kavramsız ve kimliksiz bir hayat tahayyülü

topluma karşı herhangi bir akademik ve entellektüel borcumun olmadığını fark ettikçe hayal ettiğim yaşamdır. gay de değilim, hetero da değilim, erkek de değilim, kadın da değilim, türk-kürt değilim, müslo değilim, ateist değilim, kemalist de değilim, seküler de değilim. kapitalist ve sosyalist, marxist de değilim allahın cezaları... rahat bırakın da azıcık huzurla yaşayayım şu sürtük-karmaşık ve belirsiz hayatı. bir bireyim ve sırf mutlu olacaksınız diye, sırf sizin kafanız karışmayacak diye ait hissetmediğim kimliklere sığınmak zorunda değilim.
tabi tüm bunları demek kolay ama malesef yaşamak çok da kolay olmuyor. hayal işte... bari hayal kurup-düşünüp hissedebileyim ve pür bir şekilde yaşamı deneyimleyeyim.
sosyal kavramların ve kimliklerin çoğu malesef birer illüzyondur (freud beybi). sadece bunu yüzyıllardır deneyimlediğimiz için ve hayatımızın her alanında bu kavramları ve kimlikleri deneyimlediğimiz için sanki geriye bir şey kalmayacakmış gibi hissediyoruz. halbuki bence asıl gerçek ve çığır açıcı soruları bu sınırlayıcı kavram ve kimliklerden kurtulduğumuzda becerebiliriz.

insan toplulukları aynıya, tekrara, kategorik mantığa sığınmak istese de heraklitusun bin yıllar önce de belirttiği gibi aynı nehirde iki defa yıkanamazsın bebeğim. ve zaman aktıkça da hiçbir yer, hiçbir kavram ve hiçbir kimlik güvenli değildir. bu yüzden zamanın akışına alışmak gerek, değişimi tanımak gerek ki ne bizim canımız sıkılsın ne de başkasına saralım. bu bir deneyim paylaşımıdır ve iddia değildir.
sınıf, kimlik, ulusal aidiyet vb özüne indiğimizde bunların her birinin inşa edilmiş kavramlar olduğunu görebiliyoruz, ancak işin karmaşıklaştığı yer tek başına "insan" kavramının da bir inşa sonucu ortaya çıkması, bilinçli olarak edilsin ya da edilmesin bizi dürtüleriyle yaşayan biyolojik bir varlıktan öteye götüren şey bu inşa. yine de şahsen reddedemem eğer mutlak hiyerarşilere inanan bir dünya görüşüne sahip değilsek eğer son kertede varmak istediğimiz yol herkesin inşa edilmiş kimlik ve kavramlardan sıyrılarak özgürce var olduğu bir varlık olarak yaşaması.

ancak meseleyi çözmek istikameti belirlemekten daha da zor olabiliyor, kimliklerden sıyrılmak istiyoruz, oysa kimlikler inşa edilmiş olsa dahi bir gece kafayı çeken bir adamın saçmalaması sonucu olmadı bu inşa, bu kimliğin ortaya çıkışının ardında toplumsal sebepler var. o halde orayı kavramak gerekiyor. ve işte en çarpıcı nokta kimlikleri bitirmek için bile kimlik mücadelesi verme zorunluluğu, yani ajandasında sınıfları bitirmek olan bir hareket yola çıkarken "biz sınıfları kafada bitirdik abi" diye çıkamaz, eldeki sınıflar arasında çıkarları sınıfların kalkmasından yana gördüğü sınıfı saptar ve ona sarılır, kimlik için de durum bu, yani benim kimliklerden sıyrılmam ve sadece kendi içinde bir değer taşıyan bir varlık olarak var olmam için ilk önce kimliğimi kabul ettirmem gerekiyor.

tabi hiç bir kuram, düşünce, hareket ya da herhangi bir toplumsallığa ihtiyaç duymadan bütün bunları bitirecek aşkın bir kudret herhangi bir bireyde mevcutsa bir şey diyemem, eğer bulan olursa o bireye secde etmek isterim.
ap yim desenize şuna amma uzatmışsınız lafı
arkadaş kırk yılın başı eğlenceli bir tartışma bulmuşum ne bileyim lan ap falan, bendeniz ilkokul lubunca terk adamım zorlamayın böyle şeylerle :)
sınırların dışında ummasızca yaşayış biçimi.