mahmut sütlaç

mahmut sütlaç'ın hayatında sadece bir kere aşık olduğu rivayet ediliyor. bu aşkına karşılık bulamadığı için de sonsuza kadar duygularını kalbine gömüp sır olarak sakladığı söylenir. hayatı boyunca hiçbir kadına bir daha duygusal anlamda bağlanamamış, bu eserlerine de yansımıştır. tema olarak asla aşkı ele almaz bir daha. aşkın olmadığını savunmuş, kimseyle evlenmemiş, hergün başka bir kadınla gönül eğlendirmiştir.
mülayim bey, mahzende bir aşk mektubu bulana kadar bu aşk hikayesi gizemini korudu. ancak şimdi bu mektup erişim dahilimizde. işte o hazin aşk mektubu:

"kumum,
seni seviyorum. öyle seviyorum ki seni, mektubuma bayağı bir giriş yapmaktan ölümcül bir şekilde korktum. dolaylı olarak seni ne kadar sevdiğimi uzun uzun anlatmak isterdim ancak bunu yapamadım. nasıl yapayım? seni düşündükçe beynim duruyor, dilim düğümleniyor, bedenim titriyor, karnıma bıçaklar saplanıyor. yüzün geldi mi gözümün önüne, şaşılaşıyorum, ellerim üşüyor, yine titriyorum. güzelliğin karşısında böyle bir duruma düşüyorum ben işte. öyle bir hâldeyken nasıl olur da uzun uzadıya seni anlatabilirim?
bir yemek sevdalısı, yaprak sarmasının önünde saygıyla durup, önündeki sarmanın ne kadar güzel sarıldığınıı, yağının nasıl güzel ayarlandığını, kokusunun ne kadar muhteşem olduğunu anlatır durur mu? yer hemen. sarmalar uzaktan gelirken ağzının suyu akmaya başlar, tek kelâm etmez etrafına ve de sarmaya. tek düşündüğü onu hemen yemek, bunu yaparken de her bir parçasından zevk almaktır. sevdası sahteyse, amacı gösteri yapmaksa, şımartır sarmayı sanki onu beş saat sonra umursamadan dışkılamayacakmış gibi.
sen yaprak sarmamsın benim. ağzımdan değil, göğsümün kafesinden içeri almak; mideme değil kalbime koymak istiyorum seni. bir yemek sevdalısının anüsüne mühür basmayı istemesi gibi, göğüs kafesime zincir vurmak istiyorum ben de.
kumum,
sana kumum diyorum çünkü sana duyduğum sevgi, sahildeki kum taneleri kadar yoğun ve sayılması, anlatılması güç. denize benzetiyorum kendimi de. düzenli med-cezirlerle narin öpücükler almak istiyorum senden. denizin her dalgasıyla birlikte kum tanelerini alıp götürmesi gibi, her öpüşümde seni, senden bir parçayı alıp sonsuza kadar içimde saklamak istiyorum.
seni eşekler gibi seviyorum...
mahmut sütlaç"

bu ilan-ı aşkın, adı dicle olduğu varsayılan bayan tarafından, hanımefendilik ve kibarlık dışı kaba bir dille karşılıksız bırakıldığı söyleniyor. bayanın, bu aşk mektubuna, "yaprak sarması mıyım lan ben?" gibi argo tabirlerle donatılmış cümlelerden oluşan hakaret dolu bir mektupla karşılık verdiği de söylentiler arasında. hazin bir yaşam öyküsü.
12 Entry Daha