eşcinsellik metropolde yaşanır

(bkz:istanbul)
(bkz:ankara)
(bkz:izmir)
(bkz:antalya)
eşcinselliği yaşanabilecek şehirler bunlardır. doğudaki kardeşler şevişebilmek için batıya göç etmek zorundadır. (bkz:go west)
antalya'dayım, daha hiç gay hayatı yaşayamadım.

inanmayın, metropollerde kesin aldatmacalar, sahte gülüşler, seks manyaklığı falan vardır bence. sanmıyorum milletin el ele tutuşup gezdiği ve çocuk evlat edindiği güzel günler olduğunu. lol.
hayatımın ilk 30 senesini istanbulda yaşadım. 30 yıldan sonra ilk kez istanbul dışında yaşamak ve çalışmak için bulunuyorum. van gibi doğunun en uç noktasında, istanbulda tanıdığım eşcinsellerden kat be kat kaliteli (bu eğitimle alakalı değil) eşcinselleri burada tanıdım. o nedenle eşcinselliğin metropolde yaşandığına inanmıyorum.

yaşadığım yerin nüfusu 500binlerde.
deli gibi sevdiğim ve sevildiğim kişi ile yeri gelir bayburtta yaşarım. ( henüz tatmasam da )
eşcimselliği yaşamayı sadece sevişmek olarak düşünürsek haklı bir önerme olabilir. ama aynı şey hetero bireyler için de geçerli bu ülkede, çünkü muhafazakar bir kültürde yetişiyor insanlar, ancak büyük şehirlerde biraz daha rahatlayabiliyorlar sex ve flört konusunda. ben büyük bir şehre taşındığımda ve ilk lgbt topluluğuna katıldığımda ülkedeki lgbt populasyon için bir şeyler yapılacağını, planlar programlar yapacağımızı filan zannediyordum. sonra anladım ki dört duvar arasında sevişebildikten sonra lgbt hakları bu ülkedeki çoğu lgbt bireyinin umrunda değil. evet, kişisel gözlemim bu, hayır, eşcinselliği yaşamak bana göre bu değil. bunu eleştirmek için söylemiyorum, belki de insanlar pes etti, ama bu acı bir durum bana göre.
istanbul'da yaşayan bir eşcinsel olarak neyin bu kadar övüldüğünü anlamış değilim zira biriyle birlikte olunca hepsiyle birlikte olmuşsun gibi hissettirir çünkü genel olarak yaygın özelliklere sahip olanları vardır.

sırf "tarz" olabilmek adına kendisine hiçbir anlam ifade etmeyen ve dikkat çekebilmekten öteye amacı olmayacak şekilde giyinenler, bulabildiği her adamla birlikte olanlar, sadece doneler ve konuşabileceği "topik"lerden ibaret olanlar, çok kültürlü görünüp asıl kültür master'ını "madilik"te yapanlar, tavır ve davranışlarıyla iğrençleşmiş olanlar, sırf büyük penis düşkünlüğüyle ya da "sigecek" adam derdiyle yananlar ve kankaları "kaç adamla seks yaptım bilmiyorum" ödül avcıları, hiçbir şeye parası olmayan çünkü bir gece dışarı çıktığında aldığı maaşın yarısını tüketip senin vaktini harcamayı kestiğinde sana enayi gibi hissettirenler.

uzak durun. gidin dağda, bağda yaşayın ama dikkatli olun, sırf "şekil" olsun diye arabasıyla oraya da sevişip twittera video çekmeye gelmiş bir şehir eşcinseliyle karşılaşabilirsiniz.

sonuç olarak insanı varoluşsal sorunlara iter; "beğeni, ilgi ve belki sevgi olmadan nasıl seks yapar insan?", "hissetmeden neden soyunur birine insan?", "neden seks bu kadar önemlidir?", "lüks ve görünüş her şey midir?", "birisinin ne giydiği ya da görüntüsü ne kadar önemlidir?" gibi sorularla yorar, insandan uzaklaştırır.
escinsellik seksten ibaret ise, her yerde yaşanıyordur rahat olun.
metropoller belki de uzun süreli ilişkilere imkan verebilecek yerlerdir, belki de korkusuz yaşamayı sağlayan yerler, bir çok hetero için de öyledir.
baskı varsa herkesin hayatına karşı vardır bu.
metrepol de yaşan eşcinsellik de anadolu da yaşanan ibnelik mi ?
eşcinsellik metropolde yaşanır ama bu durum sadece istanbul için geçerli.bahsedilen sadece seks değil kendinizi bir eşcinsel olarak rahatça ifade edebileceğiniz ortamlarda bulunabilmek.buda neredeyse sadece istanbulda mümkün