rahmetli duygu asena nın bizim dünyamıza ilişkin yazdığı bir kitaptır etkileyicidir, kitap bittiğinde böyle bir aşk istiyorum diyebiliriz.
kitap tanıtımından bir paragraf:paramparça nın kahramanı bir yanıyla klasik bir erkek gibi yaşayan, diğer taraftan da erkeklerle ilişkilerini sürdüren bir adam. küçük bir kentte, resmî görevli, evli ve çocuklu. hayatı çözmeye çalışan, ancak çözmeye çalıştıkça daha da zorlanan, kendini, cinselliğini, ruhunu bir türlü tam olarak anlayamayan bir erkek.
teomanın 2000 yılında çıkan üçüncü albümü "on yedi"de yer alan ve teomanın en sahici ve samimi şarkılarından biri. teomanın şairlik tarafının ürünü. özellikle "nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken, yıllar hayatlar bitiyor" kısmı çok düşündürür beni zaman zaman. müslüm gürses tarafından yorumlanmış güzel bir versiyonu ve sezen aksu tarafından katledilmiş bir versiyonu da bulunmaktadır.
saatim yok, tam olarak bilemem biraz bira, biraz şarap önceydi nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor
kayıp bir bavul gibiyim havaalanında ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda çok mu ayıp, hala mutluluk istemek neyse zaten hiç halim yok
bugün benim doğumgünüm hem sarhoşum hem yastayım bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım
bugün benim doğumgünüm kelimeler büyüyor ağzımda, bildiğim tüm hayatlar paramparça
takatim yok, yine de telefona sarıldım son bir özür için, tüm sevdiğim kadınlardan aradım, mesajlar çıktı kapattım telesekretere konuşamayanlardanım
bugün benim doğumgünüm hem sarhoşum hem yastayım bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım
bugün benim doğumgünüm kelimeler büyüyor ağzımda, bildiğim tüm hayatlar paramparça
hayatımda aldığım en değerli hediyedir.arafta kalmış bir adamın anlam verme cabalarını anlatır.kitabın ilk sayfasında yazan , parçalanmamış bir hayat dilerim yazısını on yuz mılyon kez okumuşumdur. *
duygu asena'nın arkadaş tavsiyesiyle alıp okuduğum kitabı. 10 yıl önce okuduğumda çok klişe ve üstün körü gelmişti bazı şeyler. tekrar okuduğumda haksızlık ettiğimi anladım, son sayfaları tekrar tekrar okudum. eşcinsellerin ayse kulin'in kitaplarından çok daha gerçekçi ele alınışını sevdim, arafta kalan evli eşcinselin çaresizliğini okuyup daha çok üzüldüm.
şu anda izlediğim 30. bölümü oynayan dizi... salaklığına doymayan cansu ile hırsına yenilen hazal'ın hesaplaşması dizide ana rollerde olan büyük oyunculara ders gibi olmuştur.... keriman ve özkan kardeşler dizinin güzel karakterleridir. ebru özkan ne güzel bir kadındır öyle
öyle bir dizi olmuştur ki bugün yaşanan 3 olayı anlatayım. dilara'nın kardeşi asuman bir oto galerisine girer. -merhaba bu arabanın fiyatı ne demiştiniz? -376.000tl -aaaa iyi başka rengi var mı? der ve eniştesi harun'u arar - alo harun merhaba istanbul'da taksicilerle kavga etmemek için bana 400.000tl yollar mısın? - 400.000 mi elbette yuh... ikinci olay kim olduğunu anlamadığım selma isimli kadın harun'la iş görüşmesi yapar. - cihan bana iş teklifinde bulundu 2 katını ver seninle çalışayım - kaç para teklif etti? - 15.000usd - senin gibi başarılı bir ekonomiste az bile 30.000 usd pazartesi gel başla.... al şimdiye de olan olay kızımın ölümüne sebep olan rahmi gürpınar ı yakalamama yardım et 1.000.000tl kazan maide erkoç... te allahım yarabbim
düşen ratingler sebebiyle 1001 olayı tek geceye sığdıran dizi... kaza, ölüm, çocuk kaçırma, kaset şantajı, düşman olan karı koca, yakınlaşan eski karı koca, ölümle pençeleşen hamile kız çocuğu, kayıp dedenin ortaya çıkması, diğer kızın sevgilisinin polis teşkilatından olması... evet hala seyrettiğim ender dizilerden biridir.