ağza tükürmek

çocukken birisi ağzınıza tükürse peşinden sopayla kovalarsınız ancak yetişkin hayatınızda partnerinizle tükürük alış verişi yapmayı zevkli bulabilirsiniz. okkalı balgamlı tükürüklerden bahsetmiyorum tabii ki, lütfen iğrençleşmeyelim.
hele bide partnerin bilerek ağzına boşaldıysan o intikam amaçlı olarak öpüyorum ayağına ağzına tükürebilir.*
ağza tükürmek : sıtmaya ateşli hastalıklara, ellerde çıkan ve siğil denen içi dolu kabarcıklara, çeşitli sebeplerle ruhî dengesini bozan kişilere nefes edilir; yani muayyen ayetlerle, içlerinde "şifa" kelimesi geçen "şifa ayetleri" (ki kur'an'da şifa ayetlerinin sayısı altıdır) okunur, üflenir. kağıda bazı ayetler, dualar, şekiller yazılır, çizilir, üçgen şeklinde bükülen bu kağıt, yedi kat muşambaya sarılıp, üstüne bir bez geçirilerek, bir kılıfa konulur. dikilen ve muska (doğrusu nüsha) denen bu nesne hastanın boynuna takılır. bazı kere de yazılı kağıt suya konur, üç gün suyu içilir, üçüncü günü durulup bükülerek bir yudum suyla yutulur. eski dinlerden kalan ve bilhassa keldanîlerden geçen bu inançlar ve adetler, islam tarafından men edilmekle beraber, günümüzde dünyalık menfaat elde etmek üzere bazı cahillerce meslek edinilmiştir. tarihte görülen uygulamasıyla, okumak ve nüsha yazmak için el almak, izin verilmek şarttı. bu izin, ya sözle verilir, yahut mezun olan kişi, el almak isteyenin ağzına hafifçe tükürürdü. bu şekildeki sırrî güç geçişimi olayı, anadolu'da "ocak" olarak nitelendirilir. bu terimin, orta asya'dan intikal eden türk ocak kültürü ile bir bağlantısı olduğu düşünülebilir.

(ç)alıntı.
bizim oralarda, yeni dogmus bir bebegin agzina önce kim tükürürse, çocugun huyunun suyunun, büyüyünce o kisiye çekecegine inanilirdi. annem, daha küçük bir bebekken benim agzima, bizim köyün, biraz deli, biraz geveze ve en çok gezen adaminin ( babamin amcasi) tükürdügünü, ve bu yüzden huylarimin ona benzedigini anlatir durur.
zaman zaman "acaba o amcada bir ibnelik varmiydi?" diye düsünürüm.