karşılaştığım biseksüel erkeklerin çoğu böyle düşünüyor. türkiye'deki biseksüel erkeklerin çoğu da evli çocuklu. çocuklarının biseksüel olması okey ama asla gay olması istenmiyor. kastedilen çocuğun zorla geneleve götürülmesi ve kadınlardan hoşlanmaya zorlanması. allaha havale ediyorum böyle insanları.

önemli not: kırılgan egolu erkekler sarmış sözlüğü * türkiye'de evli çocuklu biseksüel erkeklerle karşılaşmak zor değil. bununla birlikte evli olmayıp "oğlum gay olsa" şeklinde söyleyen de oldu bunu. çok karşılaştığım bir şey olduğu için paylaştım bu zihniyeti, hemen garip bir kıldan nem kapma haline geçmeye gerek yok, bu kadar nazlı olmayın. bu bir çocuk istismarı ve tek başına bir babalık problemi değil, aynı zamanda biseksizm problemi. heteroseksizmin insanları nelere zorladığı zaten açık ama gücünü birçok durumda heteroseksizmden alan biseksizmin ne olduğu hep gözardı ediliyor. bunu söyleyebilmek için gay olmak gerekmiyor sığ zihinlerin düşündüğü gibi ki gay de değilim. avukatlığa soyunup biseksist çocuk istismarını örtmeye çalışmadan önce neyin ne olduğunun ayırdına varmak lazım. çocuk istismarı ve sebeplerini görünür kılmak erkeklik dayanışmasından çok daha değerli zira. aynı şeyi gay çiftler kendi erkek çocuklarına yönelik yapsaydı, çocuklarına erkekleri arzulamayı dayatsaydı o zaman da homoseksizmi görünür kılmak isterdim bu dayatmanın sebebi olarak. dünya heteroseksizmin kıçını yalayan erkeklerin canı sıkılmasın diye dönmüyor, bir şeylerin değişebilmesi için neyin ne olduğunun adını koymak lazım önce. kimseye monoseksüellik(gay,lezbiyen, heteroseksüel olmak) de atamayın oturduğunuz yerden, bir biseksüel de biseksizm eleştirisi yapabilir, neden bu kadar dar görüşlüsünüz ve herşeyi taraf olmak üzerinden algılıyorsunuz? biseksüel kelimesiyle herhangi bir olumsuzluğun yan yana gelmesini istemeyenler her fırsatta "bu gayler, bu lezbiyenler" gibi cümleler kurduğunda asıl bu genelleme oluyor honey, üstüne basa basa "karşılaştıklarımın çoğu" veya "bazı biseksüeller" şeklinde daraltılarak söylenen ve her biseksüelden bahsedilmediğini anlamak için ortalama altı bir iq'nun yeterli olduğu cümleler genelleme olmuyor, üzgünüm. tıpkı homoseksizm gibi biseksizm de olumsuz bir şeydir. ağlamayın bu yüzden, eşitlikçi olmayı öğrenin. biseksistsiniz ve ayrımcısınız.

kadınlardan hoşlanan herkesin kendisini erkek hissetmesi gerekmiyor. bu transfobik olmasının yanında homofobik bir zihiyet aynı zamanda. hem kendini kadın hissediyor hem de kadınla sevişiyor çünkü kendisi bir lez-bi-yen. madem kadınla sevişecektin niye kadın oldun gibi soruları, erkek olup erkeklere de yönelenler kendilerine sorsa ya önce? kimin homoseksüelliği-biseksüelliği daha değerli? trans bir bireyin homoseksüelliği-biseksüelliği trans olmayanlardan daha mı değerli? la havle...

"madem kadınlardan hoşlanıyor, boşu boşuna ne uğraşıyor kadın olmaya" gibi mi düşünülüyor gerçekten? kadın erkekle olur, erkek kadınla olur mu diyoruz? bu mudur gerçekten? trans bir lezbiyenin ilişkilerinde, eğer bedensel süreçlerden geçmemişse, en büyük sorunlardan biri kadın partnerleri tarafından erkek varsayılmak, erkek kabul edilmek olabilir. kadınlardan hoşlanıyordur ama o kadınların onu kadın olarak görmesini istiyordur mesela? olamaz mı? illa kadınlardan bir erkek olduğu varsayılarak mı hoşlanması gerekir? heteroseksizm insanların yüreğine kadar işleyince kurtulmak pek mümkün olmuyor demek ki. hatta böyle zihniyetlerin kendi erkek erkeğe ilişkilerine yönelik de heteroseksist olmaları, hemcinsiyle birlikte oluyorsa bu ilişki biçimine aynı nefreti, homofobiyi yansıtmaları, biseksüelse eğer karşı cinse karşı daha insani(dolayısıyla çifte standartlı) davranmaları muhtemel. çünkü belli ki anormal gördüğü bir şeyi yapıyor, belli ki hemcinsi partnerlerine de anormal oldukları hissiyatını dayatıyor. geçmiş olsun, el fatiha.

"kadın olan adam" diye bir ifade içeren transfobik başlık ve haber. bu, erkek atanan bir sürü trans kadını yok sayan bir bakış açısı. kadın kadındır, sonradan kadın olmaz, ameliyat olmadan önce de kadındı, sonra da kadın. çünkü kendisini kadın hissediyor ve cinsiyet kimliği onun nasıl hissettiğiyle alakalı bir durum.

şimdiye kadar eşcinselliğin-biseksüelliğin sonradan olduğu iddia edildi durmadan. velev ki sonradan homoseksüel, biseksüel olanları sorguluyoruz, zihnimizi bunlarla meşgul ediyoruz ama kim bilir kaç kişi sonradan heteroseksüel oldu hiç düşündük mü?

heteroseksüel olmaya veya karşı cinsle birlikte olmaya(eşcinsel ve biseksüeller için) yönelik motivasyonun bu denli pompalandığı bir toplumda, eğer illa sonradan olunan bir şey varsa bunun heteroseksüellik olması çok daha akla yatkın gözüküyor.

genelleyicidir, bu yüzden tehlikelidir ve biseksist bir iddiadır.

50 yıl öncesinin elektrik şoklarıyla insanları heteroseksüelleştirmeye çalışan "conversion therapy" suçlusu homofobik, heteroseksist biliminin iddia etmeye çalıştığı gibi "herkes heteroseksüel doğar" dense şu sözlükte haklı olarak kıyamet kopardı ama biseksizm durmadan tolere ediliyor, biseksizme dair farkındalığımız sıfır çünkü(türkiye'deki lgbti+ aktivizminde de biseksizmin ne olduğuna dair yazılı metin bulamazsınız örneğin). halbuki heteroseksizm ve biseksizm arasında homofobik ayrımcılıklar açısından hiçbir fark yok.

genelleme merakı bir sürü varoluşu yok sayar. bilimin böyle bir şeyi kanıtlaması mümkün değil, 7 milyar insan var şu dünyada. herkes biseksüel doğmaz, kimisi biseksüel doğar, kimisi eşcinsel, kimisi de heteroseksüel. hepsi de doğaldır, normaldir, vardır.

alkış beklemesin yalnız zaten yapması gereken bir şey.

şöyle bir problem var ki, ben nasıl olsa lgbti+ hakları savunucusu bir adamın/kadınım dedikçe kendilerine karşı geliştirdikleri kocaman bir pozitif önyargı, kocaman bir aktivist egosu oluşabiliyor bu insanlarda, bu yüzden de kendilerini daha az sorgular hale gelebiliyor bu heteroseksüel lgbti+ friendly tayfa. o noktada, kendi içlerinde muhtemelen bulunan homofobik/transfobik refleklslere de bir daha yüzleşmemek üzere bay baaaay demiş oluyor, kişisel farkındalığa yüz çevirmiş oluyorlar "ben böyle bir insanım, benden beklenir mi yeaaa" diyerek.

etiketleri umursamayın arkadaşlar, önemli olan samimiyet. lgbti+ haklarını savunsanız destekleseniz de yüzleşmeniz gereken çok şey olabilir. fobilerinizin vicdani yükünü hafifletmek için etiketlere tutunmayın, o vicdani yük yüzünden de böyle eleştirilere saldırmayın sonra ;)

cillopluk yoluna baş koymuş biri olarak diyebilirim ki alexandrite lazer sakal-bıyıkta acıtıyor arkadaşlar, bugün oldum hala yüzümde hissediyorum sızısını. ama katlanılıyor mu katlanılıyor yani. vücutta ise ağda acısıyla aynı acı. vücudun güneş görmemiş olması gerekiyor, bronzlaşmamış olmanız gerekiyor alexte. biliyorsunuz ki o yangı kılların ölmesi demek, kıllar yandıkça mazoşist bir keyif almaya başlıyorsunuz zamanla yallah kıllar yallah diyerek. fakat bu yanma kıl köklerinin yanması, cildin yanması değil. kıl kökleri yandıkça cilt kabarıyor biraz sadece, 1-2 saat sonra geçiyor.

ıpl lazerde ise cildinizi yakıyorlar adeta, ciltte iz falan da bırakabilir, çok tehlikeli. zaten etkili bir yöntem de değil, kalıcı olmayan modern ağda yöntemi diye geçiyor, verilen en çöp para ıpl lazere verilen para, ıpl lazerin allah belasını versin.

buz lazerde ise yüz yine aynı şekilde acıyor(deneme atışı yaptırmıştım). vücut ise her bölgede neredeyse hiç acımıyor(kemiklere yakın yerde biraz acıyor). allahım yani gerçekten çok sevdim, vücutta alexten sonra buz lazere geçtim alexin 10'da biri kadar acıtmıyor dünyanın en rahat epilasyonu.

"hapiste lgbti+" deyince herkesin aklına mağduriyet hikayeleri geliyor. aynı ortamda bulunduğum ve lgbti+ arkadaş ortamında tanışmak durumunda kaldığım "biseksüel aktif" bir erkek meğer daha önce hapis yatmış, hapishanedeki eşcinsellerden "veren orospular" diye bahsediyordu. dolayısıyla cinsel yöneliminize ve erkekliği nasıl performe ettiğinize göre değişebilir bu mağduriyet halleri. eşcinsel bir pasifseniz "veren orospu" olarak adlandırılabilir, türlü işkencelere maruz kalabilirsiniz ama biseksüel aktifseniz, yaptığınız çok daha kolay bir şekilde tolere edilebilir, "kadınsızlıktan yapıyor işte" denebilir ve saygı görebilirsiniz o erkeklik ilişkileri içinde.

bu yüzden toplumsal erkeklik yüzde yüz heteroseksüel de olmak zorunda değil, lgbti+ kimlikler pasif eşcinsellerden oluşmuyor çünkü, özellikle konu erkeklik olduğunda katmanlı ve hiyerarşik ilişkilerden oluşan çeşit çeşit varoluşları kapsıyor. kimi lgbti+ kimlikler("aktif, sikici" vs. kimlikler) de heteroseksizmle dayanıştığı ölçüde saygı görüyor hapishanede.

minibüsçülük, taksicilik, torbacılık, kaçakçılık, polislik, askerlik, işportacılık, kasaplık, hamallık, şiropraktör, panda bakıcılığı felan. öyle şeyler yaaani.

önemli bir kısmı self homofobik olduğu için durmadan eşcinselleri eleştirmek gibi garip bir huyları olabilir mesela. arada bir değil, heteroları eleştirdikleri kadar eşit veya benzer oranlarda değil, durmadan ama durmadan eşcinselleri eleştirmek gibi garip bir huy. önemli bir kısmı heterolara karşı gizli bir hayranlık besler. biraz yazık. şu sözlükte heteroseksizm eleştirilerinin değil daha çok eşcinsellerin ve eşcinsellik eleştirilerinin kendine yer bulabildiğini görüyorum. hatta heteroseksizm eleştirilerine karşı daha tepkisel davranıldığını bile görüyorum. reflekslerimizi bir daha mı gözden geçirsek? keşke azıcık heteroseksizmi eleştirsek, birbirimize düşmesek, yerin dibine sokmaya çalışmasak, şu nefretten kurtulsak çok daha yapıcı ve ondan da önemlisi çok daha adil olmaz mı? belki birbirimize de şifa oluruz o zaman.

suçun her halükarda "ibnelere" atıldığını gösteren başlık. halbuki "oğlancı yaşlılar" suistimal ettikleri çocukları "ibne" olarak görüyor ve toplumsal erkekliğin en itibar verilen tabakasını oluşturuyorlar çoğunlukla. savaş lordlarına satılan çocuklarla ilgili (bkz:bacha bazi) başlığı incelenebilir. toplumsal erkekliğe asla toz kondurmuyoruz ama ortada bir suistimal, tecavüz olduğunda derdimizi suçluyu "ibneleştirerek" anlatmaya çalışıyoruz. hakikaten "ibnelerle" mi dayanışıyoruz yoksa egemen erkeklikle mi? homofobiklere bile "aslında eşcinsel oldukları için böyle tepki veriyorlar" demeyi çok seviyoruz. suçu hep "ibnelere, ibneliğe" atma derdindeyiz ve heteroseksist erkeklik her daim bulaşılmayan, konuşulması yasak olan kutsal öteki olarak kenarda tutuluyor.

heterofobi duyarı tam olarak görseldeki gibidir. durum karmaşık falan değil çok açık aslında. hepimiz heteroseksist ve homofobik bir dünyada büyüdük, bunu önemli ölçüde, farkındalıksız bir şekilde içselleştirdik ve doğrudan yansıtılmayan homofobi, örtük bir şekilde yansıtılıyor.

insanlar sadece aktif olmayı, sadece pasif olmayı sevebilir aslında, bunda ne var ki? gay aktif olanlar tadından yenmez ve size homofobik davranmaz(hiç rastlamadım) ama biseksüel aktifler çoğunlukla homofobikdir ve üstelik bu çoğunluk, biseksüel olsanız bile sizi eşcinsel varsayıp bu varsayım üzerinden kimliğinize saldırmaya çalışır "ibne, top" vb hakaretlerle. çünkü bu zihniyete göre aktif eşittir biseksüel, pasif eşittir gay. kafa bu kadar basıyor ve biseksüel pasifler, kadınsı biseksüeller gay varsayılıp cinsel kimlikleri görünmezleştiriliyor.

kafası atınca "amk topu, sülaleni sikerim senin, kendini ne sanıyosun ben senin gibi ibne miyim" gibi laflar sadece hakaret değil, aynı zamanda biseksüel ve gay arasında hiyerarşi kuran homofobik laflar. bu tip davranışlarla hornette hep karşılaşıyorum ve bunu gayler yapmıyor, çuvaldızı biraz da kendinize batırmanız lazım sanki. sonuçta cinsel yönelimini olduğu gibi kabul ettiğin ve etik olmak adına önyargıyla yaklaşmadığın biri seni eşiti olarak görmüyorsa onunla nasıl sevgili olabilirsin ki?

gayler seni eşiti olarak görüyor ama biseksüellerde buna çok az rastlıyorum malesef. yani aldatılma ihtimali falan mesele değil ona bakarsanız bir gay hem sarışın hem esmer erkekten hoşlanıyordur, ikisini de canı çekiyordur onun aldatma ihtimali yok mu o zaman? var(tabii biseksüel olan, sırf biseksüel diye bir aldatma imtiyazı bekliyorsa iş değişir). buradaki problem kendini senin eşitin olarak görmemesiyle ilgili. kadınlarla da oldukları için kendilerini daha üstün daha erkek mi görüyorlar nedir bilmiyorum ama muhtemelen bu tarz bir duyguyla oluyor bu saldırganlıklar. aynı şeyi yaptığımız halde beni ibne kendini de erkek olarak adlandırmasına sebep başka ne olabilir ki? bu tarz saldırganlıklarda doğrudan cinsel yönelimim, cinsel kimliğim hedef alınıyor çünkü. hepimiz aynı toplumdan çıkıyoruz ama biseksüellerin daha homofobik ve daha saldırgan olduğuyla daha çok karşılaştım, bilmiyorum diğer insanların deneyimleri nedir ama benim deneyimlerim bunlar, yapacak bişey yok. yine bütün biseksüelleri genellemiyorum, oransal olarak konuşuyorum.

durmadan gaylerden şikayet ederken(üstelik gayler şöyle, gayler böyle gibi genellemeler yapmak baya homofobidir), gaylerin cinsel kimliklerine yönelik saldırganlıktan hiç bahsedilmiyor. ikiyüzlülükse iki cinsiyetle de birlikte olmak, biseksüel olmak asla ikiyüzlülük değil ama bu kayırmacılık ve sessizlik ikiyüzlülüktür mesela.

daha reşit olmamış liseli bir çocukla sevişme deneyimi anlatılıyor ve kimsenin bir şey söylemediği başlık. çocuk sınıfta kalmış okulu uzatmışsa bile liseli dendiğinde reşit olmadığı düşünülür, hoş değil. bizim kocaman lisede sadece bir tane sınıfta kalan olmuştu örneğin. şiveymiş şuymuş buymuş, herşeyden önce kimlik doğum bilgilerinin hayal kırıklığı yaratmaması lazım sanki, suç çünkü sübyancılık.

hemcinsinden hoşlanıp hoşlanmadığını anlayabilirsiniz ama gay olup olmadığını anlamanız için sormanız lazım. daha ziyade önemli olan hoşlanan kişiden hoşlanıyor mu bakalım? hoşlanıp açılmıyorsa, bir de kız arkadaşı falan varsa, tavsiyem cepte durmayın. silin atın, kendi yolunuza bakın. milletin keyfini mi bekliycez bide ya? bizimki de ömür, onunkiyle eşzamanlı ilerleyen, geçip giden. kendi ömürünüze kıymet verin, hiçbir belirsizliğin ardından bakıp da öyle beklemeyin. ben iki hafta beklemiştim öyle, sonra açıldım ben seni beğeniyorum ama sen nesin diye. heteroymuş, iyi ki de erken sormuşum diyorum unutması da daha kolay oldu. azıcık başkaları değer vermeli de yanaşmalı size, iki hafta gibi bir süre de gayet yeterli. yanaşsa yanaşır insanlar bir günde yanaşıyor, kaynaşıyor. ki zaten direkt olan adamları sevin bence, ne o öyle kararsız, sevse beğense bile bekletecek herifler falan. adam dediğin de azıcık cesur olacak. kaypak heriflerden uzak durun. siz de utangaç olmayın. azıcık kur yapın önce *. sonra çok beklemeyin, kendinizi de böyle şeylerle üzmeyin, zamanınıza yazık valla.

"ay sen sevme, ruhsuz." denilesidir.

bazen aklıma geliyor bu egemenlik biçimi. nasıl olurdu acaba diyorum, amazonlar geliyor aklıma -ki mitolojiye bayılan biri olarak amazonlara hayranım- ve doğar doğmaz cinsiyet atamayacaksak kimseye, "kötünün iyisi" diyorum ister istemez bu ihtimal için. ama aklımla değil, refleksif olarak söylüyorum bunu. duygularım böyle söylüyor. gına gelmişliğim sağolsun erkeklikten, ki bütün özel alanlardaki gına gelmişliklerimiz de politikse, duygularımın bir bildiği var heralde.

mağdur olmayı en çok sevendir.

beyaz hetero erkek dertlerini şarkı yapan kişi.

(bkz:beyaz kırılganlıklar)