götüm başım ayrı oynuyor

abi, bu yürüyüşler siz homofobiyi hortlatın diye mi yapılıyor? bu ne menem bir slogandır? ben izlerken rahatsız oldum. neden yangınlarımız, gönül yaralarımız daha doğru anlatılmıyor? neden arkasında durabileceğimiz eylemlerle daha kuşatıcı, kapsayıcı olmuyoruz? travmalarımız, istismarlarımız, acılarımız var bizim. bunlar neden aktarılamıyor? olayın hep zevk yönüne vurgu yapılıyor? burası acıların beşiği ya... bu şekilde kabul görmek mümkün değil. bu arada bu şekilde bağırmayı tercih edip türlü zorlukları göğüsleyenlerin cesaretine çok büyük saygım var. fakat bu değil, bu en hafif tabiriyle kaş yaparken göz çıkarmak!
(bkz:recep'le şaban'ın aşkına ramazan engel olamaz)
velev ki ibneyiz sloganıyla benzer mantıkla hazırlanmış slogan olsa gerek.okuduğunuzla anlamanız gereken farklı.burada toplumun ön yargılarına karşı bir kabulleniş ve meydan okuma var.bu tür kalıplaşmış hakaretlerle bizi yaralayamayacaklarını anlamaları amaçlanmış.
güzelim ülkemde aktivist söylev bile ithal. amerika'da da var bu söylev, smug akademi tayfası ve sanat sepet tayfanın sürekli üstten bakarcasına kullandığı. bu söylevler bir yere varamaz, çünkü farazidir. karşıdan geçen hetero adam sana "öbnöğ" dediğinde en zırılı bile kötü hisseder, çünkü bütün o "ben o kelimeleri geri alıyorum" söylevlerinin arkasında bir güç yok. ki zaten bu kelimeler yaralayıcı olmasalar hakaret olmazlar. bu tür eylemler heteroseksüellerin dinmez nefretine karşı bir caresizlik ve acziyet belirtisi. türkiyedeki eşcinsel hareketi dişsizdir, acizdir. amerika'ya özenir ama kendisine "öbnöğ" diyen adamı mahkemeye verse nefret suçu olduğunu bile kabul ettiremez. türkiyede eşcinsel erkekleri patır patır öldüren erkolar "ben orospuyum" diyince yaralamayı bırakacak falan. türk eşcinsel hareketinin son yirmi yılda hiçbir kazanımı yoktur. elde ettiği kazanımları kendisi yapmamıştır, ve aksine hareketi sürekli olarak geriye çekmektedir.

hani bir de bu tür söylemler oldukça terminally online söylemler. yani düşünsenize işiniz gücünüz var, iş görüşmesine gidiyorsunuz. eşofmanla gitmiyorsun. takımını çekip parfümünü sıkıp en güzel halinle gidiyorsun. soru sorulduğunda en iyi şekilde yanıtlıyorsun. iş görüşmesi bu bak. toplumun bütün bir yıl görünmez olan yüzde dördünü temsil ettiğin tek bir günde bu söylemleri kullanmak aymazlıktır. insanlar yılda bir sana kulak veriyor ve böyle abuk söylemler kullanıyorsun. bunu söyleyince de pişkin pişkin "respectability politics" diyorlar. ben mi dedim sana topluma entegre ol diye? olma. de ki ben marjinal takılcam yada ayrışıcam toplumdan, canını yiyim. derim ki bu adam topluma entegre olmak istemiyor, kimliğini yaşıyor. hem ben entegre olayım hem de toplum değişsin. böyle bir şey olabilir mi?

gezi sonrası eşcinsellere pozitif bakan seküler kitleyi bile usandırmayı, kendilerinden tiksindirmeyi başardılar. bence kendilerini aldıkları sonsuz fonlar ile kutlamalılar. iyiki ayrılıkçıyım da şu entegrasyonistler ile uğraşmıyorum.
götüm başım senkronize hareket eder, çok marifetli ve uyumlu bir gayim.