hoşlanılan erkeğe açılamamak

26 Entry Daha
gey gençlerin çoğunda gözlemlenebilecek bir sıkıntı, bir tıkanıklık durumu. benim de lise, hatta üniversite yıllarım birilerine açılamamakla geçti.
biraz geç açıldım ben de. çok piç değildim. en azından şimdi olduğum kadar piç değildim. şimdi babam bile beni karşısına çekip azarlarken "taksim nonoşları gibisin" dediğinde çok utanmıyorum. çünkü artık kime nasıl göründüğümü umursayarak ömrümü çürütmeye değmeyeceğini anlamam gereken bir yaştayım.
başkalarının nelere takıldığı, neler uğruna süründüğü beni ilgilendirmiyor.

eskiden olduğum kadar masum kalmadığıma sevinirken, o halime de dudağımı büküp burun kıvırarak bakıyorum. yine de ona teşekkür etmek lazım. daha erkenden daha kötü düşebilirdim.

"şimdi olsa şöyle yapardım" lafları da aynı "keşke şöyle yapsaydım" lafları gibi. o utangaçlığa insanı iten koşullar başkalarını da saldırganlığa itiyordu. kimse için kabul edilir görülmeyen şeyleri evcilik oynar gibi yaşamamız ilk başta normaldi. şimdi ise içinden çıktığım o akvaryumun sağladığı ortamı uzaktan izleyip, "ben sigaraya yeni başladığımda birkaç senedir alkol kullanıyordum, arkadaşlarım da şunları şunları denemişti," gibi gereksiz gözlemler yapmak dışında bakılacak daha farklı şeyler olup olmadığını değil de
geçmişe değil geleceğe bakalım artık diyorum. herkes her şeyi anlardı da niye bozamazdık o gidişi diye soracak birisi değil de sorulacak kişi olduğumu şimdi anladım. o insanlar bensiz de aynı yerde olacaktı; ben kendime çok fazla yer açmadım. çünkü gereksiz bir korku, gençlik, toyluk, körlük, cahillik...

birilerini bakışlara hapsetmekle, başkalarını yanımda sıkıntıdan öldürmekle, duygusal iniş çıkışlara çekip kimi zaman küçük düşürerek, kimi zaman köpek gibi peşine düşerek; her şeyi, her duyguyu üstü kapalı yaşamaya çalıştığım zamanlar geçip bittiği için mutluyum. toplum beni bir uzaylı yerine koyduğu için belki, bir hastalık gibi davranmak dışında bir şey gelmedi elimden. şimdi aşısı tamam neredeyse. yalnızca eski köpekler havlamaktan bıkmadı. onlar da hevesi kursağında kalmış kıskanç pislikler olduklarını iyi bilirler. her neyse konuyu çok dağıttım.

şimdi çevremdeki sıradan insanlarla konuşurken bile onlar için yüz kızartıcı sayılabilecek meselelerin konusunu açmaktan çekinmiyorum. işin kötü tarafı, kimseyi sevmeyen bir insan olmam. yoksa, arasaydım, isteseydim birilerini bulur, hatta açılır, teklif bile ederdim gibi geliyor. belki öyle düşünebildiğim bir alanı yarattığım için yetinebiliyorum. yoksa acaba şimdiki
şimdiki özgürleşmiş aklımla eskiye dönebilsem o son tombul benim olur muydu? üzerine gitmeye geç kalmayı beklediğim için olamamıştı ya hani. neyse ki benim gibi geç olgunlaşan bir paraziti hayatına fazla sokmadı.

bak şimdi aklıma geldi yine. bu açılamamak, bu korkular, sıkışma falan
bize hayat diye, yaşam diye gösterilen şeyi, alışıldık olan şeyleri fazla ciddiye aldığımız için. en azından bizim gibilerin hayatı çok da ciddiye almaması lazım. çünkü çocuk olmak için gelmedik, çocuk kalanlara biz dadılık etmek zorunda kalıyoruz yalnız. milyonlarca insanın yaşayıp bildiği şeylerin

neyse işte o çocukla şimdi yine görüşmeye başlasam, eskiden belli ede ede yürüyordum ya, şimdi belki "senden hoşlanıyorum" falan diyebilirdim. belki yine kaçardı ahaha
23 Entry Daha