platonik aşk

* * * * *kelimenin kökeni eşcinsel bir filozof olan eflatundan nam-ı diğer platondan gelir. tam olarak neden geldiğini ben de bilmiyorum. bazı kaynaklar platonun ideal devlet aşkı görüşünden geldiğini söyler, bazı kaynaklar da platonun bir erkek öğrencisine duyduğu aşktan geldiğini söyler. eğer durum ikincisiyse bu çok komik. heteroseksüeller yıllar yılı bir homoseksüel aşk yaşıyorlarmış da haberleri yokmuş demek olur çünkü bu.
platonik aşk,sen msnde birini beklersin o da başka birini bekler,seni de başka biri beklerdir
platonik aşk güzeldir. evet insana acı verir. ama yüreğimizin aşık olma yeteneğini hep canlı tutar. bir gün gelecek olan gerçek aşk için, ruhumuzu zinde tutabilmemize yarayacak idmandır.
neler yaptırmaz ki insana...
bakarsın, izlersin. o güler kendi kendine, sen de gülersin. birlikte gülmenin hayalini kurarsın.
düşersin yollara, geçtiği yerlerden geçersin. "belki görürüm lan" dersin. göremezsin. fakat yine denersin.
gün gelir gider o. varlığından haberi vardır ama tüm varlığınla duyduğun sevgiyi tahmin bile edemez. bu da yer bitirir seni.
"belki geydir lan" dersin kendi kendine. "geçen gün bi gey geldi gözüme." ama biliyorsundur gerçeği. çarpıtmakla yetinirsin o yüzden.
sonra gider. gider işte süslü şeyler bulamadım buraya yazacak. içindedir hala ama unutmazsın.
çok sevdim be sözlük.
platonik aşk, sekülerlikten çıkarak tinsele dönüşen aşk anlamına gelir. ünlü düşünür platon'un adından gelir.
günlük türkçe'de, karşılığı sorgulanmayan aşk anlamında kullanılır.
sanırım şu sıralar yaşadığım şey. fakülteden kendisi. ödev yardımlaşması için tanıştık. sonra da nadiren de olsa konuşmaya devam ettik. özellikle mesajlaşmalarımızda hemen, ilgiyle ve samimi cevaplar vermesi onunla mesajlaşmaktan keyif almama sebep oluyor. gerçi telefondaki konuşmalarımızda da aynı. üstelik kendisi benden sınıf olarak üstte olduğu gibi yaş olarak daha da büyük. dolayısıyla neden benimle muhabbete bu kadar ilgili olduğunu gönül ilişkilerine yormadan edemiyorum. e tabii bir de gayet hoş bir çocuk olması var. belki de bu yüzden bir şeyleri görmek istediğim gibi görüyorumdur. yalnız geçen gün artık bunu noktalamam gerektiğine karar verdim çünkü konuşma arasında "bana aşıksın biliyorum" dedi şakayla karışık. haliyle acaba benimle eğleniyor mu diye düşünmeye başladım. "ehehe şöyle bi çocuk yazıp duruyor, gay midir nedir?" gibisinden konuşulmasını istemem açıkçası arkamdan. ah ah şu an hayatımda hep düşlediğim o insan olsa bunları ne yaşardım ne de görürdüm. ah hayat ah.
lisedeyken oldu. çok kötüydü cidden ya her kokuda her seste onu aramak... onun gitmeyi hedeflediği üniversiteye gidebilmek için tembel liseli hallerimden sıyrılıp harıl harıl çalışmaya başladım, ve sonra onun istediğinden çok daha iyi bir üniversite kazandım, o ise daha kötüsünü. şimdi aklıma bile gelmiyor. hayatta her olay bize bir şey öğretir veya bir şey kazandırır, genelde bunu olay sırasında anlayamayız, sonradan fark ederiz. işte bu platonik aşk meselesi beni çalışkan biri haline getirdiği için iyi ki olmuş diyorum.
bir heteroya karşı hissedilince acının katmerlisini yaşatır.
yüzme bilmeyen birinin denizde çırpındığı gibi çırpınırsınız etrafında. her gördüğünüzde kalbiniz çarpıntı yapar pır pır diye. size yanlışlıkla dahi olsa dokunduğunda bir anlam vermeye, çalışırsınız, heycanlanırsınız. aklınızdan çeşitli hayaller geçer ama bilirsiniz ki hiçbiri gerçek olmayacak. size zararının farkındasınızdır durumun ancak kendinizi alamazsınız onu her fırsatta bir kez daha süzmekten. canınız yanar. çok feci hemde. (bkz:tecrübe)
allah kimsenin başına vermesindir.
sigara ve bira ile iyi giden duygusal araf, asosyallik ve şizofrenlik yaratabilen karadelik gibi kendine çeken şahsen kapılınılmasını önermediğim, kalp ve beyin sağlığını etkileyen durum.
(bkz:azı yarar çoğu zarar)
aylardır hapsolduğum illettir. arada geçer gibi oluyor sonra yeniden yeniden.. bunda karşı tarafın medyatik olmasının payı var sanırım. (bkz: ismail saymaz )

camgezer yapar aşığı,

"ne zor oyundu
kazanmadım
alışkanlık kaderimdi
aşk sahnesinde rol bekler gibi
hem sakin
hem dengesizdim

mektup bekler sarı siyah
dolanırdım camlarda
bilirim nerde kırıldın
neden aşıksın bana
neden aşığım sana"
cevapsız nedenler yorar insanı...
basketbol oynadığım zamanlar, takımımızın koçuna deliler gibi beslediğim duygu. benimle muhatap olduğu her an, yaklaştığı her saniye kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu. geçenlerde, dışarda karşılaştık, baya bi yaşlanmış, çökmüş bir de evlenmiş, çocuğu olmuş. bana, oğlum diye seslendi, hep öyle seslenirdi de ben duymazlıktan geliyordum aslında. değişik duygulara sürüklendim, muhabbet ettiğimiz o birkaç dakikada. zamanla geçiyormuş bir de bu duygu, bunu öğrendim.
eşcinsellerin kanayan yarası.
sözlükte 4 kişiye eş zamanlı hissettiğim duygudur.

(bkz: ayı sözlük itiraf)
anlamsızca beklemek demektir.
  • /
  • 2