anahtar rumuzlu yazar sayesinde online yazarlar diye bir şey olduğunu öğrendim.

bir de hiç teşvik yok. halbuki ben bir lgbti sözlüğünün daha popi olmasını isterdim ama sonuçta herkesin popisi kendine.

türkiye'de hep vardı, dünyada da olduğu gibi. ama bir fark var. gelişen, özgürleşen dünya ülkelerinde giderek azaldı, azalıyor. bizde ise giderek artıyor ve artması isteniyor.

en büyük sebepleri.
1- her zaman var olan sebep bu aslında ataerkil yapı (zorla evlendirilenler, gizlice erkeklerle seks yapan kesim vs)

2- akepe. yok saydıkları gibi nefret ediyorlar. buna yok özgürleştik diyen bir ak lgbt görürsem sıçarım ağzına sakın yanaşmasın! tvde vs önceden vardı lgbti+! yok sayılmıyordu! şimdi ise yok sayılıyor! lgbti+ bireyleri öldürenler cezasını da çekmiyor!
(bkz:ahmet yıldız'ın babasının yakalanamaması)

3- yeni nesil ünlümsüler. kim bunlar? "yumuşak" olup muhafazakarlığa oynayanlar. hatta direkt kendilerinden nefret eden zihniyeti destekleyenler.
gördüğüm kadarıyla kerimcan durmaz, sisi (bugün öğrendim bu şahsı), murat övüç, başkanlığa evet videosuyla tanıdığımız hakan akkaya. hem lgbti+ olup hem akepe destekleyenlerin de bir an önce tedavi olması gerektiğine inanıyorum. katiline aşık olmak normal bir durum olmasa gerek.

kusura bakmayın ama lgbti+lar görünürlüğünü arttırmadan her boku yiyip muhafazakar görünenlere bırakırsa ortalığı bu homofobi katlanarak artacak. yani ünlü lgbt bireyleri bu insanlar olan bir ülkede homofobinin artmasının önüne geçemezsiniz. az bile şuanki homofobi.

edit: eklemeden de edemiycem. bu mu yani profiller? bu nasıl bir cehalet, varoşluk falan ya. öfff! sokakta selam vermeyeceğin insanlar influencer oldu başımıza! bir de sunny side up var, hiç girmiyorum bakın o konuya.

gündüz birinin kocasını parti yapıyor diye linçletmiş ama aynı günün gecesinde oğlu 4-5 arkadaş buluşup boğazda doğum günü kutlamış. ne diyelim biraz akıl.

"benim için" larissa'nın eşi olan şahıs.

şimdi de ınstagram'da tarifler yapıyor falan. bu adam hep mi iticiydi şimdi mi iticileşti bilmiyorum ama anlatış tarzı vs çok itici. bir de 81liymiş bilmiyorum genetik mi bana mı öyle geliyor ama yüzüne baktığımda 70 birini görüyorum ben. yüzü çok yaşlı duruyor.

hayatımda daha fazla zaman kaybı olduğunu düşündüğüm 2. bir film daha yok.

söyleyebileceğim tek şey bu, bu filmle ilgili. ve evet eşcinsel filmi.

gerizekalı ak lgbt burada mı? özgürleşiyordu lgbt en son nooldu? 2014ten beri onur yürüyüşü bile yok. tvlerden tamamen silindik. şimdi parayla kullanılan platforma havlıyor kitleniz. nerdesiniz karaktersizler!

varoş ablanın ayrıldığını görüyorum programdan.

2 yılı geçti tanı alalı.

alıştım diyorum ama aslında alışmadım. her gün bunla uyanıyorum, her gün ilaç alıyorum, her 3 ayda bir hastaneye gidiyorum. hastanelerde ayrımcılık yaşıyorum, işyerimde çok mobbing gördüm. kısacası alışmak kolay değil. bakınca tek ilaç alıyorsunuz ama o öyle olmuyor.

hele bir de tek savaşmak o kadar da kolay değil.

üstüne biriyle tanışmak çok zor. gerçekten biriyle tanışıp gelecek planları kurmak bile çok zor. nasıl söylerim, anlar mı, umursar mı, yanımda kalır mı, sever mi aklınızda bir çok soru.

ve en büyük üzüntülerimden biri. yurtdışına gidebilme konusu. gezide sanırım çok sorun yok ancak oturum izni sorun. parası olana her zaman her kapı açık ama yoksa o para işte o zaman zor.

o yüzden dikkat edin. karşınızdakinden beklemeyin, siz kendinizi korumakla yükümlüsünüz. çünkü sonrasında tüm üzüntüleri siz yaşayacaksınız.

ama şunu da unutmayın:

belirlenemeyen = bulaştırmayan

youtube'da nasıl kilo verdiğini anlatmış. kendisini hiç beğenmiyordum gereğinden fazla zayıf ama eskiden çok yakışıklı ve seksiymiş. hem kumral, hem baya yakışıklıymış.

sıvı margarin çıkmıştı sanırım yudum marka mı ne ayağımızı yerden kesecek miydi uçuruyor muydu ne. zorla aldırmıştım bizimkilere. yedikten sonra zıpladım zıpladım ama hiç uçamadım...

üstteki yazar arkadaşın dediği şu karpuz muhabbeti. benim daha da trajik. emrah filminde üvey anneleri kardeşine zorla böcek yediriyordu o da kızın beynini yiyordu falan. bu korkumdan hep ağzım kapalı gezmeye çalışırdım. karpuz falan yersem de muhakkak çekirdeğini çıkarırdım. durduk yere kimse ölmek istemez herhalde.

youtube'da gezi videoları çeken bir arkadaş. okursa sevgilisi felan varsa kızmasınlar ama gördükçe dibim düşüyor. bu ne yakışıklılık! o konuşma tarzı ne! bayılıyorum sana!

1 hafta da ben uzatacağım, bu süre 1 aya kadar da çıkabilir. çekirge sürüsü gibi olacak ortalık o kesin.

sıffır, sıffır.

malumunuz tinder sars cov2 sebebiyle konum değiştirmeyi ücretsiz yaptı. şöyle bir bakayım dedim de herhalde istanbul'a spor yapmayan gay almıyorlar. 20 kişiden 19u spor yapıyor. ayıptır yahu çıtayı bu kadar yükseltmek...

aşık olduğum grup. bu dünya üstünde bilim insanları kadar hayran olduğum başka bir kitle yok. gerçekten dünya sizin sayenizde iyi ve kötüyü deneyimliyor.

tabi gerçek bilim insanlarını diyorum 3 ay sonra ülkesine gelen virüsle baş edemeyecek kadar düşük iqlu tipleri değil.

keşke çat diye kapamayaydınız da gireydik.

kim olduğunu çok merak ediyorum. umarım bir gün çatlamadan öğreniriz sen kimsin.

acun sevmeyen, danla takip etmeyen biriyim. ancak son dönemde çok konuşuluyor bu çocuk ve bir şekilde maruz kalıyoruz. burada da görünce iki stalklayayım dedim ve ben şok! ınstagram'ıyla survivor'daki görüntüsü arasında dağlar kadar fark var.

lütfen yorma.

edit: yok bu kadar kısa değil ya. lütfen bir an önce mucize gibi girer misin hayatıma? her şey o kadar kötü gidiyor ki bir şeyler artık lütfen değişebilir mi? birbirimizi lütfen çok sevebilir miyiz? ama laf değil hayat paylaşma şeklinde. gerçekten.

uzatmaları oynayan akepe genel başkanı, akepelilerin "cumhur"başkanı. bazı muhalifler görüyorum ki hala umutsuz; neymiş hep umutlanmışız da bunlar gitmezmiş de miş de miş. öncelikle şunu görmemiz gerekiyor bu adam da bir fani er geç ölecek o zaman da akepe falan kalmayacak. bu ister covid19dan olsun ister eceliyle ama er geç ölecek.

ama ölmesine gerek yok ilk seçim ister erken olsun ister tam vaktinde o gün geldiğinde gideceğini garantiledi. akepe ne yazık ki (çok üzgünüm, nasıl anlatamam) stres durumlarını yönetemediğini gösterdi. kriz veya çöküş adı çok önemli değil o zamana kadar hem sahte zenginliğimiz hem de yandaşlara akıttığı paralar ve desteklerle hiç stressiz yönettiler. ne zaman kriz başladı sendelemeye ve yanlış kararlar almaya başladılar. ilkini geçen seçimde yaptılar. ben istanbul'da yaşamıyorum ve bir chp'li olarak 31 mart'a kadar ekrem imamoğlu diye birini duymadım, istanbul'la ilgilenmedim hiç de düşünmezdim kazanacağını. ne oldu o günden sonra mağdur ederek tüm türkiye'nin öğrenmesini sağladılar stres için yaptıkları bir çok hata yüzünden. hani istanbul, ankara bırakmazlardı ne oldu? sorumuzun cevabını burdan görüyoruz seve seve bıraktılar.

şimdi sars-cov2'yi de aynı şekilde berbat yönetiyorlar. tek sorun para da değil; hala deli gibi korkuyorlar sokağa çıkma yasağı gelirse darbe olacak diye. evet kendi askerinden korkuyorlar! ama sağ olsun fahrettin bey de bizleri şaşırtmayıp akepe bakanı olduğunu günlerdir 600-700 ölüler veren ispanya ve italya gibi ülkeler varken "bu kadar ciddi olduğunu bilmiyorduk" gibi bir gafla ispatlamış oldu.

ekrem başkan'dan o kadar korkuyor ki yine stres yönetimi yapamayıp usulsüz bir şekilde belediyelerin yaptığı yardımı baltalayarak kendi gidişini garantiledi. troll ve bir grup azgın azınlık hariç kendi kitlesi de gayet de muhalifler gibi "eee vergiler ne içindi" tepkisi verdi ve veriyor. bizi kıskanan amerika, almanya gibi ülkelerin tam da muhaliflerin iddia ettiği gibi daha iyi olduğunu, şahsının türkiye cumhuriyeti'ni gerçekten yönetemediğini gördüler.

şu bir gerçek. hem seküler hem dinci kesimin belli bir kemik kitlesi var. iki kesimin de hedeflediği potansiyel oy alacak kişiler zaten bunlar değil. bunlara bakarak kim gelecek ya da gidecek söyleyemezsiniz. ama şuan şahsına oy verenler de o güçlü bildiklerinin para dilendiğini gördüler.

bundan sonrası seçime kalır. ilk seçim ne zaman olursa o gün gider.

siz gitmez diyenlere kanmayın, görün bakın nasıl da bırakacak koltuğu. arap baharı zamanı da diyorlardı türkiye'yi de bölmek isteyenler, iç savaş çıkarmak isteyenler var diye ne oldu? ha hala muhaliflere terörist, fetöcü, vatan haini, zillet diyorlar ama aldanmayın buna. hiç bir bok olmamıştı. bu halk komşusunu öldürmez, o savaş çıkmaz.

gitmez diyorsanız da istanbul ve ankara'ya bakın.

"benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. fakat türkiye cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır."
mustafa kemal atatürk