hep sapık olduğunu düşünmüşümdür bu adamın

henüz kurtulduğu kesin olmayan ama çok büyük bir ihtimalle kurtulduğu söylenen hasta. daha önce sadece bir kişi kurtulabilmiş bu virüsten ve "berlinli hasta" adı ile anılıyormuş.
haberin detayları için: https://tr.sputniknews.com/bilim/2019030...

o kadar çok "hissetiği şeyi aşk zanneden aptal insanlar" minvalinde yorum gördüm ki bunlar yüzünden aslında hiç aşık olmamışım gibi düşünüyorum bazen ama kesin yargıların çok büyük bir çoğunluğu yanlış oluyor bu yüzden sıfır sıkıntı

ne diyorsun ya cidden benimle mi ay dur bir saniye heyecanlandım

dün gece tottenham - chelsea maçında ırkçı ve homofobik tezahürat yapan taraftarın bugün tutuklanması olayıdır. aynı zamanda da 3 yıl futbol maçlarına girişi yasaklanmış ve 965 sterlin (6750 türk lirası) ceza kesilmiş. dilerim bu cezalar yaygınlaşsın.
haberin linki budur: https://www.bbc.com/sport/football/46805...

türkçe yazım kurallarına uyulmamış gönderiler paylaşmak nasıl yasak oluyor? bu kısmı anlayamadım. tdk sürekli kuralları güncelliyor ve buna yetişmek gerçekten çok zor, birçok insanın bilmediği sayısız kural var. mesela siyah zeytin ayrı yazılırken yeşilzeytin bitişik yazılır, tekerleklerin havasının kaçmaması için kullanılan malzemenin doğru yazımı sibop değil supaptır ama bunları sokaktan geçen herhangi biri nasıl bilebilir ki? ne yani insanlar bu sitede paylaşım yapmak için dil bilgisi dersi mi alacaklar ki kuralları yazan kişi -galiba sitenin kurucusu- bile sitenin kurallarını belirttiği yazısında birçok noktalama işareti hatası yapmış. geri kalan kuralları ben beğendim, umarım site kurulur ve devamlılık sağlar.

doğum günüymüş bugün. kutlu olsun o zaman, nice senelere

mini bir blog sitesi tadında olmasını isterdim. hikaye yazmak isteyenin bir seri şekilde hikaye anlattığı, resim çizmek isteyenin resimlerini paylaştığı, fotoğraf çekmekle uğraşanların çektiği fotoğrafları paylaştığı bir site kısacası herkesin kendi hobisinde bir şeyler yaptığı bir site. tartışma odaları olurdu mesela yaratılışçılık ve varoluşçuluk isimli bir odada sadece bu konu hakkında konuşulacak. siyaset odaları olabilir. matematik, biyoloji, tarih odaları süper olur. bilgisayar oyunu geeklerinin bir panosu olacak ve oraya hangi oyunda hangi kullanıcı adı ile oynadıklarını yazacaklar sonra başka o oyunu oynayan biri o kişiyi bulabilir isterlerse beraber oynarlar. kitap kulübü olabilir. bir kitap kararlaştırılır ve kitap okunduktan sonra o grupta o kitap hakkındaki görüşler belirtilir. hatta örneğin bir kitap üç bölümden oluşsun ve üç kişilik bir grup olsun. birinci kişi birinci bölümü okur sonra diğerlerini birinci bölümü anlatır. sonrasında ikinci kişi ikinci bölümü okur ve ikinci bölümü anlatır. hatta ve hatta sitenin ilk açılışında cinsellik yasak bile olabilir. cinsellik, normal ve hayatın içinde olan bir şey olsa da eşcinsel sitelerinde görüyorum ki bu durumlarda "full aktifim diyen hetero abazalar" doluşuyor ve en istemeyeceğim şey. tabi site kemik kitlesini oluşturunca cinsellik serbest olur, özgürlükçüyüüüzz. bir sürü şey geliyor da aklıma başkalarına da bırakayım bir şeyler her şeyi yazmayayım ama bence bir de küresel olmalı sadece türkiye'de olursa çok az bir kitleye ulaşılabilir diye düşünüyorum.

mezun olduğum lise türü fakat artık öyle "vaaay be" denilecek bir durum yok çünkü güncel hükümet yüzünden fen liseleri niteliksizleştirildi ve kalitesi bir hayli düştü. her ilçeye de fen lisesi açılmaz yani. neyse benim biraz işime yaradı en azından çünkü benim okuduğum lisenin taban puanı 450 (500 üzerinden) civarlarında olması lazım eğer fen liseleri değersizleştirilip puanları düşürülmeseydi şu an ben de bir fen liseli olamazdım. bu arada biraz işime yaradı dediğim de ortamlarda söyleyince "vaaay" falan diyorlar. bu kadar yani, başka da bir olayı yok. umarım eğitimin önemini kavrayabilmiş birileri hükümete geçer de okullarımız tekrar nitelikli hale gelir ve üniversitelerimiz düşüşlerini durdururlar.

dersimiz: atatürk

mmorpg oynamak

yalnızlık yav yalnızlık ama sevgilinin olmaması durumu değil arkadaşının da olması, konuşabileceğin herhangi birinin olmaması

efsane olduğuna inanmak istediğim söz çünkü iki aydır şanlıurfa'dayım ve elime erkek eli bile değmedi hem de baya hevesli olmama rağmen. umarım ki efsanedir değilse demek ki ben çirkinim

pollyanna en sevmediğim hayal ürünü karakter ve john verdon'un "peter pan ölmeli" kitabından esinlenerek kullanıyorum bu kullanıcı adını

sol çapraz arka sıramda oturan tatlış. tabi gay mi bilmiyorum vücut tipinden dolayı böyle diyorum. derste arada sırada onu izlerken buluyorum kendimi. kilolu, uzun boylu ve beyaz tenli. kirli sakallı ve kısa saçlı. gözlük de kullanıyor ama sadece tahtaya bakacağı zaman takıyor. bugün de öğle arasında yanından geçebilmek için yolumu değiştirdim belki konuşuruz diye. tabi benim şöyle kötü bir yanım var. insanlar benimle konuşma başlatmadan ben de başlatmıyorum çünkü ya benimle konuşmak istemiyorsa diye düşünüyorum. neyse yanından geçerken bana "nereye gidiyorsun" dedi ve durağa kadar beraber yürüdük. zaten çok güler yüzlü ve cana yakın birisi. umarım birkaç kez daha benimle konuşur da, ben de istediğim zaman onunla konuşabileceğimi anlarım. bir aydır gidiyorum dershaneye ve hala hiç arkadaşım yok. lütfen benim arkadaşım ol.

neden hoş geldin karşılaması yapılmamış anlayamadığım yazar. neyse bunu yazmak için açmadım başlığı, kendisi hakkındaki görüşlerimi yazmak için açtım. yazdığı şeylerin bir kısmını okuyarak bu fikirlere sahip oldum bu yüzden yanıldığım noktalar da olabilir tabi. insana değer veren, saygılı, kalbi temiz bir insana benziyor. medeni ve hoşgörülü insan tam olarak böyle olunuyor bence. yazıları da akıcı ve iyi bir üslupla yazılmış. yazılarını gördükten sonra bana "hayatında böyle insanlarla da karşılaşabilirsin" dedirttiği için söylemeden geçmek istemedim.

gözlük takmak çekici geliyor bir de utangaç insanlar çok çekici geliyor bana.

lan çocuğunuz liseye geçti. neden hala tuvalette küçük kurbağa şarkısı söylüyor?

ilber ortaylı'nın dediğine göre her yerde olduğu kadarmış osmanlı'da eşcinsellik. bana çok güzel gelmişti verdiği bu cevap. "osmanlı padişahları oğlancıymış, eşcinsellik çok yaygınmış" gibi laflar bana cahilce ve biraz safsata gibi geliyor.

çok uğraşmama rağmen bir türlü başaramadığım olay. 19 yaşındayım ve hayatımda otuz kitap bile okumamışımdır. mesela başlıyorum bir kitaba çok kısa da olsa onu uzun sürede bitiriyorum. otuzuncu sayfada bıraktım diyelim üç gün sonra aklıma geliyor ve devam ediyorum. yüz sayfalık bir kitabı bile bir haftada okuyorum yani. bir kitabı bitirince de ikinci bir kitaba geçesim gelmiyor. çok imreniyorum kitap okumaya ve okuyanlara ama kendim asla başaramıyorum ve hep bir şeyleri bahane ediyorum. çok üzülüyorum abiler, ablalar çok. yok mu bunun bir çıkar yolu?