burjuva devriminin bayrağında 'eşitlik, özgürlük, kardeşlik yazıyordu, ama kardeşlik erkek kardeşlik idi, burjuvazinin insan soyutlaması da, yüzlerce yıllık bir geleneği sürdürerek, kadını dışlayan bir nitelik taşıyordu. çünkü 17. ve 18. yüzyıllarında aydınlanmacı ve rasyonalist filozoflarının idealindeki akıl insanı da erkekti ve büyük fransız devriminin ünlü belgesi olan insan ve yurttaş hakları bildirgesi bu anlayışla kaleme alınmıştı. fransız devrimine büyük umutlar ve özverilerle katılan devrimci kadınların en radikal temsilcilerinden biri olan olympe de gouges, 1791 yılında kadın ve yurttaş hakları bildirgesini işte böyle bir hayal kırıklığı ve mücadele bilinci içinde ilan etti. ancak, erkek egemenliğine başkaldırının bedelini, giyotine gönderilerek pahalı ödedi: devrimci mahkeme, onu ,kadınlara yarışmayacak şekilde politikayla ilgilendiği için ve diğer kadınlara da ibret olsun diye ölüme mahkum etmişti. 19. ve 20. yüzyılda kadınların eşitlik mücadeleleri yoğunlaşarak devam etti ve en azından yasal kazanımlara yol açıldı.
ilgilenenlere yazının tamamı
http://emreakpek.com