cumhuriyet sözcükleri

atatürk'ün güneş-dil teorisi adlı her ne kadar sonradan vazgeçse de sürdürülen, saçma nazariyesiyle ortaya çıkmış türkçe'nin canını okumuş, türkçe'nin saraylarda, fuzuli, baki, ruhi, nedim gibi şairlerin kaleminde dövülüp iyice tatlanmış her biri şarap aslına riayet etmeye başlayan istanbul türkçesini lügatini boğan, adeta onun ağzına sıçan sözcüklere ben kısaca cumhuriyet sözcükleri diyorum. öte yandan servet-i fünun lügati, cumhuriyet sözcüklerinin osmanlı devleti devrindeki karşılığıdır. ikisi de türkçeyi kirletmiştir. soysuzlaştırmıştır. atatürk güneş-dil teorisinin ne mal bir şey olduğunu farkedince derhal u dönüşü yapmışsa da maalesef cumhuriyet sözcüklerinin önüne geçmemiştir.
en nefret ettiğim cumhuriyet sözcükleri şunlardır efendim:
sözcük: kelime
deneyim: tecrübe
dönem: devir
sorun: mesele
bayan: hanım
bay: bey
us: akıl
muallim: öğretmen ve talebe: öğrenci *
vs
birçoğu türkçenin harikulade sistemine aykırı, anlamsız, kökensiz olduğu için anlamsız, küflenirken uyandırılmış; en kötüsü de yanlış kök, yanlış ek ile birleştirilmiş, birbirinin aynı, bir birinden farksız görünen, yeni bir inşaat görünümündedirler. askersel, tarihsel, yazınsal... nedir allah aşkına bunlar? mide bulandırıcı. midem bulanıyor.

diğer yandan karşı durulması gereken sözcükler üzerine:

zaten dolaşımda olan, edebi literatürde yer edinmiş bir kelime için yeni sözcükler icat etmek saçmalığın kendisidir. bugün türkçeyi geliştirme işini kendine görev sayan tdk başta olmak üzere türk üniversiteleri yapılan bu yanlışın devam ettirilmemesini kabul edip taarruzlarını batı kökenli yabancı kelimelere yöneltmişlerdir. haklı oalarak. bin yıl önce aldığımız aşk kelimesi için arapça kökenlidir tukaka yabancı pis lanet kahrol demek garipsenecek bir durum olur. taarruz, müdafaa, işaret gibi yüzlerce arapça ve farsça kelimeyi hedef tahtasına koyacağımıza entry, internet, moderatör gibi daha türk hayatında on beş senesini tamamlamamış kelimeler için karşılıklar üretmek lazımdır.
öte yandan efendim eşanlamlılık zenginliğine dair;
eş anlamlı yüzlerce sözcükten bir kısmı sözlükte kalıp yalnızca bir kısmı edebi ve konuşma dilinde yaşatılıyorsa bu düpedüz çöplüğe dönmüş bir sözlüğü olan dil demektir. nerede kaldı zenginlik.
(bkz: hey le le gule yandan gel)