evli bir erkekle ilişki yaşamak

genelleme yapmadan konuya kenardan girmek gerekirse; eğer sevgiliniz olacak adamsa aldatma potansiyeli çok yüksek olan kişidir. zira " beni şu saatlerde arama lütfen" dediği saatlerde eşiyle birlikte değil başka bir erkekle birlikte olma olasılığı yüksektir. aynı zamanda adam eşini bile sizinle aldatıyorken elbette sizi de başka birileriyle aldatabilir. bu gibi durumlarda en iyisi karşınızdakinin doğru kişi olduğuna emin olmanızdır. zira bazı evli gayler de* ne istediğini bilen, aklı başında, ilişki kıymeti bilen erkeklerdir.*
karısını sizinle aldatıyor cümlesi yeterli sanırım.

arafta kalmış biriydi,benimle sevişmeden önce evli olduğunu söylemedi,evine gittiğimde duvardaki fotoğraflardan anladım.sordum,evet dedi.evliyim.kızdım neden söylemiyorsun diye.sustu.
paramparça olmuş bir adamın canını yakmıştım.
bira var mı evde. dedim.sevişmeye değil içmeye gelmiş gibi yapıcaz.anlaştık mı ?
tum gecmışı doktu ortaya.
sevdiği heriflerden bahsederken yuzu gulmeye başladı,değişti, anlattı.
zihninin arka duvarlarında ne kadar renk varsa masadaydı saat sabahın dordunu gosterırken.ve gittim.
gayliğini serbest yaşayan da biziz, gizli yaşayanda.gayliğin her rengine saygı duyuyorum.bırakın herifi , belki masumdur.hetero dunya sahnesinde ,evli bir erkek rolu düşmüştur belki de ona , hepimiz gibi onuda gökkuşağı bayrağımızın renklerinden biri olarak kabul ediyorum.


büyük lokma ye büyük laf etme atasözünü aklıma getiren durumdur. tecrübe etmişliğim vardır, zor bir ilişkidir ama aşk işin içine girince tabular yıkılır.
hiç yaşamadım ama bok gibi bir durum olsa gerek diye düşünüyorum.

1- öncelikle adamın sizden önce gelen sorumlulukları olacak. eğer türkiye gibi heteroseksüel normun iktidar olduğu bir ülkedeyseniz birlikte olduğunuz adam büyük ihtimalle evin reisi, aile babası olacağı için siz haliyle ikinci plana itileceksiniz. istediği kadar "seni seviyorum" veya "ölürüm senin için"* desin.

2- erkekler otel odalarında veya sevgililerinin evlerinde sevişirler. eğlenirler. ama eninde sonunda evlerinde, eşlerinin kucaklarında ölürler. sanırım bu pek çok şeyi açıklamıştır.

3- beraber olduğunuz adamın gerçek anlamda bir yuvası olduğunu düşünecek olursak işler iyice boka sarıyor. gerçek bir aileden kastım hani şu 2. sınıf esnaf lokantalarında "üst katımız maile yeridir" derler ama çocuğunuz yoksa çıkıp oturmanıza izin vermezler ya hani, işte o kadar gerçek bir aileden bahsediyorum. evlilik yemininden de öte bu adam bir insana kan bağıyla bağlanmış. yani kimse sizi çocuklarından öte tutamaz değil mi?

4- düşünün ki bir insan ailesinin ve arkadaşlarının önünde bir kadına söz vermiş. ölüm bizi ayırana kadar, hastalıkta ve sağlıkta hep yanında olacağım bla bla bla... herkes alkışlamış falan ve kocaman üç katlı düğün pastasının ilk dilimini gelinin çatalından yemiş. şimdi sen, dört duvar arasında geçirdiğin, üç beş kişinin bildiği ilişkinin gerçek olduğunu mu sanıyorsun? şimdi sen o adamın "seni seviyorum" sözlerine inanıyor musun?

5- bir de şu var, empati. insanlar neden empati yapamıyor bir türlü anlamıyorum. çok zor değil, kendini o kadının yerine koyacaksın. her akşam yatağına aldığın, gözün kapalı güvendiğin adamın soluğu başka adamların/kadınların koynunda aldığını düşünün? tamam ilişkileri berbat olabilir. belki adam aile baskısından o kadınla evlendi... bunların hepsi olabilir. ama bunların hiçbiri o kadının aldatıldığı gerçeğini değiştirmiyor. ne olursa olsun kadından ayrılabilir.

yani sonuç olarak her ne kadar looking'ten küçük orospu patrick "bu onların arasındaki bir şey, onların ilişkisi beni ilgilendirmiyor" dese bile durum o kadar basit değil. bence. evet.
keyifli bir ilişki türüdür. rahat edersiniz, sıkboğaz etmezler, sorgulamazlar.

(bkz: fuck buddy)
aklı başında, ne aradığını bilen kişiler olması beklenen ama herkes gibi insan olduğu unutulmaması gereken evli bir erkekle ilişki yaşamaktır.
insanı paronayaklığa sürükleyen ilişkidir. eğer bir de çocuk varsa sıçtı cafer bez getir. hep 2. planda olduğunu bilirsin. gizli gizli mesaj çekmeler, beni şu saatler arasında arama lütfenler, arasam tek midir sendromları, bla bla bla. peygamber sabrı olması lazım bunu yürütmek için insanda.
4 senedir sevdigim adam evli ve hic pisman degilim o onun hayati.. evli olmasa mutlaka daha degisik olurdu hersey ama sirf evli diye beni seven birisini birakmam birakilmamalidir...
sözüm onda über anlayışlı sözlük yazarlarımızın büyük lokma ye ama büyük söz konuşma atasözünün uygulamalı acemiliğine sahne olmuş buralar..

aşk ulan bu, kırlaşmış saça çarpık dişe bile fetiş unsuru olarak yakşalan bireylerin algılamakta zorluk çekeceği cinsten, sevmenin, birisi için çıldırmanın devlet nezdinde kimlik üzerinde belirtilen medeni haller ile sınırlandıılamadığı gerçeğini bir türlü göremiyoruz..

kısa yollu başınıza en ağırı gelsin bedduası ile yüreğinize ufak bir kor diliyorum..

ay aklıma geldi, bir keresinde yattığım adamlardan biri bana mesaj attı "karım mesajlaşmalarımızı gördü şimdi oraya geliyor" diye, bir organizasyonun ortasındaydım, neye uğradığımı şaşırmıştım, riskli ama napalım benim erkek tercihlerim ve beni de beğenenler hep evli oluyor, yatakta da iyi oluyorlar.
genellikle bu ilişkilerde başlarda sorun yaşanmaz, ilk heyecan ile göze batmaz bu detay veya ciddiye alınmaz "aman nasıl olsa iki günlük bir kaçamak bizim için" denir lakin zaman geçip paylaşımlar birikip içinize yer etmeye başladıkça taa derinlerde o kurt sizi kemirmeye başlar, zamanlar yetmez. birlikte geçirilen bir günün ardında ayrılık vakti geldimi o kapı ağzındaki ayrılık her geçen gün daha dayanılmaz ızdıraplar vermeye başlar. sanki kemiklerinizden kırılarak kopan bir parçadır o kapıdan çıkıp giden.bu ayrılığın sesi kulaklarınızı deler geçer.bir gece arkadaşlarınızla eğlenirsiniz coşarsınız, hani her coşmanın sonunda bir hüzünlü zaman dilimi patlak verir ya ortamda işte o ortam sizin hiç gelmesini istemediğiniz zaman dilimidir o gece içerisinde.o da burada olsaydı ya diye dökülüverir dilinizden burukluğunuz ama daha beteri o yok.onu aramak da yok, o evinde karısının belki çocuklarının yanındadır.bir büyük isyanda hep dilinizde bir ezberdir.ben daha çok seviyorum ama benim değil.hayır senin ama bir ortağın var sadece, işte bu da senin fukara avuntundur. yarım yamalak yaşarsın, artık alışılmaya başlanmıştır içindeki ukdeler artık sığmaz nereye koyacağını şaşar olmuştur.onun geleceği günler iple çekilir ne yapsam diye deli divane olursun yemek hazırlarsın planlar yaparsın nereye koşacağını şaşırırsın ve kapı çalar kapıya ayakların yerden en az 1 karış havada gidersin.gelir sarılıır öper koklarsın,yemeğini yersin,onu çatlatana kadar hadi bunu da ye diye diye çocuk gibi şımartırsın romantizm yaşarsın.o an herşey unutulmuş çekilen ızdırap değer be demişsindir.o an bir telefonu çalar hemen sana sessiz ol denir sen itelenmiş hisseder kapağını zar zor kapattığın kuyunun taaa dibine geri düşmüş olursun ikinci insan olmanın sillesini alnının ta ortasında yeniden hissetmissindir.üzerine bir de yanında mecburiyet bile olsa sevdiğinin adamın başka birine kurduğu sevgi sözcüklerini ve bir tomar yalanını dinlemek kalmıştır artık. bütün gecenin büyüsü bozulmuştur.belki sevişirken bile lanet okursun kendinden tiksinirsin.bir de kendine kızarsın kendini bu duruma nasıl soktuğun için yargılamalar yaparsın.hele biraz da anaç bir gay isen onun çoluğuna çocuğuna kendi çapında cici anne triplerinde bulunur hediyeler alırsın.ahhh bir plan yap da çocuklarını göreyim falan dersin.seviyorsun ya karşındaki kişiyi onun herşeyini sever ona ait olanı bir put gibi değerli kılarsın kafanda.yalnızken en büyük soru "ya sonra?"dır. hep nereye kadar gidecek dersin kendi kendine.dönülmez ayrımlara gelirsin.zaman akarken sen de zamanla birlikte eskirsin.belki gençken karşına çıkan fırsatlar artık çıkmayacaktır.yalnızlık korkusu içini kemirmeye başlar;çünkü özel her gün yalnız olacaksındır bayram, yeni yıl, yaz tatilleri...sen ikinci insansındır, her zaman öncelik birincide olacaktır.işte bunca kaostur evli bir erkeğe aşık olmak.burada suç ne sende ne karşındaki kadındadır.sizin tek suçunuz aynı adamı sevmektir sadece.suç ne senden ne ondan vazgeçen yeterince cesur olamayan ortadaki adamdadır.
karakter meselesi ve insanoğlu için iğrenç bi fantazi kaynağı .
uzak durulması iyi olacaktır. bırakın ne yapıyorsa yapsınlar eşleriyle. böylece milletin fahişesi olarak kullanılmamış olursunuz. gözü dışarıdaysa niye evlenmiş? insanların oyuncağı mıyız biz?
işin "ne olabilir ki" kısmından bakalım. kısa vadede güvenlidir. akmaz, kokmaz, bulaşmaz gibi. evli olan sen değilsen temkinli olmak zorunda olan odur. en az güvenilen taraf da sen ama olsun o kadar. üstelik naz yapmaya da hakkın vardır. ama iş uzun vadeye varırsa, duygusallık baş göstermeye başlarsa hayal kırıklığına, derin yaralara neden olabilir.

işin "benim için önemli" kısmından bakalım. kendime en son yakıştıracağım niteliklerden biridir ahlakçı olma. ama aldatma aldatmadır. kadınmışsın, erkekmişsin hiç bir farkı yok benim için. evli olsun, olmasın, ilişkisi varsa bu aldatmaya girer. bu o ikisinin arasındaki mesele dememeli. çünkü sen de 3. kişi olmuşsun. ortak çıkmışsın bir kere. bir kere böyle bir şey yaşadım. hoş, işin içinde bağlanma yoktu, eğlencesi ise çoktu. hatta "o" kısmı çıkardığında çok iyi iki arkadaş olduğumuz bile söylenebilir. ama sonra, aldatma işine ortak olma kısmı acıtmaya başladı. beraber olduğun kişiyi suçlamak, onun arkasına geçmek, önce o düşünsün demek, ama mutsuzlar demek senin tercihini daha kabul edilebilir kılmıyor ne yazık ki.

yok, eğer umrunda değilse, bu satırları bu kısma gelmeden okumayı bırakmışsındır zaten. şanslısın. vicdan bazen çok zor taşınır bir yük oluyor çünkü.
bir kadın arkadaşım bu durumu yaşadığını anlattı. çok yakışıklıymış, çok tatlıymış, bütün hayatını kazıya kazıya kendi elleriyle kurmuş, çok çalışkanmış, ona karşı çok nazikmiş, seks süpermiş, zaten karısı ile hiç anlaşamıyormuş, ayrı yataklarda yatıyorlarmış, bilmemne bilmemne. çok aşıkmış bizimki. ama adamın karısı ikinci çocuğuna hamileymiş, çocukları büyümeden karısını da asla bırakamazmış. "hem sütüm eksilmesin hem götüm sikilmesin" durumlarını yani.

anlattı da anlattı, beynimi sikti arkadaşım. ne diyorsun diye sorunca, sadece sikiş için takılacaksan sorun yok ama romantik hayaller kurmak çok saçma dedim. çok katısın dedi. öff...

gelemiyorum ben böyle ayağı yere basmayan saçma romantizmlere. böyle konuşanlar bana sen aşktan anlamıyorsun diyorlar, ben de bunlara aptal gözüyle bakmaktan kendimi alamıyorum.

şimdi kendimi düşündüm de, gey halimle evli bir adamla ilişki yaşar mıydım diye? kadın olarak evli bir adamla ilişki yaşamaktan daha da küçük düşürücü bir durum gibi geldi. kendime hiç yakıştıramadım böyle bir şeyi, isterse dünyanın en tatlı, en yakışıklı, en kaslı, en bilmemneli insanı olsun. oha. bu toplumda evli olmanın avantajlarını yaşayacak, ben de stepne olarak gizli ilişkisi olup onun yolunu bekleyeceğim. biraz düşündüm nasıl olurdu diye, o kadar kendime uzak geldi, o kadar küçük düşürücü geldi ki, hayal bile edemedim, o derece. dünyada başka gey kalmazsa belki... o bile uzak aslında... adamın eşine karşı vicdan yaptığımdan veya evlilik kurumunun kutsiyetini(!) düşündüğümden falan da değil ha, kendimi düşünüyorum, ben böyle ikinci sınıf yerine kendimi koydurtmam asla diye.

insanlar nasıl böyle ikinci sınıf aşık yerine geçebilmeyi kendilerine yedirebiliyorlar acaba? yargılamıyorum tabii, herkesin zevki kendine de, bana ters. sadece sikiş içinse tabii yine sorun yok da, duygusal bağlılık gelişmesi meh...

allah böyle durumlara düşen insanlara akıl fikir versin.

edit: düşündüm de, bunun ok olabileceği durum, etrafınızda çok çok az gey kişinin olduğu ve olanların hepsinin de evli olduğu bir taşra memlekette yaşıyorsanız anlayabilirim. o bile tabii çok zavallı bir durum ama çaresizlikten dolayı el mahkum olabiliyor.
ahlaki açıdan tartışmaya açık bir konu olmasıyla beraber, ortada zaten ahlaki olarak son derece iki yüzlü bir toplum varken bozuk olan her taşı düzeltme çabasına girmemeliyiz. toplum baskısıyla evlenen geyler tabiki de birileriyle beraber olmaya devam edecek. eşinin düştüğü durum hoş olmasa da bu durumu toplum yaratıyor unutmamak lazım. hatta belki o eş bile bu durumu yaratan homofobiklerden biri olabilir. kendi kazdığı kuyuya kendi düşmüş olabilir. o yüzden böyle bir hayat yaşayan kişilerin ağır bir şekilde eleştirilmesine karşıyım.ayrıca büyük konuşmamak lazım, yarın öbür gün belki sizi de çocuğunuzu okula bırakıp koliye giderken görürüz.
ben yaşadığımdan biliyorum, tehlikeli sonuçlar dogurabilir. hele bir de karısı yerine sizi tercih ediyorsa, işte o zaman insan üzülüyor.
  • /
  • 3