nbc'nin son zamanlarda pek meşhur mütevazılık bizde şöyle böyle olmamıştır sözüne alternatif olarak kibarlığı da eklemeliyiz. bırakın alçakgönüllü olmayı kibar olduğunuzda sizi hiç önemsemeyecek, hatta üzerinize gelmeyi bir hak gibi görecek çok insan var. bilemiyorum... bizi hep 'kibar ol' diye büyüttüler. sanırım büyük yanlış yapmışlar. kraliyet ailesinden filan da değildik oysa. kibar olmak belki prim yapıyordu bizimkilerin gözünde. neyse... ha bu arada kibarlık filan yapıyorum burada bazılarınıza, alttan alıyorum. 13 senedir alttan alıyormuşum. çok uzun bu süre. itinayla s.çarım ağzınıza. öyle kalırsınız ekran karşısında. uyarmadı demeyin.
80'lerde enflasyon canavarının her halini gördüm. gördüm diyorsam paradan puldan o yıllarda ne anlayacağım; benim gördüğüm gazetelerdeki haliydi. 2-3 günde bir gazeteler bir köşesine bu canavarı kondururdu. genelde bu arkadaş ejderha dinazor arası bir yaratığa benzetilirdi. emeklinin, işçinin peşinden koşar ağzından ateşler saçardı. şimdi bu canavar unutuldu. enflasyon ise baki. o istisnasız hep bizimle. hımını mıdığımın enflasyonu.
periyodik olarak bir şeyler yasaklanıyor, daha sonra açılıyor. bazı şeyler de sonsuza dek kapalı kalıyor. varlığını unutuyoruz. girilememesi beni üzdü. arada bakardım. ne hallere düştük...
trt'nin en uzun soluklu programlarından biri. ona yaklaşan da pek gibi.
kelime sorusunda verilen 8 harf + 1 joker ile en uzun kelimeyi bulmaya çalışırsınız. işlemde ise 6 rakam ile belirlenen sayıya ulaşmaya çalışılır. 1 yaklaşık sayılar, en yakın sayılar da değerlendirmeye alınır.
ayrıca yarışma sırasında bilinemeyen olursa, daha iyi kelime filan bulunursa seyircilere dönülür ve onlara da çeşitli hediyeler dağıtılır-dı.
bu yarışmanın ilk çıktığı zamanlar maaile elde kağıt kalem harıl harıl uğraştığımızı biliyorum. ayrıca bu yarışmayı trt stüdyolarında canlı izlemiş biriyim. arkadaşımız ikinci olmuş ama iyi de bir para almıştı. sonra gidip bir güzel o parayı sulamıştık.
italyan efsanesi. pop-rock tarzı şarkılarıyla 60'lardan başlayarak italyan müziğine yön vermiştir. komedi türünde filmleri de vardır. maço komik arası kült bir karakterdir italya için. özellikle kendine has dansıyla bilinir. italya milli takımı gibi adam yahu. yakışıklı mı çirkin mi çekici mi itici mi belli değil. neyse fotosunu da koyalım görmeyen tanımayan kalmasın.
son yılların en meşhur yeme içme yönelimlerinden. disiplinli bir şekilde aralıklı oruç saatlerine uyarsanız vücut ciddi rahatlıyor. disiplin! işte zurnanın zırt dediği yer orası. diet, diyet, rejim vs meraklılarına bir göz atmalarını öneririm.
manisa çok enteresan bir yer. haritaya bakınca enikonu batıda. ama bir de köylerine, ilçelerine gidin aman yarabbim. abartmıyorum, öyle köyler var ki ben bunları doğudaki mezralarda gördüm dersiniz.
manisa sevdalısı eksiyi bastı. selamlar manisa sevdalısı. sen hep orada kal emi, hiç oradan çıkma.
amerikalı siyahilerin 13,5 afrika’dakilerin 11,6 tüm siyahilerin 15,2 bu çocuğa ilkokul diploması verenin aklını ortalama penis boyuna sahip zenciler siksin.
uzun zamandır yazmak istediğim başlık. kısmet bugüneymiş. konu erkekler olunca tipim yok. genç-yaşlı-ten rengi-zayıf-şişman-kaslı demeden çoğundan hoşlanıyorum, kısacası bir tipim yok. birlikte oluğum erkeklerin yaşı 17-72 arasında boy 150-210 arasında kilo 50-200 arasında, pasaport 50'den fazla şekline. hayatımın bir kısmını da tam bir slut olarak yaşadığım da bir giz değil. neyse, konu bu değil, gel-git 30lu yaşlarımın sonunda kendimden 20 yaş büyük bir adama aşık oldum, hadi bu yetmedim, herifin evlenme teklifine de salya sümük evet dedim. burada yazacamayacağım kadar özel bir teklifti. eşime 2016'da montreal'de geçirdiğim kısa 3 günde tanıştığımızda aşık olmadım. kinky yanlarıma iyi geliyordu. neyse. hayatımın en güzel yılı olan 2016'dan sonra en zorlu yıllarından 2017'in geleceğinden hiç haberim yok. rené ben hiç bırakmadı. o zorlu zamanımda hep yanımda oldu. mozambik'te yaşadığım 1.5 yıl boyunca hep bir telefon uzağımdaydı. beni dinledi. neyse gel zaman git zaman kanada'ya geldim yerleştim. covid oldu falan. adam beni yavaş yavaş kendine aşık etti. onun olmadığı bir hayatı, ona sarılıp uyumadığım bir geceyi hayal bile etmek istemiyorum. ancak bir gerçek var, benden 20 yaş büyük. tip 1 diyabet hastası. 61 yaşında. benimle ne kadar birlikte olacak? neyse ki sağlığı 55 yıldan uzun süredir tip 1 diyabet hastası olan biri için çok iyi olsa da, iç organları 61 değil belki 81 yaşında biri kadar tahribat görmüş. bunlar yadırgayamayacağım gerçekler. onu o kadar çok seviyorum, ona o kadar çok bağımlıyım ki... minicik bir adada, dağ başında yapayalnız yaşıyoruz. şu an ondan başka kimsem yok. en yakınmdaki ablam, arkadaşlarım toronto'da benden 2000 km uzakta. ha bu adaya taşınma fikri tamamen benim, yavaş yavaş kafasına işleyip de ikna ettim. hayatı yavaşlattım. çünkü onunla geçireceğim zaman maalesef sonsuz değil. toronto'nun saçma sapan hayhuyuyla, aptal şehir kaosuyla onunla geçireceğim kısıtlı zamanı katletmek istemedim. cennet parçası bir yere aldım getirdim, kısacası pamuklara sardım. bu entari istediğim gibi olmadı. kafamda beylik paragraflar kurmuş olsam da, olduğu gibi parmaklarıma geleni yazdım onlar yerine. özetle. kendinizden büyük bir herifi sevin, beraber olun, ama o herifin, o hiç istemese de bir gün sizi bırakıp gideceği gerçeğine, 50'li yaşlarınızda yalnız kalacağınız gerçeğine kendinizi hazırlayın. hayat, ilişkiler, sürprizler. kimin ne zaman öleceği hiç belli değil, kiloluyum, bakarsın yarın ben kalp krizi geçirip onu yalnız bıramışım. olur mu olur. o yüzden eğer seviyorsanız arkanıza bakmayın. öününüze bakın ve o adamla birlikte olun. ama önünüzdeki yılların yaşıtınız biriyle olacağından çok daha kısa olduğunu bilincinde, hayatı her anının dolu dolu yaşayarak onunla birlikte olun. benim için dolu dolu yaşamak, uzak bir adaya taşınıp doğayla iç içe sessiz bir yaşamı seçmek oldu, siz kendinizin ve onun ne istediğini düşünerek yapın seçimlerinizi.
nickini yalnız diye seçip her fırsatta yalnızlığı ile gururlanan ve bunu kendi seçimi gibi gösteren sosyopatın yalnızlıkla suçladığı yazar olmuş. actual senin gibi yalnız değil. dostları, ailesi var. sen ise bir zavallısın. (bkz:yalnız kalanların bunu bir tercih gibi gösterme çabası)
(bkz:ben buraya boşalıyorum dark bear gelir temizler) ben geleyim sözlüğü zihnimin çöplüğü gibi kullanayım sonra siz temizleyin bir zahmet. hem açtığın başlıklar da hep başıma kalıyor! ayrıca ne bırakması ya. sen kimi kandırdığını sanıyorsun?? bulaştın artık bu batağa. öyle kafana göre bırakıyorum diyip bırakamazsın. bırakılabilicek olsa actual proof bırakırdı. ben bırakırdım. bizden iyi olduğunu mu sanıyorsun?? eşek gibi geleceksin! yarın akşam mecraya gel konuşalım. senin sinirlerin bozulmuş.
can atalay’ı gezi davası üzerinden cezalandırdılar. fakat cezalandırmalarının tek sebebi gezi direnişi değil. soma’da ve ermenek’te hayatını kaybeden madencilerin, çorlu’daki tren faciasında ölenlerin, aladağ’daki cemaat yurdunda yanarak ölen çocukların avukatıydı. ülkede mağdur edilen insanların avukatıydı. hükümetin canını sıkan olaylarda karşı avukattı hep. onu ve onun gibileri bu yüzden cezalandırıyorlar. anayasa hiçe sayılıyor, ülkede hukuka dair hiçbir şey kalmadı artık.
koca bir medfen burası, yazdıklarımız da hüve’l-bâkīli mermerler. bir gün bakıp ya işeyecekler ya da papatya ekecekler. "artık senin mekânın servilik altında bir yermiş" dedirtelim.
malumunuz cb seçimi 2'inci tura kaldı. başlığımızı açıp siz değerli yazarlarımızın isabetli yorumlarını alalım derim.
ayrıca bugünün bir özelliği var sayın okuyucular. 28 mayıs 2013, gezi parkı direnişinin başlangıcıdır. şimdi tam 10 yıl sonra bizi bir sınav daha bekliyor. hadi bakalım!
korhan futacı ve kara orkestra'ya yasemin mori eşlik ediyor. seviyorum bu parçayı lakin babayı diyorum. aslında parça da size babayı diyor. kısmet diyoruz. yine buluşuruz.
yine buluşuruz günler geçer aldıklarımız yeter yine karmaşık geceler bekler beni bekler bekler yine varoluş dimdik yokuş yıldızlar ağlıyor kıyılar boyunca dalgalarla avunuruz sığmıyor aklıma çekip alsam seni ıssız rüyalarıma günlerim sensiz düne düşüyor yine buluşuruz yine amansız kor ateşler cepheler bekler zırhını parlatıyor zaman delip geçmemi bekler simsiyah atlar çekiyor arabamı sapsarı ayçiçek tarlaları mızraklar deliyor okyanus burada bitiyor
bir zaman sonra not: buluşamazsınız. geçin o işi!
çok zaman sonra: ulan acaba o buluşmayı beklediğiniz bir başkası mı? hadi bakalım.
eskiden hafta sonlarında liselerin ortaokulların kursları vardı. cüzi miktarda ücrete ya da durumu olmayanlara ücretsiz verilirdi bu kurslar. bendeniz de bu kurslara gitmiştim. o kursların birinde, matematik dersinde başımıza hoş olmayan bir şey geldi. hafta sonu çalışmaktan hoşlanmayan, dolayısıyla hafta sonu tatili yenen matematik hocamız garip bir uygulamaya imza atmıştı. kurs sırasında hoşlanmadığı ya da soruları bilemeyen öğrenci oldu mu defterini çıkarır sözlü notunu basardı. hafta içi yetmiyormuş gibi bir de hafta sonu eksi notları almaya başlamıştık. bir iki şikayet ile hocamız bu uygulamadan vazgeçti. vazgeçti ama defterine geçtiği notlar aynen kaldı ve dönem sonu notlarımızı etkiledi. ayı sözlük'te de duyduğumuz kadarıyla burasıyla alakasız bir ortamda yapılan muhabbetler yazarların uçurulmasına, banlanmasına sebebiyet vermekte. çok zor bir dönemden geçtiğimiz aşikar. bu yazar yoğunluğunun yarın öbür gün biteceği sözlüğün bekleme salonunda yeller eseceği günler yakın. şu kısa dönemde kişisel buhran ile yazar banlamak çocukçadır. ayrıca tüm bu olanlara rağmen böyle yerlere fazlaca anlam yüklemek de bana göre çocukluğun dik alasıdır. tarafsızlığımızı bir kez daha sorgulamaya davet etmekle beraber canları sıkılan yazarlarımıza her zaman bir yolun olduğu, yeni bir yolun açılacağını da hatırlatmak isterim. saygılar.
bir entry'de anne olurken diğerinde baba olabiliyor. mutlaka 2 çocuğu var. şimdilik gay gibi göründüğü ve 18 cm alete sahip olduğu da söylenebilir. allah şifa versin. az pide bol su.
2 mart 2016 itibariyle (kıvılcım 1 mart 2016'da atılmıştır aslında) atışmaya başlayan ikili, eğitim sistemi üzerinden ilerliyor şimdilik.
araya troll ve trollük kavramları sokuşturularak kavga çeşitlendiriliyor. miacaba green apple'ı sığ ve gerici olmak ile suçluyor ve özelde atıştıklarını alenen ortaya dökmekle itham ediyor. (modlar göreve de dedi)
green apple'ın karşı atakları beklenmekte.
editler editi: green apple dün kendisine salvo yapmış zaten nickaltından. atanamayan öğretmenlerden kadrolu öğretmenlere kadar geniş bir yelpazee çakmalar olmuş. samimiyetsizlikle miacaba suçlanmış ve aman derdinizi filan anlatmayın oradan size çakar denmiş.
miacaba editi: miacaba tdk şubesi gibi çalışıyor. sağlı sollu noktalı virgüllü yapıştırıyor. güzel türkçemiz mahvolmasın diyor (yazar burada acaba mahfolmasın mı diye de düşünüyor)
sözlük yeniden açıldıktan sonra yazan çok az kişi var. belki de yazma motivasyonunu bulamıyorlar bilemiyorum.
ask olsn'u tanımam etmem. fakat gözüme çarptı seri eksilenmiş. ne bok yedi diye baktım. bir halt yediği de yok. fikir belirtmiş ki bu arkadaş 8 senedir hemen hemen aynı şeyleri yazıyor.
mütedeyyin biri; inanan biriyim demiş bir yazısında. akp'yi övmüş ve bunu geri durmaksızın çeşitli mecraları örnek göstererek yapmış; bu da olabilir beni ilgilendirmez.
benim durduğum yer ile ask olsn'un durduğu yer çok farklı. e mübarekler sizin de öyle muhakkak. ask olsn arkadaşımız seneler önce bu kadar göze batmamışken, sözlük içinde bir renk olup gitmişken bu tahammülsüzlük neden? iktidarın hıncını ask olsn'u eksileyerek mi çıkarıyorsunuz? relax!
sizi anlıyorum ve derhal hollywood filmlerinden uzak durmalısınız diyorum. ayrıca artık ilkokul arkadaşlarınızla bu muhabbetleri yapmayın, coin filan konuşun.
oo belalım gelmiş. yoktun kanka kokumu mu aldın? hoş geldin.
1977 yapımı 2. dünya savaşı konulu film. yönetmeni richard attenborough ( kardeşi david attenborough).
market garden operasyonunu konu alan film yıldızlar geçididir. james caan, michael caine, sean connery, elliott gould, anthony hopkins, gene hackman, laurence olivier, ryan o'neal, robert redford filan allah ne verdiyse filmdedir.
evet dedem de militarist filandı. eksileyin.
eksileyenler köprüye uzak olanlar. hasetlenmeyin be kardeşim.
youtube'daki önerilen videolarda ido çıktı karşıma. 20-25 cm'den kendisine bakıyorum. 4 küsur milyon kişi izlemiş. bu 4 milyonun en az 500 - 1 milyon arası tekrara girmiştir. diyorum kendi kendime 'ulan toplu ölüm olması lazım şimdiye kadar. olsa duyardık yani'. 4 küsur milyon artı 1 ben mi olayım derken kendimi serdar ortaç'ta buluyorum. bunun izleyen sayısı beni daha ürkütüyor. dna'mdaki yapı taşları lise 2 fen bilgisiyle çatışıyor. ölüyorum ulan kurtarın beni.
not: lan mal bunun neyini beğenmedin? ido ya da serdar ortaç fanı mısın?
hatrı sayılır online yazar görünüyor orada. acaba off olmayı mı unuttular. kim bilir? eskiden gak deseniz eskiyi basan bir ekip vardı. onlar da yok, özledim cidden. arkadaşlar arada hayat belirtisi gösterin. sex yine yaparsanız, ben yapmayın demiyorum. fakat sözlüğü de canlı tutalım yahu.