gece okunan şiirler

3 Entry Daha

antika sızılarımı açık arttırmaya çıkardım
üç kuruşluk gerçekleri paha biçilmez yalanlarla örtbas ettiler
bilmediğiniz her şeyi biliyorum
suç aletim inancım bayım
ve bilin ben en çok kendime inandım
bildiklerimi bilseniz şimdi
ve ben bilmesem
bu şiir unutulmak için yazıldı
son cümlede kendi intiharını yazmak
ve bir daha hatırlanmamak
unutmayın her şiir kendi kalemiyle vurulur
ben unutmak için sevmedim bayım
hangi tene uyduysa tenim yoldan çıktı
kimle konuştuysa biberler sürüldü vücut dilime
sevgiyle açıldı sandığım kollarda gerildim çarmıha
ve duvarlar örüldü kalbimin hicret emri aldığı her kalbe
ben kalbimle sevmem bayım
biz ayrı dünyaların kuyrukları kesilmiş yalanlarıyız
benim de aklım tutuldu zamanında / kalbim lades
aklımı kaçırıp aşık oldum
düş kırıklarımı kalbimle topladım / kanadım
kalp çarptığı kadar yaşar insan
ve beyin yaşadığı kadar sever
ben beynimle severim
- beyin ölümü gerçekleşen kalp sevemez
ben unutmak için sevmem bayım
bundan en çok tanımadığım insanları sevdim
en iyisi siz hep yabancı kalın
suni sancılarla doğurduğum şiirlerle uymuyor dna'nız
şiirlerin meryem anasıyım, icabında
masalların bekareti çalınmış güzel pollyanna'sı
acısını alsın diye tuza yatırırım düşlerimi geceden
düş biterse ölüm gelir bayım
düşlüyorum öyleyse varım
ben anne de olamam bayım
kundakta acılar büyütürüm en fazla
umut dayarım ağızlarına ağladıklarında
acıların meryem anasıyım, icabında
filmlerin kötü kadını, üvey annesi, aliye rona'sı
insanlığın hudut kapısından
elimi kolumu sallayarak çıkar
şeytana iltica edebilirim
yediğim çanağa pisler sonra
kırar şeytanın bacağını
pollyanna senaryolarımdan bir çift değnek sunabilirim huzuruna
acılar eskidikçe sızısı ucuzluyor
değeri artıyor
seneye de giyerim diye bir boy büyük hüzünler seçtim kendime
hacimsiz mutlulukların tadı damağıma varamadı hiç
batıl inançlarım olmadı mesela
nazar değmesin diye mi kurşun döküyordu kalleşler masum çocuklara
kısır topraklara dilekler ektim en görkemli umutlarımdan
kuyulardan boş hayaller kaçırdım
tahtalara hiç vurmadım
kara kedilerle samimi oldum
tanrı'yla saklambaç oynadık merdiven altlarında
ben ebe oldum
ne zaman dokunmaya kalksam
- o ki dokunmayan ve dokunulamayan - yok oldu
hiç yoktan iyidir bayım
hiç olmayı öğrendim
sihirli bir dünyada çok gerçek kaldım
ve gerçek bana hiç yakışmadı.
gerçeğinden ayırt edilemeyen muazzam yalanlar diktim dudaklarıma
ne zaman gerçeği söylesem gerildi dikişlerim / kanadım
katında yerim olsun diye
tanrı'nın gözüne girmek için hiç uğraşmadım
kork dediler
korkmadım bayım, sevdim / günahım ne büyük
tanrı'nın etkisiz elemanı olmam istendi
pi sayısı gibi sabit, cahil
ruhsuz, dilsiz, tam anlamıyla beyinsiz / beceremedim
tanrı'yla güldük insanlığa, ağladık bayım / ne büyük günah
tanrı gülmez ancak hesap sorardı
insanlık öldü bayım
tanrı dayanamayıp - bu yüzden- intihar etti
inanmazsınız, tanrı öldü bayım / ruhuna el mucize
doğruyu söylediğim doksandokuzuncu köyden de kovulup
derme çatma kelimelerimle kendi köyümü kurdum
ki siz buna şiir diyorsunuz
benim hiç şiirim olmadı bayım
son cümlede intihar eden tüm yaşamlar gibi
yalnızca bir düştü, geldi ve geçti
geçerken acıttıysa eğer
üzgünüm bayım
ölümleri temize çekmek isterken karaya bulanan hayata
ölü taklidi yapıyorum
bir darbe daha almamak için
bu bir şiirse eğer
susa susa şiirbaz oldum bayım
ve unutmayın
ben hep kendi silahımla vuruldum

onikiden sonra balkabağına dönüşebilir şiir
asıl mesele o zamana kalmadan
bir şeylerin değişebilmesi
ben size bayım demiş olabilirim
ama siz
lütfen üzerinize alınınız

dilek akın
29 Entry Daha