the beatles

john lennon, paul mccartney, george harrison, ringo starr adlarındaki 4 ingilizin kurduğu, 1960lardan bu yana vazgeçilmezler arasında her daim yerini koruyan, koruyacak müzik grubudur. zamanında her yaptıklarıyla ( özellikle de müzikleriyle) olay olan, yeri doldurulamayacak, coverları eksik olmayan müzikal efsanedir.
eğer beatles seviyorsanız accros the universe filmini izlemenizi tavsiye ederim.müzikal tadında biraz ama hiç sıkıcı değildir.
kime sorsanız en güzel şarkısını farklı bir cevap alırsınız ki bu da bence ne kadar başarılı olduğunun kanıtıdır.
dünyanın en iyi grubu olup olmadıklarına dair tartışma kabul edilebilir olsa da tartışılmaz bir gerçek var ki, dünyanın gelmiş geçmiş en meşhur müzik grubudur. kendisinden sonra gelecek kuşakları bu kadar etkileyebilen az sayıda grup vardır ve tüm bu etkiyi aşağı yukarı 10 yıl içerisinde yapmış olmaları inanılmazdır. ilk single olan love me do 1962 yılında çıkımış, grup 1970 yılında dağılmıştır. sadece 8 yılda sayısız klasik ortaya çıkarmış bu adamlar. mucize gibi bir şey.
müzik anlamında, müziksel olarak ilk aşkım.
bebekliğinde ninni olarak/ninni yerine ebeveynlerince the beatles dinletilmiş talihli çocuklardanım.
popüler olan parçalarını biliyorsanız ve seviyorsanız, popüler olmayan daha nice parçalarının da güzelliklerini keşfetmelisiniz.
hele hele john lennon.... ayrı bir vaka; the beatles'tan da fazlası.
ölmek üzereyken bir the beatles parçası dinleyebilmeyi isterdim. o derece...
vosvos minibüs * aldığımda hepinizi içine doluşturup gezdirirken kurmalı pikaptan çalacak gruptur. *
lucy in the sky with diamonds şarkısını lsd'ye yazdıkları söylenmektedir.
rock müzik tarihinin en büyük efsanelerinden biridir. yaşadıkları süre içinde "büyük" olduklarını biliyorlardı, ama kendilerinden sonra gelecekleri bu denli etkileyeceklerini, onlarca yıl hiç azalmayan bir şiddetle fırtına gibi eseceklerini tahmin etmişler miydi bilmiyorum. yüzlerce kez dinlense bile asla bıkılmayacak şarkılarıyla yalnız 60'ların değil tüm zamanların gençlerini etki altına almışlardır. buckingham sarayı'nda konser vermek için gittiklerinde arka sıralarda oturan saray çalışanlarından şarkıya alkışlarla eşlik etmelerini istemiş, ön sırada oturan asillere de "siz de mücevherlerinizi şıkırdatabilirsiniz." diyerek ince bir ayar vermişlerdir. ayrıca bu konser sırasında sarayın tuvaletinde hep birlikte ot içip konserden sonra kikirdeyerek bunu gazetecilere anlatan aşmış insanlardır.
biraz motivasyonum olsa kalkıp dünyayı feth edicem ama hala 5-6 sene önce denilince aklıma 90lı yılların sonu gelmesi zeka ikilemlerine neden oluyo ya, hiç hoş değil.

bi de satılsa ya şu cesaret denilen naneden. ama cahil cesaretinden. atlasak böyle herşeye. dünyayı fethetmek için, bu da gerekli pek tabii... anlayınca olmuyor yahu, ayrıntılarla kafayı bozuyorsun.
yok obsesiflik de değil dediğim, e şunu buradan halletsem, şunu bir arkadaşımdan rica etsem, onu da oradan alırım derken dünyayı fethetmek hiç de kolay görünmüyor gözüme. bak caydım yine.
diyeceğim o ki sevdiğiniz şarkıların albümü yoksa grooveshark gibi sitelerden dinleyin bence, youtube da izlemeye başladığınız anda o video bu video derken bi bakmışsınız bilgisayar başında 1 saat boyunca şirin kedi videoları izlerken buluyosunuz kendinizi. işin ilginci nasıl geldiğinizi bile anlamıyosunuz o videoya... şeytan işi. ya da izleyin dünyayı feth edicem ben, siz kedi videoları izledikçe kolaylaşır herşey.

ama ki sevgilinin elindeyken elim here, there, everywhere çalsa mesela, herşey yalan olur gibime geliyor. kendi dünyamdan ötesi kimin umrunda olur?