ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
insanların kişisel bakımlarını tamamen yerine getirmediği kaygısına kapılarak bir şeyler yaşayamıyorum.
uzun zaman oldu, bunu aşmak istiyorum.
koskoca sözlükte tek ben varım lan. evde tek kalınca kapı açık tuvalete girmek, evde çıplak dolaşmak gibi aksiyonlar geldi aklıma istemsizce.
dün hornetten biri yazdı. halen okunmayı bekleyen 190 civarı mesaj var. ama nedense bu elemana yanıt vermek istedim. sohbeti güzeldi. sonra yüzünü gösteren foto attı hiç beğenmedim ama bunu dile getiremedim. boyu 2 metre falan olduğu için beni kısa buldu ve o da beni beğenmedi haliyle. kendi boyunda birini arıyormuş. dedim profılimde boy kılo yazılı eee yazmayaydın madem. ama yine sakince dedim. reddedilmek bazen çok güzel ya kırıcı olmadan her şeyi yola koyuyor.

dipnot: yalnız şu var bu eleman boyu posu siktir edip bir kaç gün sonra yine bana yazacak. çünkü hep öyle olur. normalde ağzına sıçmam lazım ama öyle yapmacağım. kestirmeden blockarım geçer gider.
psikozda olduğumu düşünüyorum ve birlikte çalıştığım insanın benden hoşlandığını düşünüyorum...bunların hepsi yalan!!!
ayşe hatun'suz* bir günüm geçmez oldu sözlük. sabah onun albümüyle uyanıyorum, gece onun albümüyle uyuyorum. gün içinde ne kadar çok dinleyip şarkıları bangır bangır söylediğimden bahsetmiyorum bile!* bu aralar bana instagram ile birlikte en iyi gelen şey selam dengesiz albümü. sanırım dengesiz ve cehennem şarkılarına birer düet yapacağım.
sabah 8 uyandim 9 otobuse bindim okula gidicegim. hava güneşli insanlar mutsuz suratsiz ve umutsuz yani sıradan bir gun tum mutsuzluk halleri olmasi gerektigi gibi her sey normal ... bu yasadigim sey de belki siradan birçoklarinin birçok kere yaşadığı bir sey ... otobusten indim travmaya bindim .. tramvayda daha once görmediğim bir adamla goz göze geldi en siradan haliydi ama hanı bakar gecersin ya ole ... tramvaydan indim birkac adim attiktan sonra bir adam arkamdan yanima yaklaştı özür dilerim bilgisayar muhendisligi nerde diye sordu ? rica ettim tam tersi istikameti gösterdim brn kendi bölümüme dogru yürümeye devam ettim .. normal insanlar gibi arkama bile bakmadan devam ettim okula yürümeye.. saat 9 30 civari olduğu ixin nasil olsa ilk dersi kacirdifim icin fotokopiye gidip ders notlari almak istedim .. gittim.. istediğim notlari soyledim .. onlarin çıkmasını beklerken daha once tanımadığım iki kadin ogrenci yanima geldi ve bana " ya pardon siz son siniflardansiniz sanırım bu arkada bekleyen adam siz tramvaydan indikten sonra ne sordu bilmiyoruz size ama sizin gösterdiğiniz yone yurumedi sizi takip etti dediler ... arkama döndüm baktim once tabiki sasirdim cinsel acidan cok aktif bir hayatim olmasina ragmen ne olduğunu anlayamadigim bir durumla karsi karsiyaydim.. kisa bir an dusundukyen sonra yanina gittim .. beni mi takip ediyorsunuz diyerek sinirli bir ses tonuyla adama soru sordum ve adam cevap vermedi tabi ben birkaç sey daha sordum ve bir an da bagirmaya basladi bu travesti beni taciz ediyor diye .. fotokopi kismi ogrenciyle doldu tasti ... guvenlik gorevlileri geldi tabiki durumu anlattim karakolluk olduk ... o okulun öğrencisi olmama ragmen kendimi bok gibi hissettim hem yuzde yuz hakli olduğumu bilmeme ragmen... neyse karakolda tum hukuki yollari bilmeme ragmen polislerin tavır davranislari ve benim onlarq laf anlatmak icin yasadigim bu hunharca mücadele....... neyse hakli oldugum anlasildi ve dava sureci basladi ne sonuc cikar bilsem de olsun belki sayemde baska biri o kisi tarafından bunu yasamayacak ..

simdi sunu merak ediyorum 21 yasindayim estetik hic olmadim .. ben travesti miyim ? ya da travesti olmak onların gozunde neden bu kadar asagilanmasi gereken bir sey ? neden bir lgbti li birey bunu acik yasayan bir birey haklarindan ulkemizde faydalanamiuorum neyseee sorulacak cok soru varrrrrr... ayni bolumde okuduğum ayni puanla ayni siralamayla girdiğim o bolumdeki arkadaslarimin bana bakisalrindaki o ifade tanrim umarim uyuyunca gecer .... sen gel su kafada jilet nejla yi anlama ... sen gel psikolojisi bozulmus travesti avlalari anlama ... bu kadar bencil olamam kendi adima ... simdi sunu düşünüyorum herkesin bildiği bir sey ikinci ucuncu defa okul koridorlarinda yuzlendimm ve igrenc sekillerde ... ne yaomam lazim diye düşündüm okula arami versem sex isciligine mi yonelsem tanrim ne yapsam diye ... kamuoyunda yasanmis her şey o an gozumun onune geldi yanarak oldurulen translar siddeye uğrayanlar darp edilenler intahara suruklenenler.. sonra dedim ki evet sen bir kadinsin bunu gizli mi yasasan dedim ne biliyim belki testeron takviyesi ile sakallarimi cikarabilir saclarimi kestirerek ... sabah oldu uyandim saatimi kurmadan sadece güneş isigiyla ... o isiga baktim ve dedim ki ne donduracagim ne de hayallerimden vazgececegim insan olmamdan kaynaklanan her vir seyi yasayip ve yasayamadifim her sey icin de hakkimi sonuna kadar talep edicegim ! bu olayo bazıları anlamiyacak tabi ben de anlamazdim.... ama bu olay buyedebilirdi brlli fiziksel vir siddete maruz da kalabilirdim... aldığım kararlar ;

kariyerim olacak ,büyük bir askim gun yuzunde yasadigim bir ask, damina kadar da sekso bir kadinim ve oyle olmaya da devam edicegim bugün ilk estetik randevumu aldim bile !
uzun zamandır evli bir gay erkek ile konuşuyorduk. niyetimiz cinsellik dışındaydı fakat eve geçtiğimizde artık bana dayanamadığını söyleyip seks yapmak istediğini söyledi. sanırım ortamın ve karşımdaki insanın kararlılığı beni tahrik etmişti. olanlar oldu, adam canının yandığını ama buna değer demesi ile beni hem mutlu edip hem de tuhaf hissetmemi sağladı. pişman mıyım değil miyim bilemiyorum. ne ise sonuçta iki tarafta mutlu ise sorun olacağını düşünmeyerek kendimi teselli etmekteyim.
adamın birisi growlr'da, "amerika'ya gel, evlenelim" dedi. ay keşke gitsem. tatlı da bi şey ha. bear kocam olurdu ne güzel.
aslında seni çok özledim de söylemek istemiyorum.
yine burnun havada bir şeye dönüşürsün filan.
sonra uğraş dur.
galiba kendimi revirginize'ladım.* sorun ankara da mı bende mi bilmiyorum. belki de nazar değmiştir*
çok farklı bir kafaya girmeye başladım sözlük. yaşanılan her şey gerçekten bir deneyim ve insana bir şeyler katıyor. 27. yaşımın sonlarındayım ve her yeni yaş yaklaşırken yeni kararlar alır ya insan, işte ben de o safhadayım. bu zamana kadar her yeni yaşıma girerken aldığım kararların %95’ini uygulamış birisiyim. 28 olurken az ve öz kararlar almaya niyet ettim. az ve gerçekleşecek kararlar, bir tanesini es geçtim diye moral bozukluğuna neden olmayacak ve es geçmeyeceğim kararlar, kararlılığımı devam ettireceğim kararlar. ne çok karar yazdım!*

3 ay bir ilişki için kısa bir süredir diyor çoğu kişi. ben zaman kavramında değilim, ben hissettiklerime bakıyorum. ben için çok yoğun duygularla doluydu bu 3 ay. zaten kolayına birisinden hoşlanabilen ve onu hayatına alabilen birisi değilim, belki de duygularımı yoğun yaşamamın sebebi budur. bilmiyorum, düşünmek de istemiyorum, çünkü yaşadıklarımdan son derece memnunum ve mutluyum. son günlerinde üzülsem bile!

3 hafta oldu ayrılalı ve atlatıyorum, hatta atlattım bile diyebiliriz. çok az demleri kaldı ve onlar da önümüzdeki haftalarda tamamen bitmiş olup güzel bir anı olarak her zaman aklımda ve kalbimde kalacak. bana 3 ay boyunca yaşattığı mutluluk için ona minnettarım ve hep mutlu olup hayatının güzelliklerle dolu olması için dualarımda yer alıyor, almaya da devam edecek.

çok ağladım. ne sulu gözüm ne de sürekli ağlayan birisi ama bu defa çok ağladım. hıçkırıklarım yankılandı gecenin siyahında, ayın ışığında. ağladım, ağladım, ağladım… artık ağlamıyorum, sadece biraz üzgünüm. geçmek üzere olan bir üzüntü. hayatımıza insanlar girip çıkıyor, yapacak bir şey yok. hayat arkadaşını bulana kadar, el ele yürüyeceğin kişiyi bulana kadar böyle oluyor ki esas kişi geldiğinde her şey yerli yerine oturmuş olsun ve mutluluk daimî olsun. umarım bu kişiyle çok gecikmeden karşılaşırız ve hızlı olmadan, yavaş olmadan.

doğum günüm için ne hayallerim vardı. ankara’da olmak istemedim. doğum günümde yalnız olmazdım, arkadaşlarım var ama burada olmak istemedim; çünkü ilk defa doğum günümde hayatımda birisi olacaktı. biletimi aldım ve doğum günümden birkaç gün önce ailemin yanına gidiyorum. en yakın arkadaşım beni havaalanından alacak ve annemle babama sürpriz yapacağım, gideceğimden haberleri yok!* orada ailemle ve en yakın arkadaşımla, can dostumla çok güzel bir doğum günü geçireceğim. üstelik bu sene doğum günüm doğduğum güne denk geliyor. dönüşüm de olay olacak ayşe hatun önal’ın olay şarkısında dediği gibi. tamamen yenilenmiş ve iyileşmiş, çok daha iyi olarak geri döneceğim ve kendime odaklanacağım.

tabii ki bu sürede iyileşmeme destek olan ayşe hatun'umu da es geçemem. sağ olsun, var olsun tam da zamanında her şarkısıyla yarama merhem olacak bir albüm* çıkardı.

28 olurken artık insanları daha az kafaya takmaya karar verdim. bunun için çalışacağım. son zamanlarda kendimi çok boşlamıştım, artık kendime daha çok zaman ayıracağım. hayatımı düzene koyacağım ve mutluluğumu her geçen gün artıracağım. ben kendi başıma da mutluyum! hayatıma dahil olan kişi mutluluğuma bonus olur ve mutluluğumu onunla paylaşırım. mutluluğumu aşağı çekecek olan kişiye ve kişilere izin vermem, vermeyeceğim de. mutluluk paylaşmak isteyene kapım sonuna kadar açıktır, böyle bir sevgiliye ise canım fedadır! işimi daha iyi bir duruma getirmek için daha çok çalışacağım. yalnız olduğum sürede işimle aşk yaşarken hayatıma birisi girerse, aşkımı onunla da paylaşacağım.

bu kadar galiba sözlük; az ve öz. öze dal, kendini yükselt!*

saatler sonra gelen dip not: aynı gün akşamüzeri yaptığımız konuşma sonra içimde kendisine dair zerre kırıntı kalmamıştır, yolu açık olsun!
kısa yazıyorum lan okuyun bi.

ben karşıma çıkan fırsatları tepiyor muyum? adamın birisi bana "evime gel" falan dedi, ben de "olmaz, ilk buluşmamızda evde buluşmuyorum" dedim, adam da sallamadı sonra. acaba gitmeli miydim? adam yakışıklıydı ama canım seks istemiyordu. dün iranlı bir doktorla sanal seks yapmıştık çünkü. anladım ki hiç ilişkiye girmemiş olmamın tek sorumlusu benmişim. aslında beni beğeniyorlarmış.
kafa gitti iyice sözlük. sürekli dert yandığım yozgat'ın dağlarındaki şantiyeden; evime yani mersin tarafındaki bir işe daha iyi şartlarda, bin kat daha iyi bir firmaya geçiş yaptım. buraya kadar her şey güzel fakat benim buraya geçmemde aracı olan şantiyedeki aşkımı canımı -ki sırf ben orada çok çile çekiyorum diye bu işe aracı oldu- çok özlüyorum. maddi olarak, aileme yakınlık olarak, iş olarak yani her koşulda çok rahat bir yerde çalışmama rağmen eski yerimi, sırf o kişi oradaydı diye özlüyorum hatta yapmışım gibi hissediyorum ha tabii o da oradan çıktı şu an evde yatıyor ama şefleri gidince oradaki bütün ekip gitti zaten zükerim şirketi dediler.biraz şımarim bari moraller bozuk.
hayvan gibi sevişmek istiyorum...
ellerim parçalanana kadar sinir krizi geçirebiliyorum. sanırım psikiyatriste gitme zamanım geldi de geçiyor.
buradaki bazı arkadaşlarımızın sıkıntılarını okuyorum da bir parça hüzünlenmiyor değilim. sevgili, aşk her zaman olur. bunları asla kafanıza takmayın. çünkü hayat üzülmek için çok kısa. ha illa üzüleceğimiz şeyler olacak, insanız. kendimizi önce iş ve mesleki konularda geliştirelim. sonrası bir şekilde geliyor. üzülmek, pes etmek yok dostlar.
keşke memur olsaydım tayinimi sinop'a isterdim. lan ne güzel yerler oralar hep.
1 ayı aşkın süredir hiçbir haber izlemedim , hiç haber okumadım (referandum sonucunu öğrenmek hariç) , hiç haber dinlemedim. türkiye gündemine , dünya gündemine dair ne varsa öğrenmekten kaçındım. bu zalim insanoğlunun dünyasında aklınızı kaçırmamak için yapacağınız en mantıklı hareketlerden birisi.
bilen bilir (bkz:#302350) döküman nolu itiraf entrimde yazın yaşadığım enteresan bir deneyimden isim zikretmeden x ve y adlı şahıslar şeklinde bahsetmiştim.

bugün olayın tarafları ayrı ayrı telefonlardan yazarak şırakkkkk diye entry'yi yüzüme vurdular. bayadır ayrılarmış aralarındaki açık ilişki dahil her şey bitmiş falan. baya tuhaf oldum haliyle. entry'yi silmeyi teklif ettim taraflardan biri "sil diye sana mesaj atmadım" dedi, öyle gülüştük falan.

yahu sözlükte yazar olmadıkları halde ve isim zikretmediğim halde entry'yi nasıl bulmuşlar cidden ben şok. dünya cidden küçük.
en son bir adamla sevişirken aklımda birkaç gün önce tanıştığım bir kadın vardı ve şarkı söylüyordu
2 yıllık uzaktan uzaktan crushladığım çocukla dün tanıştım*, uzun uzun sohbet ettik. ne konuştuğumuz hakkında hiçbir fikrim yok***, biraz daha zorlasam aşk acısı çekmeye başlayacağım.*
  • /
  • 181