love dance point

sıradan eğlence hayatından bunalanlar için 2000'lerin başında " lab" adıyla kurulan, ardında "aşk burada sen neredesin?" sloganıyla love dance point adını alan gay club.

sansasyonel partileri, dana international konseri, hande yener, demet akalın, tolga karel'in bir ara neredeyse her gece gittiği yer gibi imgelerle anılan kulübün en ayırt edici yanı takit edilemeyen sound set'i ve kesintisiz elektronik müzikten taviz vermeyişidir. dj mus-t'nin xlarge club'e transfer olmasıyla yerine gelen dj'ler eskileri aratmamış; ortamın müzik uzayından taviz verilmemiştir.

avrupadaki emsalleriyle yarışan barın gay camiasında en çok konuşulan diğer özellikleri ise kapıda uygulanan ve halen tanımlanamayan enteresan içeri giriş kıstasları, içerde uygulanan en ufak taşkınlığın bile affedilmeyişine yönelik güvenlik tedbirleri ve zaman zaman kulübe alınmayanların çıkardığı polemiklerdir.
istanbul'un en iyi gay dans club'ı. girişte hafif kastıkları doğrudur. tipinizi, kıyafetinizi beğenmezlerse götünüzü de yırtsanız almazlar. müzikler ağırlıklı yabancı biraz türkçe pop şeklindedir. instagram ve twitter'ı faal kullanıyorsanız envai çeşit tanıdık yüz görürsünüz. kadınları içeri alırken nazlanırlar. dün yine kızlı erkekli gidip fena halde dağıttık. ve sen zenci dansçı, sen ne biçim bir insan evladısın?
bayramın ikinci günü ciwan aplamla beraber gidip geçer not verdiğim klap. gerçi umduğum gibi bir mekan çıkmadı, daha farklı bir mekan beklerken göt kadar bir mekan olması şaşırttı. onun haricinde o haftaya ya da güne göre çok güzeldi. anın laçka müziklerine çok fazla yer vermeden eskilerden çok çalmaları süperdi. girdiğimiz andan çıktığımız ana kadar tepindik durduk. ciwan karısı bi ara bayılazaaam kızaaam diye havlu atmaya denedi ama müziğin ve cazibemin karşısında direndi. tekyön bildiğin çöplükmüş bunu fark ettim. gidin
dün gece bulunduğum mekan. aşırı kalabalıktı. öyle ki bazen bir yerden başka bir yere gitmek için baya milletin üzerinden içine girdiğimiz oldu. onun dışında çok havasızdı. kalabalıktan dolayı klimalar yetersizdi herhalde. bir de özellikle girişte duran adamlar sanki herkese laf yetiştirme derdinde gibiydiler. ağzımızı açsak bir iğneleme, hayır o öyle değil böyle tavırları vs pek hoş değildi. umarım bunun nedeni cumartesi gecesinin kalabalıklığındandır. yoksa gay barda homofobi de ne bileyim biraz şey. bunların hepsini bir kenara bırakırsak şu zamana kadar istanbul'da gittiğim gay barlardan en çok burada eğlendim. hatta görüyorum ve arttırıyorum şimdiye kadar gittiğim en iyi gay bar buydu bile diyebilirim. tabii bunda genç insan sayısının bir hayli fazla olmasının da payı yok değil *. ha bir de şimdiye kadar hiçbir gay barda görmediğim kadar hetero çifti de burda gördüm. hatta bir çift öpüşürken üzerime düşüyordu az kalsın *.