bearonair

Durum: 17 - 1 - 0 - 0 - 17.04.2024 10:55

Puan: 218 - Sözlük Kezbanı

3 ay önce kayıt oldu. 14.Nesil Yazar.

0

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

hiç havalı olamayacağım

kelepçe

önce nez için yazılmış, daha sonra erol kösenin ali cengiz oyunlarının sonucu olarak hande yenere nasip olmuş 2000ler türkçe popunun kaliteli şarkılarından biri. sözlerin bir kısmı nez'e ait olsa da credit verilmemiş

bahar

şimdilik iyi denebilecek şekilde devam eden, drama ve komedi dozunu ayarında tutmayı başarabilmiş dizi. türk dizisi seyretmeyi belli aralıklarla yıllar önce bırakmış biri olarak eğlenceli buldum, puzzle yaparken seyretmesi keyifli oluyor.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

eurovision

tarafımdan yılın en çok beklenilen müzik yarışmasıdır. 15 senedir bu gelenek sadece 2 kez bozuldu. evimde, koltuğun en güzel köşesinde oturub izlemenin, izlerken instagramdan kendimce yorumlar yapmanın zevkini sadece bir ayı ile bu yarışmanı izlemek bana yaşatabilir.
bir de bu bittikten sonra post-eurovision denen bir sendrom var

maksadın bana istanbul'u göstermek

bi' ortak geçmişimiz var, bir de hep açık yaralar

ayı sözlük yazarlarının sevdiği içkiler

eğer yazlık bir mekandaysam long island
şehir ortamında ise kırmızı şarap, hızlı gecelerde tequila

alttaki yazara soracaklarım var

son zamanlarda izlediğim en iyi dizi the curse. garip bir mizahı var. bir başyapıt değil ama izlettiriyor kendini.

aşağıdaki yazara sorum: istanbulda bir bear için en iyi eğlence mekanı sence hangisi? illa kulüp olmak zorunda değil

olgun erkeklerden hoşlanan genç erkek

olgun erkeklerden hoşlanan genç erkek

şahsıma ait bir durumdur. 26 yaşındayım ve bu zamana kada hep olgun erkeklerle çıktım. nedenini kendime sorduğumda kesin bir cevabı yok, zira bir daddy issues yaşadığımı düşünmüyorum (galiba yaşamadım, belki de, yok, yok yaşamadım). ama hep anlamsız bir şekilde sadece olgun erkekler güvenimi kazanıyor. diğer taraftan da düşünürsek güvenimi hep kıran onlar oluyor

ayasofya

yıllar önce ilk defa adım atdığımda beni büyülemiş bir mekan. sadece gezmek, o havayı solumak, sütunlara ellerimi koyup hissetmek yetmedi, okudum, araştırdım. bir kez daha hayran oldum. ama bu yaz tekrar ziyaret edince ve mevcut durumu gözlerimle görünce neredeyse kahroldum. benim sevdiğim ayasofya gitmiş, yerine maketten çok başarısız bir replikasını, benzerini koymuşlar sanki. anlamsız bir hırs, gereksiz bir gösteriş sevdasının kurbanı olmuş sanki. bu sonra 25 euro olayı ile de üstüne tüy dikmişler

bearonair

canım ayı sözlüğe saygımla geldim

harika avcı

uzun seneler sonra keşfettiğim, "sürünüyorum" coverina aşık olduğum kadın

jennifer lawrence

iyi oyuncu mu, yoksa karizmatik bir kadın mı olduğuna karar veremediğim şahıs

metin akpınar

3 böbrekli olduğu ile ilgili hikayelerin dolaştığı isim

sözlükçülerin arka planında çalan şarkılar

mary j. blige - mary jane

seviştikten sonra söylenecek en aptalca sözler

"nasıldım?" cevabı daha da komik oluyor
Henüz hiç başlık açmamış.

chicago


şu sahne ile beni fethetmiş filmdir

mrs dolloway

başlığın mrs. dalloway diye değiştirilmesi gerek
virginia woolf bu romanı yazarken adını the hours yapmayı düşünmüş ancak sonuç olarak mrs. dalloway'de karar kılmış
woolf'un bilinç akışını yoğun olarak kullandığı ve zamanı öne çıkararak karakterlerin toplum nedeniyle dile getiremediği sıkıntıların analizlerini yaptığı ve bir kadının geçirdiği günü anlattığı roman
''mrs. dalloway said she would buy the flowers herself'' cümlesiyle başlıyor her şey

hipnoz

hande yener'in en iyi dönemlerinde çıkarmış olduğu bir albümdür. apayrı ile büründüğü elektronik müzik tarzına keşke devam etseydi, bir zamanlar kendisinin demet akalın'a dediği gibi bakkal şarkılara döndü 2011'den sonra.

melodifestivalen

bu seneki kalitesi geçen senelere göre bir tık daha iyi de olsa zannımca yine kötü olan ulusal final, geçen sene de tattoo, six feet under ve air dışında iyi şarkı yoktu.
bu sene 5 yarı finalli sistemi getirdiler, önceki senelerde 4 yarı final + ikinci şans şeklindeydi, ikinci şans oylamasını 5. yarı finalin sonunda yapacaklar yarı finallerde alınan oylar da sayılarak.
ilk yarı finali oldukça kötüydü, smash into pieces grubu six feet under'a benzeyen şarkıları heroes are calling ile bu yarı finali kazandı, lisa ajax ise arkasından finale yükseldi, yarışma tarihinde gönderdiği en kötü şarkıyla, bir de hamileymiş kendisi.
ikinci yarı finali nispeten daha iyiydi, liamoo geceyi dragon isimli şarkısıyla kazandı, bu şarkı da bence liamoo'nun yarışmaya yolladığı en kötü şarkı, ukraynalı maria sur ise when i'm gone şarkısıyla arkasından finale yükselen ikinci isim oldu, bence bu şarkı yarışmayı kazanabilir, oldukça iyi, favorilerimden!
üçüncü yarı finalde de tattoo'nun yazarlarından olan cazzi oppeia şöleni yaşandı, bu yarı finalden jacqline, cazzi oppeia imzalı effortless adlı şarkısıyla finale birinci olarak yükseldi, ardından da cazzi oppeia kendi söylediği şarkısı olan give my heart a break ile finale çıktı. effortless aşırı iyi bir şarkı, melodifestivalen'ı kazansa keşke.

dördüncü yarı finali yarın gece gerçekleşecek, dotter ve danny saucedo büyük favorilerden, ikisinin de şarkısı bence pek iyi değil, dotter yine de sahneyle şarkıyı güçlendirmiş gibi duruyor ama belli olmaz, full versiyonlarını ilk kez sahnede duyuyoruz zira.

beşinci yarı finalde de geçen senenin 2.'leri olan norveçli ikizler marcus&martinus yer alıyor, onlardan da beklenti büyük, bakalım bu sene ne yapacaklar

eurovision

bu seneki şarkıları şu anlık güzel şekillenen yarışma, dinlemem geçeyim dediğim şarkı sayısı 1 bilemedin 2, umarım artmaz bu sayı
bu sene arkadaşlarımla izleyeceğim sanırım, geçen sene tek başıma izlemiştim, birileriyle izleyince daha eğlenceli oluyor bence, 2006'dan beri her sene izliyorum, bir tek 2022'de izlerken sıkıntı çektim, stockholm'de gezerken izlemek için bir yer bulmak biraz zor oldu, bir de barlar vs dolmuştu, o nedenle telefondan izlemiştim

bearonair

yeni yazar. hoş geldin.

(bkz:askk)

ayı sözlük itiraf

belki de hiç konuşmadan yanına gidip, sevişip, dönebileceğim, onu mutlu edip çıkıp gideceğim birini istediğimi itiraf etmek istiyorum.

ayı sözlük itiraf

herkeste var mı bilmiyorum, ben hiç görmediğim biriyle görüşmeye gideceğim zaman eğer yaş olarak kriterlerim arasındaysa kendi kendime acaba hoşlandığım tiplerden biri mi diye düşünürüm. bu, gideceğin iş başvurusunda patronun olabilir, telefonda görüşürken bir vesileyle buluşacağın kişi olabilir hiç farketmez öyle anlarım oluyor.

kaç gündür kalbimde bir çarpıntı vardı. normalde anında doktora giden biri değilim, son noktaya kadar ihmal ederim ama kalp olunca da insan tedirgin oluyor biraz. bi sürw devam edince hemen girdim sisteme sonraki güne buldum randevüyü. kardiyolojiye sadece bir erkek doktor vardı ve randevüyü oluşturdum. beyin otomatikmen birinin uzman doktor noktasına gelene kadar katettiği yaşı hesapladı. kendim de olgun seviyorum zaten acaba hoş biri mi falan diye geçiyor aklımdan. tabii bu tür düşüncelerin gerçeklikle alakası da yok. beyin çok hızlı düşündüğünden bu da geçiyor işte her zaman olduğu gibi. yoksa gideyim de doktordan medet umayım gibi aptalca bir düşünceye asla girmem.

neyse sırada beklerken içeri giren çıkan oluyor o aralıktan da doktoru gördüm. eh işte idare ediyor diyorum. o arada sırası gelmeyen bi kadın giriyor içeri diğerleriyle doktor kadını dışarı gönderiyor, sırada benim önümde bir adam var o daha net görüyor olayı. sonra bana dönüp bu doktor biraz cins biri diyor. o öyle deyince idare eder kısmı da bitti gözümde sıfıra indi. cins insanları da sevmem zaten. ama benim konum o değil, ben muayene kısmına takıldım. umarım bir cinslik yapmadan güzel vir şekilde muayenemi yapar gönderir diyorum. çünkü örneğini çok gördüm, yüzüne bile bakmadan çok yüzeysel bir şekilde bir şey yapmadan göndereni.

sıram geldi, içeri girdim o da zaten ismimi söylüyordu içeri gel diye. rahatsızlığımı sordu, söyledim. sigara içtiğimi sordu, neden içiyorsun falan dedi. beni sedyeye gönderdi kalp ritmimi dinlemek için. sonra sola yatırıp cihazla kalbime baktı. bunların hepsi olurken de benle sohbet ediyordu. yani öyle mecburi muhabbet falan da değil, genel hayattan konuşuyorduk. bana o kadar samimi ve sıcak geldi ki kendim bile karşıdakinin doktor olduğunu unutup normal bir arkadaşımmış gibi muhabbetler yaptım, kendi de aynı şekilde karşılık verdi. muayene bitti benden birkaç tahlil istedi, bunları al bekliyorum seni dedi. bu cümlesi bile o kadar bana samimi geldi ki. yani ne bileyim, sonuçlar çıkınca bana getirirsin demek var bir de gel bekliyorum demek var.

tahliller öğle arasına denk geldi o süre içinde aklım hep onda kaldı. idare eder dediğim adamın huyuna, benle olan samimiyetine vurulmuştum. en çok da cins diye tabir edilen adamın bana öyle sıcak gelmesi kafamı karıştırıyordu. asla beklenti içinde değildim, sadece etkilendim bu da itiraf başlığı olduğu için bunu burada itiraf ediyorum. çünkü biliyorum doktor hasta etiği var alanında uzman bir doktor, kaldı ki tercihi bile belli değil, orada bana asılacak hali yok. farklı zaman farklı şartlar olsaydı şansımı dener miydim? sonuna kadar hem de. beni üzen kısmı bu adamla hiçbir şekilde bir daha yollarımızın kesişmeyeceği ve dilerim ki öyle de olur. kalbimde çıkacak bir rahatsızlık sebebiyle ancak yollarımız kesişir. sonuçlar da temiz çıktı. umarım başka şekilde denk geliriz, daha geniş zamanda daha rahat kafayla. bu entry'i de gün boyu etkisinde kaldım diye girdim.

Toplam entry sayısı: 17

eurovision

tarafımdan yılın en çok beklenilen müzik yarışmasıdır. 15 senedir bu gelenek sadece 2 kez bozuldu. evimde, koltuğun en güzel köşesinde oturub izlemenin, izlerken instagramdan kendimce yorumlar yapmanın zevkini sadece bir ayı ile bu yarışmanı izlemek bana yaşatabilir.
bir de bu bittikten sonra post-eurovision denen bir sendrom var

bearonair

canım ayı sözlüğe saygımla geldim

ayasofya

yıllar önce ilk defa adım atdığımda beni büyülemiş bir mekan. sadece gezmek, o havayı solumak, sütunlara ellerimi koyup hissetmek yetmedi, okudum, araştırdım. bir kez daha hayran oldum. ama bu yaz tekrar ziyaret edince ve mevcut durumu gözlerimle görünce neredeyse kahroldum. benim sevdiğim ayasofya gitmiş, yerine maketten çok başarısız bir replikasını, benzerini koymuşlar sanki. anlamsız bir hırs, gereksiz bir gösteriş sevdasının kurbanı olmuş sanki. bu sonra 25 euro olayı ile de üstüne tüy dikmişler

ayı sözlük yazarlarının sevdiği içkiler

eğer yazlık bir mekandaysam long island
şehir ortamında ise kırmızı şarap, hızlı gecelerde tequila

eurovision

tarafımdan yılın en çok beklenilen müzik yarışmasıdır. 15 senedir bu gelenek sadece 2 kez bozuldu. evimde, koltuğun en güzel köşesinde oturub izlemenin, izlerken instagramdan kendimce yorumlar yapmanın zevkini sadece bir ayı ile bu yarışmanı izlemek bana yaşatabilir.
bir de bu bittikten sonra post-eurovision denen bir sendrom var