bu bir out olma hikayesidir

1.bölüm (kumdan kaleler)
hayatımda hep kendime sorduğum bir bir günah gibi sakladığım “ben neyim” sorusu yaşım ufak 5 yada 6 televizyonda bruce willis içimde bir ürperti ama okulda evde öğretilenler içimde yaşadığım durumun tezatlığı hepimiz yaşamışızdır. bu durumu bir an’a ait olma hissi kaçımız ufakken bir an’a ait olabildik. ilk okulda bir arkadaşım birgün yanıma gelip 4c’den demet’in çok güzel olduğunu o’na tenefüste açılacağım demişti. onun aklı demette benim aklım okul müdürü ismailde.
kilo sorunum başladığı zamanlar 10 yaşlarındaydım annem elimden tutar sürekli hastaneye götürürdü. okuldan izin aldığımız zamanlar bile oldu. bir sürü kanlar bir sürü tahliller bir soru sorduğum vakit kilo vermem gerektiğini söyledi durdu bir süre sonra hastaneden gülerek sanki bir zafer kazanmış gibi çıktığımızı hatırlıyorum. ileryen zamanlarda hastaneye gitmeye devam ettik ama ben kilo verememiştim.
günler geçip giderken tarih 1998’de ev’e masaüstü bir bilgisayar geldi. bende bir mutluluk bir sevinç oyun oynuyorum internet’e giriyorum bugünkü bağlatılarla o günkü bağlantı arasında uçurum var 56 k bir bağlantı bir mp3 bağlantınız kesilmezse 2 saatte iniyordu. bilgisayarlar da bugünkü gibi donanımlı değil yaptığınız şeyler bir zaman sonra beni sıkar hale gelmişti o zamanlar yahoo revaştaydı yazdım nonoşu bastım enter’a bir sürü sonuç vs tam hatırlayamıyorum şimdi ama o sonuç bana o gün bana bir terim kazandırmıştı. ve o üç sihirli harfi yazdım arama motoruna “gay” o şimdiki gibi görsele basınca görsel şak diye gelmiyor ama önüme çıkan siteyi açtığım zaman kalbimin ağzımdan çıkacağını hissettim ellerim terlemiş sürekli yutkunuyordum aradığım şey karşımdaydı.
1. bölüm sonu
2. bölüm (kimsin sen)
yılların gizemi anında gözlerimin önünde beliriverdi arto’ fatih ürek, aydın gibi örneklerden uzakta gayet kaslı göbekli amcaların varlığından haberim olmuştu.
ortaokul yıllarında, kuzenimle aynı okulda okuyorduk. teyzem de okul aile birliğinde görev alıyordu. teyzemi sevmem, ailede herkese muhakkak bir zararı olmuştur. ki ben tüm okul hayatım boyunca, hep tek takılmayı tercih ettim. hep az konuşup öz yorum yaptım.çünkü hayattaki en acımasız varlıklar çocuklardır o kadar masumiyetin altında yatan samimiyetsizliğin hep farkında oldum. birgün evdeyken annemin bana sorduğu soru “okulda canını sıkan birşey oldu mu ? “ hayır diye cevap vermiş ne olduğuna da anlam verememiştim annem okula geleceğini söyledi
teyzemin öğretmenler odasında cinsel tercihlerimle ilgili dedikodu çıkardığını öğrenmişti hastaneden aldığımız sonuçların bir kısmını yanına alan annem bomba gibi adeta okula inmişti. ben bahçede otururken içerde kıyamet kopuyordu. hastaneye gittiğimizde hormon değerlerim normal değerlerde çıkmıştı. yani annemin içindeki korku yerini zafere bıraktığı içindi bu rahatlığı sanıyorum o sonuçları öğretmenler odasında masaya tokat gibi vurdu hepsinin kibarca kalaylayıp okuldan kaydımı alıp yanıma geldi. haftaya yeni okuluna gideceksin sana yeni okul bulacağım demişti. başımla onayladım

ev’e döndüğümüzde annem o soruyu sordu bana söylemek istediğin birşey var mı başımı iki yana salladım sanırım evet demeye cesaretim yoktu ki evet demiş olsaydım sanırım beni tekrar hastaneye götürüp vücuduma bir sürü abuk sabuk hormon takviyesi yaptıracaktı iki tip insanda zordur cahil hacıyla hoca ile şifa bulacağını sanar okumuş bilincli insan da hastaneye götürür kobay olalım diye yani anlayacağınız iki ucu boklu değnek yaş 15 hiçbir seçme şansım yoktu hayır demekten başka kendimi annemden ilk defa o zaman korumuştum sanıyorum. o günden sonra bu konuyu uzun bir süre konuşmamıştık

2. bölümün sonu