drmurti

Durum: 234 - 0 - 0 - 0 - 03.03.2022 01:38

Puan: 4048 - Sözlük Kezbanı

7 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 12

çimen yalçın

nefis bir sesinin olduğunu ve sesinin, içi hüzün dolu türkülere çok yakıştığını düşündüğüm ses sanatçısı. özellikle "oğul" adlı türküyü ondan dinlemeyi çok severim.

yazarların şu anki ruh halleri

distimi

daha anlaşılır adı süregen depresif bozukluk olan psikiyatrik patoloji. major depresyon kadar şiddetli klinik bulguları olmayan bir tablodur ancak daha uzun bir sürece yayılır. iki yıl kadar, arada herhangi düzelme emaresi içeren dönemlerin olmadığı, hastanın kendini karamsar olarak tanımladığı, yeme/uyku/işlevsellik gibi noktalarda bozukluk yaşadığı süreçtir ve uzman desteği gerektirir.

gönlünüzden geçen cumhurbaşkanı adayı

en güzel cevabı özlem gürses paylaştığım videonun 4. dakikasının sonlarında veriyor. gönülden katılıyorum.

çiçek hastalığı

pox viridea ailesine mensup olan çiçek virüsünün sebep olduğu hastalıktır. günümüzde sık gördüğümüz su çiçeği hastalığı ile bir ilişkisi yoktur. virüsün özelliklerini sayıp sizi sıkmak yerine güzel bi başarı öyküsü anlatmak istiyorum. bu virüsün tedavisinin osmanlı topraklarında bulunup avrupaya taşındığı bilinir. bilim kümülatif ilerlediği için bulunan yöntemler geliştirilmiş sonuçta yine pox viridea ailesine mensup olan vaccinia virus keşfedilmiş ve bu sayede çiçek hastalığı önlenebilir olmuştur. dünya sağlık örgütü bu kapsamda tüm dünyadan çiçek hastalığını silmek için çalışma başlatmıştır ve insanlığın büyük başarısı ile bu virüs tüm dünyadan eredike edilmiştir. hatta 1980li yıllarda doğanlardan sonra kimseye aşı yapılmasına gerek kalmamıştır. aslında bu mevzuyu yazmamın sebebi okuduğum postların birinde virüslerin tedavisi yok gibi talihsiz bir kısma denk gelmem. kızamık, kızamıkçık, çocuk felci, hepatit ve daha sayamadığım pek çok viral etkene karşı bir asır öncesine göre iyi bir durumdayız. takdir ederseniz ki güzel şeyler bir anda olmuyor, büyük çaba ve maliyet istiyor.

koronavirüsten korunma yöntemleri

buradaki nitrik oksit virüs sonucu oluşan ağır inflamasyon nedeniyle veriliyor, koruyucu değil, gelişen ağır semptomdan hasta ölmesin diye verilir. adamın özelliği damarı genişletmek, böylece dokuların beslenmesini sağlamak. biraz araştırma yapar ve kaydadeğer farklı şeyler bulursam editlerim tekrar burayı.

takip edilesi podcast yayınları

yeni bir program önerim var dostlarım, "biraz konuşabilir miyiz" adlı, kemal ayça ile ilker gümüşoluk adlı iki komedyenin podcast yayınını dinleyin, eğlenin.

evi ev yapan şeyler

daha eşiğin ötesindeyken aldığın yemek kokusu. sanırım bu evi ev yapmaktan öte yuva yapıyor.

günün sözü

özlem gürses'in konuk olarak katıldığı bi programı izlerken duyduğum sözdür. sizinle hem latincesini hem çevirisi paylaşayım nasiplenin, ümitlenin, heyecanlanın.
"ducunt voltem fata,nolentem trahunt"
"istekli olana kader yol gösterir, isteksiz olanı ise sürükler"
kendi arzu ve isteklerinizle, kendi çizdiğiniz yol üzerinde yürüyebilme şansına sahip olabilmeniz adına kadehimi kaldırıp iyi geceler dilerim.

tokatlanınca sallanan kalça

biri şu yazarın üstüne su atsın dediğim alev almış içeriktir.
sevgili sözlük, aslında her daim özgürlükten yana tutum sergileyen bi adamım fakat her yeri de yatak odanıza çevirmeyin be kardeşim. toplumda yemez, içmez, sevişir diye bi eşcinsel algısı var bildiniz mi onu. işte sayenizde...

bodrum'da gündüz vakti seks yapan dayılar

kamuya açık bir alanda yapılış olması evet bence de hoş değil. ama bu sorun bu kadarcık yorum istiyor sadece. üzerine daha çok konuşmamız gereken şeyler var halbu ki kadın cinayetleri, çocuk yaşta evlilik, tecavüzler... ne yazık ki bunlar iki eşcinselin sevişmesi kadar dikkat çekmiyor çünkü artık toplumca bazı şeyleri kanıksıyoruz.
geçenlerde dinlediğim bi gazeteci aynen şöyle açıklıyor bu gidişatı "türkiye'nin en büyük problemi ne ekonomi ne eğitim ne terör ne bekâ sorunu; türkiye'nin şu an en büyük problemi ahlaki çöküş"

iş yerinde başıma gelen kötü olay

dayağı bilmem de ağzına bi aliye rona fiskesi vurulması gereken yazarın kayıt düştüğü başlıktır.

alkollüyken tadına daha fazla varılan şeyler

beyaz leblebidir. norml koşullarda pek gideri yok.

sjögren sendromu

otoimmün bir hastalıktır. yani kendi lenfositleriniz yine kendi bez epitel dokunuza (tükrük bezi, gözyaşı bezi) saldırır.

yalnız yaşayan gay

yalnız yaşamanın bağımlılık yapıcı bir etkisi olduğuna inanirim sözlük. o kadar alışıyorsun ki evine gelen insanlar dört beş saatten fazla kalsın istemiyorsun. veya başka bi yere gittiğinde çok uzun süreleri orada geçirmek istemiyorsun. yanlış anlaşılmasın asosyal bi adam değilim ama kendimle daha mutlu bi adam olduğuma da eminim.

huzursuz bağırsak sendromu

roma ıv kriterleri ile tanı konan ve toplumda çok sık görülen sindirim sistemi hastalığı.

beleş tesis

sosyalleşmek ya da (daha çok) sevişmek adına konukların eve (aile/arkadaş evi olunca daha bi beleş oluyor) davet edilmesi durumu.

ilk buluşmayı evde yapmak

(bkz:beleş tesis)
tesis kafasını bi kenara koyarsak "arkadaşça" yürütülmüş bir internet alemi sohbetinden sonra şahsen sıkıntılı bulmam; gider çayımızı, çorbamızı içer muhabbetimizi eder geri döneriz. diyorsanız ki cinsellik nerede, ilk buluşmada makul bulamayacağım bir tarz olur ama yapana da saygım sonsuz.

canan kaftancıoğlu

özgür mumcu'nun şöyle bahsettiği siyasetçidir:'' adli tıp uzmanı dolayısıyla bir hekim olduğu için tıp camiasının olaylara yaklaşmada kural edindiği metadoloji kavramını siayasi hayatına da yediren birisi. hal böyle olunca başarı kaçınılmaz çünkü sistematik ilerliyor, sorun değil çözüm odaklı.''
sevdiğim bir siyasi karakter mesela çıktığı canlı yayınlarda kimsenin sözünü kesmiyor veya bağırmıyor. komik değil mi sözlük, temel insani vasıflara sahip olmanın bile bizlere farklı geldiği bir dönemden geçiyoruz. yine canan hanımın sürekli tekrarladığı ve benim de kapanışı o şekilde yapmak istediğim bir kelime ikilemesi var: çalışmak çalışmak...

xd

çok gülmedim ama bi tebessüm ettim dediğim durumlarda elimin istemsizce gittiği harf ikilisidir. ergence bulunduğu için kırıldım (!) halbuki ben arada kullanıyorudum. random gülüşten daha iyi bi olay bence.
  • /
  • 12

covid günlükleri

iki hafta önce bir şirketin çalışanlarına covid ile ilgili eğitim verdikten sonra soru cevap kısmında biri alkol içsek iyi gelir mi, bir diğeri sarımsak yesek iyi gelir mi dedi.

dünya şu pandeminin pençesine düşeli olmuş bir yıl hala bu tür sorular soruluyor. korkunç.

yumuklusucurta



daha önce de söylediğim gibi meslektaşlarımda çıkınca tarama amaçlı oldum. hiç bir belirtim yoktu. maskesiz hiç bir yerde bulunmadım. bundan sonra da hayatıma önlemlerle devam edeceğim. soran tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim, hasta arkadaşlarıma acil şifalar dilerim.

iş yerinde başıma gelen kötü olay

her iş yerinde vardır böyle tipler. odadan çıktığı anda dedikodusunu başlatabilme kapasitesi de vardır. ortak özellikleri ise dedikoduları sevmemeleridir. *

başkasının hayatından 3. tekil kişiler neden kendilerini sorumlu hissederler acaba? karısını aldatıyorsa bile bunu karısının çözümlemesi ve yüzleşmesi gerekir.

yazara ek bilgi vereyim. kendisi çok seviliyor demek ki işyerinde. söyledikleri ağızlarda sakız olmuş. ifşa olması yakındır. karısına bu durumu yetiştiren kız arkadaşları emin olun yazarı da gammazlayacaklardır.

dayak is coming. inevitable.

yalnız yaşayan gay

4 yıldır deneyimlediğim durumdur.
avantajları kadar dezavantajları da vardır.

mesela bu kişilerin seks hayatı tahmin edildiği kadar renkli değildir. tanımadığın birini evine davet etmek hiç de kolay değildir.
hasta olduklarında bir tas çorbaya muhtaç olurlar.
temizlik, yemek, çamaşır gibi durumlara iş hayatı da eklenince illallah dedirtir.


güzel yanları da vardır tabi.
ayda, yılda bir hoşlarına giden bi adam olduğunda eve davet edebilirler.
kimseye hesap verme zorunda değillerdir. istedikleri gibi girip çıkabilirler.
uygulamalarda #yervar etiketiyle bulundukları bölgede popüler olurlar ve yazanları çok olur.
değişik fanteziler deneyebilirler (grup vs).

ileride editlerim.

marcinal.com

erişim engeli yaşayan gabile'nin yayın hayatına devam ettiği platformdur.

bugün gabile kapanır marcinal olur, yarın marcinal kapanır başka bir şey olur. bunun önüne geçemeyeceksiniz.

mail arkadaşlığı

benim hali hazırda 12 yıllık e-mail arkadaşım var. kendisi italya'da yaşamakta ve türkiye'ye geldiğinde beni ziyaret etmekte. tavsiye ederim, hoş anısı var. ciao matteo!

homojen dergi 14. sayı

yazıları tamamiyle okudum. herkesin eline sağlık.

eşcinsel olunduğunun ilk fark edildiği an

eşcinsel olduğumu hep biliyor ve farkındaydım ama bunu kabullenene ve ben buyum diyene kadar hep kötü bir şey hatta yanlış bir şey olarak görüyordum orta okul yıllarımda ilk olarak fark etmiştim erkeklere hemcinslerime karşı bazı duygusal ve cinsel ilgilerim olduğunu o zamanlar kendimden utandım ve eşcinsel olduğumu kabullenmek istemedim bu biraz da dindar bir aileye sahip olmamdan kaynaklanıyordu kendi kendimi kandırdım ergenliğe giriyorsun normaldir fazla abazasın gibisinden ilerki yıllarda kendime biseksüel kalıbı uydurdum kadınlara ilgim yoktu ama eşcinsel olduğumu hâlâ kabullenmeye hazır değildim eşcinsellik konusunda araştırmalar yapmaya başlamış kendimu kabullenmeye hazırlamaya başlamıştım ve birkaç psikolog insanla forum/chat tarzı sitede konuşup sohbet edince aslında eşcinsel olmamdan utanmamam gerektiğini bunun doğal olduğununu anlayıp kabullendim lise 2 yıllarımda 17 yaşında istemsizce başka bir eşcinsele aşık oldum ama ne aşk o sürekli aklımda fikrimda hayatım olmuş fiziğine görünüşüne dikkat etmeyen ben onun için günde 4 saat spor yaparken onun dikkatini çekmek için kendime bakım yaparken buldum kendimi o güne kadar hiç birine özel ve güzel gözükmek istememiştim onu istiyordum hemcinsimi oldukça kibar nazik hoş biriydi ve bu his içimi dolduruyordu kalbimi ve bir gece ayna karşısına geçtim ve dedim ki sen eşcinselsin oğlum bu senin gerçeğin bunu kabullen işte o kabullenme anı benim için hayatın değiştiği andı o an üzerimden ağır bir yük kalkmış rahatlamıştım değişik duygulardaydım. dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyordum kendimi ve o zamandan sonra benim için hayat olumlu yönde gelişti keşke bunu daha önceden kabullenseydim

hayata dair iç burkan detaylar

yine bir bayramda dedemlere gitmiştik her zamanki gibi. neredeyse bütün kuzenlerim, dayılarım, teyzelerim oradaydı. genelde pek görüşmediğimizden öpüşüp hasret giderme kısmı bi ayrı oluyor. tabii küçük çocuklar daha çok ilgi görüyor.

aralarında 2-3 yaş farkı olan iki kuzenim * de en küçük dayımdan ilgi bekliyorlardı. dayım içlerinden en küçük olanı kucağına alıp taşıyor, telefonundan bir şeyler gösteriyor ve şakalaşıp güldürüyor onu. büyük olan ise aynı şeylerin ona da yapılmasını isteyip bir adım atıyor dayıma. ama dayım ise onun ilgisini fark etmiyor herhalde ve geri çeviriyor tersleyerek. başından savıyor. kuzenim de yüzü düşmüş bir şekilde oturduğum kanepeye yanıma gelip kuruluyor sessizce.

bundan sonra sanırım benim için cidden yaşayabileceğim en çaresiz anlardan biri meydana geliyor. kuzenimin gözleri dolu dolu dayımları izlediğini görüyorum. konuşamıyor, ağlayamıyor, sadece gözlerinden neredeyse düşmekte olan o göz yaşları ve isteyip de alamadığı sevgi kırıntılarının kocaman yıkıntılarıyla savaştığını belli eden bakışlarla oturuyor. ben ise çaresizce ona bakıyorum. ve elimi omzuna atıp kendime yaslıyorum onu. o an ikimizin de gözlerinden yaşlar süzülüyor ama kimse fark etmiyor.

kimse küçücük bir çocuğun sevgiye aç kalbini fark etmiyor.

eşcinsel ilişkinin avantajları

kendini yalnız ve öteki olarak hissettiğin anlarda, hayatta en çok önem verdiğin kişinin seninle aynı durumda olması sana güç verir ve yalnız olmadığını hatırlatır. iyi ki eşcinsel olmayıp zevkine escinsellerle uzun süreli duygusal olarak takılma diye bir durum söz konusu değil, olsa da duygusal değil. sevgilinin biseksüel olması bile insanı o kadar yalnizlastiriyor ki. gerçi eşcinsel olmasak böyle bir avantaja da ihtiyaç duymazdik zaten.


kolayca aldatma olabilir ama o bir taraf için avantajken diğerinde dezavantaj.

bir de sex ihtiyacını gidermek için heterolar gibi en çirkin kıza * bile paspas olmaya gerek olmuyor. çok kolay bir şekilde bir gün içinde tanışıp sex yapılabiliniyor.

benim en sevdiğim ise ilişkinin gizemli olması. gizemli olan hep heyecan uyandırır. su an bile içim kıpır kıpır oldu.

Toplam entry sayısı: 234

tanrı erkekte delik yarattıysa eşcinsellik normal demektir

mevzuyu bir delik ve bir penis kadar sığ görenlerin cahiliyet kokan açıklamasıdır. bu düşünceyi dillendiren sanatçı eserinde "embriyojenez, insan gelişimi ve evrimsel süreç, insan anatomisine fizyolojik yaklaşım, proktoloji" gibi konulara ziyadesiyle hakim olduğunu sürrealist bir dışavurumla bizlere haykırmaktadır.

sizinle tanışacaklara tavsiyeler

yeni bir ayı sözlük yazarı

verilen tepkilere nasıl yanıt vereceğini bilemeyendir. mekanın raconunu tam bilmediği icin kafasına estiği gibi davranandır. ulan şimdi bu iyi bir şey mi dedi yoksa sövdü mü diye düşünendir. kendisinin izlenildiğinin farkında olmadan yazıp durandır.

ayı sözlük yazarlarının depresyondan kurtulma taktikleri

yapılabilecek en guzel eylem kendini işine vermek. alternatifler;
-tempolu yürüyüş yap, mümkünse kulaklığını da yanına al. deli bi enerjin varsa bikaç kilometre yol alıp vücudunu ısıtıp koş.
- temizlik yapmak, etrafı toplamak da dehşet huzur veriyor, küçük çaplı bunalımlar icin birebir.
- her insanin yıllardir bu niye böyle diyip de araştırmadıgı seyler vardır ya, işte o ertelediğin seyi bilimsel bi makaleden ögrenmeye çalış. kendini çok farklı bi dünyanın içinde bulabilirsin emin ol.
- yakinindaki huzurevine git, dayılar felaket tavla oynuyor, muhabbetleri de fena değil.
- bu işler özel izinle oluyor tabi ama uğraşırsan bi de şöyle önerim var; sosyal güvenlik kurumuna bağlı kimsesiz çocukların barındığı " çocuk evleri " var. oraya git, çocuklarla ilgilen, onları sev, muazzam rahatlamış olarak eve döneceksin.
- bu madde bahsedeceğim tipolojide arkadaşı olmayanlara lüks gelebilir; üç tane kafadar bulup kahveye git, batak mı oynarsin, yüz bir mi orası sana kalmış.
- kitap oku, yemek yap, sevdigin seyleri ye, film izle gibi klişelere girmiyoruz sen zaten onları biliyorsun.

ankara

kendimi en cok benzettigim şehirdir. belki dogup buyudugum, yasadigim yer oldugu için ankara'ya baya güzelleme diziyorum... esasinda dışardan gorenler soguk, gri ve resmi oldugunu dusunur. fakat biraz alisinca keyifli noktları varmiş dedirtir. sanki garip bi şekilde güvende hissettirir insana kendini. çok gösterişli değildir fakat altta da kalmaz. fazla kalabalığı sevmez ama yalnız da değildir. herkese samimi davranmaz misal bu şehir, sadece ona ayak uyduranlara selam çakar. denizi yok ama sevene kuru soğuğu bile güzel geliyor bu şehrin.

tanrı erkekte delik yarattıysa eşcinsellik normal demektir

mevzuyu bir delik ve bir penis kadar sığ görenlerin cahiliyet kokan açıklamasıdır. bu düşünceyi dillendiren sanatçı eserinde "embriyojenez, insan gelişimi ve evrimsel süreç, insan anatomisine fizyolojik yaklaşım, proktoloji" gibi konulara ziyadesiyle hakim olduğunu sürrealist bir dışavurumla bizlere haykırmaktadır.

fotoğraf istediğinde güneş gözlüklü fotoğraf atan ibne

çok çorak bulduğum bir muhabbettir. tanımadığın bir insandan fotoğraf istemek bana bi nebze hadbilmezlik gibi geliyor. belki benim tanışmak olayına bakış açım farklıdır; birini tanımak onun nelerle uğraştını bilmek, neleri düşündüğünü öğrenmek, hayat felsefesini sorgulamak, entellektüel birikiminden bahsetmekle başlamalı. bunları dinlemeden bırak sevgili olmak, arkadaş olmak bile bi ilginç geliyor bana. insanların nelerden etkilendiğiyle alakalı bi konu galiba çok da dil uzatmamak lazım fakat bu kadar primitif düşünmek de bana epey yoz geliyor.

sarmısaklı yoğurtlu makarna

üstüne de zeytinyağında kavrulmuş salça, köri ve pul biberden oluşan bir sos dökerseniz sizi zevkin doruklarına çıkaracak lezzettir.

tokatlanınca sallanan kalça

biri şu yazarın üstüne su atsın dediğim alev almış içeriktir.
sevgili sözlük, aslında her daim özgürlükten yana tutum sergileyen bi adamım fakat her yeri de yatak odanıza çevirmeyin be kardeşim. toplumda yemez, içmez, sevişir diye bi eşcinsel algısı var bildiniz mi onu. işte sayenizde...

yeni bir ayı sözlük yazarı

verilen tepkilere nasıl yanıt vereceğini bilemeyendir. mekanın raconunu tam bilmediği icin kafasına estiği gibi davranandır. ulan şimdi bu iyi bir şey mi dedi yoksa sövdü mü diye düşünendir. kendisinin izlenildiğinin farkında olmadan yazıp durandır.

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları parfümler

size küçük 1 fakir itemi: çakma parfümler satan parfümeriye girip, kilo ile parfüm alabiliyorsun.

fotoğraf istediğinde güneş gözlüklü fotoğraf atan ibne

çok çorak bulduğum bir muhabbettir. tanımadığın bir insandan fotoğraf istemek bana bi nebze hadbilmezlik gibi geliyor. belki benim tanışmak olayına bakış açım farklıdır; birini tanımak onun nelerle uğraştını bilmek, neleri düşündüğünü öğrenmek, hayat felsefesini sorgulamak, entellektüel birikiminden bahsetmekle başlamalı. bunları dinlemeden bırak sevgili olmak, arkadaş olmak bile bi ilginç geliyor bana. insanların nelerden etkilendiğiyle alakalı bi konu galiba çok da dil uzatmamak lazım fakat bu kadar primitif düşünmek de bana epey yoz geliyor.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği youtuber'lar

barış özcan diyip son noktayi koyalım mı güzellik. şu sıralar dizi takip eder gibi adamin videolarını takip ediyorum. zorla adamı sapyoseksüel yapacaksin birader ama.

ırkçılık

son dönem bana mı çok denk geliyor anlamadım, habire türk ırkı guzellemesi duyuyorum. hatta bu güzelleme öyle boyutlara varıyor ki; türk olmayan ölsün diyenler bile var. anlarım türk külturünü sever, sahip çıkarsın ama fazlası seni de beni de yorar baboş yapma.

demet altınyeleklioğlu

kimsenin sevmediği kitabı mı desem hatta dikkat çekememiş olanı mı desem bilmiyorum, "cariyenin gelini nurbanu" adlı kitabı, osmanlı serisi içinde en çok hoşuma gidendir. yazarın, dönemin venedik cumhuriyetinden, venedik kültüründen bahsetmesi güzeldi.