sinead o'connor'ın kapanıp adını şüheda davud olarak değiştirmesiyle bir halka daha eklenen depresif ünlüler akımı, bir de whitney houston'ın vokalisti vardı, mardin'e mi gidip ağlayarak müslüman olmuştu.
lisedesindir, karışık kaset doldurtmuşsundur, alıp eve dinlemelere doyamamışsındır, yıllar sonra bir bakmışsındır o kasetin üzerinden 20 yıl geçmiştir, yeniden walkmenine taktığında yaşının 36 ruhu liseli olduğunu anlamışsındır, deneyimle sabittir.
hala tolga çevik'in kara mizahına güldüğüm ünlü. tolga çevik ibrahim tatlıses vurulduğunda mesaj atmış: "ibrahim abi, haberi duyunca inan, beynimden vurulmuşa döndüm. bunun nasıl bir şey olduğunu sen benden daha iyi bilirsin ya!" böyle de espiri olur mu bununla dalga geçilir mi diye çok bikbiklendi insanlar ama buradaki kelime oyununa bayılmıştım ben.
bir oturuşta 6 bölümü birden soluksuz izlediğim, ve artık sikindirik tv dizilerine alternatif olarak nihayet internet dizileriyle izlenecek bi şey bulduğum, haluk bilginerli, müjde arlı, cansu dereli ve daha birçok müthiş ismin buluştuğu konusyla kurgusuyla farklı bir hakan günday başyapıtı yönetmenlikte de onur saylak'ın harikalar yarattığı muhteşem dizi, tek kötü yanı her hafta olmuyor ne zaman çekilirse o zaman yayınlanıyor, bu da diziye hasta olanlar için belirsiz bir bekleme sürecine yol açıyor. gene de yıllardır böyle dizi izlemeyi özlemişim. ufak tefek cinayetler, avlu ve jet sosyete ile birlikte favorimdir... uzun sürsündür... özletmesindir...
meat loaf'ın albümlerinin ve albümdeki şarkılarının adları gibi uzun şarkıları... ı would do anything for love (but ı won't do that) 12 dakika sürmektedir. tv'de yayınlansın diye editlene editlene anca 7,5 dakikaya düşürülebilmiştir. efsane şarkıdır, dinlemelere doyulmaz. ritmi ve dinamiği sürekli değişir.
genellikle sanalda seni karım yapacam, beş posta koyacam, dura dinlene sikecem seni diyen hanzoların başına gelen ve yorgunum, noldu bilmiyorum, daha yeni boşaldım ondan filan gibi gerekçeler bulmaya çalıştığı durum...
hiç kalkılmak istenmeyen durumdur, böyle kalçaların erkeğin sikine doğru yerleştirilir, bedenin bedenine dayanır, erkeğin bir eliyle kalçanın okşanmasına bir eliyle belini sarmasına izin verilir. en seksi ve tatlı paylaşımlardandır bence.
kulak memesinin içine takılan halka ile birlikte 2. korkunçlu görünümlerden biridir. o nazik, tatlı, okşanası, sevilesi, yalanası, pamuklara sarılası pipiceğizlere nedendir böyle acıyı reva görmek. arkama bakmadan kaçarım. kesinlikle seksten soğutan görüntüdür.
aynı tişörtleri giyer, saçlarını aynı şekilde kestirir ve/veya aynı yönde tarar, aynı renk ve çerçevede gözlük takar, hep elele yürür, aynı şekilde konuşur, aynı boy bardaktan kahve içer, aynı küpeden takar, ne bileyim sanki aynı olmak için yaratılmış imajı çizer ve bunu bulamayanlara ne kadar büyük aşıklar olduklarını gözlere gözlere sokarlar. beyaz'ın böyle bir skeci vardı. aslında o daha iyi anlatır.
iki inşaat işçisi gence nusretten hamburger alıp verdim, pişman değilim. yaşar'ım için konserleri peşinde onlarca yıl ve bir dolu para verdim, pişman değilim.
her geçen gün daha iyi oluyor, karakterler de iyice oturdu. bu hafta hasibe eren'in yeni talip'in annesi şennur tiplemesi ayrıca güzel oldu. gülse birsel dehasının "beyin bilmezse beyim bilir" repliği şimdiden favori repliklerim arasına girdi, tivitırda da konuşuluyordu. uzay yolculuğu bölümü yerlere yatırdı...
bu akşamki bölümde baya iyi geldi. şennur teyzenin sözlerine ve gizemin saçmalamasına çok gülüyorum. sanki gülse birsel de nasıl yazabileceğini biraz daha göstermiş oldu bu bölümle. severek izliyoruz. hiç de içim almıyor ama.. ben öyle demiyom oğlum araya gideceğine canıma gitsin çiğ silikon mu bu?
fikri olmamak ama zikri olmak, elde tespih, ağızdan çer çöp kürdan sigara vb bir nesne düşürmemek, dilden erkeklik adamlık delikanlılık ve racon derslerini eksik etmemek, ahlak bekçiliği yapmak ama ahlaksızlığın müptelası olmak, cin olmadan adam çarpmak, medeniyet seviyesinin altında kalmak, kültür ve bilgi birikimi edinmemek, hayat üniversitesinden mezun olmak, yobazlık, kaba davranışlar sergilemek, hoşgörü ve nezaketten uzak olmak, kafasını kullanamadığı için yumruklarını kullanmaktır.
ayyhhhh dün gece son dakkalarda gerim gerim gerdiler. yani bir gerilim filmlerinde böyle gerildiğimi hatırlarım bir de bunun dünkü bölümünün son sahnesinde. allah sizi bildiği gibi yapsın e mi son anda dedim bunu göstermeyecekler, haftaya bırakacaklar ki öyle de oldu zaten. şu senarist arkadaşlar da oya karakterine daha anlamlı ve okkalı laf sokan replikler yazsalar da azıcık içimizin yağları erise ayol. o kadar sinirleniyor, atarlanıyor ama iş merve'nin karşısında konuşmaya gelince pıssssss balon gibi sönüyor. vallahi içim şişti yemin ederim yeter diye bağırasım geldi.
en sevdiğim hikayelerimden... bir gün kadıköy'den eminönü'ye geçmek üzere vapur beklerken, yanına oturup çaktırmadan seyrettiğim beyefendiyle bir hafta sonra halvet olmuştum. vizelerim vardı o hafta, yoksa daha erken olurdum. sene 2001 yaş 18. genelde toplu taşımalardan (otobüs, tramvay, metrobüs...) kaldırdım adamlarımı... hatta bi keresinde yanımdan yürüyüp giden bir adamla on beş dakka sonra apartman bodrumunda halvet...
zerzevat yığını dolu olduğuna kanaat getirir getirmez kapattım.
profilim şöyleydi: bear tipli, iri yarı, göbekli aktifler arıyorum, temizlik şart, kondom da tercih sebebi.
gelen mesaj: sik resmi, profile bakıyorum 60 kiloluk çıta,
yazdığım: ilgine teşekkürler, ben bear tipli iri yarı göbekli adamları seviyorum gelen cevap: nabacan göbekliyi göbekli sikemez, bende 22 cm var, seni be"y"endim.
hülya koçyiğit, ayten gökçer, yavuz bingöl ve türevlerinin tüm aymazlıkları ve şuursuzluklarına karşıt aydınlık, omurgalı, bilinçli oyuncu nasıl olunurun örneği, şahane kadın... üstelik oyunculuğu hülya koçyiğit'inkinden daha çok yönlüdür.
1) sürekli bir yalan dünyasında yaşamak zorundasınızdır, gizliyseniz hele aileye, iş arkadaşlarına, normal arkadaşlara (tabi gey dostu olmadığını bildiklerinize) yalan söylersiniz 2) homofobik bir toplumda yaşamanın getirisi, aşağılanır, hakarete uğrar, dövülür, tecavüze uğrar hatta öldürülürsünüz, ve o homofobik toplumun homofobik polislerince insan yerine konmazsınız, hatta onlar da size aynı muameleyi yapar 3) çoğu zaman iç dünyanızla ilgili karmaşaları kendi başınıza çözmeniz gerekir, dışarı anlatamazsınız, diğer geylerin de kendi dertleri olur onlar da bi yere kadar dinler 4) aileniz ve toplum tarafından ağır ithamlarla cezalandırılırsınız 5) size herkese g.tveren potansiyel muamelesi yapılabilir, gece s.ken adam gündüz size bir paçavraymışsınız gibi davranabilir, veya sarhoş muhabbetlerine meze yapar. 6) başınıza bir şey geldiğinizde, tecavüze uğradığınızda polise gidemezsiniz, zira polisin aklında sizin bu halinizle zaten davetiye çıkarmış olduğuna dair bir önyargısı vardır
offf bu kadar yazdım içim şişti, gerisini siz tamamlayın.
eve gidip duş almak, sonra gerizekalıya bağlamak, "aneeeymm hasta oldum ben aids oldum" diye kendini kahretmek, adama mesajlar atmak, "bir daha sikilmek için yalvarsam da gebersem de bana yazma, mesaj atsam da cevaplama" gibi saçma sapan mesajlar atmak, sonra adam gerçekten mesaj atmadığında neden mesaj atmıyorsun diye evine gitmek ve bir daha kendini siktirmek. sonra alışıyorsun tabi.
seni özlüyorum deli kadın, bütün bu dünyanın kiri pası içinde ekranlardan yansıyan ve bize her şeye rağmen umut var dedirten temiz sevincini, neşeni ve kaleminden akan yüreğini özlüyorum, senin en ince espri yaparken bile gözlerindeki derin bakışı, en ciddi konuda bile muzip yorumlarını, kısaca seni özlüyorum deli kadın. bir resmine bakarken bile binlerce kare geçiyor gözümden, seni hiç tanımadım, tanıma imkanı bulamadım, ancak ben seni hep sevdim, senin bu dünyaya kattığın güzelliği sevdim, tüm dünyanın akılları bir araya gelse senin tek bir yorumla herkesi susturabilme becerini sevdim.
ama neyi sevmedim biliyo musun? daha seninle tanışmadan çekip gitmeni, daha şarkılar şiirler tamamlanmamışken çekip gitmeni, tabiri caizse daha karpuz kesecekken zengin kalkışı yapar gibi 80 +/- 60 yaşın baharında çekip gitmeni... yarım kaldı şarkılar, şiirler, daha çok şarkı var yazacak... daha fazla söz söyleyemem, söz söylemede senin eline su dökemem, senin sözünün üstüne söz söyleyemem, sadece diyebilirim ki, ulaşıyosa bu yazılar bir yerden sana, bir el salla oralardan bana. deli kızım uyan, bir tek sensin duyan!!! bu dünyada bize bir bakış borcun kaldı, acelen ne, bekle aysel!
müslümanlık ve islam özünde -aslında her dinde olduğu gibi- kardeşlik, hoşgörü, barış gibi güzel mesajlar içeren bir din. insanoğlunun elinde oyuncağa çevrildiği için sürekli kötü ve berbat bir din izlenimi yaratılan ancak insanların amellerinden dolayı bütün bir dinin alaşağı edilmesini doğru bulmuyorum, sonuçta ortada ortak ve güzel bir mesaj var ve sorun bu mesajı insanların kendilerine yonta yonta saçma sapan ve müslümanlıkla bağdaşmayan uygulamalara giderek yanlış bir müslümanlık izlenimi oluşturmasıdır. kulaktan dolma bilgilere pabuç bırakmamak için herkesin bir kere okuması gerektiğini düşünüyorum.
gerizekalıdır, komplekslidir, derdi varsa yüzleşmek yerine bu şekilde derdini anlatabileceğini sanandır, siktir olup gitsindir, sözlükten uzaklaşma nedenidir. böyle şeyler yapmamalıdır!!! hadi bunu da eksile gerzek dingil!
sanırım bazı yabancı nickli yazarların adlarını okumakta güçlük çeken yabancı dili iyi olmayan yazarcanlar için açılmış başlık. yoksa adı atıyorum karpuzsever olan bir yazarın nicki başka nasıl okunabilir ki?