tophat

Durum: 36 - 5 - 1 - 0 - 22.04.2024 02:40

Puan: 564 - Sözlük Kezbanı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

0
  • /
  • 2

taylor swift

gerçekten "akşam yemeğinde orta parmağımdaki yüzüğü insanların evlilik yüzüğü taktığı parmağıma taktın" (at dinner you take my ring off my middle finger and put it on the one people put wedding rings on) gibi son derece tırto sözlere sahip gerçek anlamda overrated şarkıcıdır. scat seveni bile anlarım, bu ve lordeyi seveni incelemeli.

ayı sözlük itiraf

uzun süreli ilişkimden sonra kimseye hazır olmadığımı bile bile görüştüğüm, birlikte olduğum insanlardan cidden özür dilesem yeridir. ha, şerefsiz bir terazi olarak (üstelik venüs akrep, yükselen başak) özür dilemeyeceğim.

mis gibi oversharingdir, gaslightingdir, yok işte breadcrumbingdir, reflectingdir, anlamsız lovebombingdir odur budur hepsini yapıp bir de depresyonu es geçip gece gündüz saçma libido saldırılarına mazur bıraktım, artık yeter, ne olur uyuyalım diyeni bile uyutmadım, hepsiyle de eften püften sebepten bitirdim.

eğer sözlükten birileriyse özür dilerim, terapiyi bedavaya getirdim desek yeridir.

birkaç nokta daha kaldı ama onları da analiz etmeye başladım sonuncuyla, sıkıntı yok.

ha, niye milleti sırf beğendiniz diye mal gibi uzun uzun terapist gibi dinliyorsunuz, triplerini yiyorsunu canlar? red flagleri görüp gidin diyeceğim de, demek ki piyasa baya bok.

gaylerin çocuk sahibi olma arzusu

varoluşuna kodlanmış eziklikten çıkamamak, toplumsal direktifi aşamamak demektir.

bu ülkede eşcinsel bir baba herhangi bir cinsiyetten bir çocukta nasıl yara açacaktır, o yara çocukta var olsun diye etraf nasıl çabalayacaktır, çocuğun safiyane hisleri nasıl zamanla bozulacaktır diye düşünmeden isteyenlere sevgiler.

ayı sözlük itiraf

dün gece rüyamda kör biriyle tanışıyor, aşırı aşık oluyor, evleniyor, inanılmaz mutlu oluyordum. sabah kalkıp hemen anlamına baktım rüyanın, aldım mesajını evren kardeş, yolun yolumdur.

ayı sözlük itiraf

şimdi, yanında kimse olmamasına rağmen yalnız hissetmemek neymiş anlamış oldum. en son itiraftan bu yana birkaç kişiyle bir araya geldim, hiçbiriyle arkadaş kalamadım, hatta ikisiyle kavga bile ettim. aslında itiraf ediyorum, bir nevi terapi olarak tanışmak için kendimi zorladım çünkü buna hiç hazır değildim. (şimdi okuyunca nasıl hazır değilsen demeyin, değildim sjsjsj)

biri bana hızlı düştü, sevişmeyi beklettik (iyi de olmuştu çünkü çekim hissetmemiştim), elleştik, öpüştük, 4. buluşmada uzun uzun seviştik, sevişirken kalkmadı bile çünkü götü baya kötü kokuyordu, penetrasyonu erteleyelim yalanıyla sadece totosunu elleşirken boşaldı. gidip ellerimi dirseklerime kadar yıkadım, yetmedi duşa girdim. 3ü 1 arada duş jeliyle selamlaştım. bu sayede kendimin yeni bir yönüyle tanıştım. demek ki kalkmayabiliyormuş, bu özelliği ne ara eklediler? ertesi gün arkadaş kalamayız falan filan diyip bahaneyle salladım.

birinin tipinden çok hoşlandım, hazır da yürüyor diye hadi bakalım ya nasip dedim. hoşlandığım cinselliğiydi muhtemelen çünkü evire çevire 2 haftada 11 kez buluşup mutlu ettim. ama neden sonra, alakasız bir yerde aniden çok toy çok çocuk geldi, son buluşmada boşalma sonrası gelen açılmayla bir anda bıraktım. burada tehlikeli yaş sınırımı öğrendim, benden 7 yaş küçük (takribi 26) bana çocuk kafalı geliyormuş.

biriyle daha ilk birada yok dedim, kalktım gittim. bir diğeriyle uzun uzun muhabbet ettik, hayatımda tanıdığım en boş insandı. bir diğeri neden yaşıyor, neye yarıyor dedirtti. bir diğerinin ağzı çok iyi laf yapıyordu ama ağzına aldığında yok oldum, kardeş, o nasıl kötü bir sakso, taşak niye ısırılır? bir diğeri çok kötü öpüşüyordu, götü harikaydı ama nedense nefesi göt kokuyordu.

biriyle 2 3 hafta görüştüm, baya azdırdı üstelik beni ama son seferlerde tertemiz üzerime sıçtı, üstelik bir kez de değil. hadi birde olur böyle şeyler, iki de yani tamam ama üçte artık isteyerek mi yapıyorsun yoksa ben zurna mıyım he?

diğerlerinden birinden gerçekten çok hoşlandım, sevişmesi eh işteydi ama başka her şeyine bayıldığımdan sevişirken ben kudurdum. basit bir tartışmada egosuyla tanıştım, kardeş, benim egomla sen henüz tanışmadın diyip ağır kavga moduna girdim, üzdüm, birbirimizi hızla bıraktık. hatta sonra pişman oldum çünkü kendi iliski travmamla yepyeni bir maceranın içine sıçtım. deniz sıçmakla kirlenmez ama bizim daha bir bardak suyunuz vardı ya da yoktu, hepsi bok oldu.

sonuç olarak sahalara dönsem dönermişim dedim, kalsın teşekkür ederim kararına vardım. sırf depresyondan çıkacağım diye birilerinin daha kalbini kırmaya gerek yok, gerçekten hoşlanırsam ne ala dedim. çok iyi sevişiyorsun, harikasın tescilimi yenilettim, sertifikamı çerçevelettim ve yeni tarihi cvye yazdım.

tekrar spora başladım, bu kadar curcunada korunsam da testlerimi yaptırdım, temiz çıktım fakat sadece bedensel değil, mental açıdan da kendime iyi bakmaya karar verdim çünkü her yönümden memnun olsam da kendimi tekrar sevmeye inat ettim. tekrar en sevdiğim hobilerimi merkeze çekip bu süreçte en başta dediğim gibi yanında kimse olmadan yalnızlık çekmemenin zevkine varmaya karar verdim.

bu süreçte tek sıkıntı, bugün tek başıma tiyatroya gittim. dün tek başıma bir bara gittim. bu hafta yalnız başıma konsere gideceğim. ulan, niye bütün arkadaşlarım bayram diye şehri terk etti? sahi, tek başına gitmek ne garipmiş dedim, bu hissi de tertemiz terleyeceğim, zevkten inletip s*ktir edeceğim bir hedef olarak görmeye inat ettim.

unutmadan, belki tekrar kadınlarla denerim. belli olmaz, bana şöyle temiz, koruyucu bir mommy enerji ve sıcak iki meme çok iyi gelirdi aslında.

terapi out.

neden yalnızım

yalnızım ama yanımda birisi olmaması anlamında, yoksa kendi başıma bir yalnızlık hissinde miyim? değilim.

seçilmiş yalnızlık bu.

rockçı gay kıtlığı

devasa death, power, grind, symphonic metal arşivimle bence de kıtlık var dediğimdir. ha bir yandan, çok normaldir, müzik bir kültürdür, gaylik kural olarak alternatif kültürün temsilidir, türkiyedeki gaylerin çoğunun alternatiflikle teması anca "dilber evin barkın yok mu?"dur.

ayı sözlük itiraf

hadi bakalım, uzun zaman sonra neler neler oldu, en son 2019 yılından beklentilerimi yazmışım, o derece uzun zaman geçmiş.

çok uzun yıllar sonunda ilişkimiz daha fazla devam etmez hale geldi, hiç kavgamız gürültümüz olmadı ilişki boyunca, sonunda da olmadı. sadece birbirimizi o kadar normalleştirdik ki akrabadan hallice olduk, heyecanı kalmadı, en son seks bile mastürbasyon yerine geçen bir hale döndü, yatakta zerre hareket etmeden bana arkasını dönüyordu, "ihtiyacımızı" görüyorduk. bazen, mastürbasyonu tercih ediyorken kendimi buluyordum.

üstüne bana o kadar sıradan davranmaya başlamıştı, ilişkinin başında dinlediğimizde gözlerimiz dolu dolu olan şarkılar bile aynı hisleri yaratmamaya başladı. bana dünyada bir tek ben varmışım gibi davranırken uzun süredir sıkılıyormuş gibi davranıyordu. neyse, tek seferde bitti, özlemiyor olmam bence en büyük acıdır, neredeyse 10 yıl, boru mu?

bir de, yediğinde içtiğinde giydiğinde gezdiğinde tozduğunda hiçbir şeyinde harcadığım parada asla gözüm yok ama annesinin sanki bunları cebinden karşılıyormuş gibi yorum yapması...

öte yanda, işim çok daha iyi gitti 2023'te, yıl ortalamasıyla ayda 160 binleri gördüm, bu bir anlam ifade ediyor mu bilmiyorum ama türkiyede kalıp avrupada gibi para kazandım. meslekte yeni seviyelere geldim, daha da gelmeye devam edeceğim, gazım hiç eksilmedi.

2023'te uzun süredir beklettiğim ve çok heves ettiğim yeni bir hobi edindim, hayatımın merkezine oturdu.

şimdi düşününce, ben çalışma ve hobileri derken ona çok az zaman ayırdım gibi geliyor, hemen kendimi suçluyorum. ama artık 30 ortalarında ve olaylara ergence mutsuz etmeden bakabilen biri olarak; hayır, onun yokluğundan bana kalan vakitleri geri alıyordum, tekrar kendime dönüyordum.

nitekim döndüm de.

sadece, yeni biriyle tanışmak istemiyorum. kimseyle tanışmak istemiyorum. dehşet bir libidoyla yaşadığım bu yaşıma kadar hayatımda ilk kez cinsellik dahi biriyle vakit geçirmeye beni yönlendirmez oldu. yeni bir insanı çekmek istemiyorum, insan diyince çekmek demek de apayrı bir gösterge nasıl hissettiğime. kimseyi ödünç alabilecek kadar dahi kendimde hak veya sabır görmüyorum.

o yüzden, tenga aldım. hayatımda gerçekten mastürbasyona yepyeni bir ışık çaktı. hatta ilk aldığımda 3 dakikada boşaldım, şaşkın bir köylü nidası çıkarttım, tontonlarım mutluluktan halay çekti. başta kendimi bir ezikledim, sen bir sürü insanın kalbini kırıp kendine aşık edip sekse doyunca bırakan adam tengaya mı düştün dedim ama dediklerime pişmanım. tenga, sen bambaşka bir icatsın, devlet bütün abazalara dağıtsa 15 dakikada kültür değişimi yaşarız millet olarak. ha bir de, hala bizim camiaya bakış açım herkesin birbiriyle en az bir kez birlikte olduğu ve bunun insanı eskiten (bedensel olarak değil, ruhsal olarak) ve hafiften iğrendirici olduğu yönünde. o yüzden, yaşasın tenga.

neyse, son 5 senenin özeti çok daha uzun sürer ama en küçültülmüş kırılımla ana başlıklar bunlar.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ayı sözlük itiraf

(bkz:https://ayisozluk.com/ayi-sozluk-itiraf-1575172257.html?entry_id=390599) gibi bir şey yazmışım, sonra ortadan kaybolmuşum. ilk geldiğimde çok yazmışım. az önce bir kez daha çok yazdım.

sildim. bu sefer tutmaya gerek görmedim.

yaşıyorum. ekonomik olarak, ruhsal olarak, güç ve kariyer olarak daha iyi yerlerdeyim ama içimdeki mutsuzluğu hala yenemiyorum. pazar günü yaklaşık 20 saat uyudum, sevdiceğe canım uyumak istedi, işten çok yoruldum dedim. halbuki kronik depresyonum tam güçlerinde yaklaşık 2 aydır.

her küçük mutluluğu biriktiriyorum. başkalarının büyük görebileceği mutlulukları da bölüyorum, küçük mutluluklar istifleyip büyük mutsuzluklarıma küçük küçük delikler açıyorum. daha iyisi için tepelerden yukarılara doğru koşuyorum, daha iyisi hiç olmayacaksa da bu ihtimali düşünmeden koşmaya devam ediyorum. nasılsa tak dediği yerde tak dedirtme gücü benim elimde. :))

pose

naomi smalls'ın efsane single'ının adı.

shanaproject.com

anı anına güncel ve tüm animelere hitap eden genel anime ve manga torrent sitesi https://nyaa.si/ varken ve takip edilen çoğu güncel anime https://horriblesubs.info/ tarafından çevrilirken takip edilmeyecek sitedir.

kendinden büyük erkekleri sevmek

konuya alakasız gireceğim ancak antik yunan'da eğitici rolündeki yaşı büyükçe bir erkeğe yüklenmiş "bir erkeğin nasıl davranması gerektiğini öğretmesi" görevi kadar alakasız girmeyeceğim. nitekim plato'nun aşkın en saf ve temiz halinin savaşçı erkekler arasında olduğunu söylemesinden ya da freud'un aşkın yetişkin bir insanın hayatındaki kaos ve savaş düşkünlüğünün doğal sonucu olduğu görüşünden veya insanın varoluşunun kendi yıkımını getirme düşkünlüğü üzerine olduğundan ve dolayısıyla aşkın da bir varoluş yıkımı olarak insan hayatında kendini gösterdiğinden de, yaşın bu anlamda en etken yıkıcı olduğundan zira bize yaşın küçüklüğümüzden beri olgunluk ve kendini bilirlik olarak, hatta çoğunlukla hayatımıza etki eden yanlış davranışlar olarak işlendiğinden bahsetmeyeceğim.

genel daddy severlere, tabirin doğası gereği "kendi babasını arıyor" benzeri bir yorum yapılır. kimse adına konuşamayacağımdan kendi adıma konuşacağım; benim babam disiplin ve kural timsalidir, kültürlü ve eğitimlidir, ayrıca bire birde ürkütücü ve baskıcı olduğu sebebiyle manipülasyon yeteneği de çok yerindedir. çoğu huyumuz birebir olarak aynı olduğundan, böyle bir insanı "arıyor" olsam muhtemelen dünyanın en zehirleyici ilişkisini yaşardım.

bir aktif olarak, maddi anlamda kimseye hiçbir anlamda ihtiyaç duymayan ve ne istediğini bilen biri olarak yaşı benden küçük veya bana eş, bana yakın insanlarla birlikte olduğumda genel olarak hepsinin karakterlerinin oturmadığı yerler üzerlerinde sırıttı.

o yüzden, buyrun sizin olsun besleyip doyurduğunuz, dinlemeye dayanamadığınız ve sadece sikmek için var ettiğiniz yaşıtlarınız. buyrun sizin olsun eline muhtaç olduğunuz ve ne yaparsam bana şunu alır dediğiniz "yakın yaşlardaki" ilişkileriniz. ben; dinlemeyi bilen, sevişmeyi bilen, konuşması ve hareketleri yerinde olan, beni kaybetmeyeceğini bilmesine rağmen kaybedecekmişçesine yaşayan ve sadece bu yüzden bile benden vazgeçemeyecek daddy'mle gayet memnunum.

2019 yılından beklentiler

dengeli olabilmek; işine çok önem veren biri olarak meyvelerini alabilmem, kendi değerimi zorlamadan kanıtlayabilmemden geçiyor. dolayısıyla sakinliğimi koruyarak ve olduğum gibi devam etmeliyim. aynısı duygusal hayatım için de geçerli, bitti dememe rağmen bitmeyen uzun süreli ilişkimde ilk kez daha sağlıklı bir konumdayım, bu konumu olduğu gibi devam ettirmenin bana hiçbir zararı olmadığını fark etmeliyim zira beni gerçekten seven biri var hayatımda ve benim için değişmeye hazır olduğunu görebiliyorum. nitekim ruhsal hayatım da dengesizliğim sebebiyle gelgitli bir durumdaydı 2018 boyunca, üzerime sinmiş huzursuzluğun ben farkında değilken bile orada olduğunu bilmek artık bir sona ermeli. sağlığım da bu dengesizlikten muzdaripti, hiçbir hastalık yaşamama rağmen kas kütlemin işkoliklik sebebiyle azaldığının farkındayım, gelsin eski bear king vücudu.

daha da fazla bereket. kazandığım paranın bereketi giderek daha çok kendisini belli ediyor. sadece bu şekilde devam etmesi değil, daha da fazla artarak ilerlemesi gerekiyor ve 2019 çoktan bunun sinyallerini veriyor.

dinginlik. bahsettiğim huzursuzluğu daha dingin ve tane tane akarak aşabilirim. 2019 artık 30 olacağım yıl olarak bana bunu getirebilir diye umut ediyorum.

2020 ekim editi: 30 oldum, 31 de oldum bu arada hatta, birkaç ay gün bile aldım. bahsettiğim bereket geldi, beklediğim kadar oldu, daha da olması için hala her gün tırmanmaya devam. bear king vücudu tabii ki geri gelmedi, iş ne kadar artıyorduysa o kadar artmaya devam etti. 6 yılı bitirdik ilişkide, hala aynı insana tutku ve sevgiyle bakabilmeye devam ediyorum. kalbim, elim, sikim, dilim, aklım hala onun. holding bebesi out.

unutulma hakkı

asıl hakan peker'in söylediği gibi şarkılara vs. için uygulanması neredeyse imkansız olan husustur, ilk kez abad'ın google spain v aepd ve mario costeja gonzalez davasında ortaya çıkardığı, bizde yansıması 6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanunu olan 95/46/ab direktif'inin tarihsel gelişmesinde bir adımdır.

kısa ve basit bir örnekle anlatmak gerekirse, gençken bir olayda resminizin çekildiğini düşünün ve aradan 10 sene geçmesine rağmen hala bu resimle google'da üst sırada gözüktüğünüzü düşünün. halka mal olmuş bir kişi değilsiniz ve olsanız bile halk artık bu resmi unutmuş durumda. o halde, sizin hayatınıza olduğu gibi devam etme hakkınızı engelleyen bu resme karşı unutulma hakkınızı kullanabilirsiniz ve bir nevi "unutulursunuz".

teknik olarak google'da listeden kaldırılma hakkıdır, bizde yargıtay'da da 2016 ve devamında emsal kararlarda (hatta bazılarında bariz yanlış değerlendirilerek) uygulandığını görmüş bulunuyoruz.

made in abyss

animesini dün bir oturuşta bitirdiğim, ikinci sezonunu beklediğim ve mangalarını ısmarladığım seridir.

başta karakterlerin şirinliği ve masumluğuyla insana "aa, çocuklara yönelik midir?" dedirtse de konu gittikçe grim ve dark bir hale büründüğünde tadından yenmezlik etkisi yaşatır.

sabırsızlıkla ikinci sezonunu bekliyorum.

gaymer

gaming'i candy crush ve konsolda takılmak sanan bazı gayler tarafından "ben de gaymer'ım" denilerek içi boşaltılmış, aslında karaktersiz ve özelliksiz insanların kendilerine özellik yaratma çabası olarak harcanan terimdir.

league of legends'tan başka oyunlar da var gülüm, burada el kadar çocukkenden beri oyun oynayan biri varken sen sus.

hatta yaşanmış örneği de var bunun. kendisini moviephiliac, gaymer olarak tanıtan bir bear ile tanışılır, birkaç kahve ve buluşma sonrasında "oyun dolu bir ps4'ü ve hayvani gaming pc'si" olan bear'ın evine gidilir, başta ps4'te biraz mortal kombat ve gods among us oynarken görülür ki bear kişi controller'ı ömründe ilk kez tutuyor gibi oynamakta, işaret parmağı ile tuşlara tek tek basmakta ve arka tuşlardan habersiz yaşamaktadır. konsolu dahi olmayan er kişi aynı oyunlara steam'de sahiptir ve fight pad'le olan deneyimleri sayesinde ardı ardına perfect / flawless çeker. hayvani "gaming pc" diye tanıtılan ve hatta battlestation diye övülen bilgisayarda i3 bile yoktur, kendisi chrome'da java oyunları oynamakta ve hatta gamyun'da banko'da takılmaktadır.

nitekim önce oyunlarda bir temiz dövülür, tabiri caizse gece boyunca eline verilir. 3 buluşma sonrasında kendisinin ne kadar boş bir insan olduğu ve her şeyin sadece "görüntü"den ibaret kurtarmalar olduğu anlaşılınca birkaç kez daha booty call olarak kullanılıp sonra unutulur.

selama ashal'anore

quel'thalas prensi kaelthas sunstrider'ın takıntılı şekilde dilden düşürmediği, thalassian * dilinde bir söz öbeği. anlamı "insanlarımıza adalet" olup haksızlığa uğrayan blood elf'leri kast ederek söyler. *

gaymer

iş yoğunluğundan bilgisayarı özleyecek hallere düşmeme rağmen hala her fırsatta yaşasın gaming!

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

  • /
  • 2

Toplam entry sayısı: 36

ayı sözlük itiraf

kendimi kayıp hissediyorum. türkiye'deki aylık ortalama gelirin çok çok üzerindeyim, iyi bir işim var ve başarılıyım. eli yüzü düzgün, konuşması düzgün biriyim. prezentıbıl holding bebesiyim ama holdingde değilim.

süper süper lükslerde yaşamak gibi bir derdim yok fakat üstüm başım düzgün, evim sıcak, dolabım dolu, konser listem tıka basa, sinema keza, kitap aynı şekilde. ancak hayatımda, uzun süreli bir ilişkiden çıkmamın üzerinden fazlaca zaman geçmesine rağmen, özel birisi yok ve istemiyorum da. kendimi yorgun hissediyorum, her şeye ve herkese karşı yorgun hissediyorum. birilerini tanımak gibi bir niyetim yok, birileriyle buluşmaya isteğim yok.

anlamıyorum neden fakat bana doğru geliyor. resim yapmaya, oyun oynamaya, kitap okumaya, müzik dinlemeye ve daha da önemlisi tezime çok fazla vakit ayırıyorum. hiçbirinden dolayı kendimi yorgun da hissetmiyorum.

tam tersine birisiyle anlamsız konuşmalara girip benim vaktimi çalıyor gibi hissettirdiğinde bu yorgunluğu hissediyorum.

asosyalliğin ve sosyopatlığın tanımlarının çok yakınlarından geçiyorum. zira kendi içimde aşırı asosyal ve insanlara uzak hissederken dışarıdan insanlara kendimi sevdirecek ve yakın hissettirecek her şeyi yapıyorum. resmen iki değil, dört değil; binlerce maskenin altında kendimi saklıyorum.

ne yapacağımı bilmiyorum. intiharı her gün düşünmenin sağlıklı olmadığının da farkındayım üstelik.

benimki eşcinsellikle verilen bir savaş da değil, hayatla ve insanların sahteliğiyle verilen bir holden caulfield'lık. üstelik ilk değilim bunu düşünen, son da değilim.

kitap okuma alışkanlığı kazanmak

zengin okul kütüphanesinde okuyabildiğim yüzlercesi hariç olarak kütüphanemde 2000'leri geçmiş bulunan kitaplarım benim için paha biçilemezler. meslek zorunluluğu ile okuduğum dev kitapları saymıyorum bile.

alışkanlığını bilemem ama okumayan insan kendisini çok belli ediyor, alışkanlıktan öte zevk alabilmeyi başarmak gerekiyor.

gaymer

gaming'i candy crush ve konsolda takılmak sanan bazı gayler tarafından "ben de gaymer'ım" denilerek içi boşaltılmış, aslında karaktersiz ve özelliksiz insanların kendilerine özellik yaratma çabası olarak harcanan terimdir.

league of legends'tan başka oyunlar da var gülüm, burada el kadar çocukkenden beri oyun oynayan biri varken sen sus.

hatta yaşanmış örneği de var bunun. kendisini moviephiliac, gaymer olarak tanıtan bir bear ile tanışılır, birkaç kahve ve buluşma sonrasında "oyun dolu bir ps4'ü ve hayvani gaming pc'si" olan bear'ın evine gidilir, başta ps4'te biraz mortal kombat ve gods among us oynarken görülür ki bear kişi controller'ı ömründe ilk kez tutuyor gibi oynamakta, işaret parmağı ile tuşlara tek tek basmakta ve arka tuşlardan habersiz yaşamaktadır. konsolu dahi olmayan er kişi aynı oyunlara steam'de sahiptir ve fight pad'le olan deneyimleri sayesinde ardı ardına perfect / flawless çeker. hayvani "gaming pc" diye tanıtılan ve hatta battlestation diye övülen bilgisayarda i3 bile yoktur, kendisi chrome'da java oyunları oynamakta ve hatta gamyun'da banko'da takılmaktadır.

nitekim önce oyunlarda bir temiz dövülür, tabiri caizse gece boyunca eline verilir. 3 buluşma sonrasında kendisinin ne kadar boş bir insan olduğu ve her şeyin sadece "görüntü"den ibaret kurtarmalar olduğu anlaşılınca birkaç kez daha booty call olarak kullanılıp sonra unutulur.

ayı sözlük itiraf

hadi bakalım, uzun zaman sonra neler neler oldu, en son 2019 yılından beklentilerimi yazmışım, o derece uzun zaman geçmiş.

çok uzun yıllar sonunda ilişkimiz daha fazla devam etmez hale geldi, hiç kavgamız gürültümüz olmadı ilişki boyunca, sonunda da olmadı. sadece birbirimizi o kadar normalleştirdik ki akrabadan hallice olduk, heyecanı kalmadı, en son seks bile mastürbasyon yerine geçen bir hale döndü, yatakta zerre hareket etmeden bana arkasını dönüyordu, "ihtiyacımızı" görüyorduk. bazen, mastürbasyonu tercih ediyorken kendimi buluyordum.

üstüne bana o kadar sıradan davranmaya başlamıştı, ilişkinin başında dinlediğimizde gözlerimiz dolu dolu olan şarkılar bile aynı hisleri yaratmamaya başladı. bana dünyada bir tek ben varmışım gibi davranırken uzun süredir sıkılıyormuş gibi davranıyordu. neyse, tek seferde bitti, özlemiyor olmam bence en büyük acıdır, neredeyse 10 yıl, boru mu?

bir de, yediğinde içtiğinde giydiğinde gezdiğinde tozduğunda hiçbir şeyinde harcadığım parada asla gözüm yok ama annesinin sanki bunları cebinden karşılıyormuş gibi yorum yapması...

öte yanda, işim çok daha iyi gitti 2023'te, yıl ortalamasıyla ayda 160 binleri gördüm, bu bir anlam ifade ediyor mu bilmiyorum ama türkiyede kalıp avrupada gibi para kazandım. meslekte yeni seviyelere geldim, daha da gelmeye devam edeceğim, gazım hiç eksilmedi.

2023'te uzun süredir beklettiğim ve çok heves ettiğim yeni bir hobi edindim, hayatımın merkezine oturdu.

şimdi düşününce, ben çalışma ve hobileri derken ona çok az zaman ayırdım gibi geliyor, hemen kendimi suçluyorum. ama artık 30 ortalarında ve olaylara ergence mutsuz etmeden bakabilen biri olarak; hayır, onun yokluğundan bana kalan vakitleri geri alıyordum, tekrar kendime dönüyordum.

nitekim döndüm de.

sadece, yeni biriyle tanışmak istemiyorum. kimseyle tanışmak istemiyorum. dehşet bir libidoyla yaşadığım bu yaşıma kadar hayatımda ilk kez cinsellik dahi biriyle vakit geçirmeye beni yönlendirmez oldu. yeni bir insanı çekmek istemiyorum, insan diyince çekmek demek de apayrı bir gösterge nasıl hissettiğime. kimseyi ödünç alabilecek kadar dahi kendimde hak veya sabır görmüyorum.

o yüzden, tenga aldım. hayatımda gerçekten mastürbasyona yepyeni bir ışık çaktı. hatta ilk aldığımda 3 dakikada boşaldım, şaşkın bir köylü nidası çıkarttım, tontonlarım mutluluktan halay çekti. başta kendimi bir ezikledim, sen bir sürü insanın kalbini kırıp kendine aşık edip sekse doyunca bırakan adam tengaya mı düştün dedim ama dediklerime pişmanım. tenga, sen bambaşka bir icatsın, devlet bütün abazalara dağıtsa 15 dakikada kültür değişimi yaşarız millet olarak. ha bir de, hala bizim camiaya bakış açım herkesin birbiriyle en az bir kez birlikte olduğu ve bunun insanı eskiten (bedensel olarak değil, ruhsal olarak) ve hafiften iğrendirici olduğu yönünde. o yüzden, yaşasın tenga.

neyse, son 5 senenin özeti çok daha uzun sürer ama en küçültülmüş kırılımla ana başlıklar bunlar.

ayı sözlük itiraf

hadi bakalım, uzun zaman sonra neler neler oldu, en son 2019 yılından beklentilerimi yazmışım, o derece uzun zaman geçmiş.

çok uzun yıllar sonunda ilişkimiz daha fazla devam etmez hale geldi, hiç kavgamız gürültümüz olmadı ilişki boyunca, sonunda da olmadı. sadece birbirimizi o kadar normalleştirdik ki akrabadan hallice olduk, heyecanı kalmadı, en son seks bile mastürbasyon yerine geçen bir hale döndü, yatakta zerre hareket etmeden bana arkasını dönüyordu, "ihtiyacımızı" görüyorduk. bazen, mastürbasyonu tercih ediyorken kendimi buluyordum.

üstüne bana o kadar sıradan davranmaya başlamıştı, ilişkinin başında dinlediğimizde gözlerimiz dolu dolu olan şarkılar bile aynı hisleri yaratmamaya başladı. bana dünyada bir tek ben varmışım gibi davranırken uzun süredir sıkılıyormuş gibi davranıyordu. neyse, tek seferde bitti, özlemiyor olmam bence en büyük acıdır, neredeyse 10 yıl, boru mu?

bir de, yediğinde içtiğinde giydiğinde gezdiğinde tozduğunda hiçbir şeyinde harcadığım parada asla gözüm yok ama annesinin sanki bunları cebinden karşılıyormuş gibi yorum yapması...

öte yanda, işim çok daha iyi gitti 2023'te, yıl ortalamasıyla ayda 160 binleri gördüm, bu bir anlam ifade ediyor mu bilmiyorum ama türkiyede kalıp avrupada gibi para kazandım. meslekte yeni seviyelere geldim, daha da gelmeye devam edeceğim, gazım hiç eksilmedi.

2023'te uzun süredir beklettiğim ve çok heves ettiğim yeni bir hobi edindim, hayatımın merkezine oturdu.

şimdi düşününce, ben çalışma ve hobileri derken ona çok az zaman ayırdım gibi geliyor, hemen kendimi suçluyorum. ama artık 30 ortalarında ve olaylara ergence mutsuz etmeden bakabilen biri olarak; hayır, onun yokluğundan bana kalan vakitleri geri alıyordum, tekrar kendime dönüyordum.

nitekim döndüm de.

sadece, yeni biriyle tanışmak istemiyorum. kimseyle tanışmak istemiyorum. dehşet bir libidoyla yaşadığım bu yaşıma kadar hayatımda ilk kez cinsellik dahi biriyle vakit geçirmeye beni yönlendirmez oldu. yeni bir insanı çekmek istemiyorum, insan diyince çekmek demek de apayrı bir gösterge nasıl hissettiğime. kimseyi ödünç alabilecek kadar dahi kendimde hak veya sabır görmüyorum.

o yüzden, tenga aldım. hayatımda gerçekten mastürbasyona yepyeni bir ışık çaktı. hatta ilk aldığımda 3 dakikada boşaldım, şaşkın bir köylü nidası çıkarttım, tontonlarım mutluluktan halay çekti. başta kendimi bir ezikledim, sen bir sürü insanın kalbini kırıp kendine aşık edip sekse doyunca bırakan adam tengaya mı düştün dedim ama dediklerime pişmanım. tenga, sen bambaşka bir icatsın, devlet bütün abazalara dağıtsa 15 dakikada kültür değişimi yaşarız millet olarak. ha bir de, hala bizim camiaya bakış açım herkesin birbiriyle en az bir kez birlikte olduğu ve bunun insanı eskiten (bedensel olarak değil, ruhsal olarak) ve hafiften iğrendirici olduğu yönünde. o yüzden, yaşasın tenga.

neyse, son 5 senenin özeti çok daha uzun sürer ama en küçültülmüş kırılımla ana başlıklar bunlar.

ayı sözlük itiraf

kendimi kayıp hissediyorum. türkiye'deki aylık ortalama gelirin çok çok üzerindeyim, iyi bir işim var ve başarılıyım. eli yüzü düzgün, konuşması düzgün biriyim. prezentıbıl holding bebesiyim ama holdingde değilim.

süper süper lükslerde yaşamak gibi bir derdim yok fakat üstüm başım düzgün, evim sıcak, dolabım dolu, konser listem tıka basa, sinema keza, kitap aynı şekilde. ancak hayatımda, uzun süreli bir ilişkiden çıkmamın üzerinden fazlaca zaman geçmesine rağmen, özel birisi yok ve istemiyorum da. kendimi yorgun hissediyorum, her şeye ve herkese karşı yorgun hissediyorum. birilerini tanımak gibi bir niyetim yok, birileriyle buluşmaya isteğim yok.

anlamıyorum neden fakat bana doğru geliyor. resim yapmaya, oyun oynamaya, kitap okumaya, müzik dinlemeye ve daha da önemlisi tezime çok fazla vakit ayırıyorum. hiçbirinden dolayı kendimi yorgun da hissetmiyorum.

tam tersine birisiyle anlamsız konuşmalara girip benim vaktimi çalıyor gibi hissettirdiğinde bu yorgunluğu hissediyorum.

asosyalliğin ve sosyopatlığın tanımlarının çok yakınlarından geçiyorum. zira kendi içimde aşırı asosyal ve insanlara uzak hissederken dışarıdan insanlara kendimi sevdirecek ve yakın hissettirecek her şeyi yapıyorum. resmen iki değil, dört değil; binlerce maskenin altında kendimi saklıyorum.

ne yapacağımı bilmiyorum. intiharı her gün düşünmenin sağlıklı olmadığının da farkındayım üstelik.

benimki eşcinsellikle verilen bir savaş da değil, hayatla ve insanların sahteliğiyle verilen bir holden caulfield'lık. üstelik ilk değilim bunu düşünen, son da değilim.

ayı sözlük itiraf

(bkz:https://ayisozluk.com/ayi-sozluk-itiraf-1575172257.html?entry_id=390599) gibi bir şey yazmışım, sonra ortadan kaybolmuşum. ilk geldiğimde çok yazmışım. az önce bir kez daha çok yazdım.

sildim. bu sefer tutmaya gerek görmedim.

yaşıyorum. ekonomik olarak, ruhsal olarak, güç ve kariyer olarak daha iyi yerlerdeyim ama içimdeki mutsuzluğu hala yenemiyorum. pazar günü yaklaşık 20 saat uyudum, sevdiceğe canım uyumak istedi, işten çok yoruldum dedim. halbuki kronik depresyonum tam güçlerinde yaklaşık 2 aydır.

her küçük mutluluğu biriktiriyorum. başkalarının büyük görebileceği mutlulukları da bölüyorum, küçük mutluluklar istifleyip büyük mutsuzluklarıma küçük küçük delikler açıyorum. daha iyisi için tepelerden yukarılara doğru koşuyorum, daha iyisi hiç olmayacaksa da bu ihtimali düşünmeden koşmaya devam ediyorum. nasılsa tak dediği yerde tak dedirtme gücü benim elimde. :))

kitap okuma alışkanlığı kazanmak

zengin okul kütüphanesinde okuyabildiğim yüzlercesi hariç olarak kütüphanemde 2000'leri geçmiş bulunan kitaplarım benim için paha biçilemezler. meslek zorunluluğu ile okuduğum dev kitapları saymıyorum bile.

alışkanlığını bilemem ama okumayan insan kendisini çok belli ediyor, alışkanlıktan öte zevk alabilmeyi başarmak gerekiyor.

eşcinsellik metropolde yaşanır

istanbul'da yaşayan bir eşcinsel olarak neyin bu kadar övüldüğünü anlamış değilim zira biriyle birlikte olunca hepsiyle birlikte olmuşsun gibi hissettirir çünkü genel olarak yaygın özelliklere sahip olanları vardır.

sırf "tarz" olabilmek adına kendisine hiçbir anlam ifade etmeyen ve dikkat çekebilmekten öteye amacı olmayacak şekilde giyinenler, bulabildiği her adamla birlikte olanlar, sadece doneler ve konuşabileceği "topik"lerden ibaret olanlar, çok kültürlü görünüp asıl kültür master'ını "madilik"te yapanlar, tavır ve davranışlarıyla iğrençleşmiş olanlar, sırf büyük penis düşkünlüğüyle ya da "sigecek" adam derdiyle yananlar ve kankaları "kaç adamla seks yaptım bilmiyorum" ödül avcıları, hiçbir şeye parası olmayan çünkü bir gece dışarı çıktığında aldığı maaşın yarısını tüketip senin vaktini harcamayı kestiğinde sana enayi gibi hissettirenler.

uzak durun. gidin dağda, bağda yaşayın ama dikkatli olun, sırf "şekil" olsun diye arabasıyla oraya da sevişip twittera video çekmeye gelmiş bir şehir eşcinseliyle karşılaşabilirsiniz.

sonuç olarak insanı varoluşsal sorunlara iter; "beğeni, ilgi ve belki sevgi olmadan nasıl seks yapar insan?", "hissetmeden neden soyunur birine insan?", "neden seks bu kadar önemlidir?", "lüks ve görünüş her şey midir?", "birisinin ne giydiği ya da görüntüsü ne kadar önemlidir?" gibi sorularla yorar, insandan uzaklaştırır.

gaymer

gaming'i candy crush ve konsolda takılmak sanan bazı gayler tarafından "ben de gaymer'ım" denilerek içi boşaltılmış, aslında karaktersiz ve özelliksiz insanların kendilerine özellik yaratma çabası olarak harcanan terimdir.

league of legends'tan başka oyunlar da var gülüm, burada el kadar çocukkenden beri oyun oynayan biri varken sen sus.

hatta yaşanmış örneği de var bunun. kendisini moviephiliac, gaymer olarak tanıtan bir bear ile tanışılır, birkaç kahve ve buluşma sonrasında "oyun dolu bir ps4'ü ve hayvani gaming pc'si" olan bear'ın evine gidilir, başta ps4'te biraz mortal kombat ve gods among us oynarken görülür ki bear kişi controller'ı ömründe ilk kez tutuyor gibi oynamakta, işaret parmağı ile tuşlara tek tek basmakta ve arka tuşlardan habersiz yaşamaktadır. konsolu dahi olmayan er kişi aynı oyunlara steam'de sahiptir ve fight pad'le olan deneyimleri sayesinde ardı ardına perfect / flawless çeker. hayvani "gaming pc" diye tanıtılan ve hatta battlestation diye övülen bilgisayarda i3 bile yoktur, kendisi chrome'da java oyunları oynamakta ve hatta gamyun'da banko'da takılmaktadır.

nitekim önce oyunlarda bir temiz dövülür, tabiri caizse gece boyunca eline verilir. 3 buluşma sonrasında kendisinin ne kadar boş bir insan olduğu ve her şeyin sadece "görüntü"den ibaret kurtarmalar olduğu anlaşılınca birkaç kez daha booty call olarak kullanılıp sonra unutulur.

ayı sözlük itiraf

uzun süreli ilişkimden sonra kimseye hazır olmadığımı bile bile görüştüğüm, birlikte olduğum insanlardan cidden özür dilesem yeridir. ha, şerefsiz bir terazi olarak (üstelik venüs akrep, yükselen başak) özür dilemeyeceğim.

mis gibi oversharingdir, gaslightingdir, yok işte breadcrumbingdir, reflectingdir, anlamsız lovebombingdir odur budur hepsini yapıp bir de depresyonu es geçip gece gündüz saçma libido saldırılarına mazur bıraktım, artık yeter, ne olur uyuyalım diyeni bile uyutmadım, hepsiyle de eften püften sebepten bitirdim.

eğer sözlükten birileriyse özür dilerim, terapiyi bedavaya getirdim desek yeridir.

birkaç nokta daha kaldı ama onları da analiz etmeye başladım sonuncuyla, sıkıntı yok.

ha, niye milleti sırf beğendiniz diye mal gibi uzun uzun terapist gibi dinliyorsunuz, triplerini yiyorsunu canlar? red flagleri görüp gidin diyeceğim de, demek ki piyasa baya bok.

taylor swift

gerçekten "akşam yemeğinde orta parmağımdaki yüzüğü insanların evlilik yüzüğü taktığı parmağıma taktın" (at dinner you take my ring off my middle finger and put it on the one people put wedding rings on) gibi son derece tırto sözlere sahip gerçek anlamda overrated şarkıcıdır. scat seveni bile anlarım, bu ve lordeyi seveni incelemeli.
Henüz takip ettiği biri yok.