eskilerin sevilen tiyatrocusu zamanın en ateşli muhaliflerinden biri.akp hükümetini bir çok yerde eleştiriyor.buraya kadar herşey normal.ama maksat muhalif olmak mı yoksa kaybolan popilaritesini birilerine saldırarak geri kazanmak mı anlamış değilim.tarzı hareketleri o kadar irrite edici ki insan bunun yüzünden akp'ye sempati besleyesi geliyor.bunu yaparken hep atatürkü kullanıyor adını lekeliyor.akp dinden beslenirken bu vatandaş gündem de kalabilmek için atatürkü kullanıyor ve bir çok kere serhoş ağzıyla atatürkü anıyor.en son kemal kılıçtaroğlu'nun katıldığı etkinliği erken terketmesi üzerine "bu geceye geliyorsan, bekleyeceksin. işi varmış diye gidiyormuş. benim de işim var, belki bir karı buldum gidip onu düzeceğim" demiş arkasından da atatürkün askeriyiz, ne mutlu türküm diyene diyerek iğrençliğini bastırmaya çalışmıştır.
sadece sezen aksu ve ali poyrazoğlu değil, halil ergun'da nasibini almış küfürlerin efendisinden. hazret, bu üç şahsında "vatan haini" olduğu yönünde fetva vermiş. savulun millet, ulusalcı cenahın meczupu, cüppeli levent hoca geliyor. bu ekstradan bıyıklı...
fatih altaylı ile muhbabbetinde zaman zaman sağlam ayarlar vermiş, zaman zamansa ucuz numaralara başvurmuş kişidir. iktidara muhalefet eden her sanatçıyı, işte kahraman diye ortalara salma halinin en çokta muhalefete zarar verdiğini ne zaman anlayacağız acaba? bayağılaşmadan da insanlara ayar vermek mümkün. terbiyesiz laflar etmek, belden aşağı esprilerle muhafazakar erki eleştirmek yarardan çok zarar getiriyor. haklıyken haksız konuma düşmemek için aklı başında insanlarla yola çıkmak lazım...
çocukluk yıllarımın tebessümüydü kendisi. yıllar geçtikçe oyun gücü, esprileri ve tiyatroları zamanın gerisinde kalmaya hatta pespayeleşmeye başladı. akp iktidarının kibri ve tüm muhalefeti susturma çabası sayesinde şu sıralar tekrar gündemde levent kırca. akp karşıtı her sanatçıyı aydın görme hastalığından kurtulamadığımız içinde kendisi panellerde, festivallerde, kanallarda falan konuşuyor. facia açıklamalar, belden aşağı vurmalar, argolar havalarda uçuşuyor konuşmalarında. bazen başkası için utanırız ya, ben levent kırca için utanıyorum. o ve onun gibi insanların atatürk adına ve demokrasi adına konuşmaları sinirlerimi bozuyor. keşke hep çocukluk yıllarında izlediğimiz bestami ve küçük hüsamettin tiplemeleriyle hafızalarımızda kalsaydı.
ps: ferman padişahın ama ülke bizim organizasyonunda kılıçdaroğlu'nun erken gitmesi ardından ettiği ibretlik cümle için: " benimde acelem var. bi karı buldum, düzüp gelicem! "
küçüklüğümden beri bir türlü komik bulamadığım insandır. sırf ağzını gözünü fazlasıyla hareket ettirebiliyor diye komik olmaz bi insan. ayrıca da zikir çeker gibi ikide bir atatürk diyerek de aydın olunmaz. olunsaydı 1980 darbesini yapanlar olurdu. işçi partisi üyesi olma kararıyla da iyice sevimsiz bir hal aldı gözümde...
mazisinde, tarihin en kısa süren açlık grevi eylemcisi ünvanını da barındırdığından cok da dikkate alınası biri değildir nazarımda. son günlerde kopardığı patırtılar hakkında söylenebilecek tek cümle ; "ne koydun la kafana?" olur sanırım.hem de deli makbule tonlamasıyla..
çok eskilerde sistemle arası iyiyken ve paraları kazanırken fırsat bu fırsat zaten aşağılanan ve karşılık vermesi bile engellenen eşcinselleri sürekli korkak, kırıtık, elleri kolları kıvırarak ayol diyen tipler olarak, alay konusu ettiği skeçlerinde göstermiş kişidir. toplumda eşcinsellere yönelik aşağılamanın yaygınlaşmasına yönelik katkıları büyüktür.
yıllar sonra ülkedeki siyasi ortam değişmiş, bu arada kendisi eğlence sektöründe iş yapamamaya başlayınca kendini zavallı gibi göstererek yine kendisi gibilerle ulusalcılık, vatan millet elden gidiyorculukla işini yürütmeye devam etmiştir. bu adamın zamanında eşcinselleri televizyonlarda nasıl aşağıladığını bizzat bir kısım lgbti bireylerin, siyasi kutuplaşmanın etkisi ile, unutmuş veya belki de daha kötüsü hiç farkına bile varamamış olması ise düşündürücüdür.
yukarıdaki (bkz:#410528) entry sahibi yazar gibi kendisi eşcinsel olan ama bunu kendisi kabul edemeyen ve bu arada toplumdan kabul görmek için feminenler dahil diğer eşcinsellerin aşağılanmasını onaylayan dallamaların idolüdür.
vay anasını.birini vatan haini ilan etmek sana mı düştü.sen kim için ne yapmış.nasıl bır örneksin ki gençliğe.levent efendi,sarhoş taklidi yapıpda yıllar yılı tv den parsayı toplamakla olmuyor bu işler.yazıktır ayıptır günahtır.bay vatan kahramanı...
akit ve haber vaktim gibi yandaş medya organlarında "alkolik öldü" başlıklı haberlere konu olmuş sanatçımızdır. demek ki gerçek sanatçılar ölümü ile bile bize bir şeyleri gösterebilenler oluyor. insanlığın erdeminden ne kadar yoksun olunabileceğinin ve nasıl bütün insani değerlerin yitirilip alçalınabileceğinin bir örneğini gördük büyük ustanın gidişi ile. nur içinde yatsın.
12/10/15 cesur, onurlu, başı dik bir sanatçı, benim için bir öğretmen. daha iyi bir dünyada görüşmek üzere büyük usta!
"..iki kardeş bir çorap yüzünden kavga edebilirler. ama komşunun çocuğu sorun çıkardığında iki kardeş birlik olur. ev sahibi ile kiracı arasında problem olduğunda, bina yıkılacaksa birlik olurlar. o öbürünün tepesinden halı sarkıttığında kavga eden komşular, mahalle maçlarında birlik olur. hacısı, ateisti takımı gol attığında sarılır, ağlarlar. düşman ülke sana savaş açtığında ülke birlik olur. toprağım dediğin adamın her işine koşarsın. memlekette yüzünü bile görmek istemediğin, başka şehirde canın, memleketlin olur. toprak aynı toprak, biraz tozlu, biraz killi. su aynı su, biraz berrak, biraz kireçli. insan olarak birbirimizi sahiplenmek, birleşebilmek için uzaylıların dünyayı istila etmesi mi gerekir?.."
çocukluğumun çok büyük bir parçasıydı, olacak o kadar skeçleriyle büyüyen herkes gibi. okulunda skeçleri taklit etmeyen bir grup yok muydu hepimizin? youtube'dan arada doğum tarihimde yayınlanmış bölümü açıp "acaba o saatlerde bizimkiler napıyordu" diye neşeyle karışık gözlerimi yaşartmasıyla kendisini iyi hatırlayacağım, huzur içinde uyusun.
eski eşi oya başar ile boşanma dönemlerinde (hatta bir kez ayrılıp tekrar barışmış sonra tekrar ayrılmışlardır) magazin programlarına bol bol malzeme olmuş oyuncudur. seneler öncesi ama o zamanki tavırlarını hala tiksinerek hatırlarım. eşine kameralar önünde demediğini bırakmamıştı. "ben onun fino köpeği miyim gel deyince geleceğim git deyince gideceğim" gibi sözler söylemişti ağzından köpükler saça saça. kadınlara karşı küçümseyici ve saldırgan tavırlarını tüm ülkenin seneler sonra gözüne sokulunca fark etmiş olması da ilginç tabi.
90'lı yıllardaki skeçleri, popülaritesi ve duruşuyla döneme damgasını vuran isimlerdendi. ama artık etkisiz eleman olmuş. hala devam ediyor mu bilmiyorum ama bir kanal da yine olacak o kadar formatında bir şeyler yapıyordu. gördüğüm kadarıyla skeçleri eski tadı vermiyor, hatta eski skeçlerin tekrarı çoğu. verdiği sosyal mesajlar en az eleştirdiği insanlarınki kadar dar vizyonlu olmuş. kısacası tadı kaçmış, eski başarılı işlerinin gölgesi olmuş şimdilerde. keşke televizyona geri dönmek yerine bir benzin istasyonu ya da bir çay bahçesi falan açsaymış. gerçi bir ara üsküdar belediye başkanı olmayı denemişti.
yaptığı son açıklamalardan sonra: gördükçe olacak o kadar da iyiydi ya bu. mevlüt usta falan komikti yani diyorum. böylelikle de pis insanlar yaşlandıkça iğrençleşiyorlar tezimi de doğrulamış insandır kendileri. sanatına falan saygı duyuyorum ama şahsiyet olarak epey çıtayı düşürmüş. haaa bide sezen aksu ve ali poyrazoğu'na da yardırmış. ali poyrazoğlu'nu bilmem ama sezen aksu'yu ezdirmem sana. senin ağzını burnunu düzerim!
dün gece sanatçılar girişimi tarafından düzenlenen diktaya, korkuya, adaletsizliğe, sanat ve sanatçı düşmanlığına karşı büyük buluşma. reddediyoruz başlıklı toplantıya tiyatro sanatçısı levent kırcanın sözleri damgasını vurdu. aydınlık gazetesi yazarı olan ve ekim ayında işçi partisine katılan levent kırca, istanbul bostancı gösteri merkezinde düzenlenen etkinlikte konuşma yapan chp lideri kemal kılıçdaroğlunun yaptığı konuşmada sırayı bozduğunu iddia ederek protesto etti. kılıçdaroğlunun konuşma sırasında öne alındığını belirten kırca, benim de işim var, belki bir karı buldum gidip onu düzeceğim dedi. diğer taraftan, dün gerçekleşen etkinlikte sanatçı melike demirağ yuhalandı. demirağ söylediği şarkı esnasında slogan atılmasına karşı çıkınca elektriklenen salonda demirağın aleyhine slogan atıldı.
bugün de erciyes üniversitesinde konuşan kırca, sezen aksu, halil ergün ve ali poyrazoğlu için, buradan gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum. onlar vatan hainidir dedi.
1988′de başlayıp 22 yıl süren olacak o kadar adlı televizyon programını hazırlayan kırcanın 1998 yılında kültür bakanlığınca verilen devlet sanatçısı unvanı bulunuyor.
ciwan
hakiki tosun pasa benim
pufidik
dark bear
justsin