korucular çoban olsun
barış narası atan fakat ayrımcılığa hizmet eden bu tiplerin yaptığı iş, itfaiye ceketi giyip benzin bidonuyla koşmaya benzer. yontup durduğu fitne çırasını ne zaman ateşleyeceği hiç belli olmaz. koruyucuları küçümseyen bu müsveddenin yüzüne tükürmeyen sorumlular elbet bir gün hesap verecek.
mecra
günün bir vakti, şehir hengamesinden azade bir arkadaş marifetiyle önden yer tutulduğunda keyfi arşa çıkaran bir mesire alanı. hem göz zevkine hem gönül hoşluğuna hitap eden bu şirin mekânda içkiler içilirken lakırdılar havada uçuşur, kahkahalar nazlı bir gelin misali, kadıköy'ün asırlık dar sokaklarda süzülür.
orada tanışılır, kaynaşılır, sonra belki hafif bir tebessümle çarpan gönüle muhabbet düşer. zira böyle yerlerde yalnız kadehler değil, kader de yudum yudum içilir.
abdullah öcalan benim babamdır
sırrı süreyya önder
allah rahmet eylesin eylemesine de; beyefendi, sanat sepet işleri ile ugraşmasından olsa gerek milletin sinir telleriyle saz çalmayı görev bildi. "
abdullah öcalan benim babamdır." diyerek; bile isteye, tüyü yeni bitmiş vatan evlatlarının ruhları ile def çalıp oynadı. ayrıca başlı başına nasıl ki akp'de görev almak adi bir durum ise dem ve türevi partilerde görev almak o derece bayağıdır.
ayı sözlük öldü mü
unutmayalım ki ayisozluk ölümsüzdür. örtüsü ütüsüz, çayı kahvesi bayat, başlığı tozlu olsa da ayisozluk bir silkelense, bir öksürse, eski neşesini hatırlatır millete. ayrıca ölen sözlük değil; belki de yazarlar biraz yorgun, biraz meşgul. yoksa ayisozluk, osmanlı semaveri gibi: içine suyunu koyarsan, yine fokur fokur kaynar!
bakirpasif
bakır olduğunu düşündüren kullanıcı.
özgür özel
neden atatürk tarafından kurulmuş partinin başına adam gibi bir profilin gelmesine izin verilmiyor? resmen gaflet ve delalet içinde hareket ediyorlar. abi, amerika'yı yeniden keşfetmeyin. 100 yıl önce yapıldı o iş.
antalya
arkadaşlar antalya'da gayler için özel bir otel, mekan konsepti var mıdır? bir arkadaşım soruyor da!
yılmaz özdil
her sabah bir doz yılmaz özdil önerilir. bu topraklarda böyle seslerin yükselmesi umut veriyor. siyasetin niyetini okuma konusunda hep mi isabetli olur bir insan? helal olsun.
psikoloğa gitmek
herkes bir sebeple hastaneye gidip uzmanlık alanlarına göre doktorlara kendisini teslim etmiştir. türk halkı, hemen hemen her konuda olduğu gibi burada da ayar tutturamıyor tabii ki. ben hiç doktor yüzü görmedim diye övünen mi ararsın yoksa rüzgardan nem kapıp doktor doktor gezen mi? bu ayarsızlığın en çok vurduğu branş ise psikolog maalesef. bu konuda bir bilinçlendirme ve psikoloji branşını erişebilir hale getirmek çok önemli. yüzü gulmeyen bu halka bir nebze su serpmek için bu şart. bunları söyledikten sonra hayatımda ilk kez psikoloğa gitmek de benim için şart olsun.
farah zeynep abdullah
oyunculuğunu çok seviyorum. projeleri yarım koyup bizi zaman zaman sanatından mahrum bıraktığı için gönül burukluğumu iletiyorum kendisine. fakat politik duruşunu ve var oluşunu eğilip bükülmeden her seferinde cesurca ortaya koyduğu için de saygılarımı sunuyorum.
yılmaz güney
bu adama prim veren, ağız sularını akıta akıta öven tipler ne yaşıyorlar acaba? meymenet kalmamış adamın yüzünde. bakınca tiksinti veriyor. bir de ahmet kaya var. homofobikler ve tipik memleketim erkeği kafasındalar. allah bunlara fırsat vermesin. saniyesinde hayatı cehenneme çevirirler. bu yerdiğimiz yaşantıyı bile mumla aratırlar.
elimde bilet var
arkadaşlar, elimde kuruçeşme arena'da 19 eylül, salı günü için ücretsiz bir konser bileti var. solist haktan. arkadaşlara uzak geldiği için bana eşlik edecek birini bulamadım. buradan gelmek isteyen biri olur mu? sormak istedim.
sevgilinin yöneticisi olmak
evde erk savaşı verdiğiniz sevgili ile iş yerinde sınırları belli olan bir ilişkiye girmek oldukça ilginç bir deneyim. eğer mantık insanı iseniz çok sorun yaşanmaz. iş yeri dışında yasanan sorunları işe yansıtmazsınız. fakat herkesin içinde aşka gelip yanlışlıkla hayatım, aşkım gibi ifadeler kullanmak en büyük korkunuz olur. iş yerinde olabildiğince az diyalog kurmak ya da sinirleri iyice bir antrenmana sokmak gerek.
campbell
götüm başım ayrı oynuyor
abi, bu yürüyüşler siz homofobiyi hortlatın diye mi yapılıyor? bu ne menem bir slogandır? ben izlerken rahatsız oldum. neden yangınlarımız, gönül yaralarımız daha doğru anlatılmıyor? neden arkasında durabileceğimiz eylemlerle daha kuşatıcı, kapsayıcı olmuyoruz? travmalarımız, istismarlarımız, acılarımız var bizim. bunlar neden aktarılamıyor? olayın hep zevk yönüne vurgu yapılıyor? burası acıların beşiği ya... bu şekilde kabul görmek mümkün değil. bu arada bu şekilde bağırmayı tercih edip türlü zorlukları göğüsleyenlerin cesaretine çok büyük saygım var. fakat bu değil, bu en hafif tabiriyle kaş yaparken göz çıkarmak!
(bkz:
recep'le şaban'ın aşkına ramazan engel olamaz)
aşk ve seks
aşık olduğumuz kişi ile seks yapmak okyanusta yüzmeye benzer. tehlikeli olduğu kadar özgürleştirici; yorucu olduğu kadar yenileyen, tazeleyen, arındıran; heyecan verici olduğu kadar kapsayan, sarıp sarmalayan, tüm evrenle birleşmiş, bütünleşmiş hissettiren eşsiz bir deneyimdir.
(bkz:
yüzme bilenler dmye)
aldatıldığını öğrenince intikamını başkasıyla yatarak alan insan
ihmal, işgal, istismar ya da ihanete uğramışlığın acısını dindirmek için yapılan seks, balta girmemiş bir ormanda olgunlaşmış meyve aramaya benzer. nadiren "durumu eşitlemiş" olmanın iç rahatlığını verse de genellikle haz ve erotizm dışında her türlü tatsız duyguya gebedir; suçluluk, vicdan azabı, anksiyete, keder, boşluk, anlamsızlık, kirlenmişlik, değersizlik, yetersizlik, istenmeyen bir işe bulaşmışlık hissi gibi...
düşünüyorum öyleyse varsın
bu cümle, malumunuz varım diye biter ve medeni dünya inşaa edilirken bireyin benliğine yüksek değerler yüklenmesini ifade eder. özgürlük, adalet, haz, idrak vb. unsurlar tümüyle bireyin kendisini medeni kılmasına hizmet eder. dolayısıyla bu tanım, bencilliği de beraberinde getirir. medeni bir hayat için testlerde işkenceyle ölen hayvanlar, konforlu konutlar için katledilen doğa, hızlı ulaşım için tüketilen fosil yakıtlar, yüksek hacimli ticaret için yok sayılan köleler ve diğer nicesi. oysa bu yaklaşım, bireyin etrafındaki her şeyi kapsayan ve düşünme eylemini tüm derinliği ile hayata geçiren düşünüyorum, öyleyse ''varsın'' ifadesi ile ancak amacına ulaşırdı. ve böylece bizler de bu sürekli arızalar çıkaran sözde medeni hayatı yaşamak zorunda kalmazdık belki.
alev alatlı
derinlikli bir bakış açısı olduğu muhakkak. mutlak doğrunun olamayacağını akpartili camiaya çatır çatır söylüyebiliyor. onlardan da saygı görüyor. buraya kadar güzel. ancak sebebi konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. sanırım, modernleşme ile ilgili fikirleri ak parti cenahının çok işine yarıyor. zira, hiç cazip bir modernleşme tanımı yok. daha çok, korkutucu denebilir. ha fikirlerinde haksız mı? asla değil.