sunay akının anlattığı bir anekdottan:
<br>
<br>1915 yılının 18 martında, çanakkale martıları bir daha hiç unutamayacakları, çocuklarına anlatacakları gürültüleri duyarlar
o gün, işgal güçlerinin zırhlı gemilerinden ve türk bataryalarından yükselen top sesleri tarihin en büyük direnişini haber veriyordu
ingiliz ve fransızlar, türklerin elinde son model iki bine yakın top olduğunu rapor ediyorlardı
oysa elimizde, 82 tanesi savaş gemilerinden sökülmüş sadece 150 top vardı!.. işgalcileri yanıltan, top namlusu görüntüsü verilerek toprağa gömülen, zaman zaman da ateş ediyor havası yaratsın diye ağızlarına konulan toz barutun yakıldığı yüzlerce soba borusuydu!.. çanakkale savaşının yaşanıldığı siperler, bataryalar, bağımsız türkiye cumhuriyetinin kuruluşuna giden ilk adımların atıldığı yerler olarak kabul edilir
sadece türklerin cephesinde değil, anzaklarda da bağımsız bir ülke düşü ilk kez çanakkalede yeşermiştir
her yıl on binlerce insan ziyaret eder çanakkaleyi
eder de duygulanıp gözyaşı dökenler arasında, direnişimizin sembolü haline gelen topların bir şair tarafından korunduğunu bilen nerdeyse hiç yoktur!.. 1915 yılından tam elli yıl sonra bir savaş daha yaşanılır çanakkalede
bu kez tarih 1965tir
maliye müfettişi cemalettin seber, teftiş amacıyla iki ay çanakkalede görevlidir
müfettiş seber, demir tüccarlarının savaştan kalma topları hurda olarak satın almak üzere olduklarını görür
bir rapor hazırlayarak satışı durdurur
1965 yılında yaşanılan bu savaşın bir cephesinde hurdacılar, öbür cephesinde ise bir şair vardır!.. cumhuriyet döneminde yaşanılan bu çanakkale direnişinin kahramanı olan şairin asıl adı cemalletin seber olsa da şiir kitaplarında adını cemal süreya olarak okuruz!.. şair cemal süreya yalnızca birbirinden güzel şiirleriyle değil, çanakkale savaşından kalan topların hurdacılara satılmasını önlemesiyle de kalplerimizde iz bırakmayı fazlasıyla hak etmektedir.