kuir

1 Entry Daha
ibne demeden önce bi durulması gereken kavramdır, queer thoery ( kuir teorisi) ile ülkemizde de son dönemlerde adı birçok metinde geçmeye başlamıştır.

http://en.wikipedia.org/wiki/queer_theory

kaosgl den alıntı:

queer kavramı (yazının sonraki kısımlarında kuir olarak geçecek), sistem tarafından bize dayatılan bütün toplumsal cinsiyet normlarına bir karşı duruşu ifade eder. amerikadaki, kapitalizmle iç içe geçmiş gay lifea bir eleştiri olarak ortaya çıkmıştır. gey kimliğinin, bu kavram ile kendini tanımlayan insanları belli kalıplar içine soktuğunu ve o kalıpları oluşturan yapıların altüst edilmesi gerektiğini savunur. gey dendiğinde aklımızda beliren imgenin feminen erkek ve lezbiyen denildiğinde maskülen bir kadın olması, birbirinin değili olarak kurgulanan kadınlık ve erkeklik kavramlarının ve rollerinin yeniden üretilmesi ile ilgilidir. kadın ve erkeğin tanımlanması gibi gey ve lezbiyenin tanımlanması da sorunludur çünkü insan değişkendir ve kişinin herhangi bir şeye veya birine olan arzusu da hayatı boyunca aynı kalmaz, sürekli değişir. bunun yanında, türkiyede kimlik politikası yapan ve bunun yasal hak alma mücadelesini veren bir avuç insan olarak bizler, lgbtt sorunlarını dile getirmek adına kimliklerimizi haykırmak ihtiyacı içindeyiz.

kuir teorisi, kendini kimlikler altında adlandırıp bu kimliklere ait normları yeniden üretmeye dair bir eleştiridir. batıdaki birçok lgbt hareketinde olduğu üzere yasal hakları alma iddiasını biz de sizin gibi normaliz söylemine dayandırılması sorunlu çünkü normalin tanımlanması zaten bir anormal tanımını da beraberinde getiriyor. içinde yaşadığımız sistemin, karşıt ikilikler tanımlaması ve kendini bu ikilikler üzerinden var etmesi sürekli dışlamak, ikincileştirmek için bir öteki yaratmasını gerektirir. avrupa ve amerikada bugün gözlemlediğimiz üzere lgbt hareketi kapitalizmle iç içe geçmiş, pridelar büyük firmaların sponsorluğu eşliğinde, bir protestodan ziyade karnaval havasında gerçekleşmektedir. batıda, uzun bir zaman önce ötekileştirildikleri için isyan eden lgbt bireyler, kendi varlıklarının sisteme bir darbe olduğunu unutarak sisteme haklar düzeyinde entegre oldular. bunun yanında, ötekileştirmeye her daim ihtiyaç duyan sistem, bir dönem lgbt bireylere yönelttiği nefreti, onların normalleşmesi sonucunda göçmenlere, müslümanlara, çingenelere ve diğer azınlık gruplara yöneltti. sistemin kendilerini bir dönem anormal, günahkar, hasta, ahlaksız olarak niteleyip dışladığı lgbt bireyler bugün diğer azınlık grupları benzer nefretle dışlamakta. bu; ötekisi olmadan var olamayanlık üzerine kurulu sistemin, en çok da toplumsal cinsiyet normlarının, kendisini medya, eğitim ve kurumlar gibi bütün araçlarıyla yeniden ürettiğini fark ettiğimizde, aslında eşcinsel, biseksüel veya transgender bir var oluşun tam da bu kalıplara bir karşı duruş olduğunu gözlemleyebiliriz. ama yine popüler olan her şeyin içinin boşaltılması -içinin boşaltılmasıyla popüler olması da diyebiliriz- bağlamında, erkekliği/kadınlığı sorgulamamıza kapı açabilecek gey/lezbiyen/biseksüel/transgender varlığı, yeni bir toplumsal cinsiyet kalıbı olarak karşımıza çıkıyor.

http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=6242
2 Entry Daha