aldatılmak

daha önce de şüphelerim olmasına rağmen, bugün sahte facebook profilini bulduğum 3 yıllık sevgilimle iplerimi koparan olay. insanın boğazı düğümleniyor, salak salak gülmeye başlıyor ve sonuç tabii ki; hüsran. daha önceleri gerek arkadaşlarının uyarılarına kulak tıkayıp, gerek okul arkadaşımla yemek yediğimiz bir restorantta başka biriyle gördüğüm halde buna ihtimal vermeyerek ''yok canım,çok fesatım ben'' diyecek kadar körü körüne aşık ve aptaldım. fakat ben nerden bileyim başkalarıyla kaldığı oteli bile facebookta etiketleyecek kadar şerefsiz olabileceğini. bitti ayrıldık mesajından sonra eve gelip ''sorsan söylerdim'' diyecek kadar da yüzsüz olduğunu da bugün öğrendim. ben çok aptalmışım sevgili ayılar. ama biliyor musunuz içim o kadar rahat ki..3 yılı birlikte geçirdiğimiz gerek iyi gerekse de kötü günler hatta en çok kötü günlerden sonra bu kararı verip üstelik ağlamadan sızlamadan onu hayatımdan çıkarabildiğim için kendimle de gurur duyuyorum ve ağlayamıyorum.

artık eskisi gibi olmayacağım,olamayacağım..bu da size bir örnek olsun istedim ve yazdım..uğruna ölebileceğiniz insanları doğru seçin..belki ben çok aptal ve tecrübesizdim ama dünyada böyle insanlar var.ne yapacağım,onsuz bir hayata nasıl tekrardan başlayacağım bilmiyorum ve bu çok klişe şarkıyı kendime armağan ediyorum;

bir kez yaşandığında tekrar yaşarsın korkusuyla yeni birşeylere başlayamamakla da sonuçlanabiliyor.
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=226503307440018&set=a.104520286304988.9526.104219169668433&type=1&theater
birini aldatırsın, o an öyle yapmak istemişsindir anlıyorum fakat bu ortaya çıktıktan sonra yüzsüzlüğe devam etmenin hiçbir anlamı yoktur. yalvarıp, seni çok seviyorum, beni bırakmalar benim için o kadar önemsiz ki. ki defalarca söylemişim affetmeyeceğim tek şey aldatılmak diye, bunu bile bile yapıyorsan kendin kaşınıyorsun demektir. ah bir de aldatıldığınız insanla konuşma fırsatı bulursanız ve şişirilmiş egolu bir aptalsa, sizinle utanmaz bir şekilde konuşabiliyorsa sadece sinirinizi bozar. hiç gerek yok.

göreceli bir kavramdır... kandırılmakla karıştırılmaması gerekir... başkasıyla aldatılacaksam 'ayrı gayrı olmasın gel grupcuklar kuralım' diyeceğim durumdur
3 gün süren salyalı sümüklü bir depresyondan sonra soluğu fatih parkında almak.
adamın amına koyulmasıdır. bir yandan da aldatmaktan daha iyidir aslında. en azından aktiviteyi sen yapmamışsındır. kişiliksizliği, acizliği, kendine olan saygısızlığı ve buna benzer durumları bünyede hisssedecek olan kesinlikle aldatılan değildir. sadece güven yıkıklığını atlatmaya çalışır. kendine olan saygısı onu çok çabuk hayata bağlar.
insanı tuhaf duygulara sürükleyebilir, kendinizde bir eksiklik aramak gibi, eksikliğin aldatan kişide olmasına rağmen. güven duygusunu zedelediği için sonradan karşınıza çıkan kişilerin günahını da alır. <br> <br>"tabiat bizi her dürttüğünde peşinden gidersek nerde kaldı bizim insanlığımız?"
yenilenmek:yeni saç rengi ,yeni elbiseler,yeni duruş ve en önemlisi yeni bir bakış açısıdır.
verdiği korku yalnızlığımın sebebidir.
kötü bir şeydir. şu ara herkesle konuştuğum konu o. bunu yaşayan kişi için çok üzücü ama boşverin sizi hak etmeyen birinin gerçek yüzünü görmüş oldunuz en azından.
şu ana kadar yaşadığımı düşünmediğim, "çok takmam aslında" deyip içten içe ya olursa kuşkusunu bir türlü içimden atamadığım, birkaç kere kocamın beni kıllandıran hareketlerini yakaladığım ama "aman yapmaz benim kocam" deyip boş geçtiğim, gene de aklımın bir köşesinde duran düşünce.
evdeki kondom sayısını kontrol altına tutarak, aldatılıp aldatılmadığınızı öğrenebilirsiniz. çünkü salak sevgiliniz asla böyle birşeyi kontrol edebileceğinizi bilmez. başıma geldi de ordan biliyorum. herşey sonra örgü söküğü gibi geldi.
yaşanılan bu olay sonrası bir aydınlanma dönemine giren aldatılan kişi toz pembe gözlüklerini bir köşeye bırakarak gerçekleri tüm çıplaklığıyla görme evresine erişir; o körlüklere neden olan uykularından uyanmasının ardından paranoya ve korkularından varettiği hissizliği ileride yaşanacak ilişkilerindeki güvensizliğin temelini inşa ederken acısı geçsin diye beklediği her bir anı boğazına atılan düğümlere bir yenisini daha ekler ve göz pınarlarına bir damla daha olarak yerleşir.
tam 1.5 yıl önce bu başlığa entry girmişim ve "hiç aldatılmadım" yazmışım. hayat tuhaf. sanırım her şey bundan sonra gelişti, evet o entrynin ardından geçen 4-5 ay sonra öğrenmiştim. sevdiğim kişi, ben dahil herkesi aldatıyordu, şu an umrumda mı gerçekten bilmiyorum.
2 yıl boyunca rutin olarak yaşadığım durum. her birinden haberim olup kabullendiğim ve bunun sonucunda karşımdakinin beni pat diye terketmesi sonucunda bana çok iyi ders vermiş olan hadiseler sürüsü..
hiç şikayet edemediğim durumdur bu, aldatıldım hem de gözüme soka soka, derbeder oldum fena oldum ilişki bittiğinde bile düzelemedim, tüm dünyayla bağlantımı kestim, ama şikayet etmedim, etmedim çünkü.....bende aldatmıştım, hatta ilk ben aldattım, bu kadar acı çekmemin sebebi de oydu zaten, kendime kızıyordum kendimi affedemiyordum, ondan ayrılır kurtulurdum ama kendimden kurtulamıyordum, kendime hiç yakıştıramadım, ama aldatılmamın en guzel yanı aldatmamayı öğrenmek oldu, artık aldatılmak umrumda değil, benim için vazgeçmek çok kolay, kan kusarım da kızılcık şerbeti içtim derim, ama aldatmak bi daha tövbe, artık fasulyeden bile yalan söylemiyorum , dilim fena yandı
insanda karmaşık duygular yaratan, ölme ve öldürme içgüdülerini harekete geçiren, mantıklı düşünememeye yol açan durum.
heteroseksüel bir ilişkiden örnek vereceğim.


erkek bir kadını aldattı. kadın üzülür, ağlar, söver vsvs. ama hiçbir kadın "namus" adı altında ne öldürmeye kalkar ne de döver. çünkü kadın mantıklı düşünebilir aynı zamanda da kendini düşünür ve değmeyecek bir şey için bu kadar gereksiz bir şey yapmaz. ama bir kadın aldattığında erkek bunu "namus davası" bilir ve kadınla birlikte aldattığı kişiyi de öldürür. yahut döver.


bir erkek kadını aldattığında aile bireyleri erkeğe karşı namussuz(!), orospu(!), yoldan çıkmış(!) gibi laflar etmez. ama eğer o annenin kızı böyle bir şey yapmış ise bahsettiğim lafların hepsini söyler. "millet ne der" moduna girer. sanki aldatan ve bunun vebalini çeken oymuş gibi bir acılar çeker. o kadar sıkıntıyla kadın susuyor iken anne konuşur.



erkek aldattığında "bir kere yapmış bir şey" der uzatmaz. herkesten saklamaya kalkar. koynuna alır oğlunu. kimseye laf ettirtmez. ama kızı yaptığında herkesin içinde onu rezil de eder, laf da eder. evine de almaz bir daha belki de.



tabii bu kesinlikle her anne için geçerli değil. zaten gerçekten bir "anne" çocuğu ne yaparsa yapsın onun yanında olur.



ve aldatmayı kesinlikle savunmuyorum. tamami ile yanlış bir şey. fakat bu kadar kötü bir şey de bile araya cinsiyetçilik giriyor. ve toplumumuzdaki kadın erkek eşitsizliğini görüyoruz.




hayır bu ayrım sırf taşaktansa bilelim yani.
amımla gurur duyacağım yoksa.
  • /
  • 2