mahmut sütlaç

10 Entry Daha
onun anarşist olduğuna dair bir takım malumatın bir şehir efsanesi gibi sokaklarda yaşatıldığı bir hakikat ise de bunun aslı yoktur. doğrusu mahmut sütlaç bir osmanlı beyefendisinin biri kız iki evladından biriydi. zengin pederi vefat edip de zamanının örf ve adetlerince ona kalan sütlaç dükkanından kar etmediği bir yalandır. şayet aksi düşünülüyorsa bugün bilhassa sirkecide tapu araştırmalarına başlanması gerektiğini düşünmekteyim. bunun dışında onun kapitalist bir yaşama da sıcak baktığı ve bu hayasız hayatı tamamen yaşadığı söylenemez. sütlaç dükkanının bir anarşist toplantı mekanı olduğuna kaynaklık eden buluşmalar ise mahmut sütlaç ın devrin darülfünun talebelerine yaptığı bir kıyaktır. gençler oraya toplaşır sütlaç yer ve ardından kiler denilen kattaki yuvarlak masanın etrafında toplaşılıp bakunin üzerine derin tefekkürlere gark olurlardı.

mahmut sütlaç’ın kuşkusuz bu hadiselerle münasebeti vardır. zira kendisinin ruz-namelerinden anlaşıldığı üzere anarşist dostlarının tesirinde kaldığı müşahede edilmektedir. fakat bunu salt fikri bir etkilenme olarak algılamak büyük bir gaflet olacaktır. zira “selim bey” ismi onun bir aşk macerasının kahramanı olduğuna işaret etmektedir. şöyle ki…

selim bey darülfununda okuyup ileride tercüme dairesinde çalışacak olan bir talebedir. sosyalizm, anarşizm gibi bir çok hayalet ile boğuşan paristeki eğitimini yarıda keserek aynı hayaletin der-saadette de hortlamasını sağlamak arzusundadır. işlerin sarpa sardığı zaman dilimi tam olarak onun birkaç arkadaşıyla girdiği sütlaç dükkanıdır. o sırada bir mahkeme yapılmaktadır ve dükkan ağzına kadar dolmuştur. pierre loti sütlaçların ağızda köpürüyor oluşundan şikayetçi olmuştur. yahya kemal ise bunun şımarık avrupai bir yazar kırmasının iftirası olduğunu iddia etmektedir. diğer yandan mahmut sütlaç üzülmüştür. kendisi yüzünde peyda olan bu münakaşaya katlanamayıp tezgah arkasına çömelmiş bir yandan yirmi iki gün önce bıraktığı sigaraya yenden başlamış diğer yandan sütlaç yemektedir. onun bu gibi durumlarda elini fesin içine sokup oyunlar icat ettiği de görülmüştür. bu ilginç mekanizmasıyla rahatlamaya çalıştığı sıra selim bey içeriye girer. gürler. heeyyttt bea! bu tok ses üzere peyami safa sütlaç kasesini de alarak ortamdan uzaklaşır zira ilham gelmiştir. gereksiz bir şekilde herkes bu genç adamın konuyu öğrenmek için merakla bağırmasıyla ortalıktan sıvışmıştır. derken mahmut ile selim bakışırlar. fesler uçuşur. ortalıkta bir rüzgar. fakat dükkanda biri belirir. sevda hanım. selimle sevda sevdayla mahmut derken yeniden mahmutla sevda bakışırlar. aman rabbim derken içeriye müfide hanım girer. sevda hanım ile müfide hanım bakışırlar. derken sırasıyla…

maalesef ki olayın bundan sonrasına vâkıf değiliz. çünkü 22 rebiülevvel tarihli günlük sayfası burada son olmaktadır. fakat bir bilgimiz var ki o gün istanbul’da yeniçerilik kurumunun tekrar kurulması için sokaklara dökülen bir kısım eski kafalılar sütlaç dükkanını önce yağmalayıp sonra taşlayıp camlarını indirmiştir. bu olayın yeniçerilik maskesi altında işlenmiş bir anarşik hadise olduğu devrin gazetelerinde ilk sayfadan verilmiştir. ceride-i maarif adlı gazetenin bir haberini burada sizinle paylaşmak celp edecektir: pierre loti ile yahya kemalin tartışırken hiç bir şey yokmuş gibi bir anda münakaşayı kesmesi, dükkandan ilkin peyami safanın çıkması hayli düşündürücüdür. olayın devlet-i aliyyeyi zor durumda bırakıp müstakbel isyanları haklı göstermek için uydurulduğu da haberin bir başka yorumudur.

lev troçkiyle ilgili olan dedikodu ise asılsızdır. mahmut sütlaç bir lev tanır o da tolstoydur.
2 Entry Daha