freak show

her sezon başarısını arttırarak gitse ve bence coven baya iyi de olsa, trailerından anlaşılan geçen sezonun acısını fazlasıyla çıkartacak gibi duruyor. sarah paulson'un o iki başlı halini ve dahası jessica lange'in son işi olacağından heyecanla merak ediyorum. hikaye 1952 yılı, florida'nın jupiter kasabasında geçecek, o zaman sayısı az olan bir ''freak show''u anlatacakmış; bu şovun yürümesi için her şeyi yapan insanların hikayesini ve ucubeler ile kötülerin çakışmasını, bu çerçevede kötülük teması ele alınacak anladığım kadarıyla.

8 ekim 2014'de prömiyer yapacaktır.

ikinci ve bir o kadar merak uyandıran trailer'ı da yayınlanmıştır.

http://www.buzzfeed.com/jarettwieselman/...

artık gün sayıyoruz!
4. ve özellijle 5. bölüm ile sonunda beklenilen american horror story atmosferine girmiştir.

--- spoiler ---

güzeller güzeli matt bomer'a nasıl kıydınız? insan değil sevmeye, sevişmeye kıyamaz 3 dakikada kokoreç'e çevirdiniz adamı. çok üzülüyorum matmazel...

--- spoiler ---
4 x 13 itibariyle sezon finalini yapmıştır. her ne kadar bayılmasam da fena olmayan bir sezondu. hakkında neredeyse tüm entryleri giren bir ben olmamdan tek izlediğim algısına kapıldım birazcık, üzücü.

--- spoiler ---
12. bölümde başlayan ölümler sezon finalinin başlarında da devam ederek ''eee kim kaldı ki?'' tepkisi uyandırdı bende, hatta biraz sıkmaya başlamıştı ki elsa'nın hollywood maceraları o kadar güzel bir noktada girdi ki... ve tabiki desiree'nin o konuşması:

"that's where you think freaks belong: powerless behind glass, a human car crash to stare at and remind you how lucky you are."well maybe that's true. maybe that's all we are. but let me tell you this, pretty boy. you may look like a motion-picture dreamboat, but you are the biggest freak of all."

--- spoiler ---
kısa ve net, en sıkıcı sezonuydu american horror story'nin. sanırım hiçbiri asylum kadar hakkını veremeyecek. adı üstünde horror; nerede gerilim, korku, etkileyicilik? ve tekrar adı üstünde, freak show, daha sıkıcı freakler bulamazlar mıydı? irili ufaklı, işlevsiz, koca sezonda toplasan 1 tane şov etmeyecek uzunlukta şeyler... zaten, lily rabe adlı oyuncuya bu sezonda rol vermemek, hata tatlım, yok yani. * * ya adamın fikirleri tükendi üretemiyor bir şey, içine ordan burdan cinsellik katarak kapatırım arayı diye düşünüyor; ama bu kadar geniş bir seçeneğe sahip bir konuda, insan daha fazla şey bekliyor. sanırım bütün zamanlarını 1 kişiyi 2 kişi yapıp bir bedene sığdırmakla uğraşmışlar. çünkü gerisi baştan savma karakterler...

--- spoiler ---

sağolsunlar son bölümde heroes şarkısını çalarak sevindirdiler. o şarkıyı duyduğumda, aklıma her zaman the perks of being a wallflower filmi gelecek. hatta finali yapıp gidip o filmi tekrar izledim...

ayrıca filmin sonunda o "cennet, cehennem" algısına farklı bir perspektiften bakması ayrı hoştu. sanki insanlar ölünce sevdikleriyle buluşup, hep istediği hayatı sonsuza dek yaşayacakmışcasına. ne bir ceza, ne bir başka şey...

artık son 2-3 bölümde o kadar çok insan öldü ki, baydı. zaten tüm sezon birilerini öldürüp gömmek senaryosuyla ilerledi dizi, öyle de bitti hani. bari karnavalı aleve vereydiniz, tam klişe olsaydı. sonra arkanızda duman alev, boş yola yürüseydi kurtulanlar...

--- spoiler ---
2017 yapımı film.

konusu:
cinsiyet rollerini umursamayan billy bloom iyi kalpli, neşeli bir genç. özgür düşünceli annesi muv’la yaşarken muhafazakâr babasının yanına gönderilince şok yaşar. okuldaki zorbalarla uğraşmak zorundadır ama aldırmaz ve hayatı bir eğlence ve şov olarak görür. o kendini şık ve güzel bir "kraliçe" gibi hissetmektedir.

film james st. james’in aynı isimli romanından uyarlanmış. 13 şubat 2017'de berlin uluslararası film festivali'nde dünya prömiyeri gerçekleştirildikten sonra, 12 ocak 2018'de ıfc films tarafından gösterime çıkarılmış.