ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
sars geldikten beridir hiç sars'tan korkmadım ve uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim. mart'ta türkiye'ye geldiğinde evde oturmak artık vakti boş geçirmek değildi. herkes evde oturuyordu ve bu nedenle oturup online oyun oynayabilirdim. oynadım da. sonra markete gitmek için dışarı çıkmıştım ve dışarısı bomboştu. bütün dükkanlar kapanmıştı. starbucks kapalıydı. kendimi walking dead'in daha hafif bir versiyonunda hissettim. insanlar sars'ı alt ettiği zaman üzülüyorum ve sinirleniyorum. sars "x sendromu da yapıyormuş dikkat edin" denilince "ohaa sars mükemmelsin haha" diyorum. aşı çıkınca biraz üzülmüştüm. sanırım biraz anti-sosyallik olabilir bende.

bu arada hastalığa sars demeyi daha çok seviyorum.
yoruldum be sözlük, yoruldum. her şeyden, tüm insanlardan o kadar yoruldum ki. çürümüş insan ilişkilerden, sevgililikten, kariyer yapma çabasından, ailemden saklanmaktan çok yoruldum. insanların birbirini bu kadar kolay aldatabilmesine karşı olmaktan yoruldum. içimdekileri anlatamamaktan, kimsenin beni tam olarak anlayamamasından yoruldum. bu entry'yi yazmaktan bile o kadar yoruldum ki...
eski sevgilimin benden önceki sevgilisinin hiv+ olduğunu söylemesinden sonra cinsel yolla bulaşan hastalıklar mevzusu bende bir tür travmaya dönüştü. sanırım şu an psikolojik yardıma ihtiyacım var. hastalık korkum o dereceye ulaştı ki, şu anda (bkz: prep) kullanıyor olmama, (bkz: hpv) ve (bkz: hepatit) aşılarım olmasına rağmen, beğendiğim veya beni beğenen kişilerle de sevişmeyi istemez durumdayım. nedense bir şey beni hep geriye çekiyor.

eski sevgilimle, ex'ten next olduğumuz bir dönemdi ve bir önceki ayrılığımızın sebepleri her an yüzüme vuruluyordu. eski sevgilisinin durumunu bana söylemesinden önceki son sevişmemizde de özellikle o gün korunmamı istememişti. o gün yanımda prezervatif yoktu ve "bana güvenmiyor musun" diyerek eczaneden prezervatif almamı da engellemişti. sevişmemizin üzerinden bi iki hafta geçti ve hiv belirtileriyle de benzer bazı şeyler yaşadım. tahmin edeceğiniz üzere oldukça endişelendim. neredeyse bi 6-7 ay kimseyle sevişmedim ve negatif olduğumdan emin olana kadar defalarca doktora gidip sürekli test yaptırdım. bu 6-7 aylık dönemde, ondan defalarca test sonucunu istememe rağmen de bana asla test sonucunu göndermedi. eğer ki, bu, bir tür intikam yöntemi idiyse, onun da hayatında benzer bir süreçten geçmesini dilerim.

bu dönemde sözlükten de tanıştığım bazı yazarları (onları cidden beğenmeme rağmen) bir şekilde başımdan savdım. muhtemelen "ne yapmaya çalışıyor bu salak" demiş olmalılar. özellikle bir tanesi vardır ki, sevgililer gününde beraber (bkz: grinin elli tonu) serisinin son filmine gitmiştik ve film bitiminde de onu evime götüremedim. normalde "atla gidiyoruz" demem gereken yerde, salakça bir vedayla evime döndüm.
son zamanlarda çok kişiyle seks ayarlayıp ekiyorum. insanların kalbini bu yüzden kırdığımı düşünüyorum.
erasmus hayatından sıkıldım, düzen içinde yaşamak ve sabahları uyanıp yulafımı yemek istiyorum
o kadar sevgiye ihtiyacım var ki o kadar. bu ihtiyacımı karşımdakine biraz göstersem her şeyi anlayacak çırılçıplak kalacağım gibime geliyor. ya da belki çoktan belli bile oluyordur.
kötü müzik dinlemeyi geylere yakıştıramıyorum. genelde bu beklentim karşılanır.

sen geysin büyük düşün

insanin kendinden bi haber olması çok kötü bir durum. belki aynı şeyleri çokça tekrar tekrar sormaktan artık hiç bir cevaptan emin olamıyorum. irade felci gibi birsey. ama arkama bakıyorum zaman geçiyormuş .

sanki ogrendiklerim bana yeni birsey kattı ama ne faydası var daha fazlasını ogrensem ne olacak?ne diyebilirim ki tembellik mi korkaklık mi anlayana kadar ömür bitecek herhalde
bazen en son haber sitesindeki salak saçma yorumları okuyup boş beleş hiç bir bilgisi olmadan sallayan tiplerin yorumlarına önce s*ktiri sonra eksiyi basıyorum ilk eksi ya da skora etki eden eksiler içimin yağlarını eritiyor. sitenin kendisi trol zaten
9 aydır seks yapmadım. barut fıçısı gibi her an patlamaya hazırım. sürekli erekteyim. o kadar fenayım ki aktif bir birey olarak ve daha önce pasif bir deneyim yaşamamış olmama rağmen deliler gibi pasif olup bir erkeğin beni altında çatır çatır becermesini istiyorum. yanıyorum be.
aslında çaylak olduğum için burada görünmeyebilir yazdıklarım.
o adamla geçen sene sonbaharda, ben tam ankara'ya geldiğimde tanışmıştım. ki o günlerde flört ettiğim başka birisi de vardı ama ciddi değildim, o başka bir çocukla ortada ciddi bir cinsellik de olmamıştı.
kısacası biz bu yeni adamla, ona k diyelim, tanıştıktan sonra beni çok sevdi. ben de onu sevdim. görüntüsü hoştu, yaşın kaç dediğimde hep 39-45 arası derdi. önce ben istemememe rağmen bana pahalı denebilecek hediyeler aldı. tamam, bunlar güzel. ama yine okulumla bazı sorunlarım vardı, onlarda yardımcı oldu. adam bildiğin babalık yapıyordu bana ve ben bunu istemezdim. bir sevgili istemiştim ben, sugar daddy falan değil. sonra yurtdışına gittim, orada belli bir sorundan dolayı üç ay mahsur kaldım. k beni türkiye'ye geri getirmek için çok uğraştı. herşeyini verdi benim için. ve bu arada onun gerçek yaşını öğrendim. 68, lan. ne yapabilirim? ülkeye döndüm. içimde minnettarlık ve borçluluk dışında hiçbir his yoktu. oysa o sex yapmak isterdi. çok bakımlı, ileri görüşlüydü ama içim hiç ısınmadı. sonra bu soğukluktan dolayı onunla çok kavga ettik. her kavgada lütfen çık hayatımdan diyordu. ben de tamam derdim ama eşyalarımı toplamaya başladığımda odaya girip kendisi gitmemem için yalvarırdı. ya adam, bir güzel falan da değilim, sen benden daha iyilerini hakkediyorsun diyorum bazen içimden. ama işte yine bunları onun yazlığından yazıyorum. yoruldum sevmediğim birinin dudağına dokunmaktan. orospu ruhlu falan da değilim. eski sevgilimle 6 ay beraber olduk ve o yurtdışına gittiği için ayrılmak zorunda kaldık. ama bu adamla bir senedir hiç mutlu değilim. onu mutlu edebiliyor muyum? evet. onu aldaymıyorum, onun karşısında bana ettiği yardımlardan dolayı bir vefa borcumun olduğunu da biliyorum ve o borcu ödemeye çalışıyorum. yine de içimdeki soğukluğu gideremiyorum...
btp başkanı haydar baş'in oğlu hüseyin baştan çok hoşlanıyorum.
ne zaman birini gerçekten hoş bulsam konuşmuyor muhatap olmuyorum hatta iş ters davranmaya bile gidiyor.

bir keresinde yine böyle biri vardı yaklaşık 1 sene birlikte çalıştık muhatap olmamaya calisiyorum yüzünde mi gözünde mi bisey cıkmis hiç ilgilenmiyorum inan 1 hafta yüzüne bakmadım neden çünkü öyle daha bi güzel çekici olmus içim erimiş

dıştan ise tam bir moron gibiydim halbuki bıraksam kendimi biraz onla ilgilensem ne olurdu. o gittikten sonra rüyamda birkaç kez özür dileyip onu aslında sevdiğimi söylemiştim ağlayarak uyandım

ne bastırılmışlık be .sonunda hiçbir şey de olmadı. şefkat gosteremedim beni görmenden de çok korktum beğenilmemekten alay edilmekten .

halbuki kendimi hor görüyordum
sürekli instagram, pinterest ve twitter gibi sosyal medyalarda gördüğüm kaslı erkek fotoğrafları self body shaming yapmama sebep olup duruyor ama bakmadan da edemiyorum. hep onlar gibi vücudum olsun istiyorum ama bunun için herhangi bir çaba sarf edemiyorum çünkü aile evindeyim. herhangi bir işim gücüm yok, okul yok, düzgün bir spor salonu bulamıyorum, arkadaşım yok, kendimle uğraşasım gelmiyor, vakit ayırmak istemiyorum, bir düzenin parçası olmak istemiyorum.

kendimi bildim bileli hep zayıf bir çocuktum, büyüdüm yine aynıyım. eskiden sorun etmezdim ama büyüyünce ve diğer insanları görünce vücudumdan çok utanıyorum. sanki kimse beni beğenmiyormuş gibi hissediyorum ya da çok çirkinmişim gibi geliyor. en yüksek gördüğüm kilo 57 o da 11. sınıftaydı. lisenin son senesinde annemin tıp kazanma baskısı, okuldakilerin beni dışlaması, dershane hocamın bana ibne diye bakışları arkadaşlarım da ha keza o konuyu hiç katmıyorum, tüm bu sebeplerden dolayı 48 kiloya kadar düştüm sonrasında bir daha asla toplayamadım kendimi. üniversiteye gidince sıkıntılarımdan dolayı ve arkadaş ortamı sebebiyle sigaraya başladım. ara ara bırakma girişimlerim oldu ama hiçbir zaman 3 aydan fazla bırakamadım. geçen dönem 53 kiloyu gördüm spor ve düzenli beslenme, uyku ile ama okul tatil olunca tekrardan 50 kiloya kadar düştüm ve yaptığım o kaslar bile eridi gitti.
yaz boyunca hep kendime body shaming yaptım. annemler yüzme öğrenmem için havuza yazdırdı düzenli gidiyordum lakin orada da kaslı ya da iri ama fit vücutlu insanlar yüzünden yine kendime body shaming yaptığım için bir ay dayanabildim ve sonrasında bıraktım.

şimdi çok üzülüyorum sigaraya başladığım için, kendime dikkat etmediğim için, yemek yemek yerine kıyafete para harcadığım için. keşke demek istemiyorum ama giden zamanı geri alabilsem ve hayatımı daha düzenli, sağlıklı hale getirebilsem. bu entry hem itiraf, hem yazarak içimdekileri dökmek adına yazdım. çok rahatladım niye bilmiyorum. belki sadece sessizce birilerine anlatmaya ihtiyacım vardı.

son olarak kendime söz vermek istiyorum, bundan sonra hayatımı daha düzenli hale getireceğim. mesela okula gidince tekrar havuza üyelik yaptıracağım, üyeliğimi açtırıp spor salonuna devam edeceğim, günde bir saat kitap okuyacağım, derslerime düzenli çalışacağım, düzenli beslenmeye dikkat edeceğim. umarım istediğim kiloya ulaşırım ve derslerimde başarılı olurum. başka da bir şey istemiyorum açıkçası.
bugün bu tarz videolar izledim hep

çünkü itiraf etmek gerekirse sporu ve güreş sporunu severim.
facebook devri her ne kadar geçmiş olsa da tercihlerimden dolayı kapatmamak için direniyorum. olgun seven biri olarak, telepatik yollarla hoşlandığım kişinin ara sıra beni stalklıyor olabilme ihtimaline karşı bazen imalı paylaşımlarda bulunuyorum. bunun dışında asla ortamla alakalı bir etkileşime girmedim ve yapacak olsam bile bunu gerçek hesabımdan yapmam. bilen bilir, tek bi kişiyle bile konuştuktan sonra ortamdan istekler yapmaya başlar. bu yüzden alogaritmam tertemiz.


pek öyle mesaj alan biri değilim. nasıl olduysa dün bi arkadaşlık isteği geldi. gelen istek bir kadın profiline ait. bütün resimleri dekolteli, fake olduğu bariz belli yani. profil mayısta açılmış, ondan sonra seri paylaşıma başlanmış. göstermelik birkaç kişi de eklenmiş. bazı resimlerinin altında "çok güzelsin" "aşık oldum" "ne güzel gülüyorsun" tarzı abazalık içeren yorumlar vardı. akşam face'a girdiğimde tam da düşündüğüm şey oldu; slm diye mesaj atmıştı.

as deyip çıkmıştım. sabah baktım rahatsız etmiyorum umarım, seninle tanışmak istiyorum diye mesaj atmıştı. tabii burada yazdığım gibi yazmıyordu. kocaeli'de yaşıyorum sende oşlandım diyor. yazım tarzını nedense bana bizim buranın yaşlılarına benzettim. hani yumuşak g yerine y yazan tipler var ya öyle yazıyor hatta genel olarak düzgün kullanamıyor kelimeleri. ben de salağa yattım belki bir ipcucu yakalarım diye ama olmadı. onun niyeti benden xx almaktı, karşılıklı ratlayalım, ilimizin arasında kalacak şekilde yazmıştı. her ne kadar kadınlarla münasebetim olmasa da, bir kadının karşılıklı rahatlayalım diyemeyeceğini düşünüyorum. çünkü kadınların orgazm süreci farklı bir olay, karşılıklı rahatlayalım derken aklıma direkt erkek erkeğe boşalmak geliyor. neyse, sanal sevmiyorum dedim. ben onu yazdıktan sonra daha da yazmadı.

şimdi kafamda bir sürü soru dönüyor. belli ki beni tanıyan biri. yazım şekline bakılırsa olgun biri. eski takıldıklarımdan biri olduğunu hiç sanmıyorum. bakıştığım bir kişi var,o olabilir mi diyorum ama o da okumuş etmiş biri, o kadar berbat yazmaz o. muhabbetim olmayan biriyse, bu sefer olgun sevdiğimi nereden biliyor. şu an acaip merak ediyorum kim olduğunu ve ne yazık ki asla öğrenemeyeceğim. bu tür durumlarda kimse benim demez çünkü.
çok saçma bi arayış aralığım var ya gençler yada 50 üstü amcalar ah ah.
yaz bitti diye üzülüyordum ama bugün gri eşofmanli bir erkek gördüm ve yılın en güzel kısmının yeni başladığını farkettim ^_^
kafa olarak mi yasliyim yoksa bedenen mi yoksa kendi yasitlarimin yaptigi seyleri mi sevmiyorum bilemiyorum ama ne bara gidip sabaha kadar eglenmekten zevk aliyorum ne de gece macka parki gibi yerlerde oturup bira icmekten. daha cok kahve icip sohbet etmekten, degisik yeni yemekler denemekten, yeni yerler gormekten hoslaniyorum. bir de empati kuramayan, karsidakinin ne hissettigini dusunmeyen insanlardan, dusunmeden cumle kuran aptallardan nefret ediyorum. sessizlik de bazen cok sey anlatabilir, iyi ya da kotu.
  • /
  • 181