mahalle baskısı

8 Entry Daha
kimse tarafından bilinmeyeceğini yahut izlenmeyeceğimizi bildiğimiz takdirde farklı davranacağımız tüm hal ve tavırlar bütünüdür. çoğunluğun görünmez baskısı altında icra ettiğimiz tüm davranışlar bundan nasibini alır.

keskin örnekleri vardır elbet; bazı bölgelerde ramazan ayında yasak olmasa dahi bir şeyler yiyip içememek, sevgililerin el ele tutuşamamaları, zorunlu olmayacağını bilse dahi din dersinden muaf olmayı dinsiz yaftasını yememek adına göze alamamak, güzel bir kıza laf atan arkadaşlarınızın yanında bir şeyler söyleme zorunluluğu hissetmek, etek boyunu toplum kabulüne göre ayarlamak, hala bir çok yerde sırf küpe taktığı için ibne lafına maruz kalınabiliyor. bekara ev vermekte tereddüt eden ev sahipleri de bu baskının uzantılarıdır.

mahalle baskısı nehir akıntısı gibidir, akış hızı ve debisine bağlı olarak etkileri farklılık gösterir. homojen yapıdaki baskının etkili olduğu alan değişkenlik gösterebilir. bazen atatürkçülük yahut din gibi tüm ülkede etkin bir mahalle baskısı olabilir. daha küçük çaplı; küpe takmak, oruç tutmamak, etek boyu, uzun saçlı olmak, siyasi düşünceleri dillendirmek, kişiler arası mesafe vs. bölgelere, şehirlere, semtlere hatta sokaklara kadar indirgenebilir.

baskı denen unsur, baskıyı uygulayan çoğunluk tarafından bilinçli ya da bilinçsiz şekilde olumlu bir yönlendirme yahut can simidi olarak görülür. daha ileri gidersek pozitif baskı olduğu durumlar da vardır. pozitiften kasıt evrensel insan hakları doğrultusunda oluşan baskıdır. misal ırkçı olsanız dahi bunu dillendirmek mahalle baskısı dolayısı ile her zaman mümkün olmayabilir.

farkında olmadan hepimizin bu baskının sağlanmasına katkı sağladığı olur. ortaya çıkan eylemin mahalle baskısı kalıbına sokulduğunu da her zaman fark etmeyebiliriz. bir kaç gün ateist gibi davranırsanız iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.

sonuç: açıklanamayan mezhepler/inançlar, sansürlenen haberler, içselleştirilmiş problemler, sindirmeler, göz yumulan şiddet.... uzar gider.

üstesinden gelmek zordur, büyük öz güven gerektirir. dediğim gibi nehir akıntısı gibidir; büyük bir kaya olmak gerekir akıntıya kapılmamak için, kaya olsanız da akıntıya kapılmasanız da törpülenmek kaçınılmazdır.

(bkz: toplumsal uzlaşma) (bkz: farkındalık) (bkz: vurun kahpeye)
4 Entry Daha