yıldız tilbe'nin ağır sarkılarından,adamın amına koyandır.
her gün biraz daha aşkı yitiriyor yüzündeki gökkuşağının ağrılı rengi sabahlara yakın sessiz gelişlerin hırsız gibi kararsız, kararlı yatağımdasın kırk yıllık yabancı
vazgeçti direnişim seni sevmeyi ağır ödüyorum vazgeçtim direnişim seni sevmeyi ağır ödüyorum
her gün biraz daha aşkı yitiriyor yüzündeki gökkuşağının ağrılı rengi sabahlara yakın sessiz gelişlerin hırsız gibi kararsız, kararlı yatağımdasın kırk yıllık yabancı
vazgeçti direnişim seni sevmeyi ağır ödüyorum vazgeçtim yana yana seni sevmeyi ağır ödüyorum
vazgeç yüreğimden düşlerimden yaralıyım bin yerimden ben değilim seviştiğin affedemem beni affet gidiyorum uzaklara, sensizliğe
kahretsin yapamıyorum kaçtıkça sana geri dönüyorum kahretsin yapamıyorum seni sevmeyi ağır ödüyorum... kahretsin , seni sevmeyi ağır ödüyorum...
william shakespeare'in muhteşem 66.sonesidir aynı zamanda.
66. sone vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, değil mi ki ayaklar altında insan onuru, o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, seni yalnız komak var, o koyuyor adama.