ayı sözlük'ten nasıl haberiniz oldu
ekşi sözlüğe takılırken başka ne sözlükler var diye bakarken inci uludağ vb. yanında ayısözlük ile tanıştım.
iran'da eşcinsel yok
nedense şerri kanunları bir kenara bırakıp inceleme imkanımız olsa sanki bizim memleketten daha rahat bir ülke gibi geliyor bana hep. sonuçta 1001 gece boyunca sadece masal dinlememişlerdir.
fakirsekuler
ayı sözlük yazarlarının süper kahramanları
batman'dir . özel bir gücü olmamasına rağmen kendi cebinden ve emeginden harcayarak abdest tutmaz bir şehir için varını yoğunu feda etmesi beni hep etkilemiştir. birde ne kadar havalı zengin olursa olsun o yetimligini banahep hissettirmistir
fahri trafik müfettişleri
efendim kendisi babam olur o kadar siklemese de arada esen bir görev bilinci var. yani durup dururken hatirlatabiliyor bu şey gibi sikim inik diye kendinizi güvende sanmayın sik yine benim sikim
attalos
hosgeldiniz merhabalar bende yakın bir tarihte bu denli sıcak karşılanmıştır:)
alttaki yazara soracaklarım var
geleceğe dair bir umudum olduğu kanısındayım o sebep ile bunu bilerek yaşamak istemezdim çünkü pramidin üstünde kendimi gerçekleştirme evresine ne zaman varırım bilemiyorum ancak suale cevap olmak açısından geçmişten bir zaman söylemek gerekirse 27 yaşında bir eylül akşamı olurdu benim için hem vakur hem sitemli.
alttaki yazara sorum:
sonradan kaçırdığını farkettiğin yada keske hiç öğrenmeseydim dediğin kaçan bir fırsat var mı?
üstteki yazarın gerçek adını tahmin etme oyunu
o vakit sülün osman diyebilir miyiz
insana yaşama sevinci veren şeyler
takdir edilmek. ne için olduğu çokta mühim olmamak ile beraber her ne seviyede olursa olsun ister kavanozu aç ister dünyayı kurtar takdir edilmek insana devam etmesi yeterlidir. ihtiyaçlar hiyerarşisinde bile yeri bellidir.
yorgunluktan uyuyamamak
şu saniyelerde bende de hasıl oldu. buna dair en sevdiğim şey ise inleyerek ses çıkararak uyumak bir çok yorgunken birde hasta iken çok iyi geliyor.
aktifin sakso çekmesi
bence yapılabilir. hem aktif hem pasif bir birey olarak birinin herşeyinden faydalanmaya çalışmak istiyorum. hem yaparım hem yaptırırım.
ağzına al
ayı sözlük itiraf
bazen gün içindeki azgınlık bana idrak yeteneğimi kaybettiriyor. bugün de o günlerden biri nefes alışverişim değişiyor, tükürük bezlerim durmuyor ve normalde aklı başında iken yapmayacağım şeylere dahi razı gelir oluyorum.
kutu kola
dikine ve uzun yapıldığı günden beridir sevemiyorum eminim arkasında bi mühendislik vardır ama yine de hoşlanmıyorum. bu yüzden kısa kalın pepsi hala daha tercihimdir.
özlenen gıda ürünleri
ıncirli biskrem bence bir gay seperatörü olabilir. benden başka çevremde bunu arzulayan birini hiç görmemiştim burada görünce gözlerim doldu.
üstteki yazarın gerçek adını tahmin etme oyunu
sonradan eşcinsel olmak
ben bunun bir nebze de olsa fırsatını yakalamak ile ilgili olduğunu düşünüyorum. çocukken benzer deneyimlere sahipken sonradan bunu süregelen yaşamımda tekrar denemediği için normal yaşamına devam eden kendini bulunduğu bedenin cinsi olarak adlandıran ve eşcinsel olma ihtimalini hiç düşünmeyen insanlar var. hatırlayın küçükken pipilerinizi öpüştürdüğünüz o çocuğu şimdi evli barklı çocuk sahibi oldu. gidip sorsan var mı moruk sende hareket diye belki kavga çıkar. biz ne yaptık başka fırsatlar çıktı karşımıza gene pipi opuşturduk o unuttu. kızlardan hoşlandık karnimiza ağrılar girdi. başrolde senin ve onun olduğu türlü senaryolar dolu içinde çokça kahramanlık barındıran hayaller kurduk. onu severken bir gün sana ait olmayan bir göt gördün ona dokundun. sana ait olmayan bir penis gördün onu elledin. yer yer yanlış geldi ama devam ettirmek istedin belki kadın memesi unutturur dedin oda güzel buda dedin.
içinde bulunduğumuz bu hali ancak bunu hissedenler anlayabilir bilmeyene anlatmak çok zor o yüzden hep bir acaba kalacak kafamızda.
küçükken tv de birsey izlerken diğerlerine bakardım acaba onlarda şuan ekrana bakınca benimle aynı şeyimi görüyor diye.
şimdi anlıyorum aynı şeyi goruyoruz ama farklı hissediyoruz. bunun sonra ve öncesiyle ilgisi yok maruziyet ile ilgisi var bence.
femboy
ben kendilerini beğeniyorum yanlarında daha maskülen hissederim gibi geliyor zira.
sinemada seyredilen ilk film
walt disney tarzan (1999)
televizyonda gördüğüm hiçbirşeye benzemiyordu. sinemaya gideceğim ailem tarafından haber verilmeden gidilmişti ve adeta büyülendim.
ancak uzun bir süredir sinemaya gitmiyorum hem ışık kalitesinde ki düşüklük hemde insanların saygısızca telefonla uğraşması, haşır huşur yiyecek ambalaj sesleri, önünden geçenler ayağa kalkanlar derken sektöre siktiri çekmiş bulunmaktayım.
alttaki yazara soracaklarım var
eskiden ve körkütük sevdalı olduğum zamanlar da kendimden vermeyi aşk zannederdim. yani birini sevmenin yegane şartı onu mutlu etmekmiş gibi geliyordu. ancak daha sağlıklı düşünebildiği inandığım şu günlerde ilişkinin bir bayraklı koşu maratonu olduğuna inanıyorum. sen ne kadar koşarsan koş partnerin yavaş ise skorboarda neyse o yansıyacaktır. iyi bir ilişki için benzer eforlarin sarfedilmesi gerektiğini düşünüyorum. yer yer elbette bir taraf diğer taraftan daha fazla odun verecektir ama bu dalgalanma yataydaki hedeften çokta sarkmamalidir diye ümit ediyorum.
ezcümle kimse vazgeçilmez değildir ve seni sen olmaktan uzaklaştıracak her zorlama hareketin kişiliğinden götürür o yüzden öyle durumlarda içinden mırıldanman için ; hakkı bulut-ben buyum tavsiye ederim :)
altıma gelecek yazara sorum:
arkadaşların ile arana zamanla giren maddi kazanç ve sosyal statü farkları dostluğunu eskisi gibi sürdürebilmene engel teşkil eder mi?