kendi arabasını üretemeyen ama yaptığı yollarla övünen bir devlet

daha trajikomik olanı heryerde "%100 yerli malı" dedikleri helikopterin makinasının (geriye kaporta kalıyor) abd malı olması *
70d5
birde "tamamen yerli" olan insansız hava aracının yazılımının israilden alındığı çıkmıştı.üstelik yerli olduğu söylenen bu araç israilin tekelini kırmak için yapılıyordu.
(bkz: biz ara eleman ülkesiyiz, mucit çıkaramayız)
kendi otomobilini üretmek, bilgiyi üretmek, bilimadamını üretmek demektir ki bu 10-15 yılda olması kolay birşey değil, bugün kendi otomobilini veya teknolojisini üreten ülkeler sanayii devriminin başladığı ya da ilk zamanlarda yayıldığı ülkelerdir, sanayıı devriminin 18.-19. yüzyıllarda başladığını düşünürsek aradan nerdeyse 200 yıldan fazla bir zaman geçmiştir ki, o dönemde osmanlılar yani türkler 1699 karlofça antlaşmasıyla ilk kez toprak kaybetmiştir, tüm avrupa yeni sömürgelere buharlı gemileriyle yol alıp topraklarını genişletirken ülkelerine getirdikleri altınlarla lokomotiflerini üretirken raylı sisteme geçerken osmanlı daha çok toprak kaybetmemeye çalışıyordu, ama yine de osmanlı gerileme döneminde bile şahane ataklar yaptı, batıyı yakalayabilmek için mühendislik okulları açtı askeri okullar açtı, fermanlar hazırladı ama yetmedi, batı çok güçlenmişti bir kere, bugünki cumhuriyet türkiyesinde bile teknolojik ve bilimsel mirasın temellerinin gerileme döneminde atıldığı ve atalarımızın cumhuriyete iyi bir miras bıraktığı söylenebilir, cumhuriyet döneminde 'devrim arabaları' üretilmiş türk mühendisleri ve bilimadamları çok iyi işler çıkarmıştır ki kurtuluş savaşında uçak yapıp (sahiden uçak yapan) orduya veren türkler vardı
peki 2. dünya savaşıyla yerle bir olmuş almanya, 2 tane atom bombası yemiş japonya nasıl kendine geldi, birincisi yok olan şehirleri ve binaları oldu bilgi birikimleri değil, ikincisi disiplinleriyle ünlü almanlar ve ülkeleri için herşeyi göze alan japonlar, yoklukla yoğrulmuş türkiye halkından farklı taleplerde bulunuyor
herşeye rağmen hiçbir dişe dokunur yeraltı kaynağı bile olmamasına rağmen bugün kendi otomobilini üreten güney korede, devlet seferbirlik ilan ettiğinde altın dişini bile devlete bağışlayan koreliler vardır ki bu bizde 'devlet hükümetimize zeval vermesin ama bizden de uzak tutsun' anlayışına çok uzak
ayrıca artık gelişmiş ülkeler bile otomobil üretmeyi ya da üretmeyi amelelik ve yük olarak görüp üretimi kendi ülkeleri dışında pazarlarda yapıyor ve sadece bilgilerini satıyorlar, bugün bir dünya devi olan japon toyotanın bile üretiminin % 70 inden fazlasını taşeronları yapıyor kendi değil
yine de türkiyede mitsubishi ortaklıklı da olsa üretim yapan temsa otobüs fabrikası var (motor almanyadan geliyor ama zaten motor üreten dünyada bile birkaç firma var)
ayrıca türk mühendisler harıl harıl çalışıyor hatta tanklar ve iha'lar(insansız hava araçları) dahil birçok şahane başarıya imza attılar hem de tüm aşağılanmalara ve imkansızlıklara rağmen(tam bu noktada odtüye selam direnişe devam)
bu ülkenin mühendisleri (bir türk mühendis adayı olarak gurur duyduğumu da söyleyeyim) başarılarıyla göz dolduruyor doldurmaya da devam edecek ama üretemiyoruz ki demek için üretenlerin son 10 yılına değil 200-300 yılına bakmak gerekir ve devlet yapamıyor demek yerine teknoloji çağında bilgiye bu kadar kolay ulaşılıyorken dil seviyemizi ve bilgisayar becerilerimizi hepsini geçtim okuduğumuz kitap sayısını takip etmemiz gerekir
yilmaz erdoganin, 'yol bir yere gitmez' cümlesini aklima getiren baslik...
aslinda mesele, yani sorun devletin övünmesi degil! devlet her seyi ile övünür, cinayetleriyle övünür, haksizliklariyla övünür... devletin övünmesi degil, halkin övünmesidir problem olan...
ben politikacilarin söylemlerinden degil, bu söylemleri bilimsel gercek gibi savunan insanlardan korkuyorum.
evet yol bir yere gitmiyor ama, benim güzel ülkemde insanlar da bir adim ilerlemiyor; yani anlayacaginiz yapilan yollar yine bosa yapiliyor.
siz anladiniz.