ilk kadın filozof ve bilim insanıdır.

4. yy'da iskenderiye kütüphanesinin kurulmasında rol oynamış ve dünyanın çeşitli kültür merkezlerine mektuplar yollayarak yeryüzünün her yerinden iskenderiye'ye kitap kervanlarının akmaya başlamasını sağlamıştır. matematik konusunda döneminin en önemli isimlerin biri haline gelmiş ve dönemin hristiyan dogmalarını her fırsatta eleştirip akılcı felsefeyi savunmuştur. bu durum kısa zamanda kilisenin düşmanlığını üzerine çekmiş ve bir konuşma yapmak için kalbalığın karşısına çıktığı sırada daha ilk kelime ağzından çıkar çıkmaz bir okçu tarafından öldürülmüştür. öldürülmesini emreden iskenderiye patriği de bu başarısı nedeniyle aziz ilan edilmiştir.

denilir ki hypatia kilisenin öğretilerini eleştirdiği için değil bir kadın olarak felsefe, politika ve din üzerine konuştuğu için düşünmeyi erkeklere has bir meziyet sayan kilisenin öfkesinin hedefi olmuştur.

hikayesini merak edenler 2009 yapımı agora filmine de göz atabilirler.

ukdeyi lost soul vermiş efendim.

2007 yapımı the man from earth filminin devamı niteliğinde çekilmiş film.

birinci film ne kadar yukarıya taşıdıysa entelektüel beklentilerin çıtasını,
ikinci film o denli yerin dibine sokmuştur aynı çıtayı.

insanın mastürbasyon sonrası o kısacık soluklanma anında aklına gelen envai çeşit düşünceler bile bu filmin senaryosundan daha tutarlı, doyurucu ve keyiflidir.
bir buçuk saatinizi rezil rüsva etmek istiyorsanız daha farklı yöntemlere baş vurabilirsiniz.

efsane diziydi ve buraya dizinin son sezonunun final bölümünden bir şarkı bırakıyorum.

ayılara yürüyor korkmuyorum arasıcaklarının yanında servis edildiği ana yemek tadindaki sarki

yani bugün. o zaman dans.

https://en.wikipedia.org/wiki/Internatio...
https://www.tuicakademi.org/turk-kulturu...

(bkz: zenne)

2004 amerika yapımı güzel bir bilim kurgu dizisiydi. 4 sezon sürdü ve tam zamanında, baymadan finalini gerçekleştirdi. hala izlememiş olanlar sıraya koyulabilecek dizilerdendir. aynı zamanda heroes dizisinin de babasıdır.

-----------spoiler--------------
1930 lu yıllarda başlayan, dünyanın farklı yerlerinde kaybolan insanların yıllar sonra bir dağın tepesinde aniden belirivermesi ile başlar dizi. bu insanlar geçen süreyle ilgili hiçbirşey hatırlamadıkları gibi hiç yaşlanmamışlardır da. dizinin ilerleyen bölümlerinde bu insanların özel güçleri olduğu ortaya çıkar ve olaylar kızışır.
----------spoiler---------------

konusunun ağırlığı sebebiyle tetiklenmekten korktuğum için yıllardır izlemekten kaçtığım filmdir. filmdi. izledim ve saatlerce ağlamamı durduramadım. bazı kurgu detaylarıyla yoğurulduğunu bilsem de anlatılanın gerçek hikaye olduğunu bildiğim için yaşananlara karşı sinir, öfke,acı,hüzün, ne varsa her şey doldu sineme. çünkü ahmet benim arkadaş çevremden bazılarının da arkadaşı olan birisiydi ve bu hikaye aslında yakınımızda yaşanmıştı. dibimizdeki bi ihtimal olması korkunç hissettiriyor, hep de öyle hissettirdi. çünkü ben ortaokulda idim bu olduğu zaman. duyduğumda muhtemel geleceğim bu galiba deyip çok zor bi dönemden geçmiştim ve o zamanlar kimlik şekillenme dönemleriydi bi de tabi benim için. o yüzden şimdi film olarak baştan sona hikayeyi tekrar izleyince , tüm bu korkuların acıların tetiklenmesi kaçınılmazdı. ancak yine de ahmet'in anısına bunun yapılmış olması beni mutlu ediyor. hikayen asla unutulmayacak ahmet. umarım huzur içinde uyuyorsundur.

hüseyin kaçın tarafından "destek almış" biri olarak kendi deneyimimi paylaşmak istedim.

çok uzun bir süre boyunca bu konuda konuşmak istemiş olsam da bu travmamı daha yeterince işleyememiş olmam ve kişisel güvenliğim açısından konuşamadım.

ben anneme açıldıktan sonra annemin "beni iyileştirmek" adına bulduğu bir yöntem. en başta bana sadece kitaplar yoluyla dönüşüm terapisi yapmaya çalışan ebeveynim beni bir süre sonra bu "psikolog'a" götürmesi sonucu ciddi anlamda akıl sağlığımı çok zorladı.

öncelikle belirteyim, bu tür internette ben eşcinselliği iyileştiriyorum yok bunlar kapitalizmin oyunu falan filan diye gezen her kişi birer dolandırıcı. istedikleri kadar taraflı, çağ dışı, sahte dökümanlar sunsalarda yaptıkları şeyin akla veya mantığa sığan bir yanı yok.
ben şahsen bu herifin üniversite diplomasını değil en yakın fotokopisini gördüm.

terapileri ben size özetliyeyim.
anneniz size çok mu düşkün? bu yüzden eşcinselsiniz.
anneniz size çok uzak biri mi? bu yüzden eşcinselsiniz.
babanız size çocukken ilgi göstermedi mi? bu yüzden eşcinselsiniz.
babanız çocukken üstünüze mi düştü? bu yüzden eşcinselsiniz.
kız kardeşinizle aranız çok mu iyi? bu yüzden eşcinselsiniz.

bu herife göre bokunuzun rengi bile eşcinsel olmanıza sebep olabilir.

ucla hukuk okuluna göre dönüşüm terapisi gören lgb bireylerde intihara teşhis neredeyse iki katıymış.
(trans bireyler gruba dahil değilmiş. url'den daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.)
https://williamsinstitute.law.ucla.edu/p...

dönüşüm terapisinin bende oluşturduğu negatif etkilere bakalım.
artık sinir üzüntü ve stres kontrolü sırasında en çok kullandığım kontrol mekanizması olan ağlamayı yerine getiremiyorum.
bu büyük bir sorun değilmiş gibi gözükebilir. fakat bu benim binge eating disordedimi tetikledi ve son 14 ayda 30 kilo aldım.
artık kimseye güvenemiyorum.
ailemle olan ilişkim zedelendi ve artık annemle anlaşamıyorum.

bir ebeveyn olarak ileride cidden çocuğunuzla bir bağınız olsun istiyorsanız dönüşüm terapisine yollamayın. ben artık anneme karşı neredeyse hiç bir şey hissetmiyorum. pişman değilim. sonuçta bu insanlar bana zarar verdikten sonra pişman olmadı.

az önce (x) sosyal medyada bir paylaşımlarını gördüm. bütün lgbtleri düşmanlaştıran ve hedef gösteren iğrenç bir siteye sahipler. link vermeyeceğim.
isimleri "doludizgin".
eşcinselleri hedef gösteren sahte doktorları, psikiyatristleri bolca sitelerinde görebilirsiniz. "eş cinsellik" (eşcinsel demiyorlar) "feminizm" "toplumsal cinsiyet" gibi başlıkları var. 2023te ara vermişler. yeniden saldırıya hazırlanıyorlar gibi görünüyor. bu arada onca başlığa rağmen sadece "eş cinsellik" başlığı altında yazılar yazılmış.

hakkımızda kısmında yazdıkları iğrenç yazı: "insanlık, tarihinde ilk kez, ırk-inanç-coğrafya fark etmeksizin bu denli hırçın bir tehditle karşı karşıya kalmıştır. dinleri, kültürleri, aile kurumunu hatta erkeklik ve kadınlığı tartışmaya açan eş cinsel aktivizm; medya, akademi, eğitim, siyaset, sivil toplum ve daha birçok alanda bir zihin inşasına gitmektedir. yeni nesilleri arzu ettiği kabullerle yetiştirmek için ortaya koyduğu çaba, kelimenin tam anlamıyla ürkütücüdür."

dilerim kendi inancına göre gittiği cehenneme kendisini öyle veya böyle takip eden herkesi toplasın...