osmanlı türkçesi

1 Entry Daha
osmanlı türkçesi, tek bir türkçe değildir.

saray ve divan edebiyatı kullanımı farklı ve ağır, halk içindeki kullanımı ise hemen hemen günümüz türkçesi gibidir. selçuklu devleti* de benzer özellik gösterir. hatta onlar daha da ileri gidip, saray dilinde farsça kullanmışlardır. ancak selçuklular'da da, anadolu beylikleri'nde de halk, osmanlı türkçesi'nden pek farkı olmayan bir türkçe konuşuyordu. rumlar, ermeniler gibi halklar da, kendi dillerini muhafaza etmekle birlikte, imparatorluk lingua franca'sı türkçe olduğundan, türkçe bilir ve konuşurlardı genel olarak.

bölgesel farklılıklar da vardır, kimileri günümüze yansıyan. balkanlar'daki, rumeli'ndeki osmanlı türkçesi ile, ortadoğu'daki de, levant'taki de, vb.'deki de farklıdır. bunun da nedeni yöresel dil kullanımları ve imparatorluk nüfusunu oluşturan yerel unsurların, farklı halkların dillerinden geçme sözcüklerin kullanımı ve yöresel ağızlar, telaffuz şekilleridir.

bir diğer fark da, dönemseldir. her dönemin osmanlı türkçesi, dil yaşayan bir yapı olduğu için, farklılık arzeder.

bir başka farklılıksa, yazım üslubu, yazı şekillerinden, tarzlarından oluşandır; kufi yazı ile, divani yazı vb. farklıdır...

son olarak bir ek yapayım: alfabe, arap alfabesi temelli olmakla beraber tam olarak arap alfabesi değildir. türkçe'nin ihtiyacı olan kimi harflar uydurulmuş veya yine arap alfabesi temelli olan fars alfabesi'nden alınmış ve osmanlı türkçesi alfabesi yapılmıştır. "lamelif" gibi "lam" ve "elif"´ten oluşma harflar gibi. "çim" gibi... üstün, ötre ve şedde, med vb. denen işaretler de cabası. bu bağlamda, karışıklıklardan kurtulma adına latin alfabesi temelli türk alfabesi'ne geçmemiz çok iyi olmuştur! şükür ile şeker'i ayıramayan, cümlenin gelişinden anlayan, unutulmuşluk ve yanlı anlama yüzünden, şükür bayramı yerine şeker bayramı, yani ramazan bayramı kutlayan bir millet için, böylesi en iyisi olmuştur.*

1 Entry Daha