hiç yok adlı şarkısına tekrardan sardığım bi dönemdeyim
‘aldanmam, ağlayamam da paylaşacak bir şey kalmadıysa’ sözü son yaşadığım olaya ithafen şarkıya eklenmiş olmalı herhalde diye düşündürtmüyor da değil
onun paylaşacak şeyi çoktu ama benim onunla paylaşabileceğim hiçbir şey yoktu, dinlemekten ya da anlatmaktan sıkılmak, bazı şeyleri biraz da olsa yaşasak mı artık?
direktörlüğünü ve prodüktörlüğünü de yaptığı, senaryosunu da screenplay'e uygun yazdığı chloé zhao'nun yeni işi
başrolünde oscar ödüllü frances mcdormand'in oynadığı, fragmanının insanı kalbinden yaraladığı ve müzikleriyle insanı büyülüyeceğini düşündüğüm film, ludovico einaudi sağolsun
fragmanını buraya bırakıyorum, 26 aralıkta yayınlanacak
dördüncü sezonu dün yayınlandı, şu an 7. bölümdeydim ve sezonun odak noktası için leydi diana spencer ile margaret thatcher olduğunu söyleyebilirim.
diana'nın daha aileye girerken mutsuzluğu, yeme bozukluğu ve charles ile camilla arasında yaşananlar şimdilik sezonun odak noktası, bir de leydi di'nin müthiş ilgi çektiği avustralya ziyaretini de atlamamak gerek
margaret thatcher rolüyle karşımıza çıkan julian andersson performansı konusunda kötü eleştirilerin odak noktası olsa da genel görüşle aynı nabızı tutmadığımı söylemek isterim, sezon finalini yarın izlemiş olurum diye düşünmekteyim.
24 yaşındaki belçikalı şarkıcı.
başarılı bir şekilde kariyer basamaklarını hızla çıkmaktadır, dua lipa ile yaptığı collabration çalışması ise oldukça başarılıdır.
zamanında la loi de murphy şarkısı ile keşfettiğim ancak daha sonra belçika ve fransa çevresinde asıl patlamasını abisi roméo elvis ile birlikte çalıştığı tout oublier parçası ile gerçekleşmiştir.
kalbimi kıran bi başlık, sanırım bu kalp kırıklığı sebebiyle kendim gibi davranmama engel olan bi durum kilolu olmak
hayatımda hiç zayıf ya da fit dedikleri türden bir insan olmadım, diğer türlüsünü de bilmiyorum ama böyle de uzun bir süredir mutlu değilim
senelerdir diyetler sporlar uyguluyorum ama işte sanırım hiçbir şeyi doğru yapmıyorum, neyi yapıyorum ki diye de soruyorum kendime
her neyse, bir gün bu dünyaya beni bağlayan hiçbir şey olmayacak ve o zaman aranızdan ayrılacağım, umarım bu şişko vücudumun sığacağı bi tabutu kısa sürede temin ederler, sevgilerle
başlığın mrs. dalloway diye değiştirilmesi gerek
virginia woolf bu romanı yazarken adını the hours yapmayı düşünmüş ancak sonuç olarak mrs. dalloway'de karar kılmış
woolf'un bilinç akışını yoğun olarak kullandığı ve zamanı öne çıkararak karakterlerin toplum nedeniyle dile getiremediği sıkıntıların analizlerini yaptığı ve bir kadının geçirdiği günü anlattığı roman
''mrs. dalloway said she would buy the flowers herself'' cümlesiyle başlıyor her şey
sinir krizi eşiğindeki kadınlar filmini oldukça samimi bulduğum yönetmen, bi tiyatro oyunu gibiydi ve çok başarılıydı.
konuş onunla filmi çok çarpıcıydı, film boyunca gözlerimi dario grandinetti'den ve oyunculuğundan alamamıştım
annem hakkında her şey filmi de oldukça samimiydi, aynı zamanda başarılıydı da
dönüş filmi de çok güzeldir, tam bir kadın filmi
genel olarak filmlerinin olay örgüleri çok başarılı, filmlerde geçen olayların da yaratıcılığından söz etmeme gerek yok, büyük bir zevkle izlemiştim filmlerini
piyaz severim ama tahin sosuyla gerçekten çok ağır bi tat alıyor
yılbaşı gecesi arkadaşlarla toplandığımızda denemiştik, ya biz tahini biraz fazla kaçırdık ya da gerçekten damak tadımız error verdi
yedik mi yedik ancak bitiremedik, bir daha da ne yaparım ne yerim söyleyeceklerim bu kadar
iptal edilmemiş olsaydı geçtiğimiz cumartesi izlemiş olacağımız yarışmaydı.
15-16 yıldır aktif şekilde izleyen biri olarak bu yıl eurovision’un olmaması içimi buruk kılmıyor değil, her şeyin seneye düzelmesini ummaktan başka bir şey gelmiyor elden
eğer iptal edilmeseydi ya izlanda ilk zaferini alacaktı, ya da italya 29 yıl aradan sonra kazanacaktı diye düşünüyorum
izlanda olasılığı daha yakın gibi geliyor, yazık oldu
bana göre en kaliteli dizilerden biri. her bölümü belgesel gibi özenle hazırlanmış. karakterlerin canlandırdıkları insanlara çok benzemeleri de harika.
sezen aksu sadece yazarlığıyla bile çok önde biri. denilmiş ki yıllardır uğraşıyor. ne sosyal medya ne televizyonun popülaritesi olmadığı yıllardan taa bugüne gelebilen ve de hala çok sevilip,bağıra çağıra ya da sessizcene ağlatan şarkılarını dinleyen, söyleyen milyonlarca insan var iken yazılan cümlenin absürtlüğü bir tuhaf açıkçası.
tam malsınız amk. arkadaş bulma uygulamaları, sizin gibi narşist ve iki uçlu insanlar kaynıyor. elde edemeyince arzulayıp, elde edince beğenmeyen kezban mısınız nesiniz? benim bildiğim, birini istersiniz, bir araya gelince de "ahh çok güzelmiş, iyi ki bir araya geldik" deyip konuyu kapatırsınız. ne tuhaf ve hasta insanlarsınız lan.
üzerinden seneler de geçse şu şarkıya olan sevgim sanırım azalmayacak.
azerbaycan'ın yolladığı en iyi şarkı olabilir, ilk 10'a bile girememesi çok üzücü.
*bu kısım shame on you europe temalı bir yazı içermektedir*
bu seneki versiyonu zannımca çok güzel geçiyor, son 2-3 yıldır gerçekten şarkı kıtlığı içindeydi, bu sene gerçekten çok başarılı işlere imza atmışlar
ilk yarı finali geçen hafta, ikinci yarı finali de bu gece yapıldı
the mamas ve robin bengtsson ilk yarı finalin, anna bergendahl ve dotter ise ikinci yarı finalin finalistleri oldular
malou prytz ve felix sandman ilk yarı finalden, paul rey ve mendez & alvaro estrella ikinci yarı finalden ikinci şans turuna yükseldiler
bu sene yarışmada hakkaniyetli bir oylama söz konusu aynı zamanda, isveçliler kulaklarıyla dinlemeyi keşfetti herhalde ya da başımıza taş yağacak
aynı zamanda direkt finale giden anna'nın şarkısını çok beğendim, dotter da çok güzeldi
şimdilik iki favorim bu ikisi, direkt finale giden şarkılar 22 şubat gecesi 4. yarı finalin ardından yayınlanacak
ukrayna halkı tarafından seçilmesine rağmen ülkenin kanalının zorbalıkları nedeniyle yarışmadan çekilmek zorunda kalan maruv'u unutmayalım.
yerine kimse gitmek istemediği için ukrayna yarışmadan çekilme kararı aldı. belki de siren song ile tekrardan kazanabilecekleri bir yıla elveda dediler.
hollanda'nın yüzölçümü olarak en büyük, nüfus olarak da ikinci en büyük şehri olan rotterdam'da düzenlenecektir
41 ülkenin katılacağı kesinleşmiştir ve türkiye bu ülkeler arasında yer almamaktadır
geçen yıl yarışmada yer almayan bulgaristan ve ukrayna bu yıl yarışacaklar
geçtiğimiz yıl katılan karadağ ve macaristan bu yıl yarışmada yer almayacaklar
bu türkiye'nin üst üste 8. kez katılmadığı yarışma olacak
bazı ülkeler çalışmalarına çoktan başladı, işte 2020'ye dair birkaç anektod
yılın ilk temsilcisi belçika'dan geldi, bu sene belçika'yı komşusu hollanda'da temsil edecek ünlü hooverphonic grubu olarak açıklandı
grubun solisti birkaç sene önce değişmiş, yeni solistle çıkardıkları şarkıları eski şarkıları kadar iyi olmasa da merakla bekliyorum şarkılarını
ardından ispanya, blas cantó ile yarışacağını açıkladı
son iki senedir yarışmada en çok konuşulan ülke kıbrıs bu sene sandro nicolas ile yarışacağını duyurdu
sandro nicolas şarkısının geçtiğimiz iki yıla oranla daha yavaş ve farklı bir şarkı olacağını dile getirmiş
yarışmaya bir yıl aradan sonra dönen bulgaristan ise temsilcisini victoria olarak duyurdu
4 yarışmacı belliyken estonya ve arnavutluk yapacakları ulusal finalde yarışacak şarkılarını duyurdular, arnavutluk şarkısını her sene olduğu gibi bu ayın sonuna doğru seçecek
çok güzel bir iki gün geçirdim, sevdiğim arkadaşlarımla kafamı dağıttım ve gerçekten çok güzeldi her şey ancak şu an o kadar yapayalnız hissediyorum ki kendimi, çığlık atarak ağlamak istiyorum
ilişkilerimde insanların bana yaptığı haksızlıkları kendime yediremiyorum, onları 2019'da bırakmalıyım belki de ancak gerçekten içim acıyor
bazı şeylerin kıymetini bilmediğimi de biliyorum ve henüz çok genç olduğumu da ancak çok yıprandım, bir senede on yaş yaşlandım
son siparişimde bana yapılan saygısızlıktan ötürü tamamen sildiğim bir müessese.
yemek sepeti'nde bir başkasının yaptığı kötü yorumu benim üzerime yıkmaya çalışıp telefonda dakikalarca kötü yorum yaptığımı ve haksız bi yorum olduğunu iddia ettiler.
sonunda yorumu benim yapmadığımı anlatabildim ve sonuna da yorumu yapan kişinin haksız olmadığını, fiyat/performans açısından kendilerini yetersiz bulduğumu dile getirdim.