yalnızlık

yakamı bırakmayan tam bir pisliktir. 90 metrekarelik evim, 6 metrekarelik yatağım var. tuvaleti saymazsak 1 metrekarelik kısımda tv ve bilgisayara karşı oturuyor, yataın üçte birinde yatıyorum.

çift kişilik nedense yastığım yorganım, allah nasib ederse sola kayacağım.
arkadaşımın deklanşöründen çıkma mükemmel fotoğrafı gördüğümde bana aşağıdakileri yazdıran duygu durumu;

her eve varışında, kapıyı kendi anahtarıyla açmak zorundaydı,
bişey eksikti o evde,
ya da biri..
bu yüzden yolu uzatır dururdu evine giderken,
yol bitmesin diye, karanlığın, yerini kızıl sarı loşluğa bıraktığı sokak lambalarının altında dakikalarca beklerdi,
bomboş bir kafayla beklerdi,
düşünecek birşeyleri ya da birileri yoktu..
birşey eksikti kafasında,
ya da biri..

kendine geldiğinde,
ne kadar zamandır lambanın altında olduğunu hatırlamadan tekrar yürümeye koyulurdu "boş ev"e doğru..
öyle atardı adımlar kendilerini..

erkek olduğunu hatırlayıp boğazındaki düğümünü yutmaya çalışırken,
gözleri de ona hep tembihlendiği gibi kupkuru ve bir damla yaş olmaksızın yaklaşırdı "boş ev"e
ağlamamalıydı..
yazık ki erkekti..

"boş ev"in soğuk kapısına geldiğinde,
kapıyı çaldı bu kez,
zile bastı..
bir adım geri çekildi ve bekledi aslında ağlamaklı ve yalancı bir gülümsemeyle,
biri açacakmış gibi bekledi bir yaprak yere düşene kadar...

açan olmadı kapıyı..

her eve varışında, kapıyı kendi anahtarıyla açmak zorundaydı,
bişey eksikti o evde,
ya da biri..

yalnızdı..

o gece öldü yalnızlıktan..
babamın askerdeyken tuttuğu bi şiir defteri vardı. orda kime ait olduğunu bilmediğim (belki de babama bile ait olabilir) zihnime kazınan kısacık bi cümledir :
"beni hiç yalnız bırakmayan bir tek sensin yalnızlık. defol! yalnız kalmak istiyorum"
yalnızlık, kıyafet alırken satıcıya "yakıştı mı" diye sormaktır.
aslında böyle bir şey yok. yani, yalnızlıkla ilgili söylenen her şey yalan esasında!
"ben yalnızım" diyorsan, yalnız değilsindir.
zira yalnızlık vardır ve hep yanındadır.
o halde yalnızlık iki kişiliktir: sen ve yalnızlığın.
bu kadar.
transı , lubunu, ayıyı ,femineni , masculeni, gogo boyları, feministleri, aktivistleri, solcuları ,sağcıları , ateistleri,dindarlari ,faşistleri , komünistleri, anarşistleri etc. kendin gibi olmayan herkesi dışla , yargıla - sorgula ondan sonra yalnızlık...
az bile sana ..
az önce yazılara göz gezdirirken şöyle bir şey gördüm;

"en güçlü insanlar yalnızlardır"

olabilir mi diye düşünmeden edemedim fakat baktım olacak gibi değil. insan sevdikleriyle daha güçlü olmaz mı abi? japon animelerinin yıllardır aşılamaya çalıştığı o takım çalışması yalan mıydı? yok efendim yok öyle birşey... şurda sohbet edecek, muhabbet edecek, iki kelam dertleşip sarılmaktan omuz omuza olmaktan daha güçlü ne var ki... zikiyim ben öyle güçü.
bunlar tamamen yalnızların kendilerini iyi hissetmeleri için yazılmış yazılar...

bir sesin iki eli var iki elin nesi var (böyle değildi sanırım ama demek istediğim anlaşılmıştır eminim) *
aman neyse içim karardı. şarkıyla konuyu kapatayım madem,

* * *

insanın yaşamını sinsi sinsi istila eden virüs. siz ha geçti ha geçecek derken bünyeyi, yaşamı öyle bir ele geçirir ki hayatınıza birini almak istediğinizde hiç yer kalmadığını görürsünüz. ısrar edip yer açmaya kalkarsanız yalnızlığın tozunu atmak için epey uğraşmanız gerekir. pistir alışılmış yalnızlık pis!
cem adrian sonunda müthiş bir iş çıkarmıştır. bekliyordum.

burger king'de cam kenarındaki dört kişilik masaya tek başına oturup whopper yemektir. her taraf patates yağı ve kahkaha kokarken siz buram buram yalnızlık kokarsınız. aldırmayın. ne yaptığını bilen hareketlerle etrafa bakmaksızın tamamen yemeğe odaklanmış gibi yaparak, bugün yalnızlığı kendiniz tercih etmişçesine cool görünmeye çalışın. ve şu anda yeryüzündeki diğer burger king'lerde yalnız başına whopper yiyen yakışıklı ayıları düşünün. dünyanın bütün yalnız burgercileri birleşin! güçlerimizi birleştirirsek bu işin üstesinden gelebiliriz bence. evet.

bu arada (bkz: sipariş veremeyen var mı) ?
hayatında kimse olmadığında değil, olmasını istediğin kişi olmadığında gelen duygudur. bir de güzel dize demiş süreya adam :
''kuşkusuz artacak yalnızlığım sevgili çocuk
biliyorsun ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası.''
zile basmayı değilde anahtar taşımayı öğreten illettir kendisi.
uzaktan gelen misafirin eve kamp kurmasıyla değeri anlaşılandır. *
koca bir kışı dizinde battaniye ve kucağında kedisiyle geçiren benim gibi arkadaşların hissettiği duyguya verilen addır.
met üst'ün dediği gibi; yalnızlık psikolojik, öpünce geçer.
gül gibi "bi büyüğe bi büyük pizza" kampanyası dururken aspava'yı arayıp 1,5 soslu dürüm istemektir...
genellikle aşkın karşıtı olduğu sanılan, hissedildiğinde aşk arayarak atlatılmaya çalışılan duygu. kronik hastalık gibidir, en azaldığı anda bir uzaklaşma hissi yaşanır ve yalnızlık tekrar, bu sefer daha da derinden hissedilir.
iki çeşittir:

1. yalnız olmak istemişsinidr, yalnızlık seçiminizdir.
2. yalnız bırakılmışsınızdır, yalnızlığa mecbursunuzdur.
en çıkmaz duygulardandır. bakın ilginçtir ki yalnız hissetmek için yalnız olmak gerekmez her zaman, kalabalığın arasında ıssızlıkla boğuşmak olabilitesi olan bi' şey. keşke olmasa.
sonsuzluğa koşuyorum.
sadece koşuyorum.
küçük kuşlarım var şimdi sadece.
onlar, yalnızlık ve ben.
  • /
  • 4