seksapel öldürücü takıyordur. yüzüme gözüme şah dök daha iyi mübarek!'

müslüman zamanlarımda bile içimden "ayaküstü milleti sikiyorlar" diye geçirirdim, düşüncelerim değişmedi.

bir arkadaşımınki cidden böyle... aşağılar zenci gibi yukarılara çıktıktça artık fazla güneş almaktan mı nedir bembeyaz. sevin yani onları bence, tanrı onları sevmeseydi bu kadar renkli yaratmazdı demek istiyorum.
(bkz: bir arkadaşım ekolü)

(bkz: sigmund freud)
(bkz: franz kafka)
(bkz: immanuel kant)
(bkz: fyodor dostoyevski)

"im a fool for your belly..."

ayy askk diye bakınız görünce, dark bear ban*a aşık oldu sandım ya! zaten gittiğim her yerde bir yürüyen(hatta koşan) çıkıyor burada da sözlüğün demir başını oltaya alsaydım komik olurdu*
ah gerçi bear değilse, kapım açık! kıps

james mcavoy'a benzetmişti bir arkadaşım. ama yani böyle yandan yemişinin yandan yemişi.
hamiş: gözlerim epey açık bir kahverengi tonu.

yeni geldiğim, ama sanırım geç kaldığım sevimli mi sevimli lubunlu sözlük.

cv ye yazılamadığından hakim olmadığım dil.

genelde evlere servisi gerçekleştiren taraf olduğumdan başıma gelmeyecek hede.

bırakamaz. olsa olsa bastırır. kendine göre haklı sebepleri de vardır kuşkusuz... hangimizin yok ki? hepimiz kendini bilmez insanların goy goyundan ya da evinde banyo yerine protein tozu dolabı olan leş tiplerden bıkmadık mı? amma ve lakin sex ihtiyaç arkadaşlar, bunu bilelim, bilmeyenleri uyaralım. hayır sonra bastırıyorsunuz bastırıyorsunuz acısı başka yerlerden çıkıyor, suyun bile fazlası zehirliyor yani iradenin fazlası iyi değil.
sevişin ayol!

ay zaten bir noktadan sonra göstermekte çekince duyuyorsa bir sorunu vardır, boşayın.
gereksiz bir dinsel fasilite.

böyle sakalları karnına kadar, götü açık beyaz entari ile dolaşan, nedense curved vücut hatlarıyla bastırılmış bir kadınsılık muhteva eden, gözleri yanarlı dönerli bir mavi, kzıgın ya da mutlu değil ancak sonsuz bir dinginlik içerisinde olan bir varlık hayal ederdim ben...
sonra spinoza ile tanıştık tabii.

erken olgunlaşmak ve çevre baskısından dolayı gözü etrafında değil yukarılarda olmak.

aslında bu kişiye göre değişen bir şeydir lakin bence her insan franz kafka okumalıdır mesela, bilemiyorum nietzsche'nin dediği gibiyse eğer yani insan ruhu mantık tarafından kalınlaştırılmaya sanat tarafından inceltilmeye gereksinim duyuyor ve idealine böyle ulaşıyorsa, kafka insanı, inceltir. tiner gibi.
şu dünyada bundan başka neye ihtiyacımız var ki zaten? seviyoruz ama ince değil, nefret ediyoruz ama o bile ince değil... estetik yoksunu.


"ne önemi vardı bunun? insan ne de olsa her zaman biraz suçlu değil midir?"
"biri bay k. ya iftira atmış olmalıydı zira bir şey yapmamış olduğu halde onu tutuklamışlardı."
"insanın asıl olarak iki günahı vardır, diğerleri bunlardan kaynaklanır: sabırsızlık ve tembellik."

yazar olmak istiyor(d)um, kimya mühendisliği okuyorum. henüz bir şey olmadık bakalım, planlar var ama.*