zerkalo

incilde herşeyden önce ilk kelam vardı denir, eğer öyleyse andrey tarkovski bu filmle kelamdan bile önce var olduğunu göstermiştir, görsellik bu kadar şiirsel olabilir mi, muhteşem bir şiiri dinlerken ki gibi büyülenip bitince 'tekrar söyle' demekten başka bişey gelmezken aklına, hatıranda sadece bir kaç dize kalması gibi bu filmden kareler görüntüler...zerkalo hepimizin aynası
sovyet kadın şairi marina tsvetaeva'nın aynı adlı bir şiiri vardır;у зеркала-zerkalo* diye. şiirde;aynadaki sisli,puslu, zaman zaman görünen yine zaman zaman kaybolan ama bir şekilde insanın aklına takılıp kalan,bazen acı bazen hoş hatıralara değinilir. zihin karışıktır ve varoluş nerede başlamıştır,insan nereye gider diye sorular sorar. filmde aynen böyle karışıktır,belli bir kurgu yada zaman çizgisi yoktur.

yönetmen, çocukluğuna dair aynada görebildiği kadarını beyaz perdeye aktarmıştır. kendi varlığının başlangıcına bir yolculuktur zerkalo. "insan nereye doğru gider" sorusuna cevap vermez film,sonunda herkes bir karara varır ve yoluna devam eder.* tıpkı şiirinde sonunda dediği gibi "yolun her nereye ise,tanrı seninle olsun" demekten başka bir şeyde gelmez elden.

-spoiler-
filmi izleyeli yıllar oldu ama hala aklımdan bir sahnesi hiç çıkmaz. belkide yönetmenin aynasındaki en belirsiz ama en can alıcı hatıra bu kanımca. çocuk uykusundan uyanır ve annesi saçlarını yıkamaktadır. ama anne bir cadı gibidir,üstüne yetmezmiş gibi ev yıkılmaktadır. yönetmenin sorunlu çocukluğunun bir aynasıdır belkide bu sahne. anne-baba-oğul ve yıkılan bir ev. sahne için


şiiri dinlemek isterseniz