat için buradayım, para varsa ben yokum'' gibi triplere girer, grubu bırakır ve onun yerine maureen adlı bir kız gruba dahil olur. underground ve orijinal olan her şeye aç olan andy warhol'un grubu keşfetmesi çok zaman almaz. kendilerini sahneye çıktıkları yerde izler ve henüz hiçbir albümleri bile olmayan bu grubun menajeri olmayı teklif eder. tabi ki warhol o dönem için reddedilemeyecek bir efsanedir ve grup bu teklifi haklı olarak kabul eder. warhol o dönem kendisi için bir hayli önemli olan nico'yu da gruba katar. ancak lou reed'in egosu, nico ile olan tuhaf ilişkisi ve andy warhol'un kadınlarıyla olan bir o kadar tuhaf bağı grubun üstüne gölge düşürecektir. warhol'un gücü sayesinde grup bir kaç gün içerisinde the velvet underground and nico albümünü kaydeder. albüm yaklaşık üç bin civarında satmış olsa bile ''bu albümü dinleyen insanların her biri hemen grup kurma isteğiyle tutuşmuştur" denir bu albüm için.. albümün kapak tasarımını tabi ki de andy warhol yapmıştır. kapakta bir muz vardır ve bu tasarımın adı peel slowly and see'dir. ayrıca 1995 senesinde çıkan toplama albümün adı da bu tasarımdan gelmektedir. grup pek çok albüm ve single yayınlamıştır. kendileri gibi dahi, deli, hasta, karanlık, kaotik, tuhaf bir müzik yaratmıştır the velvet underground, ancak kendileri bugün müzik yapan onlarca ismi öyle bir etkilemiştir ki dinlediğimiz her güzel şarkıda biraz lou reed, biraz nico vardır kanımca..