looking

2. sezon 7. bölümüyle doris'e odaklanan dizidir. bir kez daha sevdim bu bölümle onu. şöyle kaliteli fag hagler lazım camiaya be..

--- spoiler ---

patrick'in bardaki çocuğu newbie sanması ve tam asılacakken göt olması izlenmeye değerdi gerçekten. ayrıca cenazede tek ağlayan insan olması da cabası. ne kadar gıcık bir insan olsa da seviyorum bu çocuğu ya. girls'deki hannah ile çok iyi kanka olurlar gibime geliyor.
ve sonunda kevin ayrıldı jon'dan. tamam jon iyi çocuk, üzüldüm onun için. ama ana karakterimiz patrick ve önemli olan o. bu yüzden mutluyum, dağılabiliriz.

--- spoiler ---
kadrosunda yer alan russell tovey'in homofobik olmakla suçlandığı dizidir.
ilk sezonunu severek izlemiştim ama ikinci sezonuna - nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı - bir türlü başlamak istemiyor canım. ben başladığım bir diziyi bitirmeden bırakmazdım oysa ki. bütün bu sebeplerin üzerine bir de kadroda ölüp bittiğim russell tovey 'in açıklamaları canımı çok sıktı. link için : http://gzone.com.tr/escinsel-temali-dizinin-yildizi-russell-tovey-yaylim-atesinde/
2. sezon 8. bölümü gaymerx'de geçmiş dizidir. beni de alsınlar aralarına lütfen.

--- spoiler ---

richie'nin sevgilisinin patrick'e dalgasına "howewrecker gay" demesi ve patrick'in "kızım seni bi sikerim" bakışı efsaneydi. i love you aşamasına da geldik team kevin olarak. (bkz: durmak yok yola devam)

--- spoiler ---
seviyorum bu diziyi...hoş erkekler var
--- spoiler ---

agustin'in bear sevgilisini nerden tanıdığımı kaç bölümdür bulamıyordum. ne yalan söyleyim üşendiğimden imdb'ye de bakmıyordum. sonra vahiy gibi indi birden: mean girls'deki tombiş gay* çocuk o. imdb'den de teyit ettirdim doğruymuş valla. iç huzurum yerine geldi resmen.

--- spoiler ---

(bkz: mission accomplished)
sezon bitti üçüncü sezon onayı hala gelmedi. final yaptı büyük ihtimalle, geçmiş olsun.
--- spoiler ---

bu açık ilişki sevdası ne arkadaş ya. tamam chris pratt gelse otursa yanıma saunada ben de düşünürüm bir şeyler ama gelmeyeceğine göre öyle bir savunma yapmanın alemi yok. zaten hazır patrick kavgaya, seviyor öyle dramaları malum. eğer 2x10 finalse team richie kazandı diyebiliriz. gitti kepçe kulaklım...

--- spoiler ---
hbo nun üçüncü sezonu yapmayı düşünmediklerini açıkladıkları an kahrolduğum dizi. dua edin baskıya dayanamayıp devam ettirsinler.
http://gzone.com.tr/hbodan-looking-severlere-kotu-haber/
hbo dizinin 3. bir sezonunu olmayacağını söyledi. ancak finalinin kısa bir tv dizisiyle çekilebileceği konuşuluyormuş.
iptal edilen harika gey temalı dizi. filmi çekilecekmiş.

iptaline aslında şaşırmadım ama bolca üzüldüm. zira 2. sezondaki reytingleri gerçekten kötüydü.

looking sıcak bir diziydi. sanki en yakın arkadaşınızın başından geçenleri dinliyormuşcasına izliyordunuz yaşanan olayları. amerikalılar bu gibi durumlar sevmiyor işte. queer as folk tarzında bol fafengli, gey dizileri daha revaçta olabiliyor. san francisco'nun güzelliği, bütün karakterleri (evet doris bile), her bölüm sonunda çalan muhteşem müzikleri, alt mesajları ve daha birçok özelliğiyle looking cana yakındı, bizdendi. ama kirlettiler onu, bir paçavra gibi iptal edip attılar.

--- spoiler ---

dizi ile ilgili aklımda kalan son şey paddy ve richie'nin berberdeki durumu olamaz. bir an önce filmi çıkmalı. ayrıca kevin sen koca bir kediydin ama bakıyorum da sürekli mart ayında olmak isteyen koca bir kediymişsin. yine de ben seni yerim ulan *

--- spoiler ---

eyyorlamam bu ka'a.
an itibari ile hayranı olduğunuz looking'i bitirdim. şimdi izninizle bir kaç yorum yapacağım. dizi bana hem ab, hem total'e hitap eden bir prime time yapımından daha çok, bağımsız bir film (mesela weekend ) tadı verdi. ama tabi bu sadece ab'ye hitap eden, onda da ne yazık ki tam anlamıyla başarıya ulaşamamış olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

en başta karakterler hakkında şunu söyleyebilirim ki, queer as folk karakterleri gibi hollywoodun reyting abartısı starları gibi değillerdi. queer as folk karakterlerinin yarattığı imaj eğer eşcinselsen eziğin önde gidenisidir. looking'de ise eşcinsel olarakta normal bir hayat sürebilirsin imajı veriyor. güzel bir muhitte yaşayıp, cebinde paran olduğu müddetçe tabi. san fransisco ve gay kelimlerini ilk duyduğum anda "a-ha işte tam beyaz gey dramıdır kesin." dedim ve tam beklediğimi buldum.

patrick'i ele alırsak, evet, gerçekten "decent" bir adam olabilir, ama sürekli bir ikilem halinde olma durumu nedir? cidden? kafası gitti, geldi, gitti, geldi... birini seçti, aklı diğerinde kaldı. aklında kalanı seçti, bıraktığında kaldı aklı. bakın, bunu hep söylüyorum, yine söyleyeceğim;

"iki kişi arasında kalırsan, ikisinden de koşarak uzaklaş!"

doğru adam karşına çıktığında ikilemde kalmazsın, koşarak kendini onun kollarına atarsın, geride kalan her şeyi bırakırsın, unutursun. seni iki adam arasından bir seçim yapmaya zorlayan bir durum oluştuysa, bil ki o iki adamda yanlıştır aslında.

gelelim patrick ve kevin ilişkisine, o ilişkinin yürümeyeceği daha en başından belliydi. beraber yaşamaya karar verdikleri günün akşamı o malum konuşmayı yapacakları o kadar belliydi ki, patrick niye ortalığı yıktı, anlamadım. bunları duymaya hazırlamalıydı kendini. kevin'ın ne kadar dangalak ve bir beraberlik yürütemeyecek karakterde olduğu daha başından belliydi. yuva yıkanın yuvası olmaz demicem. yuvayı yıkan patrick değildi çünkü, en başından kulçun kulçun eden kevin'di. her ne kadar patrick, kevin'dan hoşlansa da, kevin'in beraberliğine saygılıydı. kevin ve jon'un beraberliği, patrick olmasaydı da eninde sonunda bir x kişisi yüzünden bitecekti. kevin aslında jon ile olan beraberliğini çoktan bitirmişti, ama ona söyleyecek medeni cesareti olmadığından her şey yolundaymış gibi oynayıp, durdu, ta ki rezillik çıkana kadar.

tipik köylü zihniyetli erkek işte, gey ya da heteroseksüel farketmez. ayrılıp kötü adam olmayı göze almaktansa, rol yapmayı tercih ederler. en sevmediğim erkek tipidir bu.

ve yine kevin, "senin için bunu yaptım, senin için şunu yaptım, senin için şundan vazgeçtim.". yapmasaydın kardeşim, alnına silah dayanmadı. sen ne yaptıysan, kendin için yaptın onca zaman. işler zora girince patrick'e bok atmak nedendir? yaptıkların sana kendinden ödün vermiş veriyormuş gibi hissettiriyorsa, yapmadan önce bir daha düşünecektin. ayrıca patrick nasıl bir beraberlik yaşamak istediğini hep belirtti, sonra oyun bozanlık yapmanın alemi ne? öküz. odun!!!!

kevin için sabaha kadar sövebilirim.

agustin'e gelince, evet, ilk bölümlerde her ne kadar burnunu bile bile boktan çıkarmasa da, eninde sonunda hayatını yoluna koydu. frank iyi bir erkek arkadaş olabilir, ama agustin'le insani rezonansları tutmuyordu. ayrılmaları iyi oldu bence. agustin sanatkar ruhlu, birazda nevrotik bir tip. frank ise kuralcı bir tip, bir şeyi çözüme ulaştırabilmek için tek bir yöntem vardır, o da kendi bildiği yöntem. oysa hayatta alternatifler de vardır. alternatiflerin göz ardı edildiği bi durum bir sanatkar için tutsaklıktır. frank'in agustin'i terk etmesi kesinlikle agustin'in hayrına oldu. ayrıca eddie ile yakaladıkları uyum göz dolduran bir cinstendi gerçekten kendi adıma hiv+ biriyle bir beraberlik yaşamak hala soru işareti benim için. hiç böyle bir durumla karşılaşmadım. ne yaparım, bilmiyorum. ama eddie gibi kendine güvenen, insanlar için yararlı bir şeyler yapan bir insansa düşünülebilir. bundan 20 sene sonra allah ömür verirse eddie ile agustin'in hala beraber olduklarını görebiliyorum.

dom. ahh dom. lynn'le bir beraberlik yaşayamasanda, yarın bir gün mutlaka ona minnetkarlığını göstermelisin. çünkü lynn olmasaydı asla kendi restoranını açıcak cesareti kendinde bulamazdın. her beraberliğin mutlu bir sonu olamaz, ama bazı beraberlikler vardır ki, bitse bile bize kattıklarını yadsımamak gerekli. lynn, dom'a çok güzel şeyler kattı bence.

dom ve doris'in ilişkisine gelince, bi noktada önceliklerini sıralamaları gerekiyordu zaten. bu sıralama sırasında karışıklıkların çıkması normal. alışkanlıklardan vazgeçmeleri kolay değil. ama eninde sonunda birbirlerini özgür kıldılar. çokta iyi oldu.

ayrıca doris'in erkek arkadaşı malik adam gibi adam. karakteri oturmuş, kompleksi olmayan, ailesine düşkün... numarası olan varsa bana verebilir mi? çünkü hayalimdeki erkek kendisi. (3

son olarak patrick'e dönersek, annesi ve ablasıyla yaşadıkları, benim annem ve ablamla yaşadıklarımın neredeyse aynısı. kendi hayatımdan bir kesit izliyorum gibi geldi. hele ablasıyla son yaşadıkları absürdlük beni çok güldürdü. ablamı bir gün bir dizide görebileceğim aklıma gelmezdi, ama emin olun, böyle ablalar gerçek hayatta var. aman allah korusun. evlerden ırak. ne yazık ki, benim evimden ırak değil. aynı sokakta oturuyoruz ama yüzünü 1 yıldır görmedim. sanırım bi ömür göremesem de farketmez.

richie için de bi iki şey diyeyim hadi, tamam, tapılası bir tatlılıkta, ama kafası çok karışık, uğraşılmaz. (işte al patrick'i, vur buna)

en en en son olarak da, bu dizi bitti diye niye bu kadar yaygara koparttınız, anlamadım? tam tadında bitirmişler işte.
ilk sezonu izledikten sonra 2. sezonu dört gözle beklediğim ama beklediğimi bulamadığım dizidir. nasıl anlatsam o küçük paddy'i elime geçirsem saçını başını yolucam ne demek yuva yıkmak ha ne demek paddy açıkla diyerek. ayrıca en çok güldüğüm sahne ise oyun fuarında ki engelli arkadaşın patrick'le dalga geçtiği sahne olmuştur. ''onun seksi olduğunu mu düşünüyorsun? neden o zaman aynanın karşısında kendinle sevişmiyorsun?'' tarzı bir cümleydi kendileri. twin sisters...
veda manasında 2 saatlik bir televizyon filmi yayınlanacağı duyurulmuştur. çekimleri eylül ayında başlayacakmış
http://ayilarock.ayisozluk.com/looking/
şuana kadar izlediğim eşcinsellerin hayatlarını anlatan en gerçekçi dizi. diğer gay temalı dizilerde çok fazla yapaylık vardı. eşcinsel olarak bile kendimi her hangi bir oyuncuyla ya da olayla örtüştüremiyordum. zaten karakter derinliği de hak getire. o yüzden bu dizeye de biraz ön yargıyla başladım. aslında glee de rolling in the deep bohemian rhapsody gibi sağlam performanslara sahip, jonathan groff un gay performansını merak ettiğim için başladım da denebilir. ama dizi beklediğimden çok farklı çıktı. eşcinsel hayatını abartmadan sade olduğu gibi anlatılmış. patrick ile kendinizi kolayca bağdaştırabilip, lan ben de bunu yaşadım diyobiliyorsun. agustin ve dom da arkadaşlarını görüyorsun. ya da kevin gibi sevgilin olmasını istiyorsun velhasıl izlemeyen varsa tavsiye edilir
türkçe altyazılı bölümlerini hiçbir şekilde bulamadığım dizi ya kaldırıldı mı? bilen birileri link paslarsa sevinirim.
tanım: bir grup geyin hayatını anlatan dizi.
televizyon filmi çok... mehti. "gerçek hayattan kesitler anlatıyoruz" olayına o kadar yoğunlaşmışlar ki olay fransız filmlerine dönmüştü, mutlu son istiyordum yav ben. gerçi mutlu sonu da verdiler gibi (kimisi için) ama olaylar çok hızlı çözümlendi. bilemedim. bir sezonluk işi iki saate sığdırmışlar.
bir gay olarak gay temalı bir çok dizi ve filmden habersiz olduğum gibi bu diziyi de 'ben nasıl bilmiyorum yeeaa' diyerek öğrendim bir arkadaşımın tavsiyesi ile. müsait bir zamanımda odama kapanıp izlemeyi planlıyorum.
güzel dizi fakat fazla cinsel sahne var
filminde dom ile patrick yatakta oynaşırken aha bunlar sevgili oldu biz mutlu olamadık bari onlar mutlu olsunlar diye mutluluk gözyaşları döküp az sevinmemiştim hani.peki noldu? bizim patrick gitti o meksikalı richie'ye yar oldu...nedir bu bronz ten severliği yahu???
  • /
  • 2