mustafa kemal atatürk

türkiye'nin en büyük putu sıralamasında liderliğini açık ara farkla korumakta.
ölümünden 70 yıl sonra tartışmaların odağı haline gelmiş türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu. gülen cemaati'nin ve yayın organlarının böyle de bir gizli gerçek var, aslında mustafa kemal şöyle faşistti hezeyanlarına rağmen atatürk'le ilgili durum değişmiyor. çünkü sanılanın aksine türk milleti'nin çoğunluğu için atatürk, ideolojik bir figür değil tam tersine duygusal bir bağdır. bu yüzden atatürk'le ilgili koparılan gürültü bu millete yarardan çok zarar getiriyor. dönemin koşullarından bağımsız bir şekilde atatürk'le ilgili ahkam kesmek demokratik gelişme açısından da faydadan çok zarar getiriyor. ülke kurulurken uygulanan pozitivizm ve fransız ihtilali ilkeleri ne yazıkki bugün faşizm uygulamaları olarak yerden yere vuruluyor. bu durumda sormak istiyorum ultra cahil koşullara sahip, büyük bir savaşı ardında bırakmış, mutlakiyet rejimi savunucusu olmadı mandacı aydınların cirit attığı bir ülkede nasıl bir yönetim uygulardınız? dönemin avrupa'sından, amerika'sına kadar hepsinin sosyal ve siyasal yapısı incelenebilir. mustafa kemal'in yönetimindeki türkiye'nin hangi açılardan faşist yöntemlere başvurduğu tartışmaya açıktır. doğrularıyla, yanlışlarıyla mustafa kemal atatürk bu ülkenin kurucusudur. bir put olarak onu ilahlaştırmak ne kadar yanlışşsa yaptığı herşeyin yanlış olduğunu iddia etmek ve bugünün erkini oluşturan dinci cenahın uydurduğu palavların ardından giderek atatürk'ü yerden yere vurmakta aptallıktır. sağlıklı bir demokratik yapıya sahip, insanların huzurla yaşadığı ve birbirini sevdiği bir ülkede yaşıyor olsaydık dünün yanlışlarını da kolayca konuşmamız mümkündü. malesef herkesin birbirini boğazlamak için yarıştığı bu coğrafyada ne dersim olayları,ne kürt isyanları ne de atatürk'ün kimi yanlış uygulamaları layıkıyla tartışılamıyor. herkesin siyah ya da beyaz olarak ayrıldığı bu ülkede, atatürk'te bir futbol takımı misali taraftarlarınca ya da ona karşı olanlarca ordan oraya savruluyor. kendi adıma yaptıklarına saygı duyuyorum ve onu sevgiyle anıyorum. umarım birgün mustafa kemal atatürk'ü doğru açılardan eleştirme ve inceleme atmosferini yaşayacağımız günler de gelir...
önceleri abartılı bir şekilde totemleştirildiğini düşündüğüm, şu günlerde ise ılımlı-filmli islam akımı dolayısıyla bu ülkeye çokmuş dediğim her daim özellikle zekası dolayısı ile bir hayranlık barındırdığım bir kişidir.
kimi zaman unutturulmaya çalışılsa da bin yıl geçse unutulmayacak eşsiz lider.keşke geri gelebilse ve bizi şu zor günlerden kurtarabilse.
1981-1938 yılları arasında yaşamış türkiye cumhuriyeti tarihinin ulu önderi olarak kabul edilen ve tüm dünyada hakkında araştırmalar, kitaplar, tezler yapılan türk lideridir. o mustafa kemal atatürk tür. ....
varlığından iyi ki haberdar olduğumuz, son padişah vahdettinle sıkı bir dostluğu olan, bırak gelecek nesiller seni vatan haini beni de dinsiz bilsinler; yeter ki vatan kurtulsun diyen büyük önder, kimileri için ilahlaştırılan ve kemalistim deyip sadece yakasında rozet taşımaktan öteye geçmeyen aklıgerilerin yol bulmak için çirkin emellerine alet bile edemeyecekleri, bazı dindar olup da dinden bihaberlerin de arkasından dinsiz dedikleri, temiz kalpli güzel gözlü sarışın ve karizmatik türk liderlerinden biri, özellikle son türki cumhuriyeti'nin bugünlere gelmesinde en büyük katkısı olan liderdir. benimse tam zamanında bulup da erken yitirdiğimiz dediğim ne olurdu bari 1960lı yıllara kadar yaşasaydı da tam yoluna soksaydı şu işleri. malesef kimsenin onun kadar kafalı olamadığı onun gibi vatan için menfaatli düşünemediği ulu önder yüce insan atamızdır.
- şehzade mustafa gibi, hakkı yenilen bir garip adam (nitekim kendi adı da, bu toplumun, hakkı yenilen şehzadeleri unutmadığını haykırır gibidir).
- gökten zembille inmeyip, osmanlı'nın kendi okullarında yetiştirilmiş binlerce aydınlanmacı atalarımızdan birisidir. liderlik vasfı en yüksek ve askerlik dehası en gelişmiş olandır!
- kendi dönemindeki düşüncelerin ve siyasal akımların en ilerici olanına gönül vermiş aydınlanmacı atalarımızın hepsi, monarşiye karşı, avrupadaki gibi meşruti ve meclisli rejimlerin gerekli olduğuna inanmış ve onun için mücadele etmiştir. mustafa kemal de, o dönemin en ileri ülkelerinin fikirlerinden etkilenmiş bir fani olarak, batı sistemlerini uygulayıp, memleketin rezil haline hızlı çareler üretmek için yırtınmış bir cefakar ve fedakardır!
- onu, bugünkü koşullarla yargılayanlara, biraz ibn-i haldun okumalarını şiddetle tavsiye eder, tarih ve sosyoloji çalışmalarını öneririm.
- tamam, kendisi bir peygamber değildir; hatasız asla değildir, ama, bugünkü tüm bireysel haklarını (özel mülkiyet, seyahat, medeni haklar,...vb.), siyasal oluşumları, cumhuriyet omurgasını ve kör-topal yürütülen temsili güçler ayrılığı sistemini kullanarak yükselmiş, doymuş ve azgınlaşmış olanların nankörlüğünü asla ve kata mazur görmemeliyiz! bizden önce yapılmış olanların meyvesini yerken, biraz minnet duyarak, gelecekte daha iyilerini yapacak kadar ahlaklı ve yaratıcı olmalıyız...
farklı, çok farklı bir kimlik olduğunu görmemek imkansız. olumlamıyorum, olumsuzlamıyorum; sadece lise tarih kitaplarındaki bilgileri bir yetişkin akl-ı selimi ile okuyanın bile dikkat çekici biri olduğunu anlayacağını biliyorum.

bilinmeyen, ya da pek bilinmeyen yanları vardır ulu önderin: örneğin cumhurbaşkanlığı sürecindeki hızla bozulan sağlığı, pek duyulmamıştır: kaşıntıları, başına yığılan doktor denen cellatlardan usanmışlığı, dostlarına yazdığı mektuplarda bunlardan "şekvacı olması".

cephede soğuk, açlık, tehlike, leblebi, alkol = adrenalin ile var olan bu zorlu adamı, bu dehayı, dandik tipler arasına, kısır politik dansözlükler içine at... adamı hasta et. en zorlu konumlarda lider olarak var olan bu adam, o ortamlardan savarona sürecine girince neden hasta oldu? ya... evet: çok yoruldu cephede dimi? zarrrttttt! o adam asıl fedakarlığı gerçeği olan savaş alanlarından koparak, elde edilenleri şuna buna kaptırmamak için acayip hallerde durmayı göze almakla yaptı!

bizler o ulu kişiye borç olarak cumhuriyet ve batı standartları kadar, bu konumu "bizler için" kabul etmesini de borçluyuz.

kim dinler, kim aldırır?
varlıklarını kendisine borçlu olduklarını algılayamayacak derecede olup, ötekileştirildiği halde ötekileştirme yapabilen zevatın dahi çamur atmaya yeltendiği fakat altının çamura düşmesiyle altın olma niteliğini kaybetmeyeceği misali, hala ışıldayan, ebediyen de ışıldayacak insan.
türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu, ilelebet yaşayacak olan ulu önder!
her geçen yıl ülkem için daha bir özlenmesi gereken yüce lider.

(bkz: 10 kasım 1938)
(bkz: 10 kasım)
eleştirmenin kanunlarla yasaklandığı lider.
bir lider vefatından 1938 sonrası 2012 de hala hatırlanıyor o lider yani atatürk adam gibi adamdı.300 yıl gerileyen osmanlı içinde hristiyan-haçlılara sakaryada dur diyen adamdı.
130 yaşında hala iti köpeği korkutmaktadır.
100 kusur yasinda hala iti kopegi korkutuyor.
büyük ölümlere matem gerekmez. fikirlerine sahip çıkılsın yeter.

kurucu babamız, unutmadık! cumhuriyetin bir genci olarak saygıyla anıyorum.
saygıyla ve şükranla anıyoruz...
ondan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı, olamayacak da...
ilk okul 1. sınıfta söylediğim bir şiir geldi aklıma.

atatürk , atatürk en büyük türk
önce seni anarım ne kadar çok yanarım,
sen daha ölmedin toprağa gömülmedin
sor bana bak nerdesin en güzel yerde kalbimdesin.
yüz yıl önce söylediklerinin bu denli gerçekleşmesi... işte ileri görüşlülük budur.
  • /
  • 2