cbb

Durum: 94 - 0 - 0 - 0 - 24.02.2017 23:09

Puan: 1420 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

umursamaz dünyayı umursamaz yaşarım
  • /
  • 5

cümlelerine yabancı kelimeler sıkıştıran insan

hiçbir mahsuru olmayan durumdur bu kadar kasmaya gerek yok. insan nasıl mutluysa öyle yaşasın istiyorsa to do listem desin, istiyorsa yapılacaklar listem karşı taraf anladıktan sonra bir mahsuru yok.

neyse bugün de eleştirisiz kalmadık ali rıza bey allah'a şükür

ayı sözlük yazarlarının hayalleri

"plazanın 32 katında partnerim ve köpeğimle birlikte yaşıyorum nispeten istediğim pozisyonda bir işte çalışıp pazar günü sabah kahvaltısına annem babam ağabeyim ve en yakın arkadaşlarımın gelmesi dolayısıyla tek derdim sucuklu yumurta yaparken köpeğe verip vermemek arasında kalmak ve haftaya gelecek olan gönüllü babalık yaptığımız evladımızı nereye götürecek olmamız"

hayal gibi hayal demi? :)

ya da boşver ben bi' dal demet akalın alayım

ne kadar meraklısın ibne olmaya

öğretmenden öğrencisine: ne kadar meraklısın ibne olmaya!..

olay 9 kasım çarşamba günü onur ateş anadolu lisesinde meydana geldi.

tenefüs boyunca sınıftaki tahtaya soru yazan bir öğretmen, ders başlarken sınıfa giren öğrencilerden kulağında küpe olan bir erkek öğrenciye, küpesinden dolayı hakaret etti. küpeli öğrenciye sinirli bir şekilde "ne kadar meraklısınız kız gibi dolaşmaya, i.ne olmaya, dışarda kime ibnelik ediyorsanız edin, burası okul, izin vermem" dedi.

öğrenciler, okul yönetiminin küpeye izin verdiğini söylese de, öğretmen ali kalyoncu buna itiraz etti.

kaynak abc gazetesi

az

her seferinde daha fazlası olamaz herhalde dediğimiz halde daha fazlasının önümüze servis edilmesi ve eğitimin düştüğü durum

çocuk sahibi olan ve olmayı düşünen ailelerin yerine kendimi koyduğum zaman dehşete kapılıyorum bir insanın çocuğunun böyle zavallı kişilerce yetiştirilmesi utanç verici

nez

nereye kaybolduğu bir muammadır fakat toto konusunda bir nesle çok çektirdiği bir gerçektir, zamanında müziğiyle tarzıyla her şeyiyle elinde kumandayla insanları bekletebilen bir insandı

çekici olduğu bir gerçek ama basitçe açıklamak gerekirse

"what's your name?

my name is nez.

real turkish delightttt!!!

ha zır mı sınnn?"

edit: bunu da unutmayalım

içişleri bakanlığı'nın 370 derneği kapatması

11 kasım 2016 cuma günü içişleri bakanlığının içlerinde birçok önemli olanlarının da bulunduğu 370 derneğin kapatılması olayıdır

açıklamaya göre
''ohal kanunu 11. maddesi kapsamında genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak amacıyla 39 ilde milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen; fetö bağlantılı 153, pkk/kck bağlantılı 190, dhkp-c bağlantılı 19 ve deaş bağlantılı 8, olmak üzere toplamda 370 derneğin faaliyeti valiliklerimizce durdurulmuştur.

kapatılanlar arasında çağdaş hukukçular derneği de bulunmakta

kaynak cumhuriyet

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turki...

(bkz: özgürlük)
(bkz: insan hakları)

edit: aynı zamanda ankara'da çocuklara daha önemli bir gelecek sağlamak için çalışan önemli derneklerden gündem çocuk da 3 aylığına durduruldu
link:
sd

overwatch'ın lgbti karakterlere yer verecek olması

blizzard'ın overwatch adlı fps oyununa yeni hikayelerle birlikte karakterlerin lgbti yönünün ortaya çıkarılacağını açıklandı. eklenecek hikayelerle birlikte oyunun hikayesine sadece romantik bazda değil ailevi ilişkiler babında da yeni içerikler katacağı söyleniyor

tabi ki eklenecek olan hikayelerle birlikte yerelde bulunan karakterlerin hikayesinin gün yüzüne çıkartılması ile birlikte yeni lgbti karakterlerin de geleceğini varsayabiliriz

overwatch'ın başyazarı micheal chu: "her kesimden çeşitli karakterlere sahip olmak bizim için çok önemli ve daha önceden sorulmuş bu soruyu göz ardı etmediğimizi hatta ve hatta yakınlarda eklenecek olan içerikle beraber karakterlerin hikayelerini bu yönlemde geliştireceğimizi söyleyebilirim lgbti hikayeler blizzard için çok önemli bir yere sahip" dedi.

kaynak: newnownext

http://www.diken.com.tr/acim-ac-diye-bag...

açım aç diyerek kendini yakan adam

şanlıurfa’da borcu olduğu belirtilen bir yurttaş, suruç kaymakamlığı binası önünde önce “açım aç” diyerek bağırdı, sonra da üzerine benzin dökerek kendini ateşe verdi. hastaneye kaldırılan kişinin ağır yaralı olduğu bildirildi.

her şeye buna da şükür diyebilmenin limiti varmış demek ki insanlar gerçekten zor zamanlar geçiriyor bu günlerde

kaynak diken

http://www.diken.com.tr/acim-ac-diye-bag...

ayı sözlük lgbti psiko-sosyal destek inisiyatifi

websitesi harika olmuş içeriğini desteklediğim ekiptir

eski sevgiliyi hatırlatan şarkılar



basittir, ve şöyle der;
"and the way it is, i could leave it all
and i ask myself, would you care at all"

whatsapp grubuna penis fotoğrafı atan müdür

çok abartılmıştır kıçı başı bir çüktür üstünde bu kadar durulmamalıdır ve adam işinden açığa alınmamalıdır

eline yüzüne bulaştırdı diye dalga geçersin olmadı engellersin en kötü rencide edersin ama adamın ekmeği oynamak moda haline geldi bu ülkede o adamı işten almanın sebebine bakalım: "kişisel amaçlarla kullanılan bir whatsapp grubu"
adam işini düzgün mü yapmadı veya iş yerinde kötü bir şeye mi sebep oldu ki sen işinden ediyorsun adamı

peki bu adamı sen toplumdan soyutlayacaksın işinden edeceksin haber sitelerinde gösterip ifşa edeceksin bu adam sonra nasıl yaşayacak
şimdi bana sen neden bu kadar bu terbiyesiz herifi savunmak için yazıyorsun diyeceksin ya bir eski zamanlara dönüp bakarsak hepimizin neleri çıkacağını aklımız almaz webcam chat sıtelerı hala full çekiyor bu ülkede

velhasıl kelam olay bu adamın şanssız veya yeteneksiz olmasından ötürüdür üzmüştür

edit: bu arada ben virüs mü diye yazan sebih'in açığa alınması taraftarıyım

jay z beyonce ve lady gaga'ya ihtiyacımız yok

sanki dünyada 2 tane sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan varmış gibi hissettirmiştir, mest etmiştir; doğrudur bizim ceyziye biyonsa ihtiyacımız yok bizim ismail türüte bizim ibrahim tatlısese bizim hakkı blooda ihtiyacımız var

amerikanın da hak yolunu bulduğuna çok seviniyorum gerçekten

(bkz: sarkazm)

edit: imla

10 kasım 2016 koç holding atatürk'ü anma videosu

"sana borçluyuz 10 kasım 2016 (koç holding)" açıklamasıyla paylaşılmış ve birçok kanalda yayınlatılan reklamdır

şu zamanlarda ihtiyacımız olan şeydir ve nelere sahip olduğumuzu bize bir kez daha hatırlatmıştır



(bkz: 10 kasım 1938)

yarım elma

komedi türünde türk televizyon dizisi. yönetmenliğini ömer uğur'un yaptığı dizi, 25 haziran 2002'de kanal d'de yaz sezonu dizisi olarak gösterime girdi. izleyicinin yoğun beğenisi dolayısıyla yeni sezonda da devam etti. daha sonra show tv'ye 15 nisan 2003'te geçerek yayın hayatına devam etti. dizi, 23 eylül 2003'te sona erdi. oyuncuları :

janset * şehirde yaşayan amazon dergisi editörü ve kadın hakları - feminizm savunucusu yonca rolünde
günay karacaoğlu * köyde yaşayan ve ikiz kardeşi yoncayı bulabilmek için istanbula onu aramaya gelen gonca rolünde
ruhi sarı * yoncanın apartman kapıcısı kapı dinlemeyi seven huşenk rolünde
mehmet aslan * yoncanın editörlüğünü yaptığı amazon dergisinin rakip dergisi adamakıllının editörü ve yoncanın rakibi aynı zamanda aşığı olan sarp rolünde
selma ergeç * yoncanın kapı komşusu olan aptal sarışın ayça rolünde
kayra şenocak * yoncanın üst kat komşusu ve müzisyen (aynı zamanda bu karaktere neredeyse her işin üstadı yetenekler verilip tanrısallaştırılmıştır) koray rolünde
sonradan dızıye katılan bırçok isim mevcuttur fakat ilk iskelet kadro böyle idi

şu sıralar tekrar izlemeye başladım ve türkiye olarak kaybettiğimiz değerleri çok daha rahat görebildim samimiyet dobralık ahlak kavramı eğlence hepsi 2000li yıllarda yaşamış bir çocuk olarak şu zamanlarda nelerin özlemini çektiğimi bana tekrar gösterdi bir sitcom olarak türkiyenin aslında ne kadar başarılı diziler yapabildiğini hatırladım 2016 yılındayız ve 2003 yılında yapılmış bir komedi dizisini hala hayranlık duyarak izleyebiliyorum konusu bayağı ve klişeleri olabilir ama benim gibi saçma bayağılıkları itin g.tune sokmayı seven biri bile rahatça görmezden geliyorsa kaybettiğimiz şeylere dönüp tekrar bakmamız gerekiyor veya en azından bunu tekrar izleyip bazı şeylerin farkına varmamız lazım.

sezon sayılar
1.sezon: 25 haziran 2002 - 9 eylül 2002 - kanal d
2.sezon: 16 eylül 2002 - 24 haziran 2003 - kanal d / show tv
3.sezon: 1 temmuz 2003 - 23 eylül 2003 - show tv

analiz kaynak: viki
edit: yaş duzeltmesi

8 kasım 2016 amerika başkanlık seçimleri

basitçe iki ucu boklu değnektir fakat lgbti haklarının ilerlemesi babında değneğin bir ucundaki boka çilek konmuş gibi düşünebilirsiniz, türkiyenin geleceği bakımından baktığınız zaman her iki seçenek de karanlık bir bulut gibi görünüyor.

neon gökçek melihgelion

neon genesis evangelion'un opening'inin ankapark otorobotuyla ile harmanlanmis halidir. yuksek derecede sarkazm, melih gokçek ve uzun adam icerir.



bir diğer versiyonu için (bkz: neon recep tayyipgelion)

neon recep tayyipgelion

neon genesis evangelion'un opening'inin bor, boy, endam ve pos ile harmanlanmis halidir. yuksek derecede sarkazm ve uzun adam icerir.

http://ayisozluk.com/lnk/ngev

daha onceki versiyonlari icin
(bkz: neon gökçek melihgelion)

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

the last shadow puppets - black plant

"desire starts to make demands".

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

beach house - thank you lucky star albümü

ahmet yıldız davası

22. duruşmasının 30 saniye* sürmesi ve yine aynı sonuçla sonlanmasıyla yine içimde bir üzüntüye sebep olmuş davadıır, evet bu ülkeden bir şey beklemiyorum bunun farkındayım, ama ahmetin öldüğü gerçeği, sebepsiz ve nefretten dolayı öldüğü gerçeği içimi üzüyor, belki de kurtulmuştur bu sekik dünyadan..

edit: kontrol etmedim, saniyeyi dakika yazmışım.

ayı sözlük yazarlarının seviştikleri en ilginç mekanlar

üniversitenin hayvanat bahçesinin kaz ve ördekler göletinin arkasındaki ormanlıkta
(bkz: tasvir yeteneği) (bkz: ağzının tadını bilmek)
  • /
  • 5
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 94

overwatch'ın lgbti karakterlere yer verecek olması

blizzard'ın overwatch adlı fps oyununa yeni hikayelerle birlikte karakterlerin lgbti yönünün ortaya çıkarılacağını açıklandı. eklenecek hikayelerle birlikte oyunun hikayesine sadece romantik bazda değil ailevi ilişkiler babında da yeni içerikler katacağı söyleniyor

tabi ki eklenecek olan hikayelerle birlikte yerelde bulunan karakterlerin hikayesinin gün yüzüne çıkartılması ile birlikte yeni lgbti karakterlerin de geleceğini varsayabiliriz

overwatch'ın başyazarı micheal chu: "her kesimden çeşitli karakterlere sahip olmak bizim için çok önemli ve daha önceden sorulmuş bu soruyu göz ardı etmediğimizi hatta ve hatta yakınlarda eklenecek olan içerikle beraber karakterlerin hikayelerini bu yönlemde geliştireceğimizi söyleyebilirim lgbti hikayeler blizzard için çok önemli bir yere sahip" dedi.

kaynak: newnownext

http://www.diken.com.tr/acim-ac-diye-bag...

yer var mı

profil ve arayıştan sonra fırtlayan yegane mutluluk kaynağı soru cümlesi, aynı zamanda gay profillerin kenar kanaviçesi, kitap arası gülüdür. aslında arayışın hiçbir öneminin olmadığını ve profilin de çok az etkisinin olduğunu gösterir, yerin olmadığı eğer öğrenilirse genellikle profil ve arayış da çöpe gider, eğer gitmezse araç var mı, bildiğin bir yer var mı olarak geri döner. ona göre sevişilmesi gerekmektedir ve sevişilecektir.

10 kasım 2016 koç holding atatürk'ü anma videosu

"sana borçluyuz 10 kasım 2016 (koç holding)" açıklamasıyla paylaşılmış ve birçok kanalda yayınlatılan reklamdır

şu zamanlarda ihtiyacımız olan şeydir ve nelere sahip olduğumuzu bize bir kez daha hatırlatmıştır



(bkz: 10 kasım 1938)

ne kadar meraklısın ibne olmaya

öğretmenden öğrencisine: ne kadar meraklısın ibne olmaya!..

olay 9 kasım çarşamba günü onur ateş anadolu lisesinde meydana geldi.

tenefüs boyunca sınıftaki tahtaya soru yazan bir öğretmen, ders başlarken sınıfa giren öğrencilerden kulağında küpe olan bir erkek öğrenciye, küpesinden dolayı hakaret etti. küpeli öğrenciye sinirli bir şekilde "ne kadar meraklısınız kız gibi dolaşmaya, i.ne olmaya, dışarda kime ibnelik ediyorsanız edin, burası okul, izin vermem" dedi.

öğrenciler, okul yönetiminin küpeye izin verdiğini söylese de, öğretmen ali kalyoncu buna itiraz etti.

kaynak abc gazetesi

az

her seferinde daha fazlası olamaz herhalde dediğimiz halde daha fazlasının önümüze servis edilmesi ve eğitimin düştüğü durum

çocuk sahibi olan ve olmayı düşünen ailelerin yerine kendimi koyduğum zaman dehşete kapılıyorum bir insanın çocuğunun böyle zavallı kişilerce yetiştirilmesi utanç verici

ayı sözlük itiraf

kendime iyi geceler diyerek başladığım bir gece oldu bu, facebook üzerinde dolaşıyordum arkadaşlarımı bir check edeyim ne yapıyorlar merak ettim diyerekten arkadaş listemi gözden geçiriyordum. benim arkadaş listemde de sadece yakın arkadaşlarım mevcut hiçbir şekilde yakınımda olmayan insanlar ve akrabalar giremiyor. göz atarken eski bir lise arkadaşımın 2 tane profiline denk geldim. (ona yeliz diyelim şimdilik) içimden '' eh be yeliz tamam o zamanlar kekoyduk falan ama 2 tane açıp da böyle ulu orta bırakmak hele ki herkese açık fotolarla'' dedim içimden. bunu dedikten sonra yeliz hakkında birçok şey aklımda canlandı, bu başlığa yazma sebebim de bu yüzden, bazen üzerine düşünüyorum nasıl hayatlar yaşıyoruz hepimiz diye, o yüzden size kendimin ve yeliz'in hikayesinden bahsetmek istiyorum biraz. hem biraz günah çıkartmak amaçlı hem de üzgünlüğümü gidermek için. biraz uzun bir entry olacak şimdiden uyarıyorum.

benim zor bir lise hayatım oldu her zaman, ilkokul da zordu ama lise gerçekten bir nevi cehennemdi 11. sınıfa kadar özellikle. 9. sınıfta pek arkadaşım yoktu, olmasını da umursamıyordum aslında hayatım boyunca hep kendi kendime yeten biri oldum. ama bazen insanın birilerine ihtiyacı oluyordu kendisine ses olacak nefes olacak. okuduğum lise yüksek puanlı bir liseydi bu yüzden biraz zeka seviyesi ve hoşgörü seviyesi en azından biraz yüksek olur diye umuyordum girmeden önce, zira öyleydi fakat yeterli değildi. sınıf da kendi içinde arkadaş çevrelerine bölünmüştü. cool'lar - nispeten cool'lar - vasat tayfa - inekler - ezikler olmak üzere. cool'lar nispeten cool'larla iletişim içinde olabilse de, bir cool'un bir inek ile iletişim içinde olmasının tek sebebi çıkar ilişkisiydi. eziklerle genelde vasat tayfa muhabbet ederdi çıkar ilişkisi olmadığı sürece vasat üstü grupla altı grup asla iletişim halinde bulunmazdı. bana soracaksınız şimdi sen hangi tayfadaydın diye, vasat tayfada görünmez biriydim ben, kendi işimi görürdüm bir şekilde ama iletişim kurmak istediğimde her türlü iletişim kurabilirdim her türlü grup ile. lisenin zor olmasının sebebi tabi ki bir umursamazlığım sebebiyle şakaların dozunun üzerimde fazla kullanılmasıydı ama içten içe yaralanan bir yapım olduğundan zarar vericiydi. neyse o aralar iyi iki adet burs tutturup derslerle uğraşıyordum genel olarak, burslardan biri klasik para bursu öbürü ise büyükelçilik ingilizce eğitim bursuydu, birkaç arkadaşlarım da seçilmişlerdi bu bursa. yeliz de onlardan biriydi, yeliz eğlenceli dansı çok seven ve enerjik bir kızdı. güzelliği vasat denebilecek kısa boylu ve ara sıra saçma davranışlarıyla sınıfın dalga konusu olurdu. ama her şeye rağmen hayat enerjisine hayran kalırdım. dansı bir tutku ile yapıyordu ve bundan dolayı adı orospuya çıkmıştı. her zamanki klasik olaylardan biriydi benim için voleybol oynayan bir erkeksen eşcinsel damgası yersin, çok iyi dans ediyorsan ve bu konuda tutkuluysan ve biraz da açık giyiniyorsan orospu damgası yersin, çok ders çalışıyorsan inek ve ezik damgası yersin bu hiç değişmez.

yeliz ara sıra kafa şişiren biri olsa da bana çok yardımı dokunan biriydi, ara sıra okulda onunla takılıp çok eğlendiğim zamanlar olurdu, kurstan dönerken serviste bize dans numaralarını gösterirdi, servisçi amca sesi sonuna kadar açardı biz de dans ede ede eve dönerdik. bir gün yeliz'in evine gittim ders çalışmak için, bize yakın sayılabilecek bir yerde oturuyordu. babası ile tanıştım ve annesiyle çok tatlı insanlardı, kızları okusun ve sosyal biri olsun diye her şeyi yapıyorlardır diye düşünüyordum onları ilk gördüğümde. bizi rahatsız etmemek için koca salonu bize bıraktılar ve küçük oturma odasına televizyon izlemeye gittiler. yeliz'in aile hayatını görünce çok etkilenmiştim, benim ailem de dünya tatlısı insanlardır ama durumları kötü olmasına rağmen dişini canına takan böyle aileleri görünce insan bir başka oluyor. biz yeliz'le ders çalışmaya başladık ara sıra erkek arkadaş kız arkadaş mevzularından konuşuyorduk, yeliz'in düşünceleri biraz fazla yaşına göre uçarıydı.'' insanları tanıyamamış daha bu kız'' demiştim içimden, ''umarım başına kötü bir şey gelmez.'' ders olayını bitirip evime döndüm annesin yaptığı bir kutu kurabiye ile. ve yaklaşık 1 sene sonra yeliz okuldan ayrılıp daha düşük seviye bir okula geçiş yaptı. ben bu davranışına anlam verememiştim herkes yapamadığı için geçti diyordu, pek inandırıcı gelmese de inanmayı tercih edip mevzuyu kafamda kapattım. yeliz aynı zamanda kursu da bırakmıştı. hayatımdan bir insan tamamen çıkıp gitmişti, kaybolmuştu adeta.

ve okul bitti ben mezun oldum üniversiteye başladım bir gün makroya alışveriş yapmaya girdim, istediğim her şeyi aldıktan sonra kasaya geldim ve kafamı kaldırdığımda bir gördüm ki yeliz. mahcup bir tavırla selam verdi ben de onu bu kadar senenin ardından görünce garip olmuştum. ama neden kasiyerlik yapıyordu bunu çözememiştim, yaz olduğu için deneyim olsun diye yapıyordur büyük ihtimalle dedim. ''dışarda bi' sigara tüttürelim mi?'' dedi bana, ben de ''ayıp ettin sen istersin tüttürmez miyiz'' dedim. patrondan izin alıp dışarı çıktık birer winston slim yaktık, ''ee yaz tatilinde burada çalışıyorsun ha'' dedim, ''sadece yaz tatilinde değil'' dedi. şaşırdım ''neden burada çalışıyorsun senin derslerin hep 10 numaraydı, ağzın da iyi laf yapardı hani'' dedim. ''beni sen iyi tanırdın her zaman, böyle olması gerekti, lise hayatımı çarçur ettim'' dedi. '' nasıl çarçur ettin anlamadım, daha düşük seviye bir liseye geçtin de çalışmadın mı yoksa başına ailevi bir sıkıntı falan mı geldi'' dedim. ''başıma ailevi bir sıkıntı gelmedi, bir erkek arkadaşım vardı beni kullanıp attı, hamile kaldım çok geç haberim oldu, babam beni öldürecekti'' dedi. ''birini buldum, evlendik mutluyuz şimdilik çok şükür, işimden de memnunum, neyse benim işe dönmem gerekiyor bizim patron manyağın teki'' dedi son olarak ve sarıldıktan sonra arkasından '' bu hayata en berbat durumda bile tutunabilecek biri varsa o da sensindir, kimseyi dinleme yeliz'' dedim birbirimize bir süre baktık ve eve doğru yola çıktım. aklımdan bir sürü soru geçiyordu cevaplarını bulmaya çalıştığım, soru-cevap soru-cevapsızlık arasında gidip gelerek eve yol aldım. eve girdim facebook'u açtım ve eski resimlerimize baktım toplu resimlerde yeliz oradaydı, kendi eski yorumlarıma baktım ergence ve saçmaydı.

aklımda hala bir soru vardı ve hala var ergence ve saçma halden bu kadar iğrenç bir hale nasıl gelebildik?

ve hadi bu hale gelebildik, ergen olmama rağmen kalbimin ve vicdanımın olduğu o dönemde ben neden içimden geçenleri yeliz'e söyleyip onun aklının bir köşesinde onu koruyamadım? dans etmesi ve güzel okullarda okuması gereken yeliz şu anda kasiyer olarak çalışıp, 17 yaşında çocuk sahibi olup çocuk bakıyor ve evini çekip çeviriyor. sebebi ise bir şerefsiz evladı madem bunu yapan bir şerefsiz evladı sen neden sustun ve hayatından kaybolup gitmesine izin verdin. belki de kimsesi yoktu sustu korktu, susmayı korkmayı en iyi bilen senken yanında bile olmadın.

günah çıkartma bir entry ile olsa işim kolay olurdu, hayat solup gidince renklerin de bir anlamı kalmıyor. hepimiz kendimizi affetsek de hatalarımızla yaşıyoruz, ve bazen hatırlayıp kederleniyoruz.

aşık olunan kişinin eşcinsel olmaması

üzücüdür zamanında üniversitedeki dersimden sonra part time işime otostop çekip bir mercedese binmiştim kendisi bir bankada bölge yöneticisi ve 26 yaşındaydı, çok güzel muhabbet ediyorduk askere gittiğini sevgilisinden ayrıldığını işine odaklandığını hayatını sevdiğini falan söylüyordu bense bu sevgilinin gerçek kimliğini gizlemek için bir trick olabileceğini düşündüm sonra indikten sonra bana kartını verdi beni çok sevdiğini ve cv olarak da kendimi iyi geliştirdiğimi başlangıç için iyi bir pozisyonda başlamama yardımcı olacağını söyledi, inme vakti yaklaştığı için teşekkür edip kartını aldım üzerine kendi numarasını yazdığını söyledi tekrar teşekkür edip indim. oldukça etkilenmiştim aslında çok karizmatik ve hayatta istediği birçok şeyi elde etmiş birine benziyordu aynı zamanda güçlü gözüken biriydi ki bu da benim zaafımdır güçlü erkeklere dayanamam. 2-3 gün sonra whatsapptan mesaj atıp halini hatrını sordum biraz konuştuk bir şeyler içelim falan dedim tabi dedi, o ara kendisini gerçekten çok hoş bulduğumu ve daha yakından tanımak istediğimi söyledim, ve bu güçlü adam beğenildiği için çok gururlandığını ve cesaretim konusunda etkilendiğini söyledi ve maalesef kendisinin heteroseksüel olduğunu, ama homoseksüel olsa beni havada kapacağını söyledi. ve bu adam gözümde bu davranışıyla çok daha yüce bir yere geldi, ben ise vay be demem ile kalakaldım, dünyada ne güzel insanlar var.

nevruz

her sene duyduğumda beni rahatsız hissettiren bayramdır, acaba o gün ne olacak acaba kaç kişi zarar görecek, acaba ben zarar görecek miyim, acaba yine nasıl saçma sapan davranışlar kavgalar göreceğim.
bayramdan çok rahatsızlık sebebidir, yapılan bir şey amacından çıkmıştır. amacından çıkartan insanlar da bu bayramı bu kadar sahiplenen kürt halkından başkası değildir, komik ama gerçek.

patlama ihtimali en düşük il bilecik hehehe diyen istanbullu

küçük trollüklerle gösteriş sahibi olduğunu sanmaktadır, patlamanın ardından olay yeri kamerasına el sallar, ailesi onu havalı havuç kafalı olarak çağırır, battaniyeye sarıp sobanın yanında besleyip büyütülmelidir yoksa istenilen leşlik seviyesine ulaşamazlar.

ebru gündeş'in çocuğunun psikolojisi

anlayamadığım nokta şu, çocuğumun psikolojisi falan filan diyorsun da sanki yüce fare kralı mı sizi bu hale soktu, kendi kendinizi bu hale soktunuz, çocuğunun psikolojisini bozduysan sen bozdun o babası denilen adam bozdu sanki bütün dünya çocuğunun akli sağlığını bozmaya çalışıyormuş gibi bir havaya girmeyelim ebru hanımcığım, zira kimsenin, senin çocuğun içerenköyün ortasında bulgar oryantal dansı bile yapsa, umrunda değil.

(bkz: gündemde kalabilmek için son çırpınışlar)
Henüz takip eden biri yok.