hazineci

Durum: 73 - 0 - 0 - 0 - 30.12.2023 17:31

Puan: 1094 - Sözlük Kezbanı

8 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 4

2023 galatasaray fenerbahçe süper kupa finalinin iptal edilmesi

dünya güzellerim masada

masadaki en akli basinda olan kisi banu alkan bence. digerlerinin kafa gitmis. bulent ersoy, safiye soyman’i cok eziyor. bulent ersoy dan dan anlatiyor herseyi. program kadar keyifli gelmedi bana. yapimci da cok mudahale ediyor ama ona ragmen bulent ersoy yine bazi bombalar patlatiyor.

kızılcık şerbeti

bence yeni “yasak elma” olma yolunda hizla ilerliyor

süper kupada atatürk kazandı

eger karari sadece onlar aldiysa, yasanan krizde sucun turkiye futbol federasyonuna ait oldugunu dusunuyorum. cumhuriyetin 100. yilinda suudi arabistan’da boyle bir olayin yasanacagini ongorememis olmalari sasirtici gercekten. keske abu dhabi’yi secselerdi.

avrupa yakası

bazen yemek yaparken youtube’dan eski bolumlerini izliyorum. ve gecen gun 174. bolumde birsey farkettim. dakika 35:51 civari. volkan’in oglu oldugunu soyleyen bir karakterin uzerinde mor bir t-shirt var. t-shirt’te yazan su: “proud supporter”. ve t-shirt’te jockstrap resmi var. bilincli bir sekilde mi o t-shirt secilmis bilemem ama o zamanlar bunu tv’den izleyen lgbti+’larin takdirini kazanan bir bolum olmustur muhtemelen.

memleketinde efendice takılan gayin istanbul'a gelince amı götü dağıtması

bence temelde 3 sebebi var:
- istanbul’daki havuzun daha buyuk olmasi
- istanbul’daki sehir yasaminin kisiye mahalle baskisi yapmamasi
- taninmiyor olmanin getirdigi rahatlik

ayı sözlük yazarlarının 2024 hedefleri

- temiz bi bulk yaparak en az 5 kg daha almak
- ayda en az 1 kitap okumak

istanbul’u terk etme nedenleri

saniyorum turkiye’yi terketmemle ayni sebeplere dayaniyor.

turkiye’de yasayacaksam istanbul’da yasamaliyim diyen biriydim cunku ne ararsan orda buluyorsun. fakat yasam asiri maliyetliydi. zaten adam akilli etkinlik sayisi oldukca dusmustu. gitmek istediklerim icin de sacma paralar oder olmustum. trafik berbatti. her yerde kuyruk bekliyordum. ve artik insan kalitesinin oldukca dustugunu gormeye baslamistim. isim beni artik tatmin etmiyordu, gece gunduz mevhumu nerdeyse hic yoktu ve liyakatsiz kisilerin kariyerlerinde ilerlemesini gormekten yorulmustum. dusun bir gun ikea’ya gittigimde, yoneticim bana mesaj atti ve 2 saat ikea’da bi sandalyeye oturup isi yapip yolladim ve ikea’dan almak istedigim seyleri bile alamadan bir saat araba kullanip geldigim dukkandan bir saat daha araba kullanarak eve geri donmek zorunda kaldim ve yoneticim bana mesaji aksam 8’de atmisti. baska bir gun mesajina gece 11’de dondugum icin bana ertesi gun kizmisti ve mesaji bana aksam 9’da atmisti ve ben o an konserdeydim. ve olasi bir depremde de olmek istemiyordum. ve bircok yakin arkadasim ulkeyi bir bir terk ediyordu.

bara giderken yapılması gerekenler

kafa dengi birisiyle gitmek gerekiyor. eger ruh hali yerinde olmayan bi arkadasinizla giderseniz, geceyi size zehir edecektir. keza onu gozetirken asla eglenmeniz mumkun olmaz.

alkol alinacaksa bir kadeh icip gidilebilir. ama bilmediginiz bir mekana ilk kez gidecekseniz, cok alkollu olmamaya ozen gosterin. yoksa iceri alinmama riskiniz olur. cunku sorun yaratacak kimseyi icerde istemezler.

eger iceri alinmanin zor oldugu bir mekana gidiyorsaniz ve sizi de tanimiyorlarsa, guzel giyinin. maalesef bazi yerler icin, ye kurkum ye durumu gecerli. mekan sizden para kazanabilecegini anlarsa, iceri alinirsiniz.

zaman olarak da ne cok erken ne de cok gec gidilmeli. cok erken giderseniz, mekan bos olabilecegi icin iceri alinmama riskiniz var. ve acemi oldugunuzu da düşünebilirler. cok gec giderseniz de cok cok eglenemeyebilirsiniz cunku mekan bosalmaya baslar. ayrica birkac mekan gezen bir tipseniz de alkol durumunuza gore iceri alinmazsiniz.

ve yaniniza tum banka kartlarinizi almayin. nakit para kullanmak en iyisi ama para ustunde sahte para alma riskiniz olur. o sebeple, normalde pek kullanmadiginiz bir banka kartina tahmini harcamanizi yollayin ve kartiniz o gece calinsa bile derdiniz buyuk olmayacaktir. ve eger yurtdisinda bir bara gidecekseniz de tum resmi dokumanlarin (pasaport vesaire) fotosunu cekip kendinize mail atin, ki calinma durumunda polise gittiginizde calinan belgelerinizi gosterirsiniz.

dünya aids günü

turkiye’de hiv+ kisi sayisi son 10 yilda 4 kat artmis. yapilan arastirma sonucunda, eger gerekli tedbirler alinmazsa da 2040’ta 2,4 milyon kisinin hiv+ olacagi ortaya cikmis. eksisozlukteki paylasimlardan anladigim kadariyla da hiv+ bilgisi hasta kayitlarina islenmiyormus. mutlaka duzenli araliklarla test yaptirin ve korunun

harry potter hayranlarının gryffindorlu olma sevdası

yerinde bi tespittir. acikcasi ben gryffindor’u sevsem de diger evlere gore daha has oglan olarak gorulmesini elestiriyorum. ornegin, felsefe tasi’nda aslinda yil sonu puanlamasinda gryffindor kazanmamisti ve son dakikada “aa muhursuz oylari da sayiyoruz” diyen dumbledore, hileyle hurdayla birinciligi gryffindor’a vermisti. bunu hala etik bulmuyorum. birincilik gryffindor’un hakki degildi.

bi baska sevep de narnia gunluklerindeki karakterlere baglanabilir. cunku hogwarts kuruculari, narnia gunluklerindeki karakterlerden esinlenilmisti sanirim. bi muhabbettir donuyordu bi zamanlar.

new balance

574 olanini cok yakistiriyorum. klasiklerden denebilir. hatta bu sozlukten biriyle bulustugumda ayaginda koyu kirmizi olanini gorup beni daha da cekmisti. 237 olani da kilolu olmayan kisilerde iyi duruyor. eski sevgilim kilolu olmasina ragmen 237 giyerdi ve bi tuhaf dururdu ayaginda. ilginc bi sekilde begendigim kisilerin bu markayla bi bagi iliskisi oluyor. hangi modeli hatirlamiyorum ama ince tabanli siyah deri bi ayakkabisini almistim ve acayip rahat biseydi. hatta ilk 2 hafta baska ayakkabi giymedim.

houdini

beni sevmek ve nefret etmek arasinda birakmis sarki. dua lipa’ya saclar hic yakismamis ve klipteki balik agli ustuyle adeta avrupa yapimi pornolarda oynayan pornstar’lara benziyor. sanki adeta ozellikle cirkin olmaya calismis gibi. belki hala balenciaga herseye hukmediyordur. sarkiya tekrar donersem, ara ara sevdigim kisimlari var ama nakarati dondurup dondurup soylemesi beni sarmadi. muzik guzel. o da tame impala etkisi. sadece giris kismi daha uzun tutulabilirdi.

cock ring

ayarlanabilir olanlarini deneyecek olursaniz, killarinizin uzun olmamasina dikkat edin. yoksa sikisan killar ciddi aci verebilir. ve evet, 20 dk’dan uzun sure takili kalmamali.

zimbali deri olanlar ve iki halkali olup birini penise digerini de tasaklarin arkasina takilanlar bana en seksi gelen versiyonlari.

titresimli olanlarindan da kullandim. bir uyusma hissi veriyor. ben bu tarzini sevemedim.

charli xcx

son albumundeki good ones ve yuck sevdigim isleri arasinda

caroline polachek

kendisini gecen sene sans eseri canli olarak dinledim. gittigim bir konserde ön sanatci olarak cikmisti. oldukca yetenekli ve sahneyi de iyi kullaniyor.

özel fotolarımın olduğu telefonu kaybetmem olayı

seneler önce başıma gelen bir olayı hatırlatmıştır. telefonumun ekranı kırılmıştı ve hiçbir şekilde de çalışmıyordu. o zaman ankara’da yaşıyorum. telefonumda da beğendiğim fotoları tuttuğum gizli bi klasör var. birkaç yere ekranı yaptırayım diye sordum ve pahalı geldi. ben de telefonu kargoya verip istanbul’a yolladım. öncesinde de sitelerinden randevu alıyorsun falan, sonra da bir kod çıkıyordu, onu yazıp telefonu kargoya veriyorsun. masraf şu dediklerinde de parayı havale ediyorsun, ve yapıp sana geri yolluyorlar. telefonu geri aldığımda bir baktım ve tüm uygulamalarım açık. özel klasörüm de açık ve sanırım göreyim diye de böyle bırakılmış. ve kargoyu teslim aldığım bilgisini aldılar diye tahmin ediyorum ki, hattımı taktığımdan 1-2 saat sonra da telefonla beni aradılar. numaramı sipariş verirken yazmış olmalıyım. galiba kargo parası ödememiştim, sanırım ödeyerek yollamışlar, o kısmı hatırlamıyorum. telefonu açtığımda “umarım hizmetimizden memnun kalmışsınızdır, sizi arayıp sormak istedim” dedi. “evet güzel bir iş çıkarmışsınız ama özel dosyalarıma bile bakmış olmanızdan hiç hoşlanmadım” dedim. muhtemelen ya merak edip herşeye baktı ve beğendi ve tanışmak sesimi duymak istedi, klasörü de özellikle açık bıraktı. ya da arayıp dalga geçmek istedi, bilmiyorum. ama bir daha aynı numaradan ya da başka ortamdan beni o dönemde rahatsız eden olmamıştı. muhtemelen duygusal bir eşcinselin kalbini kırdım.

cem adrian

cok uzgunum ama asla sevemedim kendisini. konserine giden bir cift icin genel anlamda konusacak olursam, birinin digeri uzulmesin diye ya da digerini kaybetmemek icin bu sanatciyi seviyormus gibi yaptigini, digerinin de aslinda bu sanatcida neyi sevdigini ya da onu sevip sevmedigini bile tam olarak bilmedigini dusunenlerdenim. haliyle de konser sonrasinda bir tarafin “aman sesimi cikarmayayim ama amma da kafamizi sikti” dedigini, digerinin de “aslinda bayagi kotuydu ama cool gorunmek icin kulturlu gibi gorunmem ve sevmis gibi yapmam lazim” dedigini dusunuyorum. konserine mi gitsem yoksa doner mi yesem diye dusunecek olursam da, doner acik ara kazanir. yaninda da bi guzel acili salgam icerim.

mabel matiz

hala guzel isler yapiyor ama artik bana yapay ve sig gelmeye basladi. herhangi bir pr ekibiyle calisiyorsa onun da etkisi olabilir. instagram paylasimlarindan kendini fazla onemsedigini dusunmeye basladim, haliyle de daha az gercekci buluyorum son zamanlarda. son klibini de hem begenemedim hem de yalan ve cringe buldum.

aktifim ama gay değilim

gbmsm dedikleri bir kavram var. son dönemde bununla alakalı çok şey görüyorum. şuna karşılık geliyor: “gay, bisexual or other men who have sex with men”. yani gay, biseksüel ya da erkeklerle sevişen diğer erkekler. sanırım artık kişiler cinsel kimlik üzerine o kadar da düşünmüyor. zaten pronouns desen almış başını gitmiş.
  • /
  • 4

yeni sevgilide olması istenen özellikler

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

genel anlamda birçok travmaya ve baskıya maruz kalmış iki insanın ilişkisinde yaşanan
en büyük sorun, bu iki insanın sahip olduğu patolojik psikolojidir diye düşünüyorum. küçüklükten başlayan akran zorbalığı, takılan lakaplar, tacizler, alay edilmeler, dışlanma. biraz büyüdüğünde hayatında büyük bir yer kaplayan ailenin, senin eşcinsel olduğunu öğrendiği an seni bir tecavüzcü ile aynı keseye koyacağını bilerek onlarla aynı evde yaşamak, aynı zamanda içten içe ailen olduğu için onları sevmeye devam etmek, seni olduğun gibi kabul edemeyecek insanları sevmeye devam ettiğin için kendini aptal gibi hissetmek.
lise/üniversitede tam iyi bir arkadaşa denk geldiğini sandığın an, onun ağzından homofobik bir laf duymak. çevrendeki bir çok kişi için senin gerçeğinin, onların alay konusu olması. ve bu ortam içinde kendine yer edinmeye çalıştığında iç sesinin "gurursuz musun amk onlar senin hakkında ne düşünüyor sen hâlâ samimiyet kurma çabasındasın" diye çemkirmesi. kendini soyutladığında ise asosyal damgası yemek, öyle olduğunu hissetmek.
nihayet seni kabullenen bir ortam bulduğunu sandığında ise eşcinseller arasındaki sidik yarışının içinde kaldığını farketmek. daha kaslı, daha yakışıklı, daha uzun boylu, daha büyük penisli, daha dolgun kalçalı, daha beyaz tenli vs. derkeen o tiksindiğin heteroseksist ortam ile şimdiki arasında pek de bir fark olmadığını idrak etmenin verdiği hiçbir yere ait olamama hissi.
iş hayatına atıldığında cinsel yöneliminin iş ortamındaki kişiler tarafından duyulmaması için gösterilen çaba. eğer gizlenme ihtiyacı hissetmeyip yönelimini açıkça yaşıyorsan maruz kaldığını mobbing, taciz.
ve bunları sadece senin değil, neredeyse tüm eşcinsellerin biraz eksik biraz fazla yaşamış olması. dolayısıyla ilişki yaşayacağın kişinin de bunca yaraya sahip olması. kendi derdin sana fazlasıyla yetiyorken en az senin kadar yaralı olan birine tahammül edememek, ilişkilerinin
zamanla tek gecelik, beklentilerden uzak , cinsel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ilişkilere dönüşmesi

daha yazılacak çok şey var ancak bunlar yukarıda bahsettiğim patolojik psikolojiyi oluşturmak ve anlayabilmek için yeterli sanıyorum. tüm bunları yaşayan iki kişinin ilişkisi için genelleme yapacak olursak iki ihtimal doğuyor. ya birbirleri ile empati kurup birbirini anlayışla karşılayan iki insan olursunuz; ya da sürekli bir ego yarışının, kıyaslamanın, kendini kanıtlama çabasının egemen olduğu bir ilişkide oradan oraya sürüklenirsiniz. bu iki seçenekten hangisinin yaygın olduğunu tahmin etmek çok zor değil

en iyi seks hangi meslekten kişiyle yapılır

dev hizmet!


iyi seks için gerekli 12 altın kural göz önünde bulundurularak aşağıdaki itibarı en yüksek 20 meslek incelendi.

meslekler:
20- astsubay
19- inşaat mühendisi
18- belediye başkanı
17- üniversitede araştırma görevlisi
16- avukat
15- elektrik mühendisi
14- genel müdür (kamu)
13- makine mühendisi
12- psikolog
11- eczacı
10- mimar
9- büyükelçi
8- yüzbaşı
7- vali
6- general
5- diş hekimi
4- öğretmen
3- hakim
2- üniversite profesörü
1- tıp doktoru

kriterler ve değerlendirme:

- konuşun:
tıp doktoru, hakim, general, yüzbaşı ve astsubay eksi birle başlıyor. zira bu insanlarla ne konuşsanız iş dönüp dolanıp tatsız mevzulara gelecektir. üniversite profesörü, vali, büyükelçi, psikolog, genel müdür, avukat, araştırma görevlisi, belediye başkanı ise konuşma kabiliyetlerinden dolayı bu kriterden + puan alıyor.

- ideal ortam: bunu “yer var mı?” olarak düşünüp hepsi az çok bu ortamı sağlar diyerek geçiyorum.

- dokunun:
mesleki el deformiteleri olacağı için bu konu inşaat mühendisi ve askeri mesleklere birer eksi kazandırıyor. doktorsa bu parametrede yüzü gülen taraf.

- ön sevişme önemlidir: vakit konusunda sıkıntılı olan tıp doktorluğu eksilendi. eczacı ve avukat gibi çalışma saatlerinde kafasına göre takılan meslekler artı puan alıyor.

- kendinizle barışın:
kendiyle barışık olması zor mesleklerden hakim, avukat, genel müdür, araştırma görevlisi, belediye başkanı payına düşen eksiyi alıyor. sizi zırt pırt eleştirip kendinizle barışık olmanıza engel olacak general, yüzbaşı, astsubay eksi alıyor. yüzü gülen taraf psikolog oluyor.

- güvenin:
içimizde zerre güven uyandırmayan genel müdür, avukat, vali ve belediye başkanı olurken ekstra güven oyu alan tıp doktoru, öğretmen, büyükelçi oluyor.

- partnerinize saygılı olun:
burayı atlayalım çok bireysel bir parametre.

- rahatlayın:
psikolog, öğretmen, araştırma görevlisi, mimar dışında tüm mesleklere eksi veriyorum. hiç birinin yanında rahat hissedilmez. mühendisler ve büyükelçi ise nötr

- utanmayın:
bu konuda tıpta utanma yok diyerek doktor, eczacı ve psikologa artı puan verip geçiyorum

- konsantre olun:
konsantrasyon konusunda eğitimli olan askeri temelli meslekler, mimar, mühendis, doktor ve eczacıya artı oy veriyorum.

- sağlıklı beslenin:
hepsinin karnı doyuyordur bence. ekstra kötü beslenen de yoktur. ayrıca sıkıldım amk.

evet arkadaşlar kazanan psikolog oldu.

şahsi fikrim: avukat ve büyükelçiden beklentim yüksekti. niye böyle oldu bilmiyorum.

uzun süreli ilişki bulma yolları

bu kafayla bulamazsın üzgünüm. o kişiye denk gelsen bile diğer insanlardan ayırd edemicen, neden mi?

bu tür uzun ilişki peşinde koşacam diye kasıntı yapanlar sürekli hep bir deneme yanılma yolunda. mesela ben kendimi keşfedeli üzerinden altı yıl geçtiğinde daha yeni uzun süre ilişki yaşayacağım kişiye denk gelmiştim. daha önce iki üç kez sex yaptıklarım da olmuştu. şimdi aralarındaki farkı anlatayım.

eğer eşcinselseniz ve sevgiliniz yoksa tek gecelik ilişkiler yaşamak zorundasınız. bu herkesin yaptığı bir şey. ben de öyle yaptım. sex olayına geçmeden bi çay içilir nezaketen. tanışma yazışarak oluyorsa biraz kendinden bahsedilir, kişisel zevklerden bahsedilir. bu karşıdakinden aldığınız enerjiye bağlı. bazen hiç konuşmadan uygun zamanı bekliyorsunuz, sex olayı bitince de vedalaşıp gidiyorsunuz. sadece sex için görüştüklerimde bunlar oldu. zaten doğru kişiyi bulana kadar sizin için herkes öyle.

bi gün gece yine biriyle yazışırken camera açalım dedik. saat gece 1 gibi. sonra baktım saat 4'e geliyor. ikimizi de uyku basmış ama kapatamıyoruz. uyandığımda mesaj atayım derken onun benden önce atmış olduğunu görüyorum. sonraki zamanlarda birimiz diğerinden haber almadığında birbirimizi merak ediyoruz. sürekli onu düşündüğümü farkediyorum, onun olduğu şehir bile bana başka gelmeye başlıyor. tüm bunlar olurken bi defa bile olsun o kişi bu kişi demedim. uzun bir ilişki aradığımın farkında bile değildim. doğal olarak zaten bütün her şey olmadı gerektiği gibi ilerliyor. 5 senelik bir ilişkimiz oldu.

daha sonra ortamdan arkadaşlarım oldu. adam geliyor yanıma yeni sevgili yaptım diyor. dün hornetten yazışmışlar, gece eve çağırmış her şey süper geçmiş. aradan bi hafta geçiyor sevgilimle kavga ettim diyor. sebep ne diyorum; ağrıya gitmiş telefonlarına cevap vermiyormuş. ağrı'da ne işi var diyarbakırlı değil miydi diyorum. hee bu başka biri, iki gün önce parkta tanıştık diyor. yani demek istediğim insanlarda bir sevgili hevesi var, karşısına gelen her kişiyi o profilde değerlendiriyor. bi yanlışını gördükten sonra hemen diğerine yöneliyor. böyle olunca da asıl kişi de arada kaynıyor. o yüzden hiç kasmayın, o insana denk gelince kendinize o kadar çekecekseniz ki dağları aşıp yine bulacaksınız birbirinizi.

homojen dergi 14. sayı

homojen dergi'nin 14. sayısı ile yeniden karşınızdayız. emeği geçen tüm yazar arkadaşlara teşekkür ederim. homojen dergi ekibine katılmak isteyen yeni arkadaşları da bekliyoruz. bir mesaj kadar uzağınızdayız.

14. sayının tüm yazılarını bulabileceğiniz link aşağıda;

https://homojendergi.com/14-sayi/

tek tek yazılara bakacak olursak;

öteki mültecilerin haber yansımaları - lgbti mülteciler ve medya - pufidik
bora öztoprak röportajı - tunca tutkun
klasik arap edebiyatı'nda erkek erkek aşkı - muhammed furkan şahin
ayı sözlük itiraflar 10. bölüm - dark bear
bu hikaye kalbimin tek sahibine - vaveyla93
buzul çağı yeniden geliyor - panda
barış kömürcüoğlu röportajı - tunca tutkun
aslında anal seks gayler arasında sandığımız kadar yaygın değil .-. ürkek
cal ve thom'a karşı bir rüzgar var, ama onlara aşktan esiyorlar - eastsiders - hazineci
erkekler erkeklerden erkekliği öğreniyor - hazineci
fahişeliğin öbür yüzü ve iki film birden - hazineci
ütopyaların homojenliğine karşı foucault’nun heterotopyası .-. çıldırdım
bir zamanlar anadolu'da - imightbewrong
efza röportajı - hprs
küresel ısınma mı? dünyalıların atlattığı çok badireler var - yumuklusucurta
broadway’in dahi çocuğu harvey fierstein - merve gezen
çavdar tarlasında çocuklar ya da sahtekârlar - vaveyla93
son akşam yemeği - hprs
yapraklı deniz ejderi 2. bölüm sevgiliyle aynı evde yaşamak - nstrgt
tunca'nın müzik kutusu - 2019 yılının en'leri - tunca tutkun
alışveriş kültürü edinirken kazanılması gereken hassasiyetler - nstrgt
akne nedir "gençlerin korkulu rüyası acne vulgaris" - drmurti
sedef hastalığı nedir, ne değildir? (psoriasis) - drmurti

tame impala

inanılmaz bir albüm çıkartmışlardır.*

(bkz: the slow rush)

hazineci

iyi bir insan.
iyi olmanın bir çok tarifi olabilir elbette. göreceli bir kavramdır. ama hani bazen böyle birisini tanırsınız ve şeksiz şüphesiz '' iyi bir insan'' olduğuna kanaat getirirsiniz ya; bu öyle biri bence.
ne bileyim, bu adam paketindeki son sigarayı verir, tanımadığı birine akbil basar, soğukta bir kedi görse alır montunun içine sokar gibi geliyor bana..
bana öyle geliyor ve ben kolay yanılmam

sikimde olan her şeye dair bir şey

eşcinsel olmaktan korkmak

homofobi kategorisine alarak doğru mu yaptığını bilemediğim korkudur.
yanlış anlaşılmasın eşcinsellere saygım var. sadece eşcinsel olmaktan korkuyorum.
yine yanlış anlaşılmasın her türlü sevgiye ve sevişmeye sıcak bakarım. ancak hem cinsim ile sevişme düşüncesi bende bir bunaltı oluşturuyor. madem bu sözlüğe kaydolduk, itiraf edebilirim.

ayı sözlük fuck buddy aranıyor ilanları

whores. iffetli insanları kaçıracaksınız

Toplam entry sayısı: 73

istanbul’u terk etme nedenleri

saniyorum turkiye’yi terketmemle ayni sebeplere dayaniyor.

turkiye’de yasayacaksam istanbul’da yasamaliyim diyen biriydim cunku ne ararsan orda buluyorsun. fakat yasam asiri maliyetliydi. zaten adam akilli etkinlik sayisi oldukca dusmustu. gitmek istediklerim icin de sacma paralar oder olmustum. trafik berbatti. her yerde kuyruk bekliyordum. ve artik insan kalitesinin oldukca dustugunu gormeye baslamistim. isim beni artik tatmin etmiyordu, gece gunduz mevhumu nerdeyse hic yoktu ve liyakatsiz kisilerin kariyerlerinde ilerlemesini gormekten yorulmustum. dusun bir gun ikea’ya gittigimde, yoneticim bana mesaj atti ve 2 saat ikea’da bi sandalyeye oturup isi yapip yolladim ve ikea’dan almak istedigim seyleri bile alamadan bir saat araba kullanip geldigim dukkandan bir saat daha araba kullanarak eve geri donmek zorunda kaldim ve yoneticim bana mesaji aksam 8’de atmisti. baska bir gun mesajina gece 11’de dondugum icin bana ertesi gun kizmisti ve mesaji bana aksam 9’da atmisti ve ben o an konserdeydim. ve olasi bir depremde de olmek istemiyordum. ve bircok yakin arkadasim ulkeyi bir bir terk ediyordu.

doktor

son dönemde olup bitenler ve çalışma koşulları konusunda haklılar bence. özellikle şu devlet hastanesindeki 5 dk olayı çok saçma.

covid döneminde tüm sağlık çalışanlarıyla birlikte yaptıkları için de minnettar olmama rağmen, bir yandan da işlerinin zaten bu olduğunu düşünenlerdenim. nasıl ki bir pilot uçağı yere sağsalim indirmek için onca zaman eğitiliyorsa, yani bir anlamda aslında riskli durumlar için o kadar eğitim alıyorsa, aynı durumun bu meslek için de geçerli olduğunu düşünüyorum. tamam abi hepinize minnettarız ama yani siz zaten bu ortam için eğitilmediniz mi? sanki bakkalı iki günde eğittik de önüne hasta koyduk. kimse kusura bakmasın da durumu ekmek yaptığı ve bize parayla sattığı için gidip fırıncıya teşekkür etmekle benzer görüyorum.

bazı alanlardaki doktorların da aslında yaptığı işin falcılıkla dolandırıcılık arasında bir yerde olduğunu düşünmüşümdür, özellikle özel hastanelerde veya tıp merkezlerinde genellikle karşılaştığım durum hep bu oldu. cinsel yolla bulaşan hastalıklar endişesiyle gittiğim bir doktora dedim ki bana ne test varsa yapın, adam yüzüme bakıp "kardeşim burası açık büfe mi?" dedi. yani abi kusura bakma da bir doktor olarak sen de bana karşı bu kadar laubali olamazsın. hiv testi yaptırmak zaten apayrı bir olay, hastaneye ya da bir merkeze gittiğinizde herkes sanki ilk defa seks yapan bir erkek görmüş gibi birbirlerinin yüzüne bakarak sizi daha fazla yolmaya çalışıyor ve gereksiz yere ayrıca doktor ücreti ödüyorsunuz. saç dökülmesi problemi için gittiğim doktor diyor ki "hayatta bazı şeyleri kabullenmen gerekiyor". ulan gerizekalı, sen saçlarını uzatmış yana taramış ve kelini saklamaya çalışmışsın, senden mi öğreneceğim kabullenmeyi, sen daha kendin kabullenememişsin. bunun gibi salaklar yüzünden rahatsızlığımı çok sonra öğrenebildim ve bana gereksiz yere para ve zaman kaybettirdiler.

kimsenin kazancının derdinde değilim ama bazı şeylerin de bedeli olduğunu düşünüyorum. yani bmw mi kullanmak istiyorsun? bilmem nerde mi oturmak istiyorsun? am üstünde göt mü sikmek istiyorsun? nusret'te et yedikten sonra cappuccino içip puro mu yakmak istiyorsun? abi ya bu sene tulum'a gittim dalmaya, ben sevmiyorum başka yerleri diye ortamlarda konuşmak mı istiyorsun? ya da ne bileyim, valentino mu giymek istiyorsun? üzgünüm dostum ama sen zaten bunları yapmak istediğin için bu mesleği seçmişsin ve zaten mesleğin de sana "yüksek hastalık riski" nedeniyle fazla ödeme yapıyor.

bu dediklerim her doktor için geçerli değildir elbette, kimsenin de hakkını yemeyeyim şimdi. ama bir doktor yanına utana sıkıla girmemi, bana karşı ego yapmayı, lütfedip bana baktığı için ona fazla para ödememi ve sonrasında da teşekkür edip ona minnettar olmamı bekliyorsa, çok bekler abicim. ben böyle biri değilim.

kaçıncı buluşmada sevişilir

başlıktan anladığım "uzun süreli bir ilişkinin" kaçıncı buluşmasında sevişilmesi gerektiği. zaten tek gecelik ilişki arıyorsan, ilk gecede sevişmiş oluyorsun.

değişir. çok uyuştuğunuzu düşünüyorsanız ilk buluşmada da sevişilebilir. tavsiyem, biriyle duygusal açıdan çok ilerlemeden ten uyumuna bakılmasıdır. ten uyumu yoksa o ilişki yürümüyor çünkü.

rasim kaan aytoğu'nun eşcinsel videosu

kişiyi tanımıyorum, belki de haketmiştir ama videonun ifşalanması kişilik haklarına aykırı. bu tip şeyler bana bel altından vurmak gibi geliyor.

ama asıl odaklanılması gereken şey; eşcinselliğin utanılacak bir şey olarak sunulması. ki, bu oldukça kötü.

not: videoyu izlemedim.

seneler öncesinde, yakın bir akrabam beni (bkz:facebook)’ta ekledi. o zamanlar hala kullanıyordum facebook’u. artık akrabalarla dolunca hesabımı sildim. onu kabul ettikten sonra arkadaş listesine bi baktım ve şaşırdım. çünkü eşcinsel ya da trans kişileri de takip ediyordu. ve hani bariz eşcinsel tipler yani. adam hacı hoca olarak takılıyordu, hatta sonrasında hacca da gitti. ve bu sözlükten de birçok kişi onu sevebilir, (bkz:will angell)’a acayip benziyor. belki de bazılarınız zaten onunla sevişmiştir, istanbul’da yaşıyor. demem o ki, demekki hayatını hep gizli yaşıyormuş. üç çocuğu var ve herkese de yardımcı olmaya çalışan biridir. herşeyin kabul edilebildiği bir ortamda yaşasak belki de daha mutlu bir hayat yaşayabilecek.

süper kupada atatürk kazandı

eger karari sadece onlar aldiysa, yasanan krizde sucun turkiye futbol federasyonuna ait oldugunu dusunuyorum. cumhuriyetin 100. yilinda suudi arabistan’da boyle bir olayin yasanacagini ongorememis olmalari sasirtici gercekten. keske abu dhabi’yi secselerdi.

mabel matiz

hala guzel isler yapiyor ama artik bana yapay ve sig gelmeye basladi. herhangi bir pr ekibiyle calisiyorsa onun da etkisi olabilir. instagram paylasimlarindan kendini fazla onemsedigini dusunmeye basladim, haliyle de daha az gercekci buluyorum son zamanlarda. son klibini de hem begenemedim hem de yalan ve cringe buldum.

askerlik arkadaşım bana mı yürüyor

bazı kişilerin ciddi arkadaşlık sorunları olabiliyor. yani ne yaparlarsa yapsınlar nedense bir türlü istedikleri gibi bir arkadaş bulamıyorlar sanırım. belli ki seni kendine yakın görmüş ve arkadaş sıkıntısı çekiyor.

senin düşündüğün gibi de olabilir tabii. ama konya'daki birinin de peşine düşmezsin yani eğer istanbul'da yaşıyorsan. zaten yürüyecek çok kişi var, seninle zaman kaybetmez. ama bilemem tabii, bu dediklerimi kişisel algılama. belki seni çok beğenmiştir ve mesafeyi sorun etmiyordur.

benzer bir durum bende de var aslında şu an. ama ben meseleyi arkadaşlık sıkıntısı olarak görüyorum. bi etkinlikte tanıştığım biriyle sonrasında birkaç konuda telefonda fikir alışverişi yapmıştık. bir konuda ona yol göstermiştim ve o şekilde ilerlemiş ve durum da istediği gibi sonuçlanmış. sonra beni instagram'dan bulup ekledi ve arada da konuşuyoruz. benden birkaç yaş küçük ve yeni evli. yazdığım mesajlara kalp atıp duruyor. iyi birine benziyor. spor konusunda tutarlı biri olamadım nedense. bunu ona söylediğimde, bana fitness programı yazdı geçen gün. ortak takip ettiğimiz bir konu var ve bizi bir ülkeye çağırdılar. onunla alakalı yazdı bana ve diyor ki, senin gelmeni çok isterim, umarım gelebilirsin. şimdi de beraber seyahat planı yapalım, başka ülkelere de gidelim diyor. birçok kişi için arkadaşlık çok ciddi bir sorun. kafa dengi birini bulunca insan onunla daha çok vakit geçirmek istiyor. mesajlara kalp atıp durması biraz garip olsa da, bu, bazı kişilerde alışkanlık olabiliyor. ben böyle durumlarda, kişi, açıkça konuşmadığı sürece diğer ihtimalleri yok sayıyorum.

arkadaşın arkadaşı

bazen o kadar iyi anlaşırsın ki, seni onunla tanıştıran arkadaşın, artık "arkadaşın arkadaşı" haline döner.

inci kolye

argoda, bir erkeğin başka birinin boynuna, göğsüne ya da göğüslerine boşalması anlamına gelmektedir. spermler bir şerit oluşturduğu için adeta bir inci kolyeye (pearl necklace) benzetilir.

son dönemde erkeklerdeki bu inci kolye modasının eğer herhangi bir eşcinsellik iması varsa sebebi bu argo kullanım olabilir.

kaçıncı buluşmada sevişilir

başlıktan anladığım "uzun süreli bir ilişkinin" kaçıncı buluşmasında sevişilmesi gerektiği. zaten tek gecelik ilişki arıyorsan, ilk gecede sevişmiş oluyorsun.

değişir. çok uyuştuğunuzu düşünüyorsanız ilk buluşmada da sevişilebilir. tavsiyem, biriyle duygusal açıdan çok ilerlemeden ten uyumuna bakılmasıdır. ten uyumu yoksa o ilişki yürümüyor çünkü.

rasim kaan aytoğu'nun eşcinsel videosu

kişiyi tanımıyorum, belki de haketmiştir ama videonun ifşalanması kişilik haklarına aykırı. bu tip şeyler bana bel altından vurmak gibi geliyor.

ama asıl odaklanılması gereken şey; eşcinselliğin utanılacak bir şey olarak sunulması. ki, bu oldukça kötü.

not: videoyu izlemedim.

seneler öncesinde, yakın bir akrabam beni (bkz:facebook)’ta ekledi. o zamanlar hala kullanıyordum facebook’u. artık akrabalarla dolunca hesabımı sildim. onu kabul ettikten sonra arkadaş listesine bi baktım ve şaşırdım. çünkü eşcinsel ya da trans kişileri de takip ediyordu. ve hani bariz eşcinsel tipler yani. adam hacı hoca olarak takılıyordu, hatta sonrasında hacca da gitti. ve bu sözlükten de birçok kişi onu sevebilir, (bkz:will angell)’a acayip benziyor. belki de bazılarınız zaten onunla sevişmiştir, istanbul’da yaşıyor. demem o ki, demekki hayatını hep gizli yaşıyormuş. üç çocuğu var ve herkese de yardımcı olmaya çalışan biridir. herşeyin kabul edilebildiği bir ortamda yaşasak belki de daha mutlu bir hayat yaşayabilecek.

melek mosso

şarkı söylemek bağırmak değil bence. bu nedenle bu şarkıcıyı çok sevemedim.
ama şu son günlerde yaşadığı şey gerçekten de saçma. bir kadına bu kadar kolay "ahlaksız" denilememeli.

losing my religion

üzgünüm ama "akdeniz akşamları" şarkısı neyse, bu şarkı da benim için odur. "losing my religion" sözü haricinde şarkının diğer sözlerini kimsenin bilmediği bir şarkıdır. bir yerde çaldığında herkes sadece bu sözü söyler, gerisi suskunluk. bu şarkının bi benzeri de "no women no cry"dır. özetle; şarkı, başkalarınca çok bilinen ama aslında da bilinmeyen bir şey olduğu için garip bir iticiliği var bende. bu şarkıyı duyunca, her dakka karşımıza çıkan frida kahlo resimli saçma şeyler, mor şile bezi pantolon ve ucuza yaptırılmış kötü dövmeler geliyor.

ağda yaptırmak

herkesin kendi kararı elbette ama bir erkeğe asla yakıştıramadığım şeylerden biri. bazı kişiler de keyfinden ağda yaptırmıyor elbette ama nedense bana göre ağda yaptırmış bir erkeğin de tuhaf bi iticiliği var. aynen kollarındaki kılları almamış bir kadının iticiliği gibi.