atalarımız ..." hayal kuranın bir kurmayanın iki kere amına koyayım. " demiş. aynı yerde debeleniyoruz ve üstümüzü başımızı kirletiyor, oda yetmezmiş gibi ruhumuzu piç ediyoruz. soldaki tabelaya dikkat. "çalışma sahasında tehlikeli hareketler yapmaktan kaçınınız."
herkes hayal kurar, kurduğu hayallerde yaşar ama bazılarımız bunun ayarını fazla kaçırıyoruz. "her şey güzel olacak, mutlu olacağız" falan diye kendimizi kandırıyoruz.
kirlenmiş insanların, duygusuz ve kalpsiz silüetlerinden kaçıp kendi kabuklarımıza sıkışıyoruz. kabuğun içinde işliyoruz kendimizi ilmek ilmek. bir gün o kabuğu kırıp, kanatlarımızı açıp özgürlüğe ve mutluluğa uçacağımıza inanıyoruz. ama bilmiyoruz ki o kabuk çok kalın, kırılması çok zor.
bugün de güzel hayaller kurduk. kendimize sözler verdik "onlar gibi olmayacağız!" diye. gerçek olur olmaz bilemeyiz ama ümidimizi kaybetmeyelim yeter.
malesef neredeyse hepimizin ütopik, uçuk kaçık, olmayacak isteklerle yaşadığı doğrudur. kimileri bunları katlaya katlaya yaşar, kimisi de insanlığını korumak için fazlasından kaçınır.
hayallerime engel olamıyorum bazen,sıcak yaz gecelerinde ıslak düşlerime giren-çıkan erkek götleri göbekleri oluyor... bazen de uzanıyorum kumsala denizi ve denizden çıkan su ayılarını izliyorum,meme uçlarından damlayan tuzlu suyu içesim geliyor... ıslak mayolarına elimi sokasım geliyor,titriyorum irkiliyorum,kumda elimle delik açıp yüz üstü yatıyorum linç edilmemek için özellikle dark bear la patates-bira buluşmalarımızda hayyalerim ayyuka çıkıyor,gerçekte yaşadığım ama benim bile unuttuğum anılarım canlanıyor külodum ıslanıyor... dark bear kıskanıyor, -ne şanslısın lan ibne diyor... oysa ben onun hayallerini hiç bilmiyorum,kafamda kurduğum sex fantazilerine onu ortak etmiyorum...
topakbear
pierrot
bodurayi
bear sikertir
yalnıztanrı