ayı sözlük yazarlarının en sevdiği mısralar

değdi mi gittiğine?
elin...
gözün...
tenin...
değdi değil mi gittiğine?
seni sevdiğim gün / bir martı gözümü oydu bir de.
saçlarından çiçek tohumları dökülürdü
bizim evse bahçesizdi
çok üzülürdüm
laugh, and the world laughs with you;
weep, and you weep alone;
sayın tanrıya kalsa seninle yatmak günah
daha neler!
ın silence let him lie:
no need to waste the foolish tear,
or heave the windy sigh:
the man had killed the thing he loved,
and so he had to die.

and all men kill the thing they love,
by all let this be heard,
some do it with a bitter look,
some with a flattering word,
the coward does it with a kiss,
the brave man with a sword!
yazın tırpanının işkence edip izlediği aşıkları çağırıyorum, beyaz uyuşukluklarının havasıyla akşamı kokulandıran.
karabasan yok artık, tatlı sürekli uykusuzluk yalnızca. tiksinti yok artık.
sadece bir şenlik molası, gökyüzünün bütün bulutlarında bir giriş kapısı olan.
çeşmelerin uğultusundan önce geliyorum, taş yontucunun sonunda.
daha hafiftir sazımın üzerinde bin yıl bir ölüden.
erase & rewind

bir cardigans şarkısı adı. ama neredeyse her gün kendi kendime, tamam şimdi bunu bok ettik, hadi bakalım, e&r diyorum... o yüzden severim, bana yenilenme çağrıştırıyor
...
yüzün çiçeklerin en güzelidir
gözlerin bilinmez bir diyar gibi... sabahattin ali
“her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavara dönüşmeyi de göze almalıdır. çünkü karanlığa uzun süre bakarsanız, karanlık da sizin içinize bakmaya başlar.”
friedrich nietzsche
beni şaşırt,
evimin damından içeri gir,
beni şaşırt,
beni kendine kanırt,
bani haşırt,
beni şaşırtmayla başırt.

ben seni sevmeyi seçtim,
sen onu sevmeyi seçtin,
sen seni sevmeyi seçtin.
nası.
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?

bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.

bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.
çamlıbel’den tokat’a doğru
tozlu yolların aktığı ırmak!
ben seni çoktan unuttum;
sen de unuttun mu, dön geri bak.
cahit külebi
  • /
  • 2